Bardakoğlu: Diyanet'i Atatürk kurdu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu Atatürk’ün dine önem veren biri olduğunu belirterek, 'Atatürk, dine değil hurafelere karşıydı' dedi.

Bardakoğlu: Diyanet'i Atatürk kurdu
Bardakoğlu: Diyanet'i Atatürk kurdu
GİRİŞ 18.02.2008 10:58 GÜNCELLEME 18.02.2008 10:58
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Hale Gönültaş'ın haberi


Dİyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, üniversitelerde türban serbestisine yönelik Anayasa değişikliği sürecinde yaşanan laik-antilaik ve Atatürkçülük tartışmalarına yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Bardakoğlu’nun hem siyasilere, hem topluma verdiği çok önemli mesajlar şöyle:

Atatürk mesaj verdi: Atatürk’ü herkes kendi bakış açısından yorumlamaya ve hatta kendi kavgasına, ön yargılarına çekmeye, onun üzerinden mücadele etmeye çalışıyor. Halbuki Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran insandır. Dine önem veren bir şahıstır. İslam dininin bilgi temelinde gelişmesini önemsemiştir. Diyanet’i, Genelkurmay Başkanlığı ile aynı gün kurmuştur. Topluma bir mesaj vermiştir bununla.

Atatürk hurafelere karşıydı: Atatürk, Diyanet işleri Başkanlığı’nı kurar kurmaz, Hazreti Peygamberin ve Kuran’ın doğru anlaşılması için emir vermiş, iki kitap yayınlanmıştır. Birincisi, Kuran tesfiri, diğeri ’Tecridi Sahiyi Buhari’. Bu kitaplar ile Kuran’ın ve Hz. Peygamber’in hadislerinin doğru anlaşılmasını istemiş. Çünkü Atatürk dine değil, hurafelere karşıydı.

Laiklik din karşıtlığı değil: Laiklik, din karşıtı bir inanç, ideoloji değildir. Aksine din özgürlüğünü güvence altına alan, farklı inanışların barış, hoşgörü içerisinde birarada yaşamasına imkan sağlayan bir ilke, bir yöntem, bir mutabakattır. Laiklikle, dinin doğru bilgisini, din özgürlüğünü birarada, aheng içinde tutabilmeliyiz. Bütün bunlar toplumda dini düşüncenin, dini düşünce düzeyinin gelişmesiyle ve insanların birbirini anlamaya çalışmasıyla, özgürlüklerin gelişmesiyle giderek çözülecek, rahatlayacak konulardır.

Feda etmeyelim: Din sadece belli kesimin, belli bir kurumun değil, hepimizin ortak bağıdır ve görevidir. Dinimizi doğru öğrenmeli, doğru tanımlamalı ve çağdaş dünyanın ürettiği değerlerle buluşmalı, laikliği, demokrasiyi, insan haklarını birarada, birini diğerine feda etmeksizin götürmeliyiz. Bu Atatürkçülüğün de bir gereğidir ve Atatürk’ü doğru anlamamızla ilgili bir husustur.

Din ortak bağ: Bilimsel düşünce geliştikçe, dini düşüncenin farklı boyutlarını kavrama imkanımız olur. Dini anlamada tek bir çizgiye saplanmak, ısrar etmek yerine, dini bilginin gelişmesi, dinin yorumlanmasında çok farklı imkanların olduğunu bize anlatır. Dini alanda bilimsel düşüncenin gelişmesi önemlidir. Din konusunda keyfi, günübirlik, temelsiz ve anlamsız yorumlar yapmasına, görüşler ileri sürmesine engel olur. Çünkü din insanların ortak bağıdır. Din sadece din görevlilerinin değil, toplumun her kesiminin, hayatı yaşayan, kavrayan, akli idraki olan her insanın ortak eğilimi, merakı, bağıdır. İnsan bu alanda doğru olanı yapmak ister. Bilgi rehberlik ederse, kendisine din adına telkin edenlerin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu fark etme imkanı bulur. Bizi de günübirlik insanlardan kurtarır.

Din bilgimiz eksik: Toplumumuzda dini bilgi yeterince güçlü değil. Din hakkında hiç kimse uzmanları dinlemeyi önemsemiyor. İnsanlar eline mikrofonu alıyor, kafasındaki düşünceye uygun olan şahısları arıyor.

