Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dakika duyurdu: Gazze'de görev gücünde yer alacağız!

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve Hamas'ın ateşkes anlaşması için, "Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde, Türkiye olarak inşallah biz de yer alacağız" açıklamasını yaptı.

GİRİŞ 09.10.2025 14:50 GÜNCELLEME 09.10.2025 16:01

SON DAKİKACumhurbaşkanı Erdoğan, 2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’nde konuştu. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Yükseköğretim Kurulumuzun ve üniversitelerimizin kıymetli yöneticileri, değerli akademisyenler, geleceğimizin teminatı sevgili gençler, hepinizi en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Yeni akademik yılın açılış töreni münasebetiyle sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yılı'nın hocalarımız, öğrencilerimiz ve üniversitelerimizde görevli personelimizle birlikte ülkemiz ve milletimiz için de hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Hem hocalarımızın hem öğrencilerimizin yeni akademik yılı en güzel, en verimli şekilde değerlendireceklerine yürekten inanıyor, her birine ayrı ayrı başarılar diliyorum.

Yükseköğretim Kurulumuzun 2025 Üstün Başarı Ödülleri'ni tevcih edeceğimiz bilim insanlarımızı ve üniversitelerimizi ayrıca tebrik ediyorum. Konuşmamın hemen başında dün gece ve bugün Şarm El-Şeyh'ten gelen müjdeli haberlerden duyduğum sevinci hassaten ifade etmek istiyorum.

Biliyorsunuz, uzun bir süredir Gazze'de akan kanın durması ve ateşkesin tesisi için yoğun çaba içindeydik. Önce New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Sayın Trump'ın da katıldığı Gazze konulu bir toplantı gerçekleştirdik. Ardından Washington ziyaretimizde Beyaz Saray'da Sayın Trump'la ve heyetiyle Gazze'yi yine konuştuk. Daha sonra Sayın Trump 20 maddelik bir barış planı açıkladı ve Hamas müzakerelere hazır olduğunu duyurdu. Dünkü mutabakattan sonra hamdolsun bugün de imzalar atıldı.

GÖREV GÜCÜNDE YER ALACAĞIZ

Bizim de ilk baştan itibaren aktif katkı verdiğimiz anlaşmadan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bundan sonra acil olarak kapsamlı insani yardımların Gazze'ye ulaştırılması, rehine ve mahkumların takası, İsrail'in saldırılarını derhal durdurması, belirlenen hatlara geri çekilmenin sağlanması büyük önem arz ediyor. Biz anlaşmanın mutabık kalınan maddelerinin harfiyen uygulanmasını titizlikle takip edeceğiz. Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde Türkiye olarak inşallah biz de yer alacağız. Anlaşmaya uyulup uyulmadığını yakından takip edeceğiz.

  • İsrail ve Filistin'in ateşkes yapmasını en çok isteyen ve istemeyen ülkeler ortaya çıktı!

GAZZE'YE İMAR DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ

Gazze'nin tekrar ayağa kaldırılabilmesi için uluslararası toplumla birlikte yeniden imar faaliyetlerine destek olacağız. Amacımız soykırımın durması ve bölgeye huzurun bir an evvel gelmesidir. Gazzeli kardeşlerimiz dünyada huzuru, barışı, güvenliği en fazla hak eden millettir.

İki yıl sonra ilk defa yüzleri gülen Gazzeli mazlumların, özellikle de Gazzeli masum yavruların yüzlerinde açan tebessüm çiçeklerinin hiç solmaması için ne gerekiyorsa biz Allah'ın izniyle yapmaya devam edeceğiz. İsrail hükümetinin ateşkese teşvik edilmesinde güçlü bir irade sergileyen Amerikan Başkanı Sayın Trump'a teşekkür ediyorum. Anlaşmaya varılmasına önemli katkılar veren Katar ve Mısır'a aynı şekilde şükranlarımı iletiyorum. Filistin direniş hareketi Hamas'ı dirayetli ve basiretli tutumları dolayısıyla can-ı gönülden tebrik ediyorum.

Müzakere heyetini ve süreçte kolaylaştırıcı rol üstlenen bütün aktörleri kutluyor, kendilerine de teşekkür ediyorum. İki yıldır her türlü barbarlığa, zulme, katliama, soykırıma rağmen dik ve dirayetli duruşlarından zerre kadar taviz vermeyen Filistinli kardeşlerimizi buradan bir kez daha hürmetle selamlıyorum.

