Bağış: Kadınlarımız hem çocuk hem de kariyer yapsın

Bağış, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Kadın Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi'nin ikinci gününde yaptığı konuşmada, böyle bir toplantının sadece ülke içindeki diyaloğu artırmakla kalmayacağını, belki de medeniyet yolculuğunda Türkiye'nin vermek istediği mesajın uluslararası kamuoyuna aktarılmasına da çok önemli katkıda bulunacağını söyledi.

Cinsiyet eşitliği sorununun küresel bir sorun olduğunu ifade eden Bağış, bu konuda dünyanın dört bir yanında adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Bağış, ''Biz Batılı birçok ülkeden daha evvel seçme ve seçilme hakkını vermiş olmamıza rağmen, bugün birçok Batılı ülkenin gerisinde kalmış durumdayız. Atatürk'ün kurduğu ilk Meclis 1935'te kadın oranı açısından bugünkü Meclisimize kadarki en yüksek orandaki Meclis. 2007'de ilk defa 1935'teki oranın üzerine çıktık. Şu anda çıktığımız oran yaklaşık yüzde 9,5 ama toplumun en az yüzde 50'sini temsil eden kadınları temsil etmediği çok açık. Bu yüzden Türkiye'nin de yapması gereken önemli çalışmalar var'' dedi.

Türkiye'de farklı kesimlerin farklı beklentileri, umutları olabileceğini, bütün bu farklı kesimlerin buluşabileceği ve hepsinin beklentilerine cevap verecek sürecin Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreci olduğunu vurgulayan Bağış, ''AB sürecini Türkiye'nin bir tutkalı olarak, Türkiye'nin farklı kesimlerinin buluşabileceği bir platform olarak görüyorum'' diye konuştu.

Bağış, AB sürecinde de kadınların desteğini çok önemsediğini, bu toplumun yarısını temsil eden kadınların desteği olmadan Türkiye'nin AB sürecinde ilerlemesinin çok kolay olmayacağını söyledi.

51 yıldır Türkiye'nin AB'ye üye olmaya çalıştığını, ancak bu 51 yılın 50 yılında Türkiye'nin askeri anayasalarla yönetildiğini dile getiren Bağış, daha evvel askeri anayasalarla üye olmaya çalışıp da olamayan ülkeler gibi Türkiye'nin de bir türlü AB'ye üye olamadığını ifade etti. Bağış, ''Dün 1960 darbesinin 50. yıl dönümüydü, 1960 darbesi sadece Türk demokrasisine değil aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa ile bütünleşme sürecine de çok ağır bir darbe vurmuştur'' dedi.

O günden bugüne Türkiye'nin çok değiştiğini, artık Türkiye'de eskiden hayal bile edilemeyecek özgürlüklerin yaşandığını ifade eden Bağış, bütün bu değişikliklerin arkasında AB sürecinin çok önemli etkisi olduğunu söyledi.

Bağış, ''AB süreci olmasaydı belki bu ülkede hala idam cezası olacaktı, hala devlet güvenlik mahkemeleri olacaktı'' diye konuştu.

Hiçbir ülkenin müzakerelere başlamak için 45 yıl beklemediğini, ama sürecin bundan sonraki kısmının bir 50 yıl daha sürmemesi gerektiğini söyleyen Bağış, onun için bu sürecin sadece devlet tarafından yönetilen bir süreç olmaktan kurtarılıp, toplumun her kesiminin bu sürece sahip çıkması gerektiğini vurguladı.

Egemen Bağış, ''Bugün AB genelinde kadınların işgücüne katılımı yüzde 55 iken bizde bunun dörtte biri civarında. Bunu mutlaka artırmamız gerekiyor. Kadın işverenlerimizin, girişimcilerimizin sayısının artırılması buradaki en kestirme çözüm olacaktır'' diye konuştu.

Eşi Beyhan Bağış'ın selamlarını da ileten Egemen Bağış, ''Dün sabah perakendecilerle birlikte Budapeşte'ye uçtu. Selamlarını ve destek mesajlarını iletmemi istedi. Gerçekten de evde biz bu konuyu çok sık konuşuyoruz, Türk kadınının önünü açabilmek için, Türkiye'de kadınların hem siyasi hayatta hem iş hayatında hem sosyal hayatta fikirlerini de daha belirgin bir şeklide ortaya koyabilmesi için yeni çözüm önerileri üretmemiz gerekiyor'' şeklinde konuştu.

-''TÜRKİYE'DE ZİHNİYET DEĞİŞİYOR''-

AB süreciyle ilgili yaptırdıkları anketlerde kadınların AB sürecine olan desteğinin erkeklere oranla daha yüksek olduğunu gördüklerini belirten Bağış, toplumu şekillendiren kadınlar olduğu için bu sürecin geleceğinden çok umutlu olduğunu vurguladı.

Kadınsız siyasetin Türkiye'ye çok bir şey kazandıramayacağının ortada olduğunu ifade eden Bağış, AB sürecinin sadece işçilerin sadece azınlık mensuplarının, farklı etnik kökene sahip olan kesimlerin değil farkı cinsiyetlerin de farklı yaşam tarzlarının da daha rahat nefes alabilmesini, daha fazla oksijene kavuşabilmesini sağlayacağına yürekten inandığını kaydetti.

AK Parti olarak da kadınları çok önemsediklerini ifade eden Bağış, kızların okula gidebilmesi için yapılan çalışmalarda 350 bin genç kızın okula kaydolduğunu, AB fonlarının bu projelerde değerlendiriliyor olmasını da çok önemsediğini söyledi.

-''ARTIK KADININ SADECE ADI DEĞİL KENDİSİ VAR''-

Egemen Bağış şunları kaydetti:

''Türkiye'de zihniyet değişiyor. Bundan toplumun her kesimi kendi nasibini alıyor. Artık daha rahat diyalog kurabiliyoruz. Ben bu yüzden bu toplantının yapılmasını çok önemsiyorum. KAGİDER ile birlikten bundan sonra da kadınlarımızın artık toplumda hak ettiği konuma gelmesi için AB'nin önümüze koyduğu reçeteyi iyi değerlendirerek üzerimize düşeni yapma konusunda işbirliğine devam edeceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum.

Kadınlarımız artık çocuk yapmakla kariyer yapmak arasında sıkışıp kalmamalı, ikisini de yapabilmeli. AB sürecinde her alanda olduğu gibi kadın girişimcilikle ilgili fırsatları daha iyi değerlendirebilmeliyiz. Artık bugün Türkiye'de eşiyle tartışan kadınların 'seni Avrupa İnsan Hakları mahkemesine götürürüm' diyebilmesi bile bu ülkede çok önemli bir noktaya geldiğimizin göstergesidir. Kadınlarımızla birlikte Türkiye'yi daha iyi tanıtmak durumundayız artık kadının sadece adı değil kendisi var. İyi ki varsınız.''