Bakan Tekin'den Başkent Kulisi'nde önemli açıklamalar

Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Acet’in sunumuyla ekrana gelen Başkent Kulisi'nin bu haftaki konuğu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin. Bakan Tekin, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

GİRİŞ 05.10.2025 11:55 GÜNCELLEME 05.10.2025 13:42

SON DAKİKA HABERİ: Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Acet’in sunumuyla ekrana gelen Başkent Kulisi'nin bu haftaki konuğu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin oldu.

Bakan Tekin, okullardaki temizlik konusu, eğitimde Türkiye'nin güncel karnesi, kaynak kitap sorunu, zorunlu eğitim, öğretmen atamaları gibi gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Tekin'in gündeme ilişkin önemli açıklamaları şu şekilde:

OKULLARDA TEMİZLİK KONUSU ÇÖZÜLDÜ MÜ, NASIL BİR YOL İZLENDİ?

Orada da problemimiz kalmadı artık. Çalışma Bakanımızla da konuştuk. O da çözülecek. Oraya geleceğim ama çok şükür bu yıl eğitim-öğretimle ilgili bahsettiğim bu türden manipülatif ve çok spesifik sorunlar dışında bir problem olmadan eğitim-öğretim sezonunu başlattık.

Dediğim gibi burada öğretmen arkadaşlarımızın ve idarecilerimizin çok büyük bir çabası ve fedakarlığı var. Ben onlara her ortamda teşekkür ediyorum. Yine teşekkür ediyorum. Birlikte yol yürüdüğümüz için arkadaşlarımızdan gurur duyuyorum. Çok da mutluyum.

Gittiğimiz her yerde öğretmenlerimizin, idarecilerimizin çocuklarla kendi çocukları gibi kurdukları diyaloglar beni çok mutlu ediyor. Ben bu vesileyle hani izleyicilere de bunu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu öğretmen arkadaşlarımız kendi işlerini gerçekten çok cefakarca yapmaya çalışan bir kitle saygı duyalım hep beraber.

Temizlikle ilgili mevzuya gelince de şimdi geçtiğimiz yıl okulların açıldığı iki hafta, ilk iki hafta, Çalışma Bakanlığı'nın yani biz temizlik ve güvenlik ihtiyacımız... Bir personel sorunu vardı galiba, yeterli personel yoktu. Aslında şöyle, yeterli personel yoktu değil de, Çalışma Bakanlığı, çağdaş istihdam politikalarına uygun olarak, haftada beş gün değil de, kısmi çalışma programı, iş gücü uyum programı adıyla bir program. Bizim okullarımızdaki temizlik ihtiyacımızı gidermek için daha önceki yıllarda çalıştırdığımız toplum yararına çalışma projesinde istihdam edilen kişinin iki katı kadar bize personel stoğu ayırdı. Yaklaşık 130 bin kişi. Ama dediğim gibi bu haftada 3 gün çalışacak şekildeydi. Çalışma Bakanlığımızın da bu konudaki yaklaşımı çok pozitif. Fakat şunu gördük, Türkiye'nin toplumsal yapısı, istihdam anlayışı, o şeyi çok kaldıramadı.

Bu yılda aynı şekilde devam ediyoruz. Oradaki tek sorun şu, bu projenin doğası gereği istihdam ettiğimiz kişiler bir defa çalışabiliyorlar. Yani önümüzdeki yıl aynı kişi yararlanamıyor bu projeden. Böyle olunca bazı küçük yerlerde İnsan kaynağı tükenmiş oluyor. Geçen yıl çalışan bu yıl çalıştırmayınca işte mesela geçen hafta veya 15 gün kadar önce Büyükada'ya gittik. Orada bu projeden yararlanabilecek kişi sayısı sınırlı. Hepsinden yararlanmışız. Yeni kişi bulamıyoruz. Bu türden olağan dışı durumlar için Çalışma Bakanlığı bir düzenleme yapacak. Biz bakanımızla da konuştuk.

EĞTİİMDE TÜRKİYE'NİN GÜNCEL KARNESİ

Her bir okulumuzda ortalama sınıflardaki standardı koruyoruz. Siz çocuğunuzu tanımlanmış bir okula değil de merkezi bir okula göndermek için mevzuattaki durumu zorluyorsunuz. Ben bunu söyleyince art niyetli insanlar bunu çıkarıyor. Türkiye genelinde çok az sayıda okulumuzda bu durum var. Mevzuatın arkasından dolanan düzenlemeler var ama biz bunu her yıl peyderpey azaltıyoruz. 

Öğrenci başına öğretmen sayıda dünyada örnek gösterilebilecek bir noktadayız. Öğretmen başına 13- 14 öğrenci denk geliyor.

KAYNAK KİTAP SORUNU

Biz çocuklarımızın ilave hiçbir şeye ihtiyaç duymaması için gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Bizim şu anda okullarımızda öğretmenlerimiz ders anlatıyorlar, liselere giriş sınavını biz yapıyoruz, üniversiteye giriş sınavını ÖSYM yapıyor. Bu sınavları bizim kitaplarımızdan, müfredatımızdan hazırlıyorlar. Sınavı da biz yapıyoruz. 

ÖSYM başkanımızla da biz yakın görüşüyoruz.

Bakanlığın uygulamaya çalıştığı metodoloji ile uyumlu mu bunu bilmiyoruz ancak birileri bunu lanse ediyor. 

Gittiğimiz her yerde öğretmenlerimizden rica ediyoruz. Öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki 15 yıl önce çıkartılmış bir kitabın kapağı değiştirilip piyasaya sürülüyor. 

Bir veli eğer şunu diyorsa, "Çocuğum okula gidiyor, desteğe ihtiyacı var". Çok kolay bizim okullarımızda destekleme kurslarımız var. 

İlave materyale ihtiyacı olanlar. Bizim EBA'da bu yıl başlattığımız her düzeyde çocuğumuz için onlarca materyal var. 

MEBİ uygulamamız yapay zeka destekli olarak, Türkiye'de en çok indirilen uygulamalarımızdan biri. Çocuğumuz MEBİ'de herhangi bir soruyu çözüyor, yanlış cevap verdi, yapay zeka onu yönlendiriyor. "Sizin 9. sınıftaki şu konuda eksiğiniz olabilir." gibi yönlendirmede bulunuyor. 

Devlet okullarında bunu yasakladık. Buna asla müsaade etmeyiz.

ZORUNLU EĞİTİM

İlk bakanlar kurulunda bununla ilgili bir sunum yapmayı planlıyoruz. Takvim yolunda olursa. Önümüzdeki yıl eğitim öğretim takviminde buna göre hareket etmek istiyoruz ancak Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor. 

Beni ana tezim şu: Her ülke bir çağdaş gelişmeleri takip edecek, dünyadaki modern olanı takip edecek. Bunu alırken kendi toplumsal yapısındaki realiteleri de sürecin içerisine dahil etmesi lazım. Herhangi bir ülkeni herhangi bir modelini doğrudan transfer etmenin ülkenin toplumsal yapısı açısından yaratacağı problemleri de düşünmek lazım. O yüzden Almanya yada başka bir örnek, bizim arkadaşlarımız bunların hepsini inceliyorlar. 

ÖĞRETMEN ATAMALARI

KPSS artı mülakat ile öğretmen atama dönemi bitti artık. Bunu son kez bu yıl uyguladık. Son KPSS'nin sonuçlarına göre mülakatlarımızı da yaptık. KPSS artı mülakatla öğretmen adayı arkadaşlarımızın puanlarını hesapladık, kendileriyle paylaştık. Şuan mevzuattaki itiraz ve itiraz sonrası süreç devam ediyor. Bu takvim devam ediyor. 

O yasal süre dolduğundan sonra çok büyük ihtimalle geçen sene de böyle yaptık. 24 Kasım'da Cumhurbaşkanımızın risaletinde 15 bin öğretmen arkadaşımızın atamalarımızı yapacağız. O atamayı yaptıktan sonra tekrar hangi alanda ne kadar öğretmene ihtiyacımız olduğuna dair bize verilen 10 bin Akademik Giriş Sınavı'ndaki kadroyu orantılandıktan sonra AGS ile yani yeni yapılan MEB'in Akademik Giriş Sınavı'nda hangi branşlardan ne kadar öğretmen alacağını hesaplayıp onu da kamuoyuyla paylaşacağız. 

Bir aksilik olmazsa yeni yılın başından itibaren Milli Eğitim Akademisi'nde o 10 bin öğretmen adayı arkadaşımızın eğitim süreçlerini de başlatmış olacağız. 

ÖZGÜR ÖZEL'İN HAKARETLERİ

Benim yaklaşımım şu: Siyaset yapan kişiler hem eylemleri hem de söylemleriyle topluma örnek olması gerekiyor. Demokrasi dediğimiz şey eğer yurttaşların eğitimi ise bu demokrasiyi konsolide etmek isteyen demokrasiyi kurumsallaştırmakla mükellef olan siyasetçilerin de kullandıkları dile dikkat etmesi gerekir. Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel gibi duayen siyasetçilerin kullandıkları siyaset dili maalesef Özgür Özel gibi siyasetçilerde yok.  

FİKRET KIZILOK ŞARKISIYLA CEVAP VERDİ

Daha nezih bir dil kullanan siyasetçilerin kullandığı dili kullanmayı tercih ediyorum. Onlar hakaret ediyorlar çok ağır hakaretler kullanıyorlar ben de onlara cevap olarak Fikret Kızılok'un bir şarkısıyla cevap vermiştim. 

Özgür Özel hakaret ediyor, ne cevap verirdiniz diye sorulduğunda ben de Alaturka Liberal şarkısıyla cevap vermiştim: Gözlerin keman çalardı, dudakların darbuka, Komünist görünümlü Liberal Alaturka diye bir şarkısı var. İdeolojik bir tutarsızlığı anlatıyor. 

Ben öyle cevap veriyorum ama onların kullandığı dili kullanmak bir siyaset bilimci olarak bir devlet adamı olarak bana yakışmaz. Bence onlar siyasetin ve demokrasinin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. İki toplumsal nezaket açıdan problemleri var. Üçüncüsü de bunları kullanarak sosyal medya üzerinden popüler hale gelmeye çalışıyorlar.