Türkiye dün olduğu gibi bugün ve yarın da Filistin halkının yanında olacak, onları asla yalnız bırakmayacaktır. Rabbim anlaşmayı Filistin halkı için hayırlara vesile kılsın diyorum. Toprağa düşen 67 binden fazla şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum.

"BİZLER ÇOK ZENGİN BİR MÜKTESEBATIN VARİSLERİYİZ"

Kıymetli hocalarım, bizler hepimiz köklü bir mazinin, büyük bir medeniyetin, alim, arif ve eğitim kurumlarımızla çok zengin bir müktesebatın varisleriyiz. Bilhassa 11. yüzyıldan itibaren burası, aklı vicdanla buluşturan, ilmi hilm ile taçlandıran, yeni eserlerin, yeni fikirlerin mahreç noktası olmuştur, yani çıkış noktası olmuştur. İlmi yitik malı gören ecdadımız, çağlar boyunca medeniyet bahçemizi ilim çiçekleriyle süslemiş, dünyaya ve insanlığa yeni değerler hediye etmiştir. Genelde göz ardı edilen şu hususa da dikkat çekmek isterim. Sultan Alparslan'ın emriyle El-Harizmi tarafından Ebu Hanife'nin kabrinin yanı başına inşa ettirilen Azamiye Külliyesi Bağdat'taki ilk Selçuklu medresesidir. Bu medrese bugünkü anlamda ilk eğitim kurumu olarak bilinen Nizamiye Medresesi'nden yaklaşık 5 ay önce 15 Mayıs 1067 tarihinde kurulmuştur. Bilim dünyasına çok önemli katkılar yapan ve zaman içinde sayıları artan eğitim kurumlarımız kısa sürede geniş bir coğrafyayı etkilemiş, kurumsal yapısıyla Avrupa ülkeleri için rol model teşkil etmiştir.

Osmanlı, işte böylesine güçlü, kadim ve müessir bir ilmi geleneği devam ettirmiştir. Bursa'da, Edirne'de, İstanbul'da daha pek çok yerde Orhan Gazi, Süleymaniye medreseleri ve daha nice eğitim merkeziyle Balkanlar başta olmak üzere gönül coğrafyamız adım adım, nakış nakış işlenmiştir. Dünyanın farklı ülkelerindeki binlerce hoca ve öğrenci bu kurumlara tahsil amacıyla gelmiş, insanlığın ortak birikimine katkıda bulunmuştur. Bunda inanç ve kültürümüzde ilim ve alimin hep el üstünde tutulmasının, ilim erbabına daima hürmet gösterilmesinin payı büyüktür.

Ancak şunu da biliyoruz ki, bilim tarihinin yazılmasında yeterince etkili olamadığımız için bu toprakların dünya bilimine sunduğu eşsiz katkılarını dünyaya anlatmakta zorlanıyoruz. Tarih boyunca bilime yaptığımız katkıların görmezden gelinmesine fırsat vermemeli, özgüven içinde bunları özellikle gençlerimize anlatmaya sabırla devam etmeliyiz.

"YEPYENİ BİR VİZYONLA HAREKET EDİYORUZ"

Kıymetli hocalarım, sevgili öğrenciler, ilhamını geçmişten alan parlak bir geleceği inşa etmek, Türkiye'nin yükseköğretimde ulaştığı seviyeyi yukarılara çıkarmak için kararlı bir şekilde çalışıyoruz. Teknik ve fiziki altyapıdan eğitim kadrosuna, müfredattan yurt ve barınma imkanlarına kadar her alanda yepyeni bir vizyonla hareket ediyoruz.

Cumhuriyet döneminde eğitimi en fazla önemseyen, eğitime en büyük yatırımları yapan hükümet, hamdolsun biz olduk. Bundan da her zaman gurur duyuyoruz

Nereden nereye geldiğimizi görebilmek adına çok kısa bir şekilde bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakınız, 2002'de yükseköğretime ayrılan bütçe yalnızca 2,5 milyar liraydı. Bugün yükseköğretim bütçemiz tam 488,5 milyar liraya ulaştı.

"208 YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUMUZ VAR"

23 yıl önce üniversite sayımız 76'ydı. Bugün 81 ilimizin tamamında, 79'u vakıf, 129'u devlet üniversitesi olmak üzere 208 yükseköğretim kurumumuz var. Bu şu demek. Ailesinin maddi durumu ne olursa olsun, okumak isteyen tüm gençlerimiz artık yükseköğretim imkanından çoğu zaman kendi ilinde rahatlıkla faydalanabiliyor. Bir diğer önemli husus şudur. Üniversitelerimiz dünya sıralarında veya sıralamasında her geçen yıl üst basamaklara tırmanmaktadır. 2029'a kadar en az 2 üniversitemizin ilk 100'de, en az 10 üniversitemizin de ilk 500'de yer almasını öngörüyoruz. Şurası da çok mühimdir. Sizin de bildiğiniz gibi, 10 yıllar boyunca bu ülkede bilim, bilim insanlarının sorunları, üniversitelerimizin niteliği konuşulmadı. Üniversiteler maalesef yıllarca kılık kıyafet yasaklarıyla, ikna odalarıyla, öğrenci olaylarıyla gündeme geldi. Biz işte bu çarpıklığa son verdik.

Hem katsayı adaletsizliğini hem de 28 Şubat zihniyetinin kötü mirası olan kılık kıyafet yasaklarını ortadan kaldırdık. Bugün ülkemizin dört bir yanında 7 milyonu aşkın öğrencimiz üniversite eğitimlerini özgürce sürdürebiliyor. 18-22 yaş aralığındaki gençlerimizin yüzde 13 olan net okullaşma oranını 4 kat artırarak yüzde 50 bandına çıkardık. Bu yaş grubunda kadın erkek öğrencilerimiz arasındaki yükseköğretime erişim farkını ise sıfıra indirdik.

Aynı dönemde akademik personelimizin sayısını 76 binden 186 bine yükselttik. Nereden, nereye? Barınma ve burs alanında da çok büyük bir atılım gerçekleştirdik. Toplam yurt sayımızı 875'e, yatak kapasitemizi ise 1 milyona çıkardık. Böylece ana muhalefetin ve marjinal örgütlerin her akademik yıl başında üzerinde tepindiği bir istismar alanını ellerinden aldık.

"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN KREDİ VE BURS İMKANLARINI GENİŞLETTİK"

Üniversite harçları sorununu da çözüme kavuşturduk. Artık harç sorunu var mı? Yok. Ayrıca üniversite öğrencilerimiz için kredi ve burs imkanlarını genişlettik. Artık başvuran her öğrencimize kredi veya burs veriyoruz. Değerli hocalarım, elbette sadece bunlarla yetinmiyoruz. Büyük veri, yapay zeka, nesnelerin interneti ve dijital öğrenme teknolojilerini üniversitelerimize entegre ediyoruz. Şu an 100'ün üzerinde üniversitemizde yapay zeka ve bilişim tabanlı lisans ve ön lisans programı bulunuyor. Eğitim kurumlarımızın dijital altyapısını güçlendiriyor, açık bilim ve elektronik öğrenme platformlarını yaygınlaştırıyoruz.

"ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ, MESLEK YÜKSEKOKULU MODELİNİ HAYATA GEÇİRDİK"

Üzerinde durduğumuz bir diğer konu, üniversite-sanayi iş birliğidir. 28 Şubat uygulamalarının mesleki eğitimde açtığı yaralar halen tam olarak kapanmamıştır. Sırf imam hatip okullarının önünü kesmek için devreye konulan katsayı zulmünün istihdamdaki olumsuz etkilerini bugün bile hissediyoruz. Reel sektör özellikle üretim hatlarında çalıştıracak personel bulamazken diğer tarafta gençlerimiz işsizlikten yakınıyor. Bu tenakuzu giderecek politikaları devreye alıyoruz. Öğrencilerimizin teorik bilgilerini sanayi ortamında uyguladığı organize sanayi bölgesi, meslek yüksekokulu modelini hayata geçirdik. Bu okullarda eğitim alan öğrencilerimizin iş bulma oranı şimdiden yüzde 80 seviyelerine ulaştı. Her şehrimizde en az bir meslek yüksekokulunun o ilin sanayi odasıyla koordineli şekilde faaliyetlerini sürdürmesi için çalışmalarımıza hız verdik. Daha pek çok alanda attığımız adımlar ve yaptığımız düzenlemelerle gençlerimizin ve üniversitelerimizin önünü açmaya devam edeceğiz.

"ÜLKEMİZDEKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISINI 1 MİLYONA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ"

Kıymetli misafirler, bu noktada yükseköğretimde uluslararası bir nitelik arz etmesi bakımından çalışmalarımıza ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bugün dünya genelinde 8 milyona yakın uluslararası öğrenci var. Türkiye 350 bini aşkın misafir öğrenci sayısıyla dünyada altıncı sırada yer alıyor. 198 ülkeden gelen bu öğrencilerin yüzde 95'i kendi nam ve hesabına öğrenim görüyor. Okul ücretini, yurdunu, kirasını, gıdasını ve hasıl tüm masraflarını kendi cebinden karşılıyor. Ülkemizdeki uluslararası öğrencilerin Türk ekonomisine yaptığı yıllık katkı 3 milyar doların üzerindedir. Küresel yükseköğretim ekonomisi ise 370 milyar doları aşıyor. Görüldüğü üzere önümüzde değerlendirme bekleyen çok ciddi bir potansiyel bulunuyor. Biz de bu potansiyeli layıkıyla değerlendirmek niyetindeyiz. Ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısını orta vadede 500 bine, uzun vadede ise 1 milyona çıkarmayı hedefliyoruz.

Şimdi biz böyle iddialı konuşunca hemen birileri çıkıyor, bizi eleştirmeye, gençlerimizi bize karşı kışkırtmaya başlıyor. Oysa ortada tenkit edilecek değil, takdir edilecek bir vizyon var. Küresel eğitim vizyonumuzu idrak edemeyen çevrelere şunları bugün bir kez daha hatırlatmak isterim: Misafir öğrencilere tahsis edilen kontenjanlar vatandaşlarımıza ayrılan kontenjanların tamamen dışındadır. Yani kimse kimsenin hakkını yemiyor, gençlerimizin hakkını gasp etmiyor. Akademisyeniyle, öğrencisiyle, stajyeriyle farklı kıtalardan ülkemize gelen bu kardeşlerimiz, Türk üniversitelerine önemli katkılar sağlıyor.

KAYNAK: HABER7
Ayşe Çolpan Tan Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ayşe Çolpan Tan

Editör Hakkında

1990 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek hayatına Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde Gazetecilik bölümü okuyarak başladı. İlk stajını Hürriyet Gazetesi’nde yaptı. Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Yayımcılığı bölümünde tamamladı. 2009 yılında Milliyet Gazetesi’nde internet haberciliğine başladı. 15 senelik kariyerinde çok sayıda gazete, haber portalı ve televizyon bulunmaktadır. Meslek hayatına Haber7.com’da “Gündem Editörü” olarak devam etmektedir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
YORUMLAR 72
  • Mahmutk 32 dakika önce Şikayet Et
    zaten orada Türkçe bilen İsrailli terörist İsrail askeri varmış dikkat etmek lazım
    Cevapla
  • Mardinli 38 dakika önce Şikayet Et
    Gazze'ye girelim bir daha da cikmayalım taki Filistin devleti kurulana kadar
    Cevapla
  • Kerem 1 saat önce Şikayet Et
    Mesele artik resmi olarak filistinde olmamiz. Temel hedefimiz buydu bir sekilde askerimizin orada bulunmasi. Artik sahadayiz allahin izni ile cok sukur. İsrail o kadar rahat edemeyecek bundan sonra . Diplomasi zaferidir bu baristanda öte
    Cevapla
  • Osmanlı Başkenti 1 saat önce Şikayet Et
    İsmi davud'a,nerden biliyorsun adamın sabah namazı kılmadığını ? Onunki slogansa seninki ney ?
    Cevapla
  • Gültepeli Bjk 1 saat önce Şikayet Et
    İnnşallahh ülkemiz'dekii İsraa,bitt sürüsünüde defederiz atarız ülkemizden REİS
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Gazze’de yıkım havadan görüntülendi: Konutların %92’si hasarlandı
Piyasalar ateşkese nasıl tepki verdi? Altın, Borsa ve petrol...