İHL mezunu Harp Okulu'na girsin mi

Ertuğrul Günay bundan yıllarca önce, İmam Hatip Lisesi mezunlarının Harp Okulları'na alınmasıyla ilgili neler söyledi? Ve sonrasında ne oldu? İşte cevabı....

İHL mezunu Harp Okulu'na girsin mi
İHL mezunu Harp Okulu'na girsin mi
GİRİŞ 03.01.2007 13:05 GÜNCELLEME 03.01.2007 13:05
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile birlikte 'Müslüman Sol' hareketi başlatan Ertuğrul Günay'la ilgili ilginç bir ayrıntı. Günay bundan yıllarca önce, İmam Hatip Lisesi mezunlarının Harp Okulları'na alınmasıyla ilgili neler söyledi? Ve sonrasında ne oldu? İşte cevabı...

 

Adnan Öksüz'ün yazısı

'Biz kimlik siyasetini reddediyoruz. Herkesin kendi kimliği, idraki, özgürlük anlayışı ile kendisini ifade etmesinden yanayız. Bu açıdan Müslüman veya inanmayan, farklı inanan herkesin bu hareket içinde kendisini ifade etmesine yer var. Bizim bir din inancını siyasete payanda yapmak gibi bir haddini bilmezliğe kalkışmamız da katiyen mümkün değildir. Ben inanan bir insanım, eşitlikçi, özgürlükçü, sosyal adaletçi bir dünya görüşü ile hayata bakıyorum. Benim inançlarım katiyen buna engel değil, hatta inançlarımdan besleniyorum.'

'Devletin insanlara bir kimlik dayatması, isim dayatmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Herkes, hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan kendini ifade edebilmeli ve hizmet alabilmelidir.'

Bu fikirlerin kime ait olduğunu söylemeden önce birkaç söz; Türkiye'de siyaset yapanlar; yapmak isteyenlere çok kötü örnek oldular, hala oluyorlar. Çekiç Güç'e muhalefette iken 'salvo'lar yapan bir Genel Başkan, iktidar ya da ortağı olduktan sonra bunun tam tersini yapabiliyorsa bu işte bir sakatlık var demektir. Bir Genel Başkan, Meclis'te küçük bir gurup iken, İsrail'le ilişkiler noktasında 'atıp tutuyorsa', hükümet kurduktan sonra ise tam tersine bu ülkeyle farklı stratejik oırtaklıklar için imzalar atıyorsa bu tek kelime ile 'garip' bir ilişki biçimidir.

'Bunun 'düzeyli ilişki' çıtasını çoktan aştığını bilmem söylemeye gerek var mı? Haa, bunu şöyle izah edenlere de katılmak mümkün mü; 'Efendim, o zamanlar ülkenin gerçekleri bilinmiyordu, ne zaman ki, iktidar/ortağı olduk o vakit bazı gerçekleri daha bir çıplak olarak görme imkanına sahip olduk. Bu farklılık bundandır..' Sıranın altına girin de kargalar görmesin/gülmesin... Zira, aynı kişiler, anlayışlar iktidardan bir şekilde düştüklerinde/düşürüldüklerinde kaldıkları yerden eski söylemlerine devam ediyorlar..Demek ki bunun öğrenmeyle/izan'la bir ilişkisi de yok..

Peki neyle ilgisi var?

Yukarıya aldığım (Zaman Gazetesi; Emine Dolmacı'nın söyleşisi) ve peşin peşin kimin söylediğini belirtmediğim iki paragrafla bu yakından ilgili.

Bu sözler, Ertuğrul Günay'a ait..

Malum, son dönemde 'Müslüman Sol' bir parti kurarak siyasi arenada yerini alacağı söylenen 'yeni anlayışın' Mehmet Bekaroğlu ile bilikte temsilcilerinden..
Günay'ın özellikle altını çizerek vurguladığı 'özgürlükler..'
Kişi hak ve özgürlükleri..
Şimdi anlatacağım bir olay ise, 'tüm bunları niçin anlattın?' sorusuna cevap niteliğinde

Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi, yine Atatürk tarafından temeli atılan Türk Ordusu'nun 12 Eylül Darbesi ile kapatıldı.
Bir süre sonra ise yeniden açıldı..
Partinin başına halen Genel Başkan olan Deniz Baykal seçildi..
Genel Sekreter Yardımcısı ise şimdilerde 'Müslüman Sol' hareketini başlatan Ertuğurul Günay..

O zamanlar çalıştığım gazete için Günay'la bir röportaj yaptım, Çankaya Çevre Sokak'taki CHP Genel Merkez binasında..
Çok net mesajlar verdi, Günay..
Baykal'ın 'Diskotekteki gençle imam hatipli genci aynı pota altında tutacağız' söylemlerini dile getirdiği günlerdi..
Ve, CHP'nin o dönemki Genel Sekreter Yardımcısı çok flaş bir laf etti.
Dedi ki; 'İmam Hatip Lisesi mezunları da Harp Okulları'na alınmalı..'
Bu, statükonun merkezi olarak bilinen ve özgürlüklerin çoğunlukla karşısında yeralan bir parti için büyük bir 'açılım'dı..
Haber bu şekliyle gazetede yayınlandı..
Sonra ne mi oldu?
Aradan iki gün geçtikten sonra, yine statükonun en derin yerinde olan günlük gazetede bir haber:
Ertuğrul Günay: Sözlerim yanlış anlaşıldı, böyle birşey söylemedim..

Ertesi sabah, Ertuğrul Günay'ı TBMM koridorlarında gördüm.
Beni görünce, önce ne söyleyeceğini tam olarak kestiremedi.
Sonrasında ise 'söylediğini inkar' anlamına gelen demeci 'vermek' zorunda olduğunu anladım

CHP'nin kadın kolları başta olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşlarından ve muhtemelen askerlere yakın çevrelerden
yoğun tepki almış, CHP Genel Sekreter Yardımcısı...
Geri adım atmak zorunda kalmış..

Haksızlık etmek istemem..
Bu durumda olan sadece Günay mı? Değil elbette..
Yüzlerce hatta binlerce 'Günay' örneği var..
Benim içime bir türlü sindiremediğim ise şu;
Türk milletinin 'toplumsal hafızası' ile bu denli alay edercesine ortalıkla dolaşanlar bir gün oturup
'Ya artık yeter, evime çekilme zamanım geldi' demeyecekler mi?


Haber7-Özel

YORUMLAR 1
  • MEHMET KEMAL 17 yıl önce Şikayet Et
    Askerin İmam Hatipe İhtiyacı Yok. Evet askerin doktora, mühendise, avukata, öğretmene, sosyoloğa, kamu yöneticisine vb.tüm mesleklere ihtiyacı var ama \"Askerin İmam Hatipe İhtiyacı Yok\"... öylemi?
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Düğün için koca şehri kiraladı! Zengin isme isyan büyüyor: Belediye başkanı araya girdi
Nükleersiz İran, milletsiz İsrail