'Hacılar alkol içer mi hacı abi?'
Tercüman'dan Tuna Serim, eğelenmek isteyenlere bol bol TV izlemelerini tavsiye ederken takıldığı tuhaflıkları köşesine taşıdı. İşte onlardan bazıları:

TUNA'NIN
GÖZÜYLE
TUNA SERİM
Hacılar alkol mü alıyor?
Eğlenmek istiyorsanız TV izleyin, hem sokaktaki insanı tanıyor, hem de bol bol gülüyorsunuz, üstelik ciddi programlarda kahkahanız çoğalıyor. Bütün kanallar yayınladılar, ama o cümleyi TGRT Haber'de duydum, zaten çoğunuz izlemişsinizdir. Adamın biri içkiyi fazla kaçırınca direksiyon başında uyumuş. Polis adamı uyandırdıktan sonra yine alıştığımız sarhoş görüntüleri oluşmuş, yani ben sarhoş değilim deyip yere yıkılmış. Bunları Levent Kırca parodileri gibi izledim, ama bir cümle kahkahadan kırılmama neden oldu. Polis memuru adamın alkol derecesini ölçmek için ölçüm aletini üflemesini isterken ne diyor, biliyor musunuz? 'Hacı Abi, azıcık üfler misin?' Hacılar nerede, alkollü sürücü nerede; acaba polis memuru sarhoşa hitap için başka tanım bulamadı mı?
Eski defterler
Yahudi tüccar züğürtleyince eski defterleri karıştırırmış derler ya, bu da o cinsten. İbrahim Tatlıses, bu kadar yıldan sonra Hülya Avşar'a aşık olmuş(!) ağlayarak anlatıyor. Anlatınca ne oluyor, reklam, hem de fazlasıyla, bütün televizyonlar iki şarkıcının peşinde. Yaz ayları şarkıcıların paraya para demedikleri dönemdir ve kimin reklamı fazlaysa en büyük parayı o kazanır. Yaşı ilerlemiş iki ünlü ismin birbirlerine aşk sözleri söylemesinin eski defterleri karıştırmaktan başka anlamı olamaz. Hülya'nın bir kızı var, ama yedekte eski kocası ve yeni sevgilisi var, devreye bir de Tatlıses giriyor! Fazla mal göz mü çıkarır, yazıldıkça yazılıyor, Kaya'nın küfürleri bile haber olduğuna göre... Tatlıses'e gelince bu aralar sakin gidiyordu; Asena defteri kapandı, onunla birlikte ayrıldı-barışlı haberleri de... Şimdi iki eski sevgili birbirlerine destek veriyorlar, aşk-meşk haberleriyle, bu iş bitince kavga eder, ikinci defa haber olurlar. Yani, siz siz olun ekranlarda söylenen aşklara da, kavgalara da inanmayın, hepsi reklam...
Gençler bu kadar mı kötü!
Kanal D'de yayınlanan Acemi Cadı'ya baktım; gençler gösteriliyordu, okulda basketbol maçı var, koça itiraz eden diğerini sırtında taşıyor. Okuldaki kızların, erkeklerin bu kadar kötü oyun sergilemelerini anlayamadım. İlkokul müsameresinde gibiydiler, eğer daha yaşlı oyuncular da olmasa dizi yerlerde sürünürdü. Acemi Cadı'da Nergis Kumbasar bütün gençlere fark atıyor, üstelik oyuncu bile değil... Bence yönetmenin gençlere biraz daha dikkat etmeli.
Vur vur inlesin!..
Ve yine TV haberlerinden halkın yasal olmayan bir davranışa bakışı... Ben şaşırdım, ya siz? Marketlerde, büyük çarşılarda özel güvenlik görevlilerinin çantalarınızı karıştırma hakkı yok, yasalar böyle bir durumu yasaklıyor. Kameralar önünde halka sordular, özellikle de kadınlara, kimi 'Daha çok arasınlar, çantayla yetinmesinler' dedi, kimi 'Hepimiz bunlara destek olalım, aramaları kapılarla sınırlamayalım, her yerde arasınlar' diye konuştu. En çağdaş görünenler bu tür davranışları kabullenebiliyorlarsa, pes doğrusu, yakında birileri sokakta durdurup üstümüzü arayacak, sesimizi çıkarmayıp alkış tutacağız!