EĞİTİM POLİTİKALARI CHP'NİN NEDEN HEDEF TAHTASINDA?

Ben kendimi Anadolu'nun bağrından çıkmış, Anadolu'nun değerlerine sahip ve Anadolu'nun değerlerine sahip olmaktan dolayı kendini gururlu hisseden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tanımlıyorum. 

Ben diyorum ki bu ülkeyi bu coğrafyayı bu insanları bir arada tutan asgari müşterek değerleri ben Milli Eğitim Bakanlığı olarak çocuklarımıza öğretmekle mükellefim. 

Bunun Türkçe karşılığı yerli ve milli bir yaklaşımla bunu paylaşmak istiyorum. 

Deprem olduğunda etnik, dini yada başka tür bir ayrıma bakmaksızın, ayrım gözetmeksizin hangi partiye oy verdiği -öyle konuşuluyor ya bu tür şeyler- bakmaksızın bu toplumsal birlikteliği sağlayan ruh neyse o ruhu biz çocuklarımıza öğretmekle mükellefiz. Ben bunu yapmaya çalışıyorum.

Birileri de gerek gündelik politik hırsları sebebiyle gerekse de ideolojik duruşları itibariyle bundan rahatsız oluyorlar. Ben bireysel olarak bu rahatsızlıklarından benim açımdan bir problem yok, eleştirebilirler. Hiç bir problem yok ben de cevaplarını veriyorum zaten. 

Hepsiyle ilgili yasal süreci yürüyoruz. 

Hakaret etmek ağır kelimeler kullanmak başka. Ben siyasi eleştiri yapıyorum.

"CHP'NİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM İÇLER ACISI"

CHP'nin içinde bulunduğu durum gerçekten içler acısı. Ben CHP'li seçmenler adına çok üzülüyorum. CHP bu ülke için önemli bir siyasi parti ve bu halde bulunmasından gerçekten rahatsızım. Bu tartışmaların hem CHP açısından hem de siyasetin, demokrasinin demokratik işleyişi açısından rahatsızım. Bunun mutlaka çözülmesi lazım.

KAYNAK: HABER7
Ömer Faruk Aktaş Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ömer Faruk Aktaş

Editör Hakkında

1991 yılında Bayburt’ta doğdu. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden mezun oldu. 2016 yılında Anadolu Ajansı'nda stajını yaptı. Yeni Şafak ve Akşam Gazetesi'nde çalıştı. Nisan 2021'den bu yana Haber7.com'da ‘Gündem Editörü’ olarak görev yapmaktadır.
YORUMLAR 11
  • yuh 36 dakika önce Şikayet Et
    chp nin hedefinde. çünkü 1946 da kanun çıkararak eğitim sistemimizi abd li fullbright şirketine verdiler. o zamandan beri eğitim öğretim sistemimiz TAMAMEN onların elinde. yani milli değil abd li. şimdi bu soruna neşter vuruldu. bu durum chp nin zoruna gidiyor. şimdiye kadar niye yapılmadı diye düşünenler olabilir. abd gibi bir ülkeye yularını isteyerek verirsen kurtarmak biraz zor.
    Cevapla
  • Mustafa Yavuz 36 dakika önce Şikayet Et
    Sayın bakanım okullarda kaynak kitapsız ders okutuluyor öğretmen kitabı mecbur tumuyor ama dersi ondan veriyor ve falanca kırtasiyeden al benim gönderdiğimi şöyle diyor biz yorumuma 4800 TL verdik
    Cevapla
  • Birinci 41 dakika önce Şikayet Et
    Sayın bakanım sorun yok diyorsunuz ancak kendi memleketimiz Erzurum merkezde sınıflar (Kültür Kurumu oryopkul, Sabancı gibi)40 kişi. İl ve ilçe müdürlüğünden teyit edebilirsiniz. Bu ve birkaç okulda adrese dayalı kayıt suistimal ediliyor.
    Cevapla
  • Halk1 42 dakika önce Şikayet Et
    Bana verecekler 3 yılda milli eğitimi reformdan geçirip,insaniyet,etik, bilim,deney,üretim,dayanışma,mertlik ,ve Allah sevgisi en yükseklerde,yobaz olmayan din hasmı da kesilmeyen nesillerin üretim ve eğitim temellerini atardim.oysa şu ankiler Erbakan'ın dediği gibi pansuman tedbirler ve iki ileri bir geri
    Cevapla
  • Seda56 43 dakika önce Şikayet Et
    Maalesef sizin dediğiniz olmuyor bakanım dolu dolu kaynak kitapları alınıyor müfradat kötü adı altında siz öğretmenlerimizi ikna edin önce kitap istememeleri için 3 .4 öğrencisi olan aile için servet gerek
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Şakayla bile söylemeyin! İşte Yargıtay kararına göre hakaret sayılan kelimeler!
Mısır'dan son dakika İsrail ve Hamas açıklaması! Tarih verdiler! Resmen başlıyor