Dursun Çiçek: 3 kız kardeşim türbanlı
'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasının tutuklu sanığı kurmay Albay Dursun Çiçek, ailesi ile ilgili çok ilginç bir bilgi verdi. "Keşke şehit olsaydım" diyen Çiçek, kürsüde gözyaşlarına boğuldu. Çiçek'in bir mesajı dikkat çekti:

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı kurmay Albay Dursun Çiçek, bir imza benzediği için müebbetle yargılandığını belirterek, ''Ben irtica işinden anlamam. Bu konunun tartışılmasından da rahatsızım. 5 kardeşiz. 3'ü kız ve türban takıyor'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden Çiçek, Deniz Kuvvetlerinin, denizde dolaştığını, cuntadan haberi olamayacağını söyledi.
Deniz kuvvetlerinin ülkenin milli çıkarlarının korunmasında ön safhada yer aldığını ifade eden Çiçek, Türkiye'nin Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de bu alanda lider ülke olduğunu, bunun bazılarını rahatsız ettiğini kaydetti.
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın son sayfasındaki imzanın Dursun Çiçek'e benzediğinin belirtildiğini, bu durumda diğer sayfalardan kendisinin nasıl sorumlu tutulacağını belirten Çiçek, ''Sayın Haşıloğlu, bir imza benziyor diye müebbetle yargılanıyorum. Bu hukuk mu, vicdan mı?'' dedi.
Böyle bir plan yazması için kendisine görev verilmediğini dile getiren Çiçek, şunları kaydetti:
''Ben irtica işinden anlamam. Bu konunun tartışılmasından da rahatsızım. 5 kardeşiz. 3'ü kız ve türban takıyor. Bu konuların tartışılmasına karşıyım. Benim cemaatle ilişkim olmaz. Bana ne iktidardan? Halkın seçtiği iktidar başımızın üstündedir. Biz bu çağın, Cumhuriyet'in çocuklarıyız. Bunu, algılamayanların kafasına sokarız. Bize ne iktidardan, irticadan. Ben masumum. Bu belgeyi hazırlamadım. Bunu gazetede gördüm. Siyah keçeli kalemle atılmış. Bu imza taklit.''
Askeriyede kendisinin kullanabileceği bütün bilgisayarlar ve yazıcılarının araştırıldığını belirten Çiçek, askeriyede silinen belgelerin bile çıktısının alınabileceğini dile getirdi.
Çiçek, onlarca bilirkişi raporu ve tutanağın hiçbirinde kendisiyle ilgili bir iz olmadığının yer aldığını ifade etti.
-HUKUKÇULAR BASKI ALTINDA-
Yüze yakın tanıktan hiçbirinin kendisini suçlamadığını anlatarak, savcının en kestirme biçimde belgenin kendisinin eli ürünü olduğunu ifade ettiğini anımsatan Çiçek, ''Hukuk adamları, yargıçlar, çarşaf çarşaf baskı altında. Sayın Başkan da bunun acısını çekiyor. Savcı baskı altında. Dursun Çiçek yansın'' dedi.
İddianamede parmak izinden söz edilmediğini belirten ve parmak izi incelemesinin de imza kadar önemli bir delil olduğuna işaret eden Çiçek, belgede parmak izinin olmadığını kaydetti.
Çiçek, bu belgeyi haber yapan gazetecinin kaynağını açıklaması gerektiğini söyleyerek, ''Dursun Çiçek'in 1 yıldır gecesi gündüzüne karışıyor. Kimden aldığını açıklasın'' dedi.
Kendisinin, birlikleri dolaşarak, güvenlik zafiyetleri olup olmadığını denetlemesi gerektiğini belirten Çiçek, ''İskenderun'da 6 tane şehit verdik. Denetlemeye gitseydim onlar şehit olmayacaktı. Tedbir alacaktım'' şeklinde konuştu.
Dursun Çiçek, 6 Kasım 2009'dan beri korumayla dolaştığını, ailesi tehdit altında olduğu için uyuyamadığını dile getirerek, bu sahte planın psikolojik harekat ürünü olduğunu savundu.
Kendisinin 7 yıldır psikolojik harekatçı olduğunu ifade eden Çiçek, bu tertibin amacının iktidar ile Genelkurmay Başkanlığının arasını açmak olduğunu söyledi.
Kendisinin de bu tertipte, senaryoda rol verilen kişi olarak mahkemenin karşısında olduğunu, gerçek Dursun Çiçek olarak burada bulunmadığını dile getiren Çiçek, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in 10 Nisan 1919'da asılmak üzereyken söylediği son sözlerini tekrarladı.
-''KEŞKE ŞEHİT OLSAYDIM'' DİYEREK AĞLADI-
Geçen yıl Mart ayında Genelkurmay Askeri Disiplin Mahkemesinde başkanlık görevi yaparken bir binbaşının belge sızdırdığı iddiasıyla yargılandığını belirten Çiçek, ''Binbaşı, 'Bu suçtan yargılanacağıma şehit olsam daha iyi' dedi. Ben de keşke Güneydoğu'da şehit olsaydım bunları yaşamasaydım'' diyerek ağladı.
