Türkiye’nin kültür mozaiği: Beypazarı'nda gezilecek yerler

Tarihi Beypazarı, cumbalı konakları, geleneksel lezzetleri, dokumacılık, el sanatları, müzeleri ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin hem tarihini hem de geleneksel kültürünü gelecek nesillere taşıyor.

Türkiye’nin kültür mozaiği: Beypazarı'nda gezilecek yerler
Türkiye’nin kültür mozaiği: Beypazarı'nda gezilecek yerler
GİRİŞ 04.04.2020 17:33 GÜNCELLEME 04.04.2020 17:33

Ankara merkeze 100 kilometre uzaklıkta bulunan Beypazarı, yerli turistin günübirlik gezi listesinde yer alıyor. Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasıyla birçok Anadolu kenti gibi bir kültür mozaiği değeri taşıyor. Sırasıyla Hititler, Frigler, galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve son olarak Osmanlı Devleti tarafından yerleşim yeri olarak kullanılan Beypazarı, tarihte önemli bir ticaret merkezi görevi görmüştür. Tarihi değerlerin yanı sıra bereketli topraklarında yetişen havucu ve mineralli suyu da Beypazarı’nın öne çıkan öğelerinden.

Beypazarı evleri

Beypazarı’nın kültürel mirasının en önemli öğesi olan tarihi konakları iki, üç katlı ve cumbalı halleriyle Beypazarı’nın yaşam tarzına ışık tutuyor. Zemin katları taş, üst katları ahşap iskelet yapıya sahip olan bu evler, bahçeli olarak inşa edilmiştir. Konakları, diğer tarihi konaklar ayıran özelliği; Çantılı evler olarak yapılmasıdır. Çantı, diğer adıyla guşgana, evlerin üst kısımlarında bir bölümü işlemeden bırakılan yemeklerin kurutulup saklandığı bir depoya verilen isimdir. Rivayete göre ise Beypazarı geleneklerine göre insanlar, dünyada daha yapılacak işlerinin kaldığını vurgulamak için bu yöntemi kullanmaktaydı. İç içe bir mahalle yaşamının göstergesi olan konaklar, aile ve sosyal kültür hakkında fikirler vermektedir. Bir Osmanlı Kültürü olan kapı tokmağı, Beypazarı konaklarında da bulunmaktadır. Bu tokmakların sesine göre gelen kişinin erkek ya da kadın olduğu anlaşılmaktaydı.

Tarihi Suluhan Kervansarayı Nasuh Paşa Hanı

Beypazarı’nın bir diğer Osmanlı yapıları örneği Suluhan Kervansarayı, Sadrı Esba Nasuh Paşa tarafından 17. Yüzyıl başında yaptırılmıştır. Klasik şehir içi han planında, iki katlı yaklaşık 50 dükkan ve 1 mescit kapasiteli Suluhan, Ankara bölgesinde tarihi han özelliği taşıyan tek handır. Zaman içerisinde harap olan han, restore edilerek günümüzde daha iyi bir görünüme kavuşturuldu. Döneminde yolculara kervansaray olan han, şimdilerde turistlerin ilgisini çekiyor ve ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

İmaret Meydanı

El sanatları mesleklerine ait dükkanların yer aldığı İmaret Meydanı, kunduracı, semerci, dokumacı, bakırcı, kalaycı, yorgancı, gümüş işleme gibi unutulmaya yüz tutmuş sanatların canlandırılmaya çalışıldığı turistlerin gözde meydanlardan biridir. Meydanda bulunan el sanatlarından bazıları;

Gümüş işlemeciliği

Dövme bakırcılık

El işlemeli cevreler ve sırma işlemeleri

İpekli el dokumacılığı

Semercilik

Saraçlık

Demircilik

Dokumacılık

Yaşayan Müze

Yaşayan Müze, bilinen müzelerin aksine yalnıza tarihten kalan objelere yer vermek yerine geleneksel değerlerin yeni nesillere aktarılması amacıyla kurulmuştur. Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet Dönemi içerisinde yaşanan gelenekleri, törenleri belli dönemlerde canlandırarak yaşatma görevini üstlenen müze, ziyaretçilerin katılımıyla daha keyifli hale gelmektedir.

Türk Hamam Müzesi

Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın veziri Rüstem Paşa tarafından Alaaddin Camii yanına yaptırılan hamam, müze olarak Türk hamam geleneğini yansıtmaya devam ediyor. Türkiye'nin ilk ve tek Türk Hamam Müzesi olma özelliği taşıyan müze, geçmişten günümüze hamamlarda kullanılan araç gereçleri sergileyerek Türk temizlik kültürünün ne kadar geniş olduğunu gösteriyor.

Müzede aynı zamanda kına-gelin hamamı, külhanbeyi gibi hamam kültüründe yer alan eğlenceli aktiviteler de canlandırılmaktadır.

Alaaddin Sokak

Beypazarı'nın tarihi konaklarının bulunduğu Alaaddin Sokak'ta yöresel detaylarla süslenmiş pansiyonlarda yemek yiyebilir, konaklayabilirsiniz. Otantik bir havanın hakim olduğu tarihi sokakta yöresel ürünlerin satıldığı tezgahlardan Beypazarı'nın meşhur tarhanası, cevizli sucuğu ve bazlamasını satın alabilirsiniz. 

Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerini yaşatan bu sokak, yöre halkının da samimiyetiyle birleşince tarihi yaşamın, Beypazarı'nda hala devam ettiğini gösteriyor ve sizi geçmişte uzun bir yolculuğa çıkarıyor.

Boğazkesen Kümbeti

13. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Boğazkesen Kümbeti, vadiye yakın olan konumuyla geçmişte öncelikle gözetleme kulesi olarak kullanıldığı düşünülüyor. Türkiye'de yalnızca dört örneği bulunan kümbet, yapı olarak Karamanoğulları mimarisi özellikleri taşıyor olsa da Selçuklular döneminden kalan 2 adet mezarı da içerisinde bulunduruyor. Boğazkesen Kümbeti'nde  diğer kümbetlerde olduğu gibi kıble ve namazgah da yer almaktadır.

Beypazarı Hıdırlık Tepesi

Osmanlı Dönemi’nden izler taşıyan Hıdırlık Tepesi, ziyaretçilerine Beypazarı’nı panoramik olarak izleme imkanı sunan şehrin en yüksek tepesidir. Seyir terası olarak düzenlenen tepede her yıl düzenlenen Beypazarı Uçurtma Şenliği renkli görüntüler oluşturmaktadır.

Beypazarı’nda ne yenir?

Beypazarı, bereketli topraklarında Türkiye’nin havuç ihtiyacının yüzde 80’nini karşılayabilecek kadar üretim yapabiliyor. Beypazarlılar,hobi bahçeleri ve küçük tarlalarda ürettikleri havuçlardan; havuçlu lokum, havuç suyu ve havuç reçeli gibi yöreye özel lezzetlere rastlanılabilir. Beypazarı güveci, 80 kat yufkayla açılan baklavası en çok tercih edilen lezzetler arasında yer alıyor.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL