Sait Faik Abasıyanık hangi adalı?
Ünlü edebiyatçımız bir öyküsünü Sait Faik Adalı olrak imzalamıştır. Edebiyatçıların çoğu bu imzanın Burgaz Adasını işaret ettiğini savunur. Ama Sakaryalıların bu teze itirazı var...

Edebiyatı bir parça seven herkes, modern Türk hikayeciliğinin kurucularından Sait Faik'in adının, bugüne kadar adalar (ve özellikle de Burgaz Adasının) adı ile birlikte anıldığını bilir... Hatta bu olgu sadece edebiyat bilimcilerin değil, bizzat onun arkadaşı olan pek çok edebiyatçımım eserinde de çok net şekilde göze çarpar.
Ünlü şairlerimizden Bedri Rahmi Eyüboğlu, Bir İstanbul Destanı adlı uzun şiirinin ünlü öykücüyü anlatan bölümüne bu çağrışımı şu mısralarına kazınmıştır:
'İstanbul deyince aklıma Sait Faik gelir
Burgaz adasında kıyıda
Mavi gözlü bir çocuk büyür döne döne
Mavi gözlü bir ihtiyar balıkçı gencelir küçülür
İkisi bir boya geldi mi Sait kesilirler
Bütün İstanbul’u dolaşırlar elele başbaşa
Ana avrat küfrederler uçan kuşa eşe dosta
Sivriadada da martı yumurtası toplarlar çilli çilli
Ziba mahallesinde gece yarısı
Sabaha Galata’dan geçer yolları
Maytaba alacakları tutar kahvede
Zararsız bir deliyi
Ula Hasan derler gazeteyi ters tutaysun
Çaktırmadan gazetesini tutuştururlar fakirin
Sonra oturup sessizce ağlarlar
İstanbul deyince aklıma
Sait Faik gelir
Taşında toprağında suyunda
Fakirin fukaranın yanıbaşında
Bir kalem bir bilek bilendikçe bilenir
Kıldan ince kılıçtan keskin
Hep iyiden güzelden yana
Hep kimsesizlerin İstanbul deyince aklıma
Said`in son yılları gelir
Hey Allahım en güzel çağında Said`e
Dört beş yıl ömrün kaldı denir
Sait Sait olur da nasıl dayanır
Mavi gözlü çocuk boşverir ölüm haberine
İhtiyar balıkçı pis pis düşünür
Bir zehir yeşilidir açılır
Bir yeşil ki ciğerine işler adamın
Bir yeşil ki kasıp kavurur
Küçük mavi çocuk
İhtiyar balıkçı
Ve dilimize bulaşan zehir yeşili
İstanbul çalkalandıkça bu denizlerde dipdiri
Dilimiz yaşadıkça yaşasın Said`in şiiri'
Ancak bugüne kadar diyoruz. Çünkü bu seneye dek sesleri cılız çıkan diğer hemşehrileri, ünlü öykücünün İstanbulludan çok Adapazarılı olduğunu gür sesle haykırdı ve Adalıları bastırdılar...
Sait Faik 1936 yılında Ağaç Dergisi'nde 3 sayı yayınlanan 'Kalorifer ve Bahar' adlı hikayesini 'Saik Faik Adalı' diye imzalamıştı. Yaygın kanıya göre de bu onun Burgaz Adasına olan aşkını gösteren bir kanıttı. Pek çok eleştirmene göre burada kast edilen ada Burgaz'dır.
Ancak Sakaryalıların yani Adapazarlıların buna bir itirazı var. Onlara göre buradaki ada Adapazarlıların kendi illerinini kısaltarak kullandığı 'ada'nın ta kendisi.
1906 yılında Adapazarı'nda dünyaya gelen Sait Faik için bu vilayet cennet çağını yaşadığı yerdir. Adapazarı için, 'cenneten bir nümune' diyen Sait Faik'in 27 hikayesi yani toplan öykülerinin yaklaşık yüzde 20'si bu vilayeti anlatır.
Ünlü edebiyat eleştirmeni Fethi Naci, yazarın 147 hikayesinden 111 tanesinin İstanbul hikayesi olduğuna dikkat çeker. 11 hikayeden 48 tanesi Burgaz Adasında geçer. (Yazarın nefret ettiği kentten kaçtığı bir sığınaktır Burgaz)
Ancak Doç. Dr. Engin Yılmaz, yazarın Sakarya ve çevresini İstanbul'u anlatan hikayelerinde sık sık anımsadığına dikkat çekiyor ve diyor ki, 'Sait Faik'in eserlerinde, sadece coğrafi dağılıma ve sayısal sıklıklara bakarak, onun bir 'İstanbul Hikayecisi' olarak değerlendirilmesi doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değildir'
