Ahmet Hakan: Edebiyat yapıyorsun Özkök!

Doğan grubunda çıkan 28 Şubat kavgası alevleniyor. Ahmet Hakan müthiş bir iddia atan Can Ataklı'yı konuk ettiği için kendisini sert eleştiren Özkök'e yanıtı çok iğneleyici...

Ahmet Hakan: Edebiyat yapıyorsun Özkök!
Ahmet Hakan: Edebiyat yapıyorsun Özkök!
GİRİŞ 03.03.2012 11:55 GÜNCELLEME 03.03.2012 11:55
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

Haber 7 / Analiz

28 Şubat’ın 15. yıl dönümü bitti ama tartışması her geçen gün artarak devam ediyor. Ankara’da özel yetkili savcının, süreci mercek altına aldığı ve sorgulamalara başladığı günlerde medyanın 28 Şubat’taki rolü masaya yatırılması itiraf, iddia ve itirazları da beraberinde getirdi.

Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı, CNNTürk’te, Ertuğrul Özkök’ün 28 Şubat’ta, Turizm Bakanı Bahattin Yücel'e şantaj yaptığını iddia etti.

Ahmet Hakan’ın programında yapılan bu iddiaya ilk başta kanalın sahibi Aydın Doğan itiraz ederek, “Eğer Ertuğrul Özkök böyle bir şey yapmışsa şerefsizdir” diyerek tavrını koydu.

Daha sonra Ertuğrul Özkök, Hürriyet'e gece yarısı baskısıyla eklettiği açıklamasında, “Ne elimde bir dosya vardı, ne Zafer Mutlu’yla böyle bir şey konuştum. Eğer Bahattin Yücel, Ertuğrul Özkök bana böyle bir şey söyledi derse, Hürriyet’te 25 yılda doğmuş haklarımdan beş kuruş talep etmeden istifa edeceğim ve gazeteciliği de hayatımın sonuna kadar bırakacağım.” dedi.

Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programına konuk olan Ataklı, 28 Şubat'ın masaya yatırıldığı programda, Hürriyet gazetesinin tepe ismi Ertuğrul Özkök'ün, Turizm Bakanı Bahattin Yücel'i "şantaj" yoluyla istifaya zorladığını ima yoluyla iddia etmişti.

Özkök dünkü yazısında da Bahattin Yücel’in kendisini aklayan açıklamasını yayınlayıp Ahmet Hakan ile Mehmet Ali Birand’a eleştiri ve sitemde bulundu, Nazlı Ilıcak’a ise teşekkür etti.

Dün ayrıca, Ertuğrul Özkök’ün Star yazarı Elif Çakır’a konuşup, “Evet bunu anlayamıyorum. Yaptığı bu şerefsizliği de Ahmet Hakan’a sorun. Neden hezeyanları olan birisini kendi grubumun kanalında konuşturuyorlar ve bana iftira attırılıyor. Bir değil iki değil bıktım artık bu olanlardan” dediğini öğrendik.

Tartışma bugün ise çok farklı bir boyuta geldi. Son dönemlerin medyadaki iki sıkı dostu gibi görünen Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök’ün aralarının ciddi anlamda açıldığı belli oldu.

Ahmet Hakan, Özkök’ün Elif Çakır’ın yazısındaki “şerefsizlik” yakıştırmasına zehir zemberek bir yanıt verdi. Şehir baskısını okuyan Ertuğrul Özkök’le konuşmasından sonra yazısının sonuna bir de son dakika notu düştü: "Bu yazıyı bu notla birlikte okuyun" uyarısı yaptı.

Dostların 28 Şubat kavgasına dönüşen süreçte taraflar gittikçe sertleşen ifadeler kullanıyor. Bundan sonrası ise daha karışık… Çünkü 28 Şubatçı medya, birçok basın mensubunun hedefinde ve 28 Şubat dönemi ile şimdinin siyasetçileri de olaya ciddi anlamda müdahil oluyorlar.

Şu anki fotoğrafın bir kısmını çekebilmek için, Can Ataklı'nın iddialarının olduğu videoyu, Aydın Doğan'ın yanıtını, Ahmet Hakan Coşkun, Ertuğrul Özkök ve Elif Çakır’ın yazılarını sayfa sayfa yayınlıyoruz.

- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)

FİTİLİ CAN ATAKLI ATEŞLEDİ

28 Şubat sürecinde medyanın rolünün tartışıldığı Tarafsız Bölge programında, gazeteci Can Ataklı, çok önemli bir iddiayı ortaya attı.

