Panik atağı başlamadan önlemenin yolu

Panik atak meselesinde kafanda olup bitenler kadar biyolojik süreç de önemli.

Panik atağı başlamadan önlemenin yolu
Panik atağı başlamadan önlemenin yolu
GİRİŞ 21.05.2016 10:53 GÜNCELLEME 21.05.2016 10:54
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Panik atak, bir insanın tecrübe edebileceği en ürkütücü olaylardan birisi. Çoğu zaman ise mesele mental açıdan ele alınıyor ve esas dikkat edilmesi gereken konunun da bu olduğu belirtiliyor. En güçlü kadınları bile ölüm endişesi ile pençesine alabilen panik atak, gerçekte, deyim yerindeyse sadece kafada olup biten bir şey değil: Çünkü panik atağın biyolojik temelleri de bulunuyor.

Bütün hikaye karbondioksit ile başlıyor. Bütün insanlar, hepimizin bildiği gibi, oksijen alıyor ve dışarıya karbondioksit veriyor. Panik butonumuza basılması ise “savaş ya da kaç” refleksi olan hızlı nefes alınıp verilmesi ile başlıyor. Panik atak geçiren birisine, etrafındaki insanların “nefes almaya çalış” ya da “derin derin nefes al” demesi de bundan kaynaklanıyor. Fakat ne yazık ki, bu tavsiye aslında vücudunun ihtiyacı olan şeyin tam tersini yapman anlamına geliyor.

Hızlı nefes alıp verdiğin zamanlarda, vücudun, beynine daha fazla oksijen ulaştırmaya çalışıyor. Southern Methodist University’den panik atak uzmanı Psikolog Dr. Alicia Meuret’e göre ise, nefes alma sırasında vücuda oksijen alınıyor ve karbondioksit seviyesi tehlikeli bir şekilde düşmeye başlıyor. Karbondioksit seviyesi düşük olduğunda ise kalp çarpıntısı, sersemlik, mide bulantısı gibi semptomlar ortaya çıkıyor. Düşük karbondioksit seviyesi, daha da paniklemene neden oluyor ve bu panikleme seviyen yükseldikçe de karbondioksit seviyen düşmeye devam ediyor.

Özetlemek gerekirse, daha fazla oksijene ihtiyacın yok. Yani, panik atağı durdurma konusunda kilit nokta, karbondioksit seviyeni normal bir seviyeye çıkarmak oluyor. Meuret, panik atağı durdurmak adına CART ( kapnometri destekli solunum eğitimi) tekniğini geliştirmiş. Birçok panik hastasının nefes darlığı ya da sersemlik gibi fiziksel semptomlardan fazlasıyla korktuğunu ve bu tekniğin, nefes alışverişini normalleştirerek paniği azaltmada etkili bir yöntem olduğunu söylüyor.

Başka bir deyişle, beynin, panik atak sırasında boğulduğuna ve yakında öleceğine dair bağırmaya başlıyor. Bu noktada ise tek yapman gereken kendini boğmayı bırakman. Meuret’in yöntemi, insanların nefes alışverişini düzenlemesi için kapronometri cihazı kullanmalarını egrektiriyor. Fakat bu cihazlara erişim imkanın olmadığı için, endişelenmemelisin. Benzer bir nefes alışverişi tekniğini kullanarak, aynı etkiyi elde edebilirsin.

Bu teknik, nefes alma sürenin iki katını nefes verme süresi olarak kullanmana dayanıyor. Yani, 2 saniye boyunca nefes alıyorsan, aldığın nefesi 4 saniyeye yayarak veriyorsun. Bu sayede oksijen ve karbondioksit seviyelerin dengelenirken, rayından çıkan sinir sistemin de rahatlamış oluyor. Bu tekniğin bir hayli etkili olmasının nedeni ise, vücudun sinir sisteminin, sempatik sinir sisteminden parasempatik sinir sistemine doğru geçişini tetiklemesi. Parasempatik sinir sistemi devredeyken, savaş ya da kaç modu da bir bakıma ötelenmiş oluyor.

 

KAYNAK: WOMEN'S HEALTH
YORUMLAR 2
  • Nevzat 7 yıl önce Şikayet Et
    Bu olayı yaşayanlardanim..Müthiş bir ölüm korkusu yaşanıyor. Bu tedavinin kücük bir bölümü. Başta stresli ortamdan uzak olunması cok onemli..Sevilen ortam ve insanlarla beraber olmaya içinde ki düşüncelerini dışa vualı.Allah kimseye yaşatmasin.
    Cevapla
  • osmanlıserdarı 7 yıl önce Şikayet Et
    çok çektim allah kimseye yaşatmasım işten eve tek başıma gidip gelemiyordum
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Hamas'tan son dakika ateşkes açıklaması! Müzakereler sona erdi: Cevabımızı ilettik!
İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan tarihi İsrail kararları