F tipinde yeni işkence 'süngerli oda'
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde duvardaki özel fotoğraflarının alınmasına itiraz eden iki mahkûm, dövülüp akıl hastalarına özgü 'süngerli oda'ya atıldıklarını söyledi

Ertuğrul MAVİOĞLU'nun haberi
Tutukluların kendi aralarında haftada 10 saat 10’ar kişi görüşmelerine olanak tanıyan 45/1 numaralı Adalet Bakanlığı genelgesini yıllardır uygulamayan F tipi cezaevlerinde, hücre koşullarını daha da ağırlaştıran yeni tecrit yöntemlerinin geliştirildiği ortaya çıktı. Kocaeli 1 nolu F tipi Cezaevi görevlileri, koğuş araması sırasında önce dövdükleri tutukluları, ardından psikolojik rahatsızlık geçiren mahkûmlar için inşa edilmiş süngerli odalara kapattı.
F tipi cezaevlerinde yaşadıkları tecrit uygulamasından şikâyetçi olan tutuklular, şimdi de ‘süngerli oda’ işkencesine tabi tutuluyor. Tutukluların anlatımına göre, adına ‘süngerli oda’ denilen hücrelerin kapısında mont, kemer ve ayakkabılara el konuluyor. Bu özel tecrit bölümlerinde ne ısıtıcı, ne yatak, battaniye ne de masa, sandalye var. Tek başına atılıp 24 saat boyunca kaldıkları bu hücrelerde, su dahil hiçbir talepleri karşılanmayan tutuklular, görevlilerle de iletişim kuramıyor.
Kocaeli 1 nolu F tipi Cezaevi’nde 11 Şubat 2010’da yapılan koğuş aramasında tutuklulara ait duvarda asılı özel fotoğraflara el konuldu. Bu uygulamaya itiraz eden tutuklular Özcan Bayram, Sadık Kan ve Veli Dikme, görevlilerin saldırısına maruz kaldıklarını ve dayak yediklerini öne sürdüler. Tutuklulardan Sadık Kan ve Özcan Bayram ise dayağın ardından ‘süngerli odaya’ konuldu.
Tutuklu Özcan Bayram 11 Şubat günü başından geçenleri şöyle anlattı:
“Beton zemine yatırılarak üzerimize ayaklarıyla, elleriyle kolumuzu arkadan kırarak yerde öyle beklettiler. Ben yerde o şekilde üzerimde gardiyanlar varken, bir tanesi yüzümün sağ kısmına üç - dört kez üst üste yumruk attı. Yüzümün sağ kısmı kaş hizasına kadar şişti ve ağzımın içi kanadı. Ayrıca sol gözüme de darbe aldım. Havalandırmada yaptıkları saldırı yetmemiş olacak ki, bu kez yaka paça ‘süngerli oda’ diye tabir edilen işkence odasına götürüldüm. Süngerli odaya atılmadan önce üzerimdeki mont ve kemer alındı. Ayağımda ayakkabı da yoktu. Isıtıcı, yatak, battaniye namına bir şey olmadığı bu yerde 24 saat hiçbir ihtiyacım karşılanmadan tutuldum. İçme suyu talebim dahi reddedildi.”
Israrlı talepleri üzerine revire çıkarıldığını, oradan hastaneye sevk edildiğini belirten tutuklu Özcan Bayram, bekletildiği havalandırmada yağmurdan ıslandığını, bu halde yeniden süngerli odaya konulduğunu da söyledi.
Sormak da yasak
11 Şubat’ta Sadık Kan ve Özcan Bayram ile birlikte koğuş araması bahanesiyle dayak yiyen tutuklulardan Veli Dikme hakkında da ‘süngerli oda’ya atılan arkadaşlarının durumunu sorduğu için soruşturma açıldı.
Veli Dikme, Özcan Bayram ve Sadık Kan hücreye atıldıktan sonraki gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Arkadaşlarımızın akıbetini sormamıza cevap verilmemesini protesto etmemizden kaynaklı disiplin soruşturmaları açıldı. Özcan ve Sadık arkadaşlara, ‘kendilerini duvarlara çarparak yaralanmaları, odadaki eşyaları kırarak idareyi kötü duruma düşürmek istemeleri’ gibi gayet iyi bilinen beylik cümleleri kurarak soruşturma başlattılar.”
Süngerli oda nedir?
F tipi cezaevleri henüz açılmadan Adalet Bakanlığı’nca gerçekleştirilen basın turunda süngerli odalar gazetecilere gösterilmişti. Yetkililer süngerli odaları, ‘psikolojik durumu bozulduğu için kendisine zarar verme ihtimali doğan tutuklu ve hükümlülerin geçici süre konulacakları bölüm’ diye tanıtmıştı. Süngerli odaların tüm duvarları yumuşak malzemelerle kaplı ve içeride ses yalıtımı söz konusu. Bu odalara tutukluların kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle kalorifer, masa gibi eşyalar konulmuyor.