Meşrulaştırılıyor: İnsanlar dışarıdan gelen telkinleri, içindeki din duygusuyla birleştirerek, dini geçerlilik kazandırma yoluna gidiyorlar. İnsanlar, topluluklar, kendi hayat tarzlarını, tercihlerini zamanla dini alanda da meşrulaştırırlar. Her hayat tarzı, kendi inanç sistemini oluşturur zamanla. Bireyler için de, toplumlar için de bu geçerlidir. Kimse doğru bilgiyi öğrenme ihtiyacı hissetmiyor, kendi önyargısına uygun bir dini değer peşinde koşuyor. Bu ortam çok kışkırtıcı.

Herkes için istenilebilir: Her kesimin, her bireyin modenleşmeden, şehirleşmeden, barıştan, hoşgörüden, birbirini anlamaktan söz ederken, çok daha kapsamlı düşünmesi şarttır. İstediği şeyin, kendisi için değil, herkes için istenilebilir olduğunu algılaması ve bilmesi gerekir. “Kendisi için istediğini, öteki için istemediği sürece, gerçekten olgun bir mumin olamaz” diyor Hz. Peygamber. Bu medeniyettir. İnsanların birbirini anlaması, sevmesi, diğerlerini “hayatın zenginliği”, hayatın tabii bir akışı olarak görmesi ve böyle bir varlık olarak anlam kazanmasıdır önemli olan, doğru olan.


YORUMLAR 4
  • modern müslüman 17 yıl önce Şikayet Et
    Günaydın Bardakoğlu. Üsküdar\'da sabah oldu, daha yeni mi aklnıza geldi konuşmak
    Cevapla
  • SELÇUK PAR 17 yıl önce Şikayet Et
    hocam ağzına sağlık. yıllarca sahte atatürkçülerle mücadele ettik, bir türlü inanmak istemedilerdi. evet atatürk dini bütündü, o her zaman ulvi dinimizi hurafelerden temizlemek istemiş bunun içinde en iyi mücadelenin laiklikle yapılacağını biliyordu.çünki laiklik her kesimin hakkını koruyan garantör bir sistemdir.kendini sosyal demokrat gören kesim artık bunu görmelidir, aksi takdirde sosyal demokratlık inandırıcılığı kalmıyacak.
    Cevapla
  • ALİ ÜNLÜER 17 yıl önce Şikayet Et
    BU ÜLKEDE HERKEZ KAFASINA GÖRE HAREKET EDİP ONA İNANIYOR. Hak hukuk falan filan,işlerine geldiğinde hak hukuk,gelmediğinde ise benim görüşümü yansıtmıyor diye elinin tersi ile yitebiliyor.Alakaya maydanoz.Bizler hep böyle bir kesimin görüşlerine göremi rotamızı belirleyeceğiz bunu anlamakta zorluk çekiyorum.Hukuk ve kanunlar dolayısıyla bu çerçevede çizilmiş kurumlar niçin görevlerini yapmazlar veya yaptırmazlar,bazı kurumlar el üstünde bazıları ise sanki sosyal organezasyon.Bunun hukkla değil ideoloji ile alakalıdır bence.Devlek ideoloji ile asla yönetilemez
    Cevapla
  • MUSTAFA POYRAZ 17 yıl önce Şikayet Et
    CÜPPELİ MASONLAR SİZİ.... Sizi Allah\'a (c.c.) havale ediyorum.Burası Kayseri. Bir Cuma günün nakledeceğim. Namaz öncesi camiyi dolduran müslümanlar güzel bir vaaz dinlediler. Sonrasında bir talep geldi. Kurslardaki öğrenciler için para istendi. Sonra ezan ve namaz başladı. Hoca hutbeye çıktı. Yine güzel bir hutbe. O da ne? Hoca da sadaka istiyor. Diyanetin camisinde sadaka toplanıyor. Devlet sizi oraya neden getirdi? Hac, Umre ve diğer hizmetlerden elde edilen gelirler nerede? Dini bütün insanları sömürmek islamiyetin neresinde? yuh
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Erdoğan Lahey'de konuştu: İsrailli gazetecinin sorusuna net cevap! F-35'ler alınacak mı?
Galatasaray'ın teklifi için bin pişman oldular! Takımın yıldızı bedava ayrılabilir