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmaya öğlen arası verdi. Çiçek'in salondaki kürsüde bir süre ağladığı görüldü.
Duruşma öğlen arasının ardından Çiçek'in savunmasını yapmasıyla devam ediyor.
ÇİÇEK: BİRİLERİ BENDEN ONUR İNTİHARI BEKLEMESİN. BENİM ÇOK SEVDİĞİM EŞİM, ÇOCUKLARIM VE YAKINLARIM VAR. DAHA ÇOK HİZMET EDECEĞİM ÜLKEM VE MİLLETİM VAR
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek, ''Birileri benden onur intiharı beklemesin. Benim çok sevdiğim eşim, çocuklarım ve yakınlarım var. Daha çok hizmet edeceğim ülkem ve milletim var'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden Çiçek, bir yıldır her hareketinin izlendiğini ve iddianamede 70'e yakın telefon görüşmesi kaydının bulunduğunu söyledi.
Kayıtlarda suç işlediğine dair en küçük bir kelimesi olmadığını vurgulayan Çiçek, ''Bu kayıtlar, özel hayatın gizliliğinin ve iletişim hakkının ihlali anlamına geliyor. Eğer gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmayacak kayıtlar ise iddianameden çıkarılmasını talep ediyorum'' dedi.
Savcının sadece suçladığını ve herhangi bir araştırmaya girmeden bir iddianame hazırladığını ileri süren Çiçek, şunları söyledi:
''Sayfalar dolusu lehte delil var. Ama bunları dikkate almıyor, çünkü tertip bozulacak. İftiralarla iddianame hazırlayan, TSK'ya hakaret eden, yasalara aykırı davranan bir savcıyla karşı karşıyayız. Adalet Bakanlığı tarafından savcının 13 suç işlediği tespit edildi. Buna rağmen, hala savcı görevi başında. Bu nedenle suç duyurusunda bulunulmasını arz ediyoruz. Diğer girişimlerimizi yapıyoruz zaten. Savcı, Cumhuriyet savcısı mı, soruşturma savcısı mı, yoksa senaryo savcısı mı, bunu bilmek istiyoruz. Benim terör örgütü üyesi olduğumdan şüphe ediyormuş, tahminde bulunuyormuş. Ama delil yok, harıl harıl delil arıyor. Tutarsız bir savcıyla uğraşmak zorunda kalıyorum.''
Çiçek, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu, masum bir insanın tutuklandığını ve bunun Türkiye'ye yakışmadığını kaydetti.
Terörist başı Abdullah Öcalan'la aynı maddeden yargılandığını ifade eden Çiçek, savunmasını şöyle sürdürdü:
''Peki ne suç işledik, ne yaptık? İftiraya uğrayan bir insan yargılanıyor. Delilsiz değerlendirme yapılıyor. Şartlar eşit değil. O savcı, ben sanık. Biz gerçekleri ortaya koyuyoruz, ama onun dediği oluyor. Bir senedir mağdur ediliyorum. Savcı o kadar ileri gitti ki, 33 erin şehit edilmesiyle ilgili belge ve evrakları istiyor. Bana bir suç yüklemesi lazım ya. Bunların hesabını hukuken soracağım. Davayla ilgili olmayan birçok şeyi aralara serpiştiriyor. Beni terör örgütü üyesi yapacak ya. Sahte belgeler, komplolar, gizli tanıklar, adaleti kemiriyor, bitiriyor. İlk defa böyle bir savcı görüyorum. Biz delil koyuyoruz, elinin tersiyle atıyor. Ama gizli tanık ya da ihbar mektuplarına çarşaf çarşaf yer veriyor. Savcı tertibin bir parçası. Savcı, hukuk anlamında olayı kan davasına çeviriyor.''
-''BİZ CUMHURİYET ÇOCUĞUYUZ''-
Çiçek, 63 gündür tutuklu bulunduğunu ve adalete güvendiğini belirterek, ''Cezaevinde yanımda bulunanlara, 'Adalete güvenin' diyorum. Ama bana 2'ye 1 tutuklu kalacaksın demelerinden zül duyuyorum. Ben de birileri gibi onur intiharı mı yapayım? Bunu benden kimse beklemesin'' diye konuştu.
Duruşmayı izlemeye gelen teyzesinin türbanlı, eniştesinin de imam olduğunu aktaran Çiçek, ''Biz Cumhuriyet çocuğuyuz. Biz kimsenin yaşam tarzıyla ilgilenmiyoruz, herkese saygı gösteriyoruz. Cuntaymış, darbeymiş... Başka kapıya, başka kapıya'' dedi.
Genelkurmay Başkanlığında, Yargıtay'da, her yerde hesap vermeye hazır ve alnının açık olduğunu vurgulayan Çiçek, Dursun Çiçek vakasının Türk yargı sistemine kara leke olarak geçeceğini savundu.
Görevinin başında olması gerekirken cezaevinde olduğunu dile getiren Çiçek, ''Gençler şehit olurken, biz burada atılan iftiraları temizlemeye çalışıyoruz. Bırakın işimizi yapalım. Bir saldırı olduğunda vicdan azabı duyarım. Askerleri, subayları sıfırlamaya çalışıyorlar'' şeklinde konuştu.
