10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde STK'lardan ortak basın açıklaması

İHH'nın da aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları tarafından, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenlendi.

GİRİŞ 11.12.2025 10:59 GÜNCELLEME 11.12.2025 11:07

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle düzenlenen basın toplantısı, İHH'nın Fatih'teki Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi. Basın açıklamasına; İHH, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD), Mülteci Dernekleri Federasyonu (MÜLDEF), Mazlumder, Özgür-Der ve Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği (East Turkistan Human Rights Watch Association – ETHR) kuruluşları destek verdi. Toplantıda, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri tarafından konuşmalar yapıldı.

'DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA KATLİAMLAR YAŞANIYOR'

Kurumlar adına basın açıklamasını Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) Başkanı Av. Abdullah Resul Demir okudu. Yapılan açıklamada; Filistin’de, Sudan’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Yemen’de, Kongo’da, Kırım’da ve dünyanın dört bir yanında eş zamanlı olarak asimilasyon, emek sömürüsü, zorla yerinden etmeler, kitlesel katliamlar, sistematik hak ihlalleri ve soykırım politikalarının yaşandığı belirtildi.

'HAKLAR SİSTEMATİK BİÇİMDE GASP EDİLİYOR' 

Açıklamada, “Gazze ve Batı Şeria’da soykırım, kuşatma ve bombardıman altında açlığa ve susuzluğa mahkûm edilen, göçe zorlanan Filistinliler; bölgesel güçlerin taşeron silahlı grupların kurbanı olan ve iç savaş, etnik temizlik ile kitlesel göçle parçalanan Sudan halkı; zorla çalıştırma, kitlesel gözaltılar ve kültürel asimilasyon politikalarıyla gündelik hayatın en temel güvencelerinden yoksun bırakılan Uygurlar; Kongo’da doğal kaynak sömürüsü, silahlı çatışmalar ve cinsel şiddet sarmalında yaşamaya zorlanan milyonlar ve yıllardır süren savaş, abluka ile salgın hastalıkların pençesindeki Yemen halkının yaşadıkları, hakların nasıl sistematik bir biçimde gasp edildiğinin en somut örnekleri olarak karşımızda durmaktadır” denildi.

HAK İHLALLERİNE VERİLEN TEPKİLER FAİLİN KİMLİĞİNE GÖRE DEĞİŞMEMELİ

Açıklama şöyle devam etti: “Bugün, yukarıda bahsi geçen coğrafyalarda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, insanlık suçları ve savaş suçları karşısında Batı’nın ve İslam dünyasının sergilediği sessizlik, gecikmiş tepkiler ya da faili güçlü olan aktörlere yönelik “ölçülü” eleştiriler; insan hakları dilinin evrensel bir adalet çağrısı olmaktan çıkarılarak jeopolitik çıkarların bir uzantısına dönüştürüldüğünü göstermektedir. Filistin, Sudan, Doğu Türkistan, Arakan, Yemen, Kongo ve Kırım gibi coğrafyalarda yaşanan kitlesel hak ihlallerine verilen tepkilerin; failin kimliğine ve kurulan ittifak ilişkilerine göre değişiklik göstermesi, insan hakları normlarının inandırıcılığını aşındırmakla kalmamakta; aynı zamanda mağdurların adalet duygusunu zedeleyerek küresel düzeyde derin bir güvensizlik üretmektedir” ifadeleri kullanıldı.

'BAĞIMSIZ SORUŞTURMA MEKANİZMALARI İŞLETİLMELİ'

İslam dünyasına ve uluslararası topluma insan hakları yükümlülüklerinin hatırlatıldığı açıklamada, “İslam ülkelerinden beklentimiz; bir yandan kendi sınırları içinde ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, mülteci ve göçmen hakları gibi alanlarda uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu politikalar benimserken, diğer yandan dış politikalarında Filistin’den Yemen’e, Sudan’dan Kongo ve Doğu Türkistan’a uzanan coğrafyalarda hukuk dışı uygulamalara karşı açık, tutarlı ve ilkeli bir tutum sergilemeleridir. Uluslararası topluma düşen ise; sivillerin korunmasını ve insan haklarını merkeze alan, savaş suçları ve ağır ihlaller karşısında yaptırım, diplomatik baskı, silah satışlarının sınırlandırılması ve bağımsız soruşturma mekanizmalarının işletilmesi gibi somut araçları devreye sokan bir irade ortaya koymaktır” denildi.

Açıklama, “Dünyadaki tüm siyasi aktörleri, kurumları ve uluslararası yapıları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin evrensellik iddiasını çifte standartların dar hesaplarına teslim etmeden, adalet, hesap verebilirlik ve insani koruma mekanizmalarını güçlendirecek somut adımlar atmaya davet ediyoruz” ifadeleriyle son buldu.

'İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ SAHAYA YANSITILMALI'

Yapılan basın açıklamasının ardından imzacı kurum temsilcileri söz aldı. İHH Yönetim Kurulu Üyesi Reşat Başer, Birleşmiş Milletlerin tozlu raflara kaldırdığı İnsan Hakları Beyannamesi’ni sahaya yansıtması gerektiğinin altını çizdi. Başer, “Artık acıların tarif edilemez bir biçimde yaşandığı bir süreç içerisinde bunun ivedilikle uygulanabilir hale getirilmesi gerekiyor. Yalnızlığa terk edilen Filistin-Gazze, acısını bile paylaşamayan Doğu Türkistan, sesini duyuramayan Arakan, Sudan ve Yemen gibi onlarca ülkeden bahsediyoruz. Güzel açıklamaların, güzel paylaşımların olduğu bu 10 Aralık gününde artık sahada insan haklarının gerektirdiği uygulamaların varlığını görmemiz gerekiyor. Özellikle İslam coğrafyasından istediğimiz şey şu, bu acıların artık bitmesi gerekiyor. Bunun için ivedilikle harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

'GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNİN TAKİBİ ÇOK ÖNEMLİ'

İnsan hakları mekanizmalarının ve insan hakları söyleminin büyük oranda ezildiği bir dönemden geçildiğini belirten Mazlum-Der Genel Başkanı Av. Kaya Kartal ise, “Gazze’de yaşanan soykırım süreci ve hatta ateşkes adı altında yürütülen süreçten sonra yaşanan katliamlar bu mekanizmaları da bu söylemi de sorgulanır hale getirdi. Bugün burada imzacı kurumların çoğu Türkiye’ye sığınan insanların oluşturduğu veya bu insanlarla birlikte mücadele eden kurumlar. Biz Anadolu coğrafyasının tıpkı geçmişte olduğu gibi buraya sığınanlar açısından güvenli bir yuva, izzetli, şerefli ve aileleriyle birlikte rahat bir şekilde yaşayabilecekleri bir yuva olmasını arzu ediyoruz. Geri gönderme yasağı bu anlamda çok önemli. Geri gönderme merkezlerinin takibi bu açıdan çok önemli. Türkiye’ye sığınan bir Doğu Türkistanlı, bir Özbek ya da bir Afrikalının, buradan eman bekleyen bir insanın burada yaşayamaz hale gelip Amerika’ya ya da Avrupa’nın herhangi bir ülkesine gitmek zorunda bırakılması bizi üzüyor. Buna imkân vermeyecek bir mekanizma oluşturulması duasıyla bugünü anmak istedim” dedi.

'DÜNYADA İNSAN HAKLARI İHLALLERİ DAHA DA YOĞUNLAŞTI'

Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer de, “Evrensel olarak ifade edilen insan hakları perspektifinin 2. Dünya Savaşı sonrasında galip devletler tarafından belirlendiğini ve beyaz insanın esas alınarak ortaya konulduğunu ifade etmemiz lazım. Dolayısıyla evrensel insan hakları denilen şeyin her yerde karşımıza çıktığı gibi çifte standarda ve eksik paradigmaya dayanmaktadır” şeklinde konuştu.

Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği (ETHR) Başkanı Abdureşid Eminhacı ise “Doğu Türkistan, Filistin, Sudan, Kongo, Arakan gibi halklar için 10 Aralık, ne kadar insan hakları ihlallerinin olduğunu, ne kadar insanın öldürüldüğünü, ne kadar insanın tutsak edildiğini söylediğimiz bir gün haline gelmiştir. Dünyada insan hakları ihlallerinin daha da yoğunlaştığı ve umursanmadığı bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde Türkiye’nin devlet olarak, toplum olarak ve sivil toplum kuruluşları olarak insan haklarının ve onurunun korunmasıyla ilgili bir duruş sergilemesi ve bu konuda çalışmalar yürütmesi çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Şule Altınel Haber7.com - İnternet Editörü
Haber 7 - Şule Altınel

Editör Hakkında

Sakarya’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamlamasının ardından gazetecilik kariyerine başladı. 2016 yılından beri çeşitli medya kuruluşlarında çalıştı. 2025 Haziran ayından itibaren Haber7’de ‘gündem editörü’ olarak kariyerini sürdürmekte.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kastamonu'da kaybolduktan sonra ölü bulunan anne ve çocuğun ölüm nedeni belli oldu
Sayıştay raporu İBB Meclisi'ni karıştırdı! Bilanço gerçek borcu ortaya çıkardı