Bulut deprem habercisi olabilir mi?

Fransız asıllı Türk vatandaşı Ronald Karel'den ilginç iddia: Bulutlara bakarak 24 saat önceden deprem bilinebilir. Karel'in iddiasına bilimadamları ne diyor?

Bulut deprem habercisi olabilir mi?
Bulut deprem habercisi olabilir mi?
GİRİŞ 21.05.2005 08:06 GÜNCELLEME 21.05.2005 08:06

TÜRKİYE’NİN gündeminden düşmeyen konulardan olası Marmara depremi hakkında anlatılanların birçoğu komplo teorisi ya da şehir efsanesine dönüşmeye başladı.

Ancak bazı iddialar araştırılmak için bekliyor. Bunlardan biri bulutların yönü ile depremler arasında bariz ilişki olduğunu 40 yıl önce fark ettiğini söyleyen Fransız asıllı Türk vatandaşı Ronald Karel.

Londra’da yaşayan 52 yaşındaki Karel, 14 yaşından beri bulut ve deprem arasındaki bağlantı ile uğraştığını ve depremden 6- 24 saat önce alçak bulutların yönünde sapmalar yaşandığını iddia ediyor. İlk, orta ve liseyi İstanbul’da tamamlayan amatör araştırmacı, Londra’da turizmci olarak çalışıyor. Günden günden güncellenen www. meteoquake.org adlı web sitesinde konuya duyarlı bilimadamlarının makalelerine yer veren Karel, İngiliz Hükümeti’nin yeni projelere destek amacıyla sağladığı fondan yararlanarak İngiltere İlim Araştırma Teşkilatı’nda inceleme grubunu ve kurumun içtüzüğünü şu aralar oluşturmakla meşgul. Karel, düzgün Türkçesiyle deprem meydana gelmeden önceki değişim sürecini şöyle özetliyor:

“Depremlerden 6 saat ile 24 saat öncesi alçak tabakadaki bulutlar yön değiştiriyor. Bu bulutlar depremin kuvvetine eşit bir hızda 2- 3 saat içinde görünüp kayboluyorlar ve zaman zaman yeryüzüne iniyormuş izlenimi veriyor.” Bu doğa olayının yerçekiminden dolayı çatlak faylardan meydana gelen elektro- manyetik olay olduğuna kanaat getirdiğini ifade eden Karel, deprem olmadan 2 hafta önce radon gazının çoğaldığına dikkat çekiyor.

Depremleri tahmin ettim

Birçok orta ve büyük şiddette depremi tahmin ettiğini vurgulayan araştırmacı, 1970 yılında meydana gelen ve bin 87 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan Gediz Depremi’ni de 24 saat öncesinden tahmin ettiğini iddia ediyor. Karel, o günü şöyle anlatıyor: “Rüzgâr tamamen orta bulutların her zamanki hareket edişlerine ters yönde esiyordu. Bu anormal bir durumdu ve kısa sürdü. Sinoptik haritalar 6 saatte bir çizildiği için bu durum Yeşilköy’deki Meteoroloji Müdürlüğü’nün bile gözünden kaçtı ve 24 saat sonra Gediz’de deprem oldu. Bu bulutlar deprem fayları üzerinde oluşuyor.”

Yine 11 Haziran 1974’te askerdeyken sabah gökyüzünde alçak stratus bulutlarını gördüğünü ve üstte alto bulutların tam ters yönde hareket ettiğini dile getiren Karel, bulutların bir süre sonra kaybolduğunu ve rüzgârın normal seyrine döndüğünü belirtiyor. Aşkale’nin birkaç yüz kilometre güneyinde 4 büyüklüğünde sabah 8-12 arası deprem olacağını koğuştaki herkese bildirdiğini söyleyen araştırmacı, iki gün sonra bir askerin gazeteyle yanına gelerek Elazığ’da öğleye doğru 4.1 şiddetinde deprem olduğunu kaydediyor. Karel’e göre deprem bulutları ortaya çıktığı zaman hayvanlarda ve insanlarda huzursuzluk oluyor. Karel bu değişikliği radon gazından kaynaklandığını ifade ediyor.

Türkiye’ye gelecek

2 ay içinde Türkiye’ ye geleceğini belirten Karel, olası Marmara depremi öncesinde atmosfordeki değişiklikleri incelemek için Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden izin alacağını ifade ediyor. 1999 Marmara Depremi’nde Türkiye’de olamamaktan büyük üzüntü duyduğunu belirten araştırmacı, birçok deprembilimci ve meteorologdan destek aldığını kaydediyor. Hollanda’daki Uluslararası Yerbilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. J. L. van Genderen ile irtibatta bulunan Karel’in web sitesinde makalelerinin yayınlandığı bir isim de Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın bir dönem okul arkadaşı Prof. Dr. Uğur Kaynak.

Prof. Dr. Uğur Kaynak : Ben de gördüm

“KAREL’İN belirttiği deprem bulutlarını 20 yıl önce ben de gördüm ancak o zaman için bir anlam veremedim. Jeofizik ile ilgili araştırma yapanlara destek veririm. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı iyi bilirim. Olası Marmara Depremi’nin 2007’de gerçekleşeceğini tahmin ediyorum ve bunun için Karel ve benzeri teorisyenlerin düşüncelerine önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anda işadamı, köy muhtarı, öğretmen, balıkçı gibi gözlem gücü güçlü kişilerden oluşan Amatör Sismolog Grubu oluşturuyorum. Depremden 3 gün önce çevresel ve atmosferik değişiklerin olduğuna katılıyorum. Karel’in açıklamalarındaki tek şüphe ettiğim konu, uzakta olmasına rağmen Gediz depremini tahmin ettiğini söylemesi. Atmosferde bulutlarda meydana gelen değişim alanın ancak 500 metre ilerisini ve gerisini etkileyebilir. Kilometrelerce uzaklık kuşku doğuruyor.”

Prof. Dr. Mahmut Barla (İ.Ü. Deniz İşletme Mühendisliği Öğretim Üyesi) : Araştırılsın

“KAREL’İN web sitesini kutladım ve araştırmalarında başarılar diledim. Türkiye’de depremle ilgili tüm olasılıkları değerlendiren bir merkezin kurulmasını destekliyorum. Deprem öncesinde fay hattından büyük bir enerjinin gökyüzüne çıktığı bariz. Bunun da bulutların yönlerini etkileyebilme olasılığı var. 2003 yılındaki Saroz Depremi’ni atmosferik değişiklerden ötürü 2 gün öncesinden bildim. Karel, Türkiye’de oluşturulacak merkezin yöneticisi olabilir, araştırmacı bilimadamlarının içinde olmaya ise ‘evet’ derim.

Yrd.Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu: (TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı : Bazen tutuyor

“ATMOSFERİK olaylarla deprem arasında hiçbir bağıntı yok. Bunlar tesadüfi olaylar. Bazen denk geliyor. Bundan birkaç yıl önce yine böyle iddialarda bulunan bir ingilizce öğretmeniyle internette görüştük. Söylediklerinin bilimdışı olduğunu belirttim. Bulutlarla ilgili şehir efsaneleri çok var. Bazı iddia sahipleri kendilerini öne çıkarmak için kafayı bu konuya takıyor. Karel’in Türkiye’de bununla ilgili bir merkez açmak için izin alabileceğini sanmıyorum.”

Prof. Dr. Ahmet Ercan (Jeofizik Kurumu Başkanı ve İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi) : Isı artışı oluyor

“DEPREM gerçekleşmeden önce kırık kuşağının üzerinde ısı artışı sonucunda buharlaşma meydana geliyor. Bu gökyüzünde jet uçağının bıraktığı iz gibi izin oluşmasına neden oluyor. İz, kırığın boyuna bağlı olarak fay alanının 50-100 kilometre civarında görünüyor. Sarsıntılar gökyüzü kaynaklı olmadığı halde yeniay ve dolunay dönemleriyle bazı gezegenlerin aynı hizaya gelmesi depremi tetikliyor. Türkiye’de maalesef astronomik olaylarla jeofizikçilerimiz ilgilenmiyor. İncilimi yapan bir kurum da yok.”


Gülçin Günay / HO Tercüman

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İstanbul'da toplu taşımayı çökertecek duyuru! O tarihten itibaren sefer durdurma kararı
Çirkin sözlere tepki yağdı! Celal Şengör hakkında hapis talebi