-YALAN MAKİNESİNE BAĞLANMAK-
Çiçek, evrak ve belge niteliği olmayan, tarihi ve gönderildiği makamı içermeyen, içerik ve format olarak yetersiz, sahte ve taklit imzalı olduğu yasal delillerle kesinleşen 3 maddelik sahte bir plan ile tutuklandığını savunarak, bu plan ile cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini yapmasını engellemenin mümkün olmadığını söyledi.
''Bundan sonra mağdur olmamak için vicdanınıza sığınıyorum'' diyen Çiçek, şunları söyledi:
''Sahte plan üzerindeki taklit imzanın bana ait olmadığına yüce mahkeme heyetini ve iddia makamını nasıl ikna edebilirim diye bir yıldır düşünüyorum. Yemin etmek, kutsal kitaba el basmak, yalan makinesine bağlanmak... Her şeye açığım. Ne yapmalıyım? Birileri benden onur intiharı beklemesin. Benim çok sevdiğim eşim, çocuklarım ve yakınlarım var. Daha çok hizmet edeceğim ülkem ve milletim var. Ben inancı gereği sonuna kadar mücadele azim ve kararlılığında olan bir insanım.''
Bu davanın Yargıtay'daki İlhan Cihaner davasıyla birleştirilmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, kendisi ve oğlu hakkındaki iftiraların, özel hayatın gizliliğini ihlal eden dinleme kayıtlarının iddianameden çıkarılmasını istedi.
Çiçek, gizli tanıklar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ederek, soruşturma savcıları hakkında da TSK'yı alenen aşağılama ve iftira gibi nedenlerle suç duyurusu yapılması talebinde bulundu.
Adalete güvendiği esas noktanın, yargıçların hukuka, kanuna ve vicdanına göre karar vermesi olduğunu ifade eden Çiçek, ''Hakkımdaki hukuk ve vicdan dışı iddialara rağmen hukuk ve adaletin gereğinin yapılmasını bekleyen onurlu ve şerefli bir baba, bir eş, bir subay, kardeşiniz olarak hakkımda Anayasa'nın 19. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanmasını ve tahliye kararı verilmesini istiyorum'' diye konuştu.
Çiçek'in savunmasını yaklaşık 3,5 saatte tamamlamasının ardından, Mahkeme Heyeti Başkanı tarafından daha önce alınan ifadeleri okundu.
Duruşmaya ara verildi.
-
iibrahim kaya 14 yıl önce Şikayet Etvalla suçlu olsa bile. anlattıklarından sonra ne kadar pişman olduğu belli.bir daha kalem oynatamaz.ayrıca suçluluğu ispat olunana dek herkes masumdur. yalnız anlamadığım bu kadar önemli bir belge nasıl olduda gk dan dışarı sızdı.allahtan savaşta değiliz.Beğen
-
serhat emin 14 yıl önce Şikayet Etbüyükanıt da öyle derdi. iyi çocuktur tanırım.bekleyip görelim bakalım olay nasıl gelişecek,şimdilik birkaç ispat var ama.Beğen
-
Adem Cicek 14 yıl önce Şikayet Etonu cok iyi tanirim,. Dursun Cicek öz dayim benim...sizler onu sadece gazetelerden televizyonlardan taniyorsunuz, ben onu yasadim gördüm biliyorum. Hic bir zaman dine düsmanlik yaptigini görmedim, ailesine yakinlarina karsi her zaman adaletlidir. Beraber cuma namazlarinada gittik. Basörtüsüyle annemi askeriyenin lojmanlarinin oldugu siteye sokmazlardi dayim gelir annemi iceri alirdi. Daha bir sürü sey anlatirim ama maalesef insanlari karalamak suclamak cok ucuzlamis...Beğen
-
Adem Cicek 14 yıl önce Şikayet EtAllah rizasi icin. Hepinizden Allah rizasi icin birsey istiyorum. Olayi tek tarafli degerlendirmeyelim. Adaletli olalim, sevmediginiz bir insanda olsa, adaletli olmak zorundayiz. Bunu bize kitabimizda böyle söylüyor ayetlerde. Evet kurumlar diyorki "imza dursun cicekin el ürünüdür" ama ayni kurumlar mesela Tübitak diyorki bu imza o kadar basitki yargilamak icin esas delil olamaz diyor. Lütfen bir insani karalamadan önce iyice okuyalim bilgilenelim. Bir kurumda kötüler cok diye herkes kötü damgasi yiyemez...Beğen
-
tankoy oytun 14 yıl önce Şikayet Etileri sürülmeye başlanan tez ve olaylar.... bu pkk niye vuruyor biliyormusun hükümet beceremiyor.haber alamıyor.hakim değil(halbuki şimdiye kadarkilerin en hakimi)... ergeneoncular da serbest bırakıacak çünkü hepsi iftiraydı.yalandı(gerçeğin ta kendisi ama güçleri yetip çıkabilirler,hem suçlu hem güçlü)allah fesatçıların şerrinden korusun.Beğen