AK Parti mi yoksa AKP mi diyeceğiz

İşte Vatan gazetesi yazarı Suat Kılıç'ın konu ile ilgili ifadeleri...

AK Parti mi AKP mi?

AK Parti Tüzüğü'nün 1. maddesi 'Bu tüzük hükümlerine göre kurulmuş olan partinin adı, ADALET ve KALKINMA PARTİSİ'dir' der. AK Parti Tüzüğü'nün 3. maddesi ise 'Partinin kısaltılmış adı 'AK PARTİ' şeklindedir' hükmünü ihtiva eder.

Siyasi partilerin kuruluşuna ilişkin esaslar Siyasi Partiler Yasası'nda mevcut. Yasa, genel hükümleri belirlemekle birlikte işleyişe ilişkin usul ve esasları büyük ölçüde siyasi partilerin tüzüğüne havale etmiş. Bu yönüyle bakıldığında siyasi partiler açısından parti tüzüğü bağlayıcılığı kuvvetli bir esas metin hüviyetinde.

Bu sadece siyasi partiler açısından değil, siyasi partilerin muhatapları açısından da böyle. Hiçbir kişinin veya kurumun adı, sanı, unvanı, niteliği veya niceliği, ona bir siyasi partiyi yasanın veya tüzüğün dışında algılama, adlandırma kudretini vermiyor.

Partilerin tüzükte yazılı uzun ve kısa adı ne ise bu ad tüm taraflar açısından katı bir kuralcılıkla bağlayıcılık içeriyor. Bir özel veya tüzel kişilik için ismin bağlayıcılığına ne kadar itibar ediyorsak siyasi partiler açısından da isme riayet etmemiz kaçınılmaz bir zorunluluk. Kişinin veya kurumun adını beğenmememiz kişiye veya kuruma keyfimize göre bir isim yakıştırma özgürlüğünü bize bahşetmiyor. Adı 'Haşmet' olan adama boyu kısa diye başka bir isimle seslenme hakkına sahip olmadığımız gibi adı 'Aydın' olan kişiye de 'karanlık' diye seslenme özgürlüğümüz yok.

İsim seçme hakkı

Programlarına veya yaptıklarına bakarak partileri göz açtırmamacasına eleştirebiliriz. Ama 'Adın sana yakışmıyor' deme hakkına ne kadar sahibiz? Ya ad yakıştırmak... Buna ne hakkımız ne de haddimiz olabilir. Her zeminde hukukun üstünlüğünden dem vuracağız, demokrasi nutukları atarken mangalda kül bırakmayacağız ama muhataplarımızın isim seçme hakkına bile saygılı kalmayacağız.

Yazı konusu olan husus AK Parti'nin adı. 'AK Parti' mi yoksa 'AKP' mi diyeceğiz? Referansı hukuk ve demokrasi olanlar için konunun tartışmaya değer bir yanı yok. Zira bağlayıcı metin olan parti tüzüğünde 'Partinin kısaltılmış adı 'AK PARTİ' şeklindedir' hükmü yer alıyor. Bu hüküm kişileri, kurumlan, üçüncü şahısları, tüm muhatapları ve hukuka saygısı olanları bağlar.

'Beni bağlamaz' diyenleri de bağlar. Terör örgütlerinin arka bahçesindeki siyasi oluşumlardan ve marjinal örgütlenmeler bünyesindeki siyasi yapılardan bile tam adlarıyla söz edenlerin, iktidar partisinden 'AK Parti'yi esirgemeleri dava konusu olabilecek kadar yanlış bir tutumdur.

Kişiden kişiye değişir

Siyasi partileri var olan isim dışında adlandırmak kimsenin işi olmamalı. Partilere tüzükte yazılı olan dışında isim koymak kimsenin hakkı olmamalı. Yüzde 19'un 'cumhuriyet' ve 'halk' kavramlarını, yüzde 1'in 'demokratik solu' temsil edemeyeceğini, 'doğru yol'un kişiden kişiye değişebileceğini elbette hepimiz iyi biliyoruz.

Adalet ve Kalkınma Partisi'ne 'AK Parti' demeyi içine sindiremeyenlerin hukuka rağmen 'AKP' demeye hakları yoktur. 'AK Parti' dersiniz ama varsa bir karamsarlığınız bunu da yeri geldiğinde ifade edersiniz. Uzan'ın 'Genç Parti'sine bile 'GP' demeyenlerin 'AK Parti' ibaresini henüz kabullenememiş olmaları bir tesadüf değildir ama halk katında karşılıksız da değildir.

Acaba kabullenilemeyen AK Parti'nin AK'ı mıdır, yoksa başka bir şey midir, doğrusu bunu da zaman gösterecektir.