Adnan Menderes’in son hasreti kitapla gün yüzüne çıktı
Müze Uzmanı Dr. Bircan Kayacan'ın Türk siyasi tarihinin en dramatik ve en çok tartışılan dönemlerinden birine ışık tutan “Çine Çayı’na Hasret Bir Ömür: Başvekil Adnan Menderes ve Sessiz Tanıklar” kitabı okuyucuyla buluştu.
Müze Uzmanı Dr. Bircan Kayacan imzasını taşıyan "Çine Çayı’na Hasret Bir Ömür: Başvekil Adnan Menderes ve Sessiz Tanıklar", merhum Başvekil Adnan Menderes’in son arzularını, memleketine duyduğu derin özlemi ve yarım kalan hayallerini merkezine alıyor.
Cumhurbaşkanlığının talebi üzerine Adnan Menderes Müzesi Uzmanı Kayaca’n, tarafından hazırlanan eser, yalnızca Adnan Menderes’in siyasi yaşamını değil; onun insanî yönünü, doğayla ve doğduğu topraklarla kurduğu bağı da gözler önüne seriyor. Kitap, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından bin adet bastırılarak kültürel mirasa kalıcı bir katkı olarak sunuldu.

"BİZİM BURDA NE İŞİMİZ VARDI"
Eserde yer verilen ve Menderes’in yakın çevresine hitaben söylediği ifade, kitabın duygusal ve tarihsel omurgasını oluşturuyor.
“Ethem bizim burada ne işimiz vardı, eğer ki buradan kurtulursak gideceğim Çine Çayı’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe yaslayacağım ve ağaçların yüzüme vuran rahiyasıyla saadetini yakalayacağım. Ant olsun ki Çakırbeyli topraklarından Aydın’a dahi girmeyeceğim…” sözleri, bir başvekilin iktidar sonrası hayalini değil; sürgün duygusu, özlem ve huzur arayışını yansıtıyor. Bu cümle, aynı zamanda Türk siyasi tarihinde yarım kalmış bir yolculuğun sembolü olarak değerlendiriliyor.
Dr. Bircan Kayacan, çalışmasında Menderes’i yalnızca siyasi kararları ve tarihi rolüyle değil; belgeler, mekânlar ve “sessiz tanıklar” üzerinden ele alıyor. Çine Çayı, Çakırbeyli toprakları ve söğüt ağaçları, kitapta birer coğrafi unsur olmanın ötesine geçerek hafızanın taşıyıcısı hâline geliyor.

Kitabın kapağında Çine Çayı kıyısında düşünceli bir şekilde tasvir edilen Adnan Menderes, bu yönüyle yalnızca anılmıyor; tamamlanamayan hayaliyle birlikte yeniden hatırlanıyor. Eser, siyasi biyografi sınırlarını aşarak, bir vefa metni ve Türk siyasi hafızasına bırakılmış bir ağıt niteliği taşıyor.
"Çine Çayı’na Hasret Bir Ömür", Adnan Menderes’in şahsında, Türkiye’nin yakın siyasi geçmişine dair insani ve coğrafi bir okuma sunarak, siyasi tarihe farklı bir perspektiften bakmak isteyen okuyucular için önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor.