Erdoğan'ın sık sık yayınlanan kasetleri!
Türkiye seçim öncesinde kaset üzerinden siyaseti tartışırken akıllara Erdoğan'ın geçmiş yıllarda sık sık yayınlanan kasetleri geldi. O kasetler çıktıkça bakın neler olmuştu...
Nazlı Ilıcak'ın köşe yazısı
Erdoğan ve geçmişteki kasetler
Bugün kasetler tartışılıyor... Ve hepimiz, mahremiyetin ihlâlinin yakışıksız bir olay olduğunu söylüyoruz. Ayrıca, kasetle, siyasetin yeniden yapılandırılmasını eleştiriyoruz. Peki bu şekilde, siyaseti etkileme gayretleri yeni mi? Hayır... 28 Şubat sürecinde, sadece, Tayyip Erdoğan'a yapılanları hatırlatmak isterim.
7 Temmuz 1998'de Hürriyet gazetesi "Tayyip'e 2. Kâbus" manşetini atmıştı. Gazeteye göre, Erdoğan, 1994'te Ümraniye ilçesinin açılışında "şoke eden" şu sözleri sarf etmişti: "Hem laik, hem Müslüman olunmaz...", "İslâm âlemi, Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Bu kıyam başlayacak...", "Sandığa giderken egemenlik milletindir. Ama madde ve manada egemenlik Allah'ındır..."
Hürriyet'in yayını üzerine, "ayaklanma çağrısı yaptığı" gerekçesiyle, Tayyip Erdoğan hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesine muhalefetten DGM'de soruşturma açıldı. Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel "İslâm âlemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Bu kıyam başlayacak" cümlesini, isyan çağrısı olarak nitelendirmişti. Konuşmanın İstanbul'da yapılması sebebiyle dosya, Nuh Mete Yüksel'den İstanbul DGM'ye gönderildi ve DGM Savcısı Ayhan Gödekmerdan takipsizlik kararı verdi. Çünkü, söz konusu konuşma, 1994 değil, 1992 tarihini taşıyordu ve 5 yıllık dava açma süresi dolmuştu. Olay burada sonuçlanmadı. Aynı kaset içeriği, Tuncay Özkan'ın başında bulunduğu Kanal D'de yayınlandı. (20 Ağustos 2001) Hürriyet'in 3 yıl önceki haberine göre, içerik biraz daha geliştirilmişti. Ama aynı konuşma söz konusuydu. Belli ki amaç, Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmekti.
İşin en ilginç yönü, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün, Tuncay Özkan'ı arayıp, "Bu kaset elinize nasıl ulaştı?" diye sormasıydı. Özkan, Fethullah Gülen kasetlerini getiren kişiden bu kaseti para karşılığı satın aldığını söylüyordu. Peki, Ertuğrul Özkök, aynı kaseti bundan 3 yıl önce yayınladığını nasıl unutmuştu? (Özkan'ın "Fethullah Gülen kasetlerini getiren kişi" demesi çok önemleydi. Demek, kaset servisini Özkan'a yapan kişi, şu anda Ergenekon tutuklusu olan ve o tarihlerde de derin devletin adamı gibi görünen Ergun Poyraz'dı.)
Kanal D'nin yayınından sonra, savcılık Erdoğan hakkında yeniden soruşturma başlattı. Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise, Erdoğan'ın parti kurucu üyeliğinden çıkarılmasını talep etti. Soruşturma, bu defa TCK 159. maddeden açıldı. Erdoğan, 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğu için, 312'nci maddeden yargılanamamıştı. 3 yıl sonra, aynı konuşma, TCK'nın 159'uncu maddesi kapsamına sokuldu. 159'da zaman aşımı 10 yıldı.
Kasetçiler, gene bir şey elde edemeyince, bu defa Reha Muhtar'ın Show Haberi'ne başvurdular. "Tayyip kasetleri", 17 Nisan 2002'de Show'da gösterime girdi. Bu defa, Erdoğan'ın, 1992'de, Rize'de yaptığı bir konuşma Show TV ekranlarına yansımıştı. Askere hakaret olarak değerlendirilen şu cümlesi ön plana çıktı: "...Terör, PKK, Güneydoğu sorunu, bilmem şu sorunu, bu sorunu. Her gün yüzlerce evlâdını kaybediyor bu millet. 20 yaşındaki çocuğu, teröristin karşısına dikiyorsunuz. Bu genç evlâdımız silâh tutmasını bile daha bilmiyor. Bunun adı intihar cellâtlığı yapmaktır."
Tabii bunun yanı sıra tartışma yaratan başka cümleler de vardı. 1998'den itibaren yayınlanan kasetlere rağmen, Erdoğan'ın yükselişi önlenemedi.
"Yatak odasında neler yapıldığını gösteren bir kaset ile, konuşma kasetinin ne ilgisi var?" diye düşünebilirsiniz. Ama bütün bunlar, siyaseti şekillendirmek isteyenlerin malzemesi değil mi? MHP kasetlerini piyasaya sürenler, özel hayatları sergilemeyi amaçlamıyorlar ki! Bel altından vuruşlarla, siyaseti dizayn ediyorlar.