Engin Yılmaz, 'Sait Faik'in Sakaryası' adlı eserinde (Değişim Yayınları Kasım 2006) ünlü öykücünün eserlerinde Adapazarı için sık sık kullandığı kavramlara dikkat çekere, 'bu ifadeler, Sait Faik'in Adapazarı'nı ne kadar içşelleştiridiğini, sahiplendiğini ve benimsediğini göstermesi bakımından önemli ve yeterli tanıklardır' diye kendi tespitini özetliyor.
Ünlü Öykücü Sait Faik bu sene tam 100 yaşına bastı. Sait Faik'in ölüm yıldönümlerindeki rutin ve cılız etkinlikleri saymazsak Adalar Belediyesi ünlü öykücünün yüzüncü yılına yakışır bir etkinlik düzenlemedi. Belki de, 'burada öldü, doğduğu yerde anılsın' diye düşündü kimbilir...
Doğduğu topraklar da kendi bağrından çıkan ünlü edebiyatçısını unutmadı ve onu adına yakışır etkinliklerle anmayı ihmal etmedi.
100. Doğun Yılında Yapılan Etkinliklere bakılırsa Adapazarılılar, Sait Faik'i İstanbullurdan daha çok seviyor ve sahipleniyor.
Etkinliklere katılan sanatçılar ve diğer konuklarda ünlü hikayecinin böyle anlamlı bir şekilde anılmasından mutlu.
Peki Sait Faik'i sahiplenen ve 'O Burgaz Adlaıdır İstanbulludur diyen' edebiyat çevreleri ve hemşehrileri ne düşünüyorlar? Acaba onlar Sait Faik'in Adapazarlıdan çok istanbullu olduğunu ispatlamak için 100. Ölüm yıldönümünü bekleyeceler?
Bu durumda Sait Faik sizce hangi adalı?
(Haber7)Adapazarı Büyük Şehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İlişkiler Daire Başkanlığı'nın Yazarın Yüzüncü Doğum Yılı anısına yağtığı etkinliklerin hakkını vermek gerekiyor. 14-18 Kasım tarihleri arasındaki Sait Faik Haftasında Sakarya'da tam anlamıyla bir vefa rüzgarı esti. Etkinlikler birbirini kovalarken, düzenlenen iki büyük panel ünlü sanatçıların katılımı ile salonları tıklım doldurmayı başardı.
Katılımcılar Sait Faik'in bilmedikleri pek çok meziyetinden haberdar oldular. Bunun yanı sıra Sait Faik'in Adapazarı Hikayeleri tek bir kitapta toplanarak. etkiliklere katılan binlerce kişiye ücretsiz olarak dağıtıldı...
Bunula da yetinmeyen Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, Sait Faik'in son dönemlerini yaşadığı mekanları merak eden hemşehrilerini toplayıp Burgaz Adasına götürdü. Bu sayede Adapazarılı olduğunun altı çizilen yazar Sait Faik Abasıyanık 100.yaşında ömrünün büyük bir kısmını geçirdiği Burgazada’da hemşerilerince anılmış oldu.
Sait Faik'in Yüzüncü yılı anısına düzelenen bir etkinlik ise halen sürüyor. Yurt çapındaki tüm lise öğrencilerine açık olan Saik Faik öykü yarışmasına son katılım tarihi 04 Ocak 2007. İlk üç dereceyi alana dizüstü bilgisayar ödülü verilecek olan yarışmada dereceye girecek olan onlarca öğrenciyi de çeşitli ödüller bekliyor. (Yarışma koşulları ve ayrıntılı bilgi için bu linki kullanabilirsiniz )
Mustafa Şerif Onaran’ın yönetiminde Mustafa Miyasoğlu, Ayşe Sevim Günay, A.Ali Ural ile Doç.Dr Engin Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşide ise Adapazarılı ünlü edebiyatçının hayatı, eserleri, Türk ve Dünya edebiyatına katkıları üzerine konuşuldu. Panelin ikinci bölümünde ise ünlü tiyatroculardan Zihni Göktay, Bora Seçkin, Süeda Çil, Salih Kalyon ve Nejat Birecik tiyatral okumalarla Sait Faik Abasıyanık’ı anlattılar.

Edebiyatçı yazar Cahit Tanyolaç’ın Sait Faik Abasıyanık’ın ölümünün ardından kaleme aldığı Abasıyanık’ın, yaşamını ve kişiliğini anlatan makalesi dinleyenleri duygulandırdı. Sait Faik Abasıyanık’ın kuzeni Nilüfer Abasıyanık Dizer ile gazeteci Abdullah Çelik ise yazar ile ilgili anılarını anlattı.

BAĞLANTILI HABERLER
Memleketinde Sait Faik'e yakışır anma
'Hişt Hişt!' Sait Faik'in farkında mısın?
***
SAİT FAİK'İN ESERLERİ
Şimdi Sevişme Vakti ve Diğer Şiirleri