'Annem mezarında ıslanır mı abi?''

İki öksüzün hikâyesinin anlatıldığı Mommo-Kız Kardeşim ajitasyona kaçmayan, sapsarı kuraklığın içerisinde bir öksüz çiçeğin umudunun rengini taşımaya özen gösteren sade ama kesinlikle izlenmeli...

GİRİŞ 25.04.2009 14:35 GÜNCELLEME 25.04.2009 14:35

Rasih YILMAZ'ın haberi...

Çok değil yaklaşık 5 ay önce Sonbahar filmiydi; Karadeniz’in yalçın dalgaları gibi seyirciyi alıp götüren. Ve sonunda biz de toprağa girivermiştik ‘Yusuf’un ölümüyle.

Ve şimdi; Mommo-Kız Kardeşim ile İç Anadolu’nun kavrukluğunda yanıp Ayşe ile öksüz bir kayboluşun kahramanı oluverdik birden.

Öyle sunulmuştu ya bize; tüm acılar, aşklar ve bütün yokluklar Güneydoğu’da yaşanılır; meğerse yanlışmış anlatılanlar. Karadeniz’in de İç Anadolu’nun da ahşap kerpiç evleri varmış. Bir de teknelerinin içerisinde yoğurmaya bulamadıkları unları ve ellerini göğüslerine vurmaya dermanları olmadan yaşadıkları acıları. Biz anladık ki hem Sonbahar hem de Mommo-Kız Kardeşim’de yalnızca bağırmakla yakılmıyormuş ağıtlar. Ve sesi çok çıkanın acısı çıkmayanınkinde daha büyük değilmiş.

FİLMİN KONUSU

Filmde annelerinin vefatının ardından babalarının yeni karısı onları istemediği için dedeleri Hasan’ın yanında kalan dokuz yaşındaki Ali ile kız kardeşi Ayşe’nin öyküsü anlatılıyor. Yüreği öfke dolu olsa da, Ayşe onları yanında istemeyen babalarını özlese de, komşuları onları besleme vermek istese de yaşına rağmen olgun bir çocuk olan Ali, hem ağabey hem anne hem baba hem de bir bilge olmaya çalışır.

FİLMİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

BERLİN’DE ÖDÜL ALDI

Atalay Taşdiken’in gerçek bir öyküden yola çıkarak çektiği ilk sinema filmi ‘Mommo’, Berlin Film Festivali’nin Genç Kuşak Yarışması K Plus Bölümü’nde en iyi film ödülünü aldı. ‘Mommo’, öksüz iki kardeşin dayanışma öyküsünü anlatıyor. Yönetmeninin “Sevgi ve korumaya dayanan gerçek kardeşliğin manifestosu” olarak nitelediği ve Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla Konya’nın Çavuş Köyü’nde çekilen ‘Mommo’nun başrollerini de Mete Dönmezer, Mehmet Usta ve Mustafa Uzunyılmaz’la birlikte Taşdiken’in bölgedeki okulları dolaşarak seçtiği yedi yaşındaki Elif ve dokuz yaşındaki Mehmet Bülbül paylaşıyor.

MÜZİKLER ERKAN OĞUR’UN

Taşdiken’in bizzat şahit olduğu gerçek bir öykünün anlatıldığı filmin müzikleri de, daha önce dünya müzik literatürüne perdesiz gitar ve E. Bow’u kazandıran Erkan Oğur imzasını taşıyor. Erkan Oğur’un uzun yıllardır üzerinde çalıştığı hem yayla hem de parmakla çalınabilen ‘çellogitar’ının sesi de ilk kez bu filmde duyuluyor. Taşdiken kesinlikle bir ‘acıların çocukları’ filmi çekmeye soyunmamış. Bu yüzden arabesk bir ağlaklıktan uzak yapım ortaya çıkmış. Belki de bu sade anlatım dili; acının, dejenere edilmesinden ziyade hayata dair olduğu tezini de güçlendiriyor. İçten içe yakan bir kor gibi seyirciyi ilk andan itibaren kasıp kavuran o ‘merhamet’ yangını Ayşe rolünü üstlenen Elif Bülbül’ün o muhteşem oyunculuğu ile ayyuka çıkıyor. Elif’i görünce dakikalarca ‘masumiyet’ bu kadar mı güzel yakışır bir çocuğa demeden edemiyor insan. Elif’in doğal yeteneği, gözlerindeki merhamet arzusunu verme yetisi filmin ana damarını oluşturmuş kesinlikle. Ayrıca Erkan Oğur’un muhteşem müzikleri ve özellikle filmin finalindeki ‘Ayşe’ türküsü ‘Yörük yangını’ gibi kulaklarımızdan gönüllerimize işlerken oturduğumuz seyirci koltuklarında vicdanın insanın neresinde saklandığı sorgulamasına tabi tuttuk kendimizi.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Atalay Taşdiken Oyuncular:Elif Bülbül, Mehmet Bülbül, Mete Dönmezer, Mustafa Uzunyılmaz, Mehmet Usta, Ali Bakır, Mehmet Çiğdem. Senaryo: Atalay Taşdiken Müzik: Erkan Oğur

TEK KUSUR

Taşdiken çok sağlam bir işe imza atmış, hem görüntü yönetmenliği hem kurgu hem hikâye seçimi; ancak repliklerdeki kesiklikler ve tek cümlelik geçişler çocuklar arasındaki akıcı diyaloğun önünü kesmiş. Bu da sinematografik anlamda filmin tek kusuru. Sonbahar’ın ardından uzun bir süre iyi kumaş bir ilk sinema film denemesinin ortaya çıkmayacağını sanıyorduk Atalay Taşdiken bizi yanılttı. Bir Aksekili olarak Beyşehir’in böyle bir yönetmene sahip olması Türkiye adına bizi gururlandırdı. Özellikle o bölgeye ait hep dinlediğimiz ve anlatılan birçok hikâyenin bir türlü beyazperdeye aktarılamıyor olması bizi üzüyordu. Taşdiken bu olumsuz sürekliliği filmiyle bozmuş oldu. İki öksüzün hikâyesinin anlatıldığı Mommo-Kız Kardeşim ajitasyona kaçmayan, sapsarı kuraklığın içerisinde bir öksüz çiçeğin umudunun rengini taşımaya özen gösteren sade ama kesinlikle izlenmeyi hak eden bir film.

KAYNAK: (BUGÜN)
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Basketbol Süper Ligi'nde sampiyon Fenerbahçe
Son dakika haberi: 185 kişi yakalandı! Bakanlık dev operasyonu duyurdu...