Vatan yazarı Ataklı, 28 Şubat sürecinde Turizm Bakanı Bahattin Yücel'in Zafer Mutlu ile Ertuğrul Özkök'ün şantajları doğrultusunda istifa ettirildiğini söyledi.

Ataklı şunları kaydetti: "Ellerinde 6 dosya olduğunu söylüyorlardı. Bakan benim arkadaşım. İstifa etmezse hakkında büyük bir karalama kampanyasıyla asılsız bir yolsuzluk dosyasını yayınlayacaklarını anlattım. Dehşete kapıldı. Karısını çağırdı, çocuklarını uyandırdı karşısına oturttu: 'Bakın çocuklar Can abiniz bunları bunları söylüyor. Ben onursuz hiç bir iş yapmadım, hiç bir yolsuzluğum yok. Ama buna da dayanamam. Babanız olarak size kötü bir miras bırakmak istemiyorum. Ben bu işi bırakacağım' dedi ve bir ay sonra da istifa etti."

Can Ataklı'nın bu sözleri üzerine dönemin Refah Partili milletvekillerinden Mehmet Bekaroğlu, "Bu akşamki program bitmiştir bana göre, durum bu" diyerek iddiaların ciddiyetine dikkat çekti.

- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)


AYDIN DOĞAN KENDİ KANALINDA KÖPÜRDÜ

CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge'de taşları yerinden oynatacak 28 Şubat polemiği yaşandı. Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı'nın iddialarına telefonla bağlanan Aydın Doğan sert cevap verdi.

Can Ataklı'nın, 28 Şubat'ta dönemin Turizm Bakanı Bahattin Yücel'in Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu'nun şantajıyla istifa ettirildiği iddiası üzerine yayına bağlanan Aydın Doğan, "Ertuğrul Özkök de Zafer Mutlu da eğer böyle bir şey söylemişse şerefsizlik ahlaksızlık yapmıştır." dedi.

Ataklı'ya sert tepki gösteren Doğan, "Can Ataklı hezayan içinde" dedi. Doğan'a cevap veren Ataklı da "Kahraman olmak gibi bir niyetim de yoktu." diye yanıt verip, Ertuğrul Özkök'ün de kendisine 'ben böyle bir görüşme yapmadım' diye mesaj attığını açıkladı.

İkili arasında geçen diyalog şöyle:

AYDIN DOĞAN: "Bana göre Can Ataklı hezeyan halinde. Bunu yapmamak lazım. Medya patronları orada yok diye her şeyi medyaya yüklemek haksızlıktır. Türkiye'nin en namuslu kesimi bence gazeteciler ve gazetelerdir. Gazeteleri böyle hükümetleri düşüren bir şekilde yansıtmak, kamuoyun önünde bu kadar küçük düşürmek da doğru değil, bunu kınıyorum. Bu yaştan sonra oraya çıkıp tartışamam ama herkes gelsin tartışalım. 28 Şubat'ta siviller görevini yapmamış, basın da haber peşinde koşmuş, bazen de hatalar yapmış. Sincan'da tankları yürütenler görevden alındı mı ki biz suçlanıyoruz. Ben fazla uzatmak istemiyorum. Ama bu haksızlığı da yapmayın. Bana kalırsa Can Ataklı bir hezeyan halinde konuşuyor ve hata ediyor. Kahraman olmak istiyor ama aslında mesleğe zarar veriyor. Beyaz kağıt gibiyiz ama bize çok laf atıyorlar. Çünkü en kolayı medyayı suçlamak. Kim kartel kurdu da başkalarını kovdurmak öldürmek için çalıştı."

CAN ATAKLI: Çok üzülerek dinledim Aydın Bey'i. Kendisi en eski medya patronudur. Hezeyan sözü beni çok üzdü. Kahraman olmak gibi bir niyetim de yoktu. Ben tanık olduğum şeyi anlattım, Aydın Bey ile ilgili bir şey de demedim....

AYDIN DOĞAN: Benim adımı vermedin ama benim sahibi olduğum gazetenin şantaj yaptığını söylüyorsun. Böyle bir şey olması mümkün mü? Ben deli miyim, nasıl böyle bir şey yapabilirim? Ya Can, kafasında bir senaryo kurdu ya da bunu yapanlar dünyanın en büyük şerefsizleridir.

CAN ATAKLI: Meslek hayatımın son günü olabilir. Ertuğrul da mesaj atıp duruyor ben öyle bir şey söylemedim diye. Ben tanık olduklarımı, bana söylenenleri anlattım sadece. Böyle şeylerin belgesi de olmaz zaten...



ZAFER MUTLU DA YAYINA BAĞLADI


Aydın Doğan'dan sonra programa telefonla bağlanan Zafer Mutlu da iddiaları reddederken Can Ataklı'nın olayları karıştırmış olabileceğini söyledi.

ZAFER MUTLU: Çok kısa bir şey söylemek için bağlandım. Can sanırım bazı şeyleri karıştırıyor. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum, böyle bir şey de olmadı. Bunu söylemek istiyorum. Polemiği de girmek istemiyorum. Mantıklı da gelmiyor zaten hikaye. Aradan 15 yıl geçmiş Can karıştırıyor da olabilir.

- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)

Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısı (01 Mart 2012)

Sayın Aydın Doğan

AYDIN BEY, bu yazı, 18 yıllık patronuma dilekçemdir.

Dün gece bir televizyon kanalında, bana atılan bir iftiraya cevap vermek üzere bu televizyon kanalına bağlanmışsınız. Size her zamanki saygımla bir kez daha teşekkür ediyorum. Orada böyle bir olayın olmadığını söylemişsiniz.

Bu arada da “Ertuğrul Özkök böyle bir şey yapmışsa şerefsizdir” demişsiniz.

Çok haklısınız. Doğru şerefsizdir.

Şimdi hayatımın en önemli yıllarını verdiğim Hürriyet’e ve size karşı olan sevgim ve saygım nedeniyle açık tarihli bir istifa mektubu sunuyorum.

Benim elimde eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’le ilgili bir yolsuzluk dosyası yoktu. Olsaydı derhal yayınlardım. Bahattin Yücel’e böyle bir şeyi söylemedim. Zafer Mutlu ile aramda böyle bir konuşma geçmedi. Ama Bahattin Yücel “Evet Ertuğrul Özkök bana böyle bir şey söyledi” derse, bu istifa mektubumu o an yürürlüğe koyunuz.

Bunun karşılığında 25 yıldır çalıştığım Hürriyet gazetesinden tek kuruş hak talep  etmeyeceğim. Ve gazeteciliği hayatımın sonuna kadar bırakacağım.

Saygılarımla.

Ertuğrul Özkök

- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
 - Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)


Elif Çakır'ın köşe yazısı (02 Mart 2012)

28 şubat Yangınları


Şerefsiz” kelimesi hiç olmadığı kadar havalarda uçuşup rekor kırarken, bir “ailenin” nasıl birbirine düştüğünü izledik önceki gece televizyon kanallarında...

Gerçekte ne olup bittiğini anlamak için ulaşabildiğim bütün tarafları, gecenin hayli ilerlemiş olmasına aldırmadan bütün nezaket kurallarını bir kenara bırakıp aramaya başladım.

Önce 28 Şubat sürecinde Refahyol hükümetinin DYP’li Turizm Bakanı Bahattin Yücel’e ulaştım...

Kendisi dışarıdaydı. “15 yıl önce istifa ettim ve siyaseti bıraktım. Adı geçen taraflar arkadaşlarım. Kimseyi zor durumda bırakmak istemem. Bu saatten sonra konuşmamın kime ne faydası olacak bundan emin değilim. Üzerinden on beş yıl geçmiş” sözleriyle geçiştirmeye çalıştı ama ben de “bir dönemle hesaplaşılıyor, sizin söyleyecekleriniz önemli. İstifa ettim diyorsunuz. Neden istifa ettiniz. Can Ataklı’nın anlattıklarına bir açıklama getirmelisiniz” diyerek üzerine gidince “Gidip programı izlemem lazım. Neler konuşulduğunu bilmiyorum. İzledikten sonra konuşabilirim ancak konuşup konuşmamaya karar vermem lazım” dedi...

Sonra Ertuğrul Özkök’ü aradım. Sesi titriyordu. Oldukça öfkeliydi. İnfaz edildiğini düşünüyordu. Haksızlığa uğradığını tekrarladı. “Ben kendimi nasıl savunacağım bu durumda” diyordu.

Sürekli “anlıyorum sizi” nakaratıyla, “hakkaniyetli olmak adına, gerçekten bunu yapıp yapmadığınızı sizden duymak adına sizi aradım” dedim.

Bizlerden iyi kim anlayabilirdi ki, infaz edilmenin ne olduğunu...

15 yıl geçti aradan... Medyanın ve özellikle de Doğan Grubu’nun “silahsız kuvvet” olarak o dönemdeki rolünü hiç unutmadık.

Ertuğrul Özkök, “Yıllarca andıç yaptınız diye suçladınız bizi bu akşam aynı andıç bana yapılıyor. İnfaz ediliyorum. İftiraya uğruyorum. Bütün şerefim üzerine yemin ederim ki, ne öyle bir belge vardı elimde ne de böyle bir belgeden haberim oldu. Ne de böylesi bir şantajın içinde oldum. Yaptıysam böyle bir şeyi şerefsizim.” dedi.

“Ertuğrul bey, bu suçlamalar ya da sizin deyiminizle size bu gece yapılan infaz, andıçlama herhangi bir kanalda değil, sizin kendi grubunuzun kendi kanalında yapılıyor. İlginç olan da bu zaten” dedim.

Özkök “Evet bunu anlayamıyorum. Yaptığı bu şerefsizliği de Ahmet Hakan’a sorun. Neden hezeyanları olan birisini kendi grubumun kanalında konuşturuyorlar ve bana iftira attırılıyor. Bir değil iki değil bıktım artık bu olanlardan. İnfaz mı edecekler öldürecekler mi beni. Ne yapmak istiyorlar. Bir iftira atıyorlar ve hadi savun diyorlar. Hepsiyle yargıda hesaplaşacağız. CNN Türk’ün yayın yönetmenine de programa da dava açacağım. Hepsiyle hesaplaşacağız. Bahattin Yücel arkadaşım, kendisini aradım az önce ve konuştum. Var mı böyle bir şey diye” dedi.

Araya girip, “Ben de konuştum kendisiyle şimdilik konuşmak istemiyor” dedim.

“Yapmadım” dedi. “Yapsaydım söylerdim” dedi.

Can Ataklı’yı aradım yayın sonrasında da. “Ben, geçmişte tanık olup da Bahattin Yücel’e gidip anlattığım ve kendisinin de istifa ettiği olayı bugün isim vererek anlattım. Ancak olayın tarafları Zafer Mutlu da, Aydın Doğan da yalanladı. Belge gösteremem ki. Konuşulan sözlerin belgesi mi olur. Şu saatten sonra konuşmak istemiyorum” dedi.

Tüm tarafları dinledikten sonra oturup ne düşündüm peki?

Refah-Yol hükümetini devirmek için özellikle Doğru Yol Partisi’nden bakan ve milletvekillerini istifaya zorlamak üzere kimbilir daha neler yapıldığını düşündüm.

Ne yalan söyleyeyim, Ertuğrul Özkök’ün istifa mektubunun taktik bir hamle olduğunu düşündüm. Öyle ya, Bahattin Yücel’e böyle bir şey mi söylemiş. Yok. Üçüncü bir kişi var ortada, kullanılmış olan. Yani yemin etse başı ağrımaz.

***

Kıyamet sahnesi böyledir. Herkes birbirini suçlar, kendilerinin daha az suçlu olduğunu ispat için... “Aile” falan kalmaz ortada. Kimsenin gözü kimseyi görmez. Herkes bir tek kendisini düşünür...

Kıyamet zannı uyandıracak benzer pek çok ifşaat, açıklama, günah çıkarma süreci bugünlerde art arda gelecek, gelmeli. Gelmeli ki o karanlık günler aydınlansın.

(Star)



- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)

Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısı
(02 Mart 2012)

Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı


ÖNCE bilmeyenlere olayı aktarayım.
Önceki akşam, Ahmet Hakan’ın sunduğu programa çıkan bir gazeteci, şöyle bir iddiada bulundu:
Güya 28 Şubat döneminde, Sabah Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni bu kişiye, “Rakip gazetenin elinde Turizm Bakanı Bahattin Yücel hakkında yolsuzluk dosyaları var. Eğer istifa etmezse, bunları yayınlayabilirler” demiş.
O da bunu gidip Bahattin Yücel’e anlatmış ve bakan da korkup istifa etmiş.
“Rakip gazete” hangisi?
Biraz sonra onun adı da geliyor: Tabii ki “Hürriyet”.
O dönemdeki genel yayın yönetmeni kim?
Tabii ki ben...
Ama benim hakkımda her şeyi, ikinci bile değil, üçüncü şahıs, “Güya o da öyle demiş” diye anlatıyor.
Herkes de hayatından memnun. Ulvi bir gazetecilik olayı yaratılıyor. Herkes konuşuyor.
Böyle bir olay olmuş mu, olmamış mı hiç önemli değil.
Bunun üzerine ben de çıkıp Hürriyet’in dünkü şehir baskılarına şunu yazdım:
“Ne elimde bir dosya vardı, ne Zafer Mutlu’yla böyle bir şey konuştum. Eğer Bahattin Yücel, Ertuğrul Özkök bana böyle bir şey söyledi derse, Hürriyet’te 25 yılda doğmuş haklarımdan beş kuruş talep etmeden istifa edeceğim ve gazeteciliği de hayatımın sonuna kadar bırakacağım.”
Sonra da yatıp uyudum.
Dün sabah saat 08.49’da eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel aradı.
“Bugünkü yazını okudum. Sana bir açıklama gönderiyorum” dedi.
Açıklamasını aynen koyuyorum.

Özkök bana ima yollu dahi bir şey söylemedi

CNN-Türk’ün dün (29 Şubat 2012) geceki yayınında; Turizm Bakanlığı’ndan istifamın hakkımdaki bazı dosyalara dayalı şantaj ve tehdit iddialarından kaynaklandığının dile getirildiğini öğrendim.
Yayın sırasında Sayın Aydın DOĞAN, Sayın Zafer MUTLU’nun telefon bağlantısı ile katıldıkları bu programı izleyemediğim için aşağıdaki yazılı açıklamayı yapma zorunluluğu doğdu.
Saygılarımla,
Bahattin YÜCEL

İSTİFA GEREKÇEM


Turizm Bakanlığı görevimden çekildiğim 13 Haziran 1997 günü açıkladığım gerekçe ile birkaç gün sonra hükümetin istifa kararını dönemin cumhurbaşkanına sunarken, merhum Başbakan Erbakan’ın öne sürdüğü “ülkedeki gerginlik” ifadeleri örtüşmektedir.

DOSYA İLE İLGİSİ YOK

Bakanlık görevini bırakmamın programda öne sürülen, hakkımda bir dosya bulunduğu iddiasıyla hiçbir ilgisi yoktur.

İSTİFAMDAN 1,5 AY ÖNCE

Sayın Ataklı’nın aktardığını öğrendiğim gelişme ise istifa ettiğim tarihten 1,5 ay öncesine dayanmaktadır. Ataklı’nın Mayıs 1997’nin ilk günlerinde bir dosya bulunduğuna ilişkin anlattıkları üzerine, aynı gün geç saatlerde Sayın Mutlu ve ertesi gün Sayın Özkök ile bu konuyu ayrıntılı olarak görüştüm.

ÖZKÖK İMA BİLE ETMEDİ

Mutlu; böyle bir belge ya da dosyanın varlığını bilmediğini ve bir baskının asla söz konusu olamayacağını ifade etti. Ertesi sabah Hürriyet gazetesi GYM Sayın Özkök’e telefonla ulaştığımda; konuyu ilk kez benden duyduğunu ve çok şaşırdığını belirtti.
Sayın Ertuğrul ÖZKÖK kaynaklı, bir şantaj ya da en küçük bir ima bile söz konusu olmamıştır.

DİNÇ BİLGİN’E SORDUM

Aynı gün doğrudan ilgisi olmasa da Sabah gazetesinin eski sahibi Sayın Dinç Bilgin ile Sayın Ataklı’nın evinde buluştuk. Böyle bir gelişmeden haberi olmadığını kesin bir dille ifade etti.

GENSORUYA RET VERDİM

Sayın Ataklı’nın belirttiği konuya ilişkin görüşmelerin ardından, üyesi bulunduğum hükümet aleyhine muhalefetin verdiği gensoru benim de katıldığım oturumda reddedildi.
28 Şubat adı verilen gelişmelerin üzerinden 15 yıl, aktif siyaseti bırakmamın üzerinden yaklaşık 13 yıl sonra adımın baskılar karşısında yılgınlığa düşüldüğü izlenimi verecek biçimde kamuoyuna taşınmasından üzüntü duyuyorum.

SİVİL SİYASETÇİ SİNMEZ

Her namuslu insan gibi sivil siyasetçilerin de hiçbir baskı ve tehdit karşısında sindirilemeyeceğine olan inancımı sürdüreceğimi, ifade etmek isterim.

