Çavuşoğlu'ndan Yunanistan'a uyarı, Şam yönetimiyle ilk temas sonrası açıklama

Son dakika haberi: Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunanistan'a tepki gösterdi. Çavuşoğlu, "Değil 12, Ege’de 1 mil dahi karasuyu genişlemesine izin vermeyiz" dedi. Çavuşoğlu, Şam yönetimiyle yapılan görüşme hakkında da bilgi verdi.

GİRİŞ 29.12.2022 13:09 GÜNCELLEME 29.12.2022 15:21
Bu Habere 175 Yorum Yapılmış

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da yıl sonu değerlendirme toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, dün gerçekleştirilen Türkiye, Rusya ve Esed rejimi arasındaki üçlü toplantıya ilişkin, "faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim" ifadesini kullanarak, kalıcı bir barış ve istikrar için rejimle angajmanın önemli olduğunu söyledi.

"PKK/YPG terör örgütü bizim için tehdit, aslında daha fazla Suriye için tehdit çünkü bölücü ajandası var." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, göçmenlerin güvenli bir şekilde Suriye'ye dönebilmesi için Suriye ile angajmanın önemli olduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, gelecek dönemde yol haritasının ikinci aşaması olarak dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının planlandığını ama toplantının zamanı ile ilgili somut bir tarihin olmadığını belirterek, "Esad'la da bakan düzeyinde ya da siyasi düzeyde bir görüşmemiz olmadı." dedi.

Türkiye'nin terörle mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Rejim de bu tehdidi çok iyi görüyor fakat bizimle ihtilaflarından dolayı terörle mücadelede bugüne kadar herhangi somut bir işbirliğimiz olmadı. Önümüzdeki süreçte terörle mücadelede ortak zemin olabilirse bu mücadelede ortak da hareket edilebilir. Rejimle olan şuan ki angajman doğrudan veya dolaylı temaslar terörle mücadelemize engel değil." ifadesini kullandı.

"REJİM, SURİYELİLERİN DÖNMESİNİ İSTİYOR"

Çavuşoğlu, Esed rejiminin Türkiye'ye yönelik genel anlamda "topraklarımızdan çıkın" açıklamalarında bulunduğunu aktararak, "Biz de buralarda terör örgütlerinin olduğunu, kendilerinin de hakimiyet sağlayamadığını, siyasi bir istikrar olduğu zaman, ülkede her şey yoluna girdiği zaman buraları Suriye'ye devredeceğimizi söylüyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine verdiğimiz önemi de zaten tüm açıklamalarımızda vurguladığımızı tekrar hatırlatıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Suriye rejimi, Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor, bunu açıklamalarında da görüyoruz. Bunların olumlu bir şekilde, can güvenliği sağlanarak dönmesi de önemli. Bu konuda uluslararası sistemin, BM'nin angajmanı da önemli." diyen Çavuşoğlu, "daha konuşmalarımızın başındayız" ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Halep'teki tahliyelerde Türkiye-Rusya arasındaki işbirliğinin ardından Astana Formatı'nı oluşturduklarını İran ve rejimin de bu formattaki toplantılara dahil olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-Esed rejimi arasındaki görüşmelere ilişkin, "Bu angajman sürecini destekleyen ülkeler çok. Buna karşı olanlar da var temkinli yaklaşanlar da var. Bunun somut adıma dönüşmesini arzu edenler de var." ifadelerini kullandı.

Rejimle ilgili siyasi süreç için bir çok farklı grubun oluştuğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Astana süreci olmasa, Suriye ile ilgili siyasi süreç ilerlemiyor." dedi.

MISIR'LA NORMALLEŞME SÜRECİ

Normalleşme süreçlerine değinen Çavuşoğlu, "Normalleşme sürecindeki hız ya da yavaşlamanın seçimle bir ilgisi yok. Geçen yıl seçim konuşulmuyordu ama bu normalleşmenin sinyallerini vermiştik. Mısır'la yavaşlama bizden kaynaklanmıyor, seçimle de ilgisi yok." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Mısır-Türkiye normalleşme adımlarına değinerek, "Şu an herhangi bir sorun yok, uluslararası alanda birbirimize karşı olmama prensibini koruyoruz. Arap Ligi'nde uzun yıllardan sonra Türkiye aleyhinde olan karar tasarıları geçmedi, zirve bildirgesinde de Türkiye'den bahsedilmedi. Eskiden olumsuz bir şekilde bahsedilirdi. Süreç sağlıklı bir şekilde ilerliyor." ifadelerini kullandı.