1997'den itibaren kasetçiler, medya ve yargı mensupları el ele verdi, Erdoğan ile AK Parti'nin üzerini çizmeye çalıştı; başaramadılar. Çünkü, bu partinin arkasında halk desteği vardı. Buna mukabil, Deniz Baykal kolay gitti. Zira, halkı kaybetmişti. Aynı şeyi Devlet Bahçeli için söyleyebiliriz. Bahçeli, 2002'de baraj altında kaldığında istifa etmeliydi. Etmedi. Tüzüğe rağmen Genel Başkanlığa aday olmamalıydı. Oldu. MHP tabanında oluşan gayrimemnuniyet, kasetçiler için müsait bir zemin oluşturdu. Burada hedef, MHP'li milletvekilleri değil, Devlet Bahçeli. Sanıyorum, nihai hesaplaşma, 12 Haziran seçimlerinden sonra yaşanacak.
Sabah
-
tuncay tezel 13 yıl önce Şikayet Et1990LI YILLARDAN BERİ ERGENEKON ANLATILIYOR, BİLİNİYOR, İZLENİYOR. Hatta 80 öncesinden beri biliniyor. Ama bir türlü bitirilemedi. Siyaseti, partileri onlar dizayn ediyor. Bel altına sistemi indirmeye çalışanların kazandığı değil, Türk milletinin kazandığı sistem olmalı ve derinlerin gücü bitirilmeli hukukla.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Faruk Emre 13 yıl önce Şikayet EtDemokratik Hukuk Devletini Bilmeyenler Okusun. Demokratik Hukuk Devletinde değişmez yasa var demek, o devleti kominist rejimli kabul etmektir. Demokratik hukuk devletinde; Hiç bir makam ve mercii yasama ve millet iradesinin üstünde değildir (kayıtsız ve şartsız ibaresi bunun için konulmuştur.) Anayasa mahkemesi bile, teşkilatı esasiyeyi (yani meclisinin kendi kendisini denetleme yetkisini) kaldırıp, 60 ihtilalini yapanlar tarafından, kendilerini garantiye almak için kurulmuştur. Mesela; Ankara, büyük bir depremle yerle bir olsa, başkentsiz olarak kalırız ama hiçbir yeri başkent yapamayız, niye mi; çünkü teklif edilmesi bile suçtur da ondan. Anayasayı yapan millet kendi yaptığı yasayı değiştirmekten, kendini men edermi? asla etmez. Demek ki o zaman anayasıyı başkaları yapmış ki; millete değiştiremezsiniz diyor. İşte ülkemizde kendileri Aristokrat vesayet olarak kabul eden bir grup, milleti ahmak yerine koyarak onları kandırıyor, bizim milletimizde "Bunlar değiştirilemez diyor!" Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.Beğen Toplam 7 beğeni
-
EMRULLAH 13 yıl önce Şikayet EtKİMİN ÇIKARINA. Yazını okudum fakat kafama takılan bir konu var bunu açıkça yazmamışsınız önce chp sonra mhp de kaset dalgaları bunu akp yapmadı diye yazınızda ima etmişsiniz hadi tamam bunu akp yapmadı peki merak ettiğim bundan hangi kesim çıkar sağlayacak kimin menfaati var bunda chp ve mhp silivriyle hareket ediyor diyosunuz çetelerle hareket ediyor diyosunuz yoksa artık ergenekon kendi içinimi temizliyor yeni bir yapılanma için kasetlerimi yayınlıyor yok sa ne kasetlerin kime ne karı ne faydası varBeğen Toplam 1 beğeni
-
Emre Şentürk 13 yıl önce Şikayet Etselim onur kardesime katiliyorum. Basbakanin ve Gülenin kasetleri acikca alenen cekilmis kasetler bu videolarda herkes kameraya konusuyor v.s, birde bu iki kisi bu videolari neden mahkemeye verdi? demekki ortada suc yok. Ama MHPlilerin videolari bir cok TCK maddelerini kapsiyor.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Omer Demir 13 yıl önce Şikayet Etkomik yorumcu. zeki isimli zeki arkadas erdoganin kasetlerinde ideolojik laflar var. Baska kadinlarla birlikte olmuyor. NIKAHTA ESAS OLAN ILANDIR, gizli imam nikahli kadinla da videosu yok. Neticede ben de bir devlet; hem laik hem müslüman olamaz diye düsünürsem: bununla falancanin bir kadinla yasak iliskisini ayni kefeye mi koyacaksin ? erdoganin dedigi günah mi ? haram mi ? yüz kizirtici mi ? yoksa karisini yada akrabasini utandirici mi ? bukadar da körü körüne bir partiyi tutmayin. Bu lafim akplilere de, cehapelilere de. görende sanir ki erdoganin biriyle kasedi var haber7 de onu yayinlamiyor. hakikaten cok komik.Beğen Toplam 1 beğeni