Eşkıya Koçero geri döndü!

Kurulu düzene karşı çıkan ve yerleşik otoriteyle çatışmaya giren eşkıyanın en ünlülerinden Koçero'nun hayatı, Mehmet Ali İzmir'in yazdığı 'Son Eşkıya Koçero' adlı romana konu oldu.

Eşkıya Koçero geri döndü!
Eşkıya Koçero geri döndü!
GİRİŞ 09.11.2004 13:49 GÜNCELLEME 09.11.2004 13:49

Herkesin Ahmet Kaya ve Selda Bağcan'ın birlikte okuduğu 'Koçero' şarkısından tanıdığı ünlü eşkıya Koçero, hâlâ hayatta olan silah arkadaşlarının ve kendisini tanıyanların anlattıklarıyla bir romana dönüştü. Gazeteci-yazar Mehmet Ali İzmir tarafından kaleme alınan ünlü eşkıyanın yaşamı, Koçero özelinde bütün eşkıyanın hayat, düşünce ve duygularını ortaya çıkarıyor. 'Son Eşkıya Koçero' adıyla Birey Yayıncılık'tan çıkan romanda kişi ve yer adları değiştirilmiş olsa da, olayların gerçekte olduğu gibi aktarılması, okurun bir eşkıyanın dağlardaki mahremiyetine girmesine imkan tanıyor.



Bir eşkıyanın hayatını romanlaştırma kararını nasıl aldınız?



Koçero'nun memleketim olan Batman'da yaşadığını öğrenince, ona karşı bir merak duydum. Hâlâ yaşayan akrabaları, arkadaşları olduğunu öğrenince daha da ilgilenmeye başladım. Bildiğiniz gibi Selda Bağcan ve Ahmet Kaya'nın okuduğu Hasan Hüseyin'in o müthiş şiiri ile tanıyor herkes Koçero'yu. Ama herkeste farklı bir Koçero vardır. Koçero Karadeniz'de de, Trakya'da da vardır. Herkes Koçero'yu kendisine göre almış. İşin ilginç yanı, Koçero isim olmaktan çıkmış, yiğitliği tarif eden bir tanım haline gelmiş. Batman'da yaşayan arkadaşları ile karşılaşınca, zaten varolan merakımı dindiremedim.



Koçero'yu ilk ne zaman duydunuz?



Aslında trajikomik olan tarafı bu. Ben de herkes gibi Ahmet Kaya ve Selda Bağcan'nın şarkısında duydum. Koçero'nun bizim orada yaşadığını bile bilmiyordum.



Koçero'yu tanıyanlarla bağlantı kurmakta, onlara Koçero'yu anlattırmakta zorlanmadınız mı?



Hayır. Çünkü hem bölgede belli bir yaşın üzerinde olan bütün insanlar olayı biliyordu, hem de benim doğduğum topraklarda yaşayan insanlardı. O yüzden şahıslara ulaşmak zor olmadı. Ama zorluk çektiğim nokta bölgenin feodal gelenekleri oldu. Çünkü bir olayı, hâlâ süregelen akrabalık ilişkilerini zedelemeden, yaraları kanatmadan ortaya çıkarma sıkıntısını taşıyordum. Zaten anlatıcılar da, bu noktada sıkıntı çektiler.



Dört tarafa nam salmış bir eşkıyayı sözcüklerle kahramanlaştırmayı başaramamak gibi bir sıkıntı yaşadınız mı kitabı yazarken?



Oldu. Başta çok oldu. Hatta birçok yazar arkadaşım, kurgu yönünü güçlendirmem konusunda önerilerde bulundular. Evet, kurguyu iyi yapmam gerekiyordu ama yazarken şu oldu. Doğruları yazmıyorum hissine kapıldım. Bu gazetecilik refleksiydi. Ben de sonra duyduklarımı, söylenenleri olduğu gibi aktardım. Zaten anlatılanlar, bence kurgu yapmaya gerek duymayacak kadar enteresan ve akıcı olaylar. Benim ayrıca çok farklı şeyler katıp zenginleştirmek gibi bir çabam olmadı bu noktada.



'Eşkıyalık' biraz da korkutucu geliyor. Böyle bir kişinin hayatının romana dönüştürülmesinin birilerini rahatsız etme gibi bir durumu olabilir mi?



Eşkıya son 20 yıldır ideolojik anlamlar yüklenmiş bir kelime. Ama ben bunun böyle olmadığını düşünüyorum. Ege'de efe ne ise, Doğu'da da eşkıya odur. Efeye bakış tarzı ile eşkıyaya bakış tarzı aynı olmalıdır. Cumhuriyet dönemi isyanlarında, o dönemin eşkıyası çok başat roller üstleniyor. Aynı efeler gibi. O yüzden bu kelimenin son yıllarda algılandığı biçiminden uzakta değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eşkıyalık, çok da ideolojik bir kelime olarak algılanmamalı.



Batmanlı'sın ve Batman'dan çıkmış bir eşkıyanın, Koçero'nun hayatını yazdın. Batman'da kitap için tepkiler nasıl? Sahiplenildi mi roman?



Sahiplenildi. Benim kaygım bu noktada şuydu. Bizim kültürümüz, genelde sözlü kültür. Yazılı kaynaklara dayanmayan kültür. O kadar çok hikaye var ki. Yeter ki bu yol sahiplenilsin istiyorum. Çünkü bunlar çok önemli bizim için. Kültürel mirasımız bizim. Kültürel dokularımız. Eşkıyalık salt, kaba anlamda dağa çıkmak değildir. Eşkıyayı sahiplenen bir halktan da bahsediyoruz aynı zamanda. Benim amacım Mehmet Ali İzmir'nin değil, kültürümüzün sahiplenilmesidir.



Modern çağın eşkiyaları kimler?



Eşkiyalık için çok net bir tanım koyamıyoruz. Sadece bizim coğrafyamıza ait bir tanım değil. Mesela Balkanlar, Çin, Arap yarımadası bu konuda çok zengin bir kaynağa sahip. Eşkiyayı otoriteyle çatışmaya giren ve adaleti kendisi tesis etmeye çalışan kişi olarak tanımlayabiliriz kısaca. Eğer bugünü soruyorsanız, otoriteyle çatışmaya giren herkese eşkiya diyebilir miyiz, inanın bilmiyorum.


YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Portekizli siyasetçiden Türklere hakaret
6-8 Ekim olayları davasında tahliye kararlarına itiraz