Ermenistan-Türkiye arasındaki normalleşme sürecine değinen Çavuşoğlu, Ermenistan'ın Türkiye'nin beklediği adımları atmadığını vurguladı.

BALKANLARDAKİ DURUM

Bakan Çavuşoğlu, Balkanlarda yaşanan gerginliklere ilişkin, "Soydaşlarımızın her zaman yanındayız. Onların huzuru, refahı bizim için Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve refahı kadar önemli, dolayısıyla kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Özellikle son 20 yıldır, bunu açıklıkla söyleyebilirim." diye konuştu.

Sırbistan-Kosova arasındaki barikat gerginliğinin azaltılması için çalışmalarının devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, iki ülkeyle temaslarının da devam ettiğini söyledi.

"SURİYE MUHALEFETİNİN HAKLARININ HİLAFINA DA HAREKET ETMEYİZ"

Esed rejiminin ayak diremesi nedeniyle Anayasa Komisyonu ve Astana toplantılarında istenilen mesafenin katedilemediğini söyleyen Çavuşoğlu, Suriye’de rejim ile muhalefetin uzlaşması gerektiğini belirtti.

 

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlara kendi menfaatlerini düşünen çok az sayıda grubun tepkisi olduğunu ancak Suriye muhalefetinin temsilcilerinden bu konuda herhangi bir tepki gelmediğine işaret ederek, “Suriye muhalefetinin garantörüyüz. Suriye muhalefetinin haklarının hilafına da hareket etmeyiz, tam tersine onların istediği bir yol haritası üzerinde uzlaşmaya katkı sağlamak amacıyla bu temaslarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.

Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliğine Şakir Özkan Torunlar'ın güven mektubunu Batı Kudüs’te mi yoksa Tel Aviv de mi sunacağına yönelik soruyu Çavuşoğlu, “Büyükelçimiz güven mektubunu (İsrail Cumhurbaşkanı) nerede kabul ederse orada sunar.” şeklinde yanıtladı.

ABD'NİN YUNANİSTAN VE KIBRIS KONUSUNDAKİ TUTUMU

Çavuşoğlu, Washington yönetiminin Yunanistan ve Kıbrıs konusundaki tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

“Yunanistan ve Kıbrıs konusunda ABD’nin dengeyi bozduğunu açıkça kendilerine söyledik. Yunanistan’a bu kadar silah vermeleri, bu dengeyi bozduklarının açıkça göstergesidir. Kendileri bunun tersini söylüyorlar ama biz ne söylediklerine değil, ne yapıldığına bakıyoruz. Aynı şekilde Rum kesimine 1 yıllığına silah ambargosunu kaldırdılar. Neden kaldırdıklarını sorduk, ‘kara para aklama konusunda bizimle işbirliği yaptılar o yüzden’ (dediler). Peki kara para aklama işbirliğinin karşılığı o ülkeye silah alma izni vermek mi? Niçin, kime karşı (silah) alacaklar, Kıbrıs Türklerine karşı.”

Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Türkiye üzerinden Suriye’nin kuzeyinde insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararının önceki dönemlerde 1 yıllığına uzatıldığını anımsatan Çavuşoğlu, son zamanlarda Rusya’nın vetosu nedeniyle bunun 6 aylık olarak uzatıldığını ifade etti.

Çavuşoğlu, söz konusu kararın uzatılmasına ilişkin sürenin 10 Ocak’ta sona ereceğini ve herhangi bir itiraz olmazsa 6 ay daha uzatılacağını dile getirerek, “Ama biz her zaman BM Güvenlik Konseyi kararının geçmeme ihtimaline karşı alternatifler üzerinde de hazırlıklıyız.” diye konuştu.

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç duymadan Suriye’nin kuzeyine yönelik insani yardımlarını devam ettirdiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Ama BM’nin bu karara (BM Güvenlik Konseyi kararının uzatılmasına) ihtiyacı var. Şu anda (kararın uzatılmasına ilişkin) süreç olumlu izliyor diyebilirim.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Avrupa Birliğinin (AB) kısır döngülerden ve kısır çekişmelerden kurtulacağına ihtimal vermediğini ve birlikte bu yönde de bir vizyon ve liderlik olmadığını kaydetti.