Programdaki arkadaşlara bir çift sözüm var


O gece programa katılıp, iftiralara cevap vermedim.
Çünkü hayatımın 20 yılı, birçok televizyonda, hakkımda yapılan saldırı yayınlarına tahammül ederek geçti. Bir gazeteci olduğum için, hiçbirine ne cevap verdim, ne da dava açtım.
Önce BTV diye bir televizyon, hakkımda en ağır yayınları yaptı.
Sonra Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu televizyon, her gece hakkımda en ağır hakaretleri, iftiraları yayınlıyordu.
Tek kelime sesimi çıkarmadım.
Görüyorum ki, şimdi vardiyayı başka televizyonlar almış.
Demokratik bir ülkeyiz. İsteyen istediğini söylesin. Ayrıca demokratik ülkelerde tek taraflı yayın yapmak da bir haktır.
Önceki gece programa katılanlara benim de bir çift sözüm var.

SEVGİLİ AHMET HAKAN


28 Şubat’ı yargılıyorsunuz. Çok güzel. Elbette konuşulmalı, geçmişten dersler çıkarılmalı.
Ama senden Mehmet Ali Birand’a da şu soruyu sormanı beklerdim.
“Mehmet Ali Bey; Siz 12 Eylül’ün de belgeselini yaptınız. Orada basından ve gazetecilerden hiç söz etmediniz. Acaba neden? Siz ki, 12 Eylül üzerine kitap da yazdınız. 12 Eylül’e giden günlerdeki gazetelerin manşetlerinden, darbe öncesi ve sonrası yazılan yazılardan tek kelime yok. Orada yok da 28 Şubat’ta gazetecilere bu kadar rağbet niye? 12 Eylül öncesi ve sonrası gazetecilerin hiç mi hatası yoktu?”
Tabii bir de 28 Şubat kararlarının ve uygulama kararlarının altındaki “ıslak imzaların” kime ait olduğunu tartışmaya açmanızı beklerdim.

SEVGİLİ BİRAND

Sen ki, andıç mağdurusun; sen ki, o günlerde kendini ve ailenin çektiklerini haklı olarak dile getiriyorsun ve haklısın. Senin gözünün önünde bana, birinci değil, ikinci değil, üçüncü kişinin ağzından bu iftira atılıyor.
Orada en çok senden anlayış beklerdim. Ben senin çektiklerini çok iyi anladım. Umarım bir gün sen de benimkileri daha iyi anlarsın.

SAYIN NAZLI ILICAK

Size teşekkür ederim. 28 Şubat sürecinde “Refah Partisi’nin kapatılmaması gerektiği” konusundaki yazımı ekranda göstermişsiniz. Siz vicdanlı ve mücadeleci bir insansınız. Keşke Fethullah Gülen’in “Erbakan’a yaptığı çekilin çağrısı” manşetini de koysaydınız. Bir de AK Parti’nin kapatılma kararının Anayasa Mahkemesi’nde son görüşülmesinden bir hafta önce benim Dolmabahçe’de Başbakan Erdoğan’la yaptığım mülakatı da gösterseydiniz.
İki gün üst üste manşetten verdiğimiz o mülakatta Erdoğan’ın söylediği sözler çok etkileyiciydi.

İFTİRA SAHİBİ KİŞİYE

Bir de şunu belirtmek isterim. Önceki gece orada sadece bana iftira atılmadı. Eski bir bakana da iftira atıldı. Sanki, hakkında, yolsuzluk dosyalarından korkup istifa ettiği gibi bir hava yaratıldı. Oysa o olaydan sonra içinde yer aldığı hükümet hakkında verilen gensoruya ret oyu vermiş.
Yolsuzluk dosyasından korkan bir insan bunu yapar mı?
28 Şubat’ta medyanın “günahlarının” tartışıldığı bir programda bu kadar medya günahı fazla değil mi?

- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ahmet Hakan Coşkun: Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey (sayfa 7'de)

Ahmet Hakan Coşkun'un köşe yazısı

Sessiz kalma lüksünüz yok Ertuğrul Bey

Ertuğrul Bey...

Star gazetesinden Elif Çakır’a konuşmuşsunuz.

Şöyle demişsiniz:
“Bu yaptığı şerefsizliği de Ahmet Hakan’a sorun. Neden hezeyanları olan birisini kendi grubumun kanalında konuşturuyorlar ve bana iftira attırıyorlar. Bir değil, iki değil. Bıktım artık bu olanlardan. İnfaz mı edecekler, öldürecekler mi beni? Ne yapmak istiyorlar? CNN Türk’ün yayın yönetmenine de, programa da dava açacağım. Hepsiyle hesaplaşacağız”.
* * *
Ertuğrul Bey...
Farkındayım, uzun bir süreden beri...
- Bir dönemin tek sorumlusu olarak gösterilmek isteniyorsunuz.
- Hedef haline getiriliyorsunuz.
- Birilerinin takıntısı haline gelmiş durumdasınız.
- Pişmanlıklarınız ve özeleştirileriniz dikkate alınmıyor.
Ama bütün bunlar...
- Bana hakaretler yağdırmanızın...
- İnfiale kapılmanızın...
- “Beni andıçladılar” diye abartılı tutumlar içine girmenizin...
- “Linç edildim” diye feryat etmenizin...
- İçlenmenizin...
Mazereti olamaz.
Siz Hürriyet gibi bir gazeteyi 20 yıl boyunca yöneterek bir döneme damga vurdunuz.
Bir döneme damga vurmak, önemli bir iştir.
Bu “övgü” anlamında kullanıldığında “aman efendim, estağfurullah” demiyorsunuz da, “yergi” anlamında kullanıldığında neden “gelen bana vuruyor, giden bana vuruyor” edebiyatı yapıyorsunuz?
Her nimetin bir külfeti vardır Ertuğrul Bey.
Bu nedenle nimet karşısında sergilediğiniz soğukkanlı tavrı, külfet karşısında da sergilemeniz gerekir.
* * *
Ertuğrul Bey...
“Medya etiği” açısından size sormak istiyorum:
Bir tartışma programı yöneticisinden beklenen nedir?
Eşi dostu kollaması mı? Eşi dostu hakkında eleştiri yapanları, ithamda bulunanları, hatta iftira atanları anında susturması mı? Eşi dostu için tanıklık yapmaya soyunması mı?
Bunu bir gazeteci, bir meslektaşından nasıl bekler?
Beklemekle kalmayıp bunu yapmadığı için ona nasıl hakaret eder?
Köşeler babamızın malı değil de stüdyolar babamızın malı mıdır?
Stüdyodaki biri, bizim grupta çalışan biri hakkında bir şeyler dediği zaman “dur bakalım, o bizim grupta çalışan bir isimdir” mi diyeceğiz?
Üstelik Can Ataklı, sonradan “iftira” olduğu ortaya çıkan iddiayı programda, “duyduğuma göre şöyle olmuş, duyduğuma göre böyle olmuş” diye dile getirmedi.
“Falanca bana şöyle dedi, ben de yaptım” diye anlattı.
Bu durumda konudan habersiz benden, “Hayır, sen öyle bir şey yapmamışsındır, iftira atıyorsundur, yanlış hatırlıyorsundur” demem nasıl beklenir?
* * *
Ertuğrul Bey...
Ağzınızı her açtığınızda “linç” diyorsunuz, “infaz” diyorsunuz, “andıç” diyorsunuz, “mağdur oldum” diyorsunuz.
Oysa canlı yayına bağlanıp “bu bir iftiradır” deseydiniz, mesele kalmayacaktı.
Bunu neden yapmadınız?
Üstelik siz Türkiye’nin en büyük ve en etkili gazetesinde her gün birinci sayfadan anons edilen bir köşeye sahipsiniz.
Yani Türkiye’nin hakkındaki iftiralarla mücadele etme imkânı en yüksek ismisiniz.
Bu açıdan içine düştüğünüz “mağduriyet hissi” ve yaptığınız “mağduriyet edebiyatı” biraz tuhaf kaçmıyor mu?
Sizin ifade imkânlarınıza sahip olmayanların iftiralar karşısında kendilerini mağdur hissetmelerini bir parça anlarım ama sizinkini hiç anlayamam.
Kusura bakmayın ama nedir bu içli tavır?
* * *
Ertuğrul Bey...
Hürriyet gibi Türkiye’nin en büyük ve en etkili gazetesini tam 20 yıl boyunca yönetmiş biri tartışmalara konu olur.
İddialara, isnatlara, iftiralara, ithamlara maruz kalır.
Buna katlanmak durumundasınız.
Sessiz kalmak gibi bir lüksünüz yok.
Her biri için “bu bir iftiradır” diyeceksiniz.
Sakın “İyi de ben herkese cevap mı yetiştireceğim?” falan demeyin.
Evet, herkese cevap yetiştireceksiniz.
20 yıllık süreç, ne yazık ki sizi buna mükellef kılıyor.
İstediğiniz kadar kızın, istediğiniz kadar öfkelenin, istediğiniz kadar hakaret edin.
Maalesef durum budur.

Son dakika notu

BU notu saat 22.40’ta yazıyorum.
Az önce Ertuğrul Özkök aradı. Gazetenin taşra baskısında yazıyı okumuş.
Uzun bir konuşma yaptık kendisiyle.
Elif Çakır’a yaptığı açıklamada “Bu yaptığı şerefsizliği de Ahmet Hakan’a sorun” diye bir cümle kullanmadığını, “Bana şerefsizce bir iftira atıldı” dediğini söyledi.
Elif Çakır, “Ama bu Ahmet Hakan’ın programında yapıldı” deyince Ertuğrul Bey, “Evet, onun programında yapıldı” demiş.
Ancak bu söyledikleri Elif Çakır’ın yazısında “Bu yaptığı şerefsizliği de Ahmet Hakan’a sorun” şeklinde yansımış.
Ertuğrul Bey’in bu açıklamasını öğrendikten sonra kendimi bu notu yazmak durumunda hissettim.
Sizden ricam şu: Lütfen yazıyı, Ertuğrul Özkök’ün yaptığı bu açıklamayı dikkate alarak okuyunuz.

Hürriyet


- Can Ataklı: Özkök, 28 Şubat'ta şantaj yaptı / VİDEO (sayfa 2'de)
- Aydın Doğan: Özkök yapmışsa şerefsizdir / VİDEO (sayfa 3'te)
- Ertuğrul Özkök'ün Aydın Doğan'a istifa resti (Sayfa 4'te)
- Elif Çakır'a konuştu: Yaptığı bu şerefsizliği Ahmet Hakan' sorun! (Sayfa 5'te)
- Ertuğrul Özkök:
Saat 08.49’da Bahattin Yücel aradı (sayfa 6'da) 
YORUMLAR 7
  • salih akşit 13 yıl önce Şikayet Et
    gülmek istiyorum. aydın doğan diyor ki. "ben iddia ediyorum ki türkiyede hala namuslu insanlar vardır. bunlar gazeteciler ve gazetelerdir." bu adam bunamış. yada yalan söylemeyi çok seviyor gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor. ben şöyle anlıyorum türkiyede hala namussuz insanlar vardır. bunların içindede bazı gazeteler ve gazeteciler ve dahi gazete patronları vardır.
    Cevapla
  • Aykut Sunguroğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    Kim demiş bitti diye?. Kimse kendini hele hele bizleri hiç kandırmaya çalışmasın! Ne 28 şubat süreci bitti ne de mağduriyetler sona erdi.Sayın başbakandan bekliyorum;lütfen grup konuşmasında söylediklerini hayata geçirsin lütfen! Bu işler lafla olmuyor.O mağduriyetlere dair bir tek yasal düzenleme olmamıştır.Ne üniversitelerde ne de devlet dairelerinde. Şimdi rektör,dekan ve öğretim görevlileri puslu ortam bulamıyor da o nedenle tırnaklarını göstermiyorlar. Bir ellerine fırsat geçsin 28 şubattan beter olmazsak nâmerdim. 4+4+4 bile başlamadan guguk kuşuna döndü...Daha ne diyeyim?
    Cevapla
  • ali ateş 13 yıl önce Şikayet Et
    28 şubatçılar. konjöktür değişti.28 şubat kurguları bitti.demokrasi ve adalet geldi.herkesin daha dikkatli daha edepli olması gerekirken ortak akıl bunu gerektirirken günümüzde medya o günden daha iyi kurgulanmış bir senaryoya hizmet ederek yen kin ve nefret tohumları ekmeye devam ediyor.ne adına? demokrasi şeffaflık,adalet ve islam ahlakı.süper.
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    28 ŞUBAT ANISINA MEDYA SAVAŞINDA ROLLER DEĞİŞİYOR..-3. EDİTÖR’ÜN NOTU: Lütfen bakınız Haber7 yorumları için genel bir ikaz http://www.haber7.com/haber/20080624/Haber-7-yorumlari-icin-genel-ikazlar.php selamlar…
    Cevapla
  • ayse_nur 13 yıl önce Şikayet Et
    bu nedir. haber7 ye bir haller oldu. artık haberler diğer sitelerden daha geç geliyor. en çok yorumlanan habere bakıyorsun yorum 0 dır diyor. ne iştir anlamadım.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
X'te, Grok depremi! Musk'tan açıklama geldi! CEO görevinden istifa etti
Duran'dan sonra forvete bir bomba isim daha! Mourinho aracı oldu: Seni istiyorum