PKK YANLILARIN PARİS'TEKİ ŞİDDET EYLEMLERİ

PKK yanlılarının Paris'teki şiddet eylemlerine yönelik Fransa’daki siyasilerin tepki göstermediğine işaret eden Çavuşoğlu, “Bunlar her zaman aynı kisve arkasına sığınıyorlar. ‘Kürtler’ diyorlar, Suriye’deki YPG/PKK’lılara da ‘Kürtler’ diyorlar. Aslında bu Kürtlere de büyük bir haksızlıktır. Yani tüm Kürtleri terörist olarak göstermek Kürtlere haksızlıktır.” dedi.

Çavuşoğlu, terör örgütünün İstanbul’da ve Gaziantep’te düzenlediği saldırılara ilişkin Batılıların kendisine “Bunu Kürtler mi yaptı?” diye sorduğuna işaret ederek, Kürtler ile terör örgütlerinin ayırt edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

PKK yanlılarının Paris'teki şiddet eylemlerine yönelik değerlendirmesinde Çavuşoğlu, “Bu gösterdi ki yıllardır destek vermeye çalıştığınız, Kürt diyerek destek vermeye çalıştığınız terör örgütü, yakaladığı ufak bir fırsatta barındırılan ülkelere neler yapabileceğini gösterdi.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Paris’teki saldırıyı gerçekleştiren kişinin belli olmasına ve yetkililerden gelen açıklamalara rağmen PKK destekçilerinin söz konusu saldırıyı, Türkiye karşıtlığına çevirmeye çalıştığına işaret etti.

Fransa sokaklarında Türkiye aleyhine başlatılan kara propagandadan duyulan rahatsızlığı dile getirmek ve gerekli telkinlerde bulunmak için Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro’nun Dışişleri Bakanlığına çağırıldığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Ali Onaner’in de Fransa’da gerekli girişimlerde bulunduğunu, bazı Fransız siyasetçilerin Paris’te PKK üyeleri ve destekçileriyle yürüyüş yapmalarının ve onlara verdiği desteğin kabul edilemez olduğunu Paris makamlarına aktardıklarını kaydetti.

"EN KÖTÜ SENARYOYA HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM"

Çavuşoğlu, Suriye-Türkiye ilişkilerinde normalleşmeyle ilgili provokasyon ve engellemelerin olabileceğini belirterek "En kötü senaryoya her zaman hazırlıklı olmak lazım." diye konuştu.

İki ülke arasındaki kapalı sınır kapılarının açılmasını da değerlendiren Çavuşoğlu, "Hatay'a gittim. Orada vatandaşlarımız da istiyor. Ticaretin canlanmasını da istiyorlar ama tabii burada kapının bir tarafının açılması sorunu çözmez. Burada gümrük işlemleri var, güvenlik meselesi var, pasaport kontrolleri var. Her iki tarafın bu konuda mutabakata vararak iki tarafta tedbirler alması lazım." dedi.

Çavuşoğlu, Kapıkule Sınır Kapısı'nın yetersiz kalması konusunda Bulgaristan'la kapasite artırımı üzerine ve yeni bir sınır kapısı açılması konusunda çalıştıklarını da belirtti.

ABD'nin California'da gerçekleştirdiği "Ada Dövüşü" isimli tatbikatına yönelik ise "Bizim bölgemizle ilgili bir mesele değil." değerlendirmesini yaptı.

Fransa'nın Akdeniz'deki askeri tatbikatına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu, bu açıklamaların eksik bilgiyle yapıldığını söyledi.

"RUSYA'YLA DİYALOG KONUSUNDA HERKES 'TÜRKİYE'NİN YAPTIĞI DOĞRU' DİYOR"

Bakan Çavuşoğlu, uluslararası toplantılarda yabancı liderlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tahıl krizinin çözümü ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nda oynadığı rolden dolayı teşekkür ettiğini belirtti.

Savaşın gidişatıyla ilgili bu toplantılarda sohbetler yapıldığını ifade eden Çavuşoğlu, "Bunlar, Türkiye'nin göz önünde olan bir ülke olduğunun göstergesi. Türkiye ne yapacak, ne söyleyecek diye merak ediyorlar." diye konuştu.

Rusya'ya uygulanan yaptırımlar konusunda, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna arasında izlediği dengeli politikaya ilişkin Çavuşoğlu, "Yaptırımlara katılmadığımızı söylüyoruz. Rusların, yaptırımları bizim üzerimizden deliyor gibi bazı suçlamalar oluyor." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, açık denizde çekilen bir yat fotoğrafı üzerinden yapılan eleştiriye, yatın limanlara yanaşmadığı ve limanların uyarıldığı sözleriyle açıklık getirerek Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in, satış yasağı olan ürünlerin Türk şirketler tarafından alınıp satıldığına ise Türkiye'nin ithalat rakamlarını paylaşarak yanıt verdi.

Türkiye üzerinden yaptırımların delinmesine izin verilmeyeceğini ancak yaptırımlara katılmadığını ifade eden Çavuşoğlu, ikili ticaretin devam edeceğinin ancak Ukrayna tahılının Rusya'dan alınmayacağının altını çizdi.

DIŞ POLİTİKAYA "EKSEN KAYMASI" SUÇLAMASI

Mevlüt Çavuşoğlu, dış politikada yapılan "Eksen kayması" suçlamasına değinerek "Şimdi bunu dile getiren var mı? Yok. Rusya'yla diyalog konusunda herkes 'Türkiye'nin yaptığı doğru. İyi ki siz varsınız.' diye konuşuyor." değerlendirmesini yaptı.

Şanghay İşbirliği Örgütünde Türkiye'nin diyalog ortağı olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu kurumlara da Türkiye'nin katkı sağladığını ifade ederek "Bizim her yerde örgütlerle temaslarda olmamız, statü elde etmemiz, masada olmamız kimsenin zararına değil. Birbirine alternatif olarak göstermeden bunları devam ettirmek önemli. Birbiriyle tamamen çelişen adımlar atmamak da önemli. Biz şu anda tutarlı bir şekilde bu politikalarımızı devam ettiriyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya ile ilgili tutumunun NATO'yu zayıflatmadığını, NATO için iki tehdidin Rusya ve terör olduğunu ifade ederek "Birinden o iki ülke tehdit görüyor, diğerinden de biz muzdaribiz. Biz onların güvenlik kaygısını anlıyoruz da bizim de güvenlik kaygımız var. Biz ikisini birlikte gerçekleştirelim diyoruz. Bir mutabakat muhtırası imzaladık burada atılacak adımlar var. Bunu İsveç de anlıyor, Finlandiya da anlıyor." diye konuştu.

"GÖRÜŞMEDE İRAN YOK AMA İRAN'DAN GİZLİ SAKLI BİR ŞEY DE YOK"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan'ın Rusya ziyaretinde İran'ın da masada olup olmadığına yönelik soruyu Çavuşoğlu, "Bu, Rusya'nın girişimiyle gerçekleştirilen bir toplantı. Soçi'de Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile (Rusya Devlet Başkanı) Putin'in mutabık kaldığı yol haritasının bir parçası. Burada İran yok ama İran'dan da gizli saklı bir şey yok. İran'ın da rejimle istihbarat düzeyinde görüşmeler konusunda girişimleri olmuştu. Sonuçta burada İran'a doğrudan bilgilendirmede bulunmadık." şeklinde yanıtladı.

Çavuşoğlu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ertelenen Türkiye ziyaretine ilişkin ise "Reisi'nin ziyareti İran tarafının talebi üzerine ertelendi. Dışişleri Bakanı (Hüseyin Emir) Abdullahiyan beni arayarak böyle bir erteleme talebinde bulundu ve yeni yılda bu ziyareti gerçekleştirmek istediklerini, bizden de tarih önerilerini beklediklerini söylediler." dedi.

Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesi kapsamında yapılacak İHA işbirliğine yönelik soruya yanıt veren Çavuşoğlu, "Suudi Arabistan'la ilişkilerimiz hızlı bir şekilde normalleşti, dolayısıyla birçok alanda işbirliğimiz gelişiyor buna savunma sanayii de dahil. Savunma sanayii işbirliğini bir ürüne bağlamak doğru değil. Hatta bu konuda ortak üretim teklifi de onlardan geldi. Özellikle son zamanlarda Türkiye ile daha yakın işbirliği yapma konusunda daha fazla azim var. Biz de bunu memnuniyetle karşılıyoruz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek'in Türkiye ziyareti ve ülkedeki ateşkesin devamı için Türkiye'den istediği yardım için ise "Bu konuda çabalar sarf ediyoruz." ifadesini kullandı.

"UYGUR TÜRKLERİNİN HAKLARINI SAVUNMAMIZ ÇİN'İ RAHATSIZ EDİYOR"

Çin'le ilişkilerde bir yavaşlama olduğunu ancak bunun Çin'den kaynaklandığını kaydeden Çavuşoğlu, "Bizim Uygur Türklerine yönelik sergilediğimiz tutumdan dolayıdır. Sürekli Türkiye'de yaşayan, bizim vatandaşımız olan kişilerin iade talepleri var. Hiçbirisini vermiyoruz. Sosyal medyada bazen 'Uygur Türklerini veriyorlar Çin'e' diye bazı haberler çıkıyor. Tamamen yalan, külliyen yalan." dedi.

Bu konunun sosyal medyada suistimal edildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Bizim uluslararası toplum nezdinde de Uygur Türklerinin haklarını savunmamız Çin'i rahatsız ediyor ama bu bir insani konu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri görevden ayrılırken raporunu yayımladı. Çin'deyken yaptığı açıklamalardan sonra biraz karamsar olmuştu herkes ama rapor ortada. Tüm ihlalleri gözler önüne seriyor. Biz buna tepki göstermek durumundayız." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, sadece Uygur Türklerine yönelik insani konuları içeren ortak bildirilere katıldıklarını vurguladı.

Türkiye'nin Çin ile şeffaf bir işbirliği yapmak istediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Büyükelçimiz henüz oraya gitmedi, izin vermiyorlar ya da giderse 'Bizim yaptığımız programa uyacak.' Biz Çin'in propagandasına niye alet olalım. Türkiye'den insani heyet gelsin, incelesin dediler. Şi (Cinping) bunu teklif edeli 5 sene oldu. 5 senedir bu heyetin gitmesine niye engel çıkarıyorsunuz, niye işbirliği yapmıyorsunuz? Biz işbirliği yapmak istiyoruz, bu konuları siyasi konu olarak görmüyoruz. Bizim kategorik olarak bir Çin karşıtlığımız yok. Her zaman da Tek Çin politikasını desteklediğimizi söyledik."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin insani heyeti bir an önce Çin'e yollamak istediğinin de altını çizerken ABD'de vizyona giren Türkiye karşıtı Yunan filmiyle ilgili ise "Duyarsız değiliz." açıklamasını yaptı.

KAYNAK: AA
İbrahim Can Haber7.com - Haber Şefi
Haber 7 - İbrahim Can

Editör Hakkında

İbrahim Can, 1993'te İstanbul'da doğdu. İnternet haberciliği kariyerine 2011’de başladı. İki yıla yakın küçük ölçekli sitelerde çalıştıktan sonra, 2012'nin Ekim ayında yenisafak.com'a başladı. 6,5 yıl çalıştığı yenisafak.com'da Gündem, Eğitim, Hayat, Dünya, Spor ve Video kategorilerinde çalıştı. Bir süre akşam sorumluluğu yaptı. Son olarak Ana Sayfa Editörü oldu. 2019'un Haziran ayında Haber7'de Gündem Editörü olarak göreve başladı. Hem Haber7 hem de Yeni Şafak'ta kültür sanat, eğitim ve siyaset alanları başta olmak üzere birçok alanda özel haber, infografik ve video hazırladı. Hala Haber7'de Haber Şefi olarak çalışmalarına devam etmektedir.
YORUMLAR 175
  • Kamil 1 yıl önce Şikayet Et
    Yunan'ın Girit'te 12 mil ilan edeceğini tahmin ediyorum . Çünkü ABD petrol şirketi Exxon Mobil , Girit'in güneyinde zengin hidrokarbon rezervleri keşfederse , Yunan durmaz buna atlar . Bu sorun Libya - Yunanistan sorunudur . Şimdiden Libya ordusunu takviye etmeli , bu Hegemonik güçlerin ve maşası Yunanistan'ın Libya sularına el atmasına engel olmalıyız . Şayet Yunan'ı topa tutacaksa Libya destroyeri topa tutsun , Türkiye müttefikliğin gereğini yerine getirir .
    Cevapla
  • Fatih m öztürk 1 yıl önce Şikayet Et
    Plakaydı tabelaydı yazıydı diye hırlaşanakadar kimmiş bu yetenekliler bilinseydi ufak tefek destekle yediveren olabilirmiydi
    Cevapla
  • Fatih m öztürk 1 yıl önce Şikayet Et
    Suriyeli ticaret erbabı belli olmuştur bizimde kaliteli ticaret yapanları kaçırmadan hizmet kalitesini arttırmamız lazım arabın kaliteli işi ticaret ya
    Cevapla
  • Germiyanoğlu 1 yıl önce Şikayet Et
    Asıl EYT çıktığı için şimdi Suriyeliler gitmemeli kalsınlar
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Misak-i milli sınırlarımiza kadar geri alalım.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Saraçhane provokasyonunda polislere kaldırım taşı atıldığı anlar ortaya çıktı!
TBMM'de Fransa'ya karşı bildiri! Tezkere kabul edildi...