Erdoğan: 'Tek din' dil sürçmesi

Başbakan Erdoğan, Slovenya ve İtalya'ya yaptığı ziyareti tamamlayarak Türkiye'ye döndü. Başbakan Erdoğan iki ülkede gerçekleşen temasları havaalanında değerlendirdi.

Erdoğan: 'Tek din' dil sürçmesi
Erdoğan: 'Tek din' dil sürçmesi
GİRİŞ 08.05.2012 20:13 GÜNCELLEME 08.05.2012 20:27
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili, ''Demokrasinin bir tartışma rejimi olduğunu kavramamız öğrenmemiz lazım. Her şeyi tartışmalıyız, konuşmalıyız ve bundan da çekinmemeliyiz. Nihayetinde bunun kararını kim verir? Halkımız. Şu anda bir yeni anayasa yapılacak, yapılmasına çalışıyoruz. Bu yeni anayasa çalışmaları içerisinde başkanlık veya yarı başkanlık o da tartışılır'' dedi.

Erdoğan, İtalya ziyareti dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda soruları yanıtladı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in ABD gezisine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, ziyaretin davet üzerine gerçekleştiğini söyledi. Bu yıl aynı zamanda Şikago'da NATO zirvesinin toplanacağını hatırlatan Erdoğan, ''Genelkurmay Başkanımızın ABD'ye bu ziyaretinden daha doğal, daha tabii bir şey olamaz'' cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu'na nezaket - hakaret uyarısı

Erdoğan, ''CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TSK'ya yönelik sert eleştirileri oldu. Özellikle Genelkurmay Başkanına 'Eleştiriye açık değilsen bu koltukta oturmayacaksın' şeklinde... Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyim?'' sorusu üzerine ise şunları söyledi:

''Sayın Kılıçdaroğlu, siyasetin edebi yanını, adap yönünü hala anlayamadı. Önce eleştiri ve hakaret kelimelerini iyi öğrenmesi lazım. Eleştiri nedir? hakaret nedir? Kılıçdaroğlu tabii sürekli hakaretle yatıp hakaretle kalktığı için bu tür hakaretlere de herkesin aynı şekilde katlanması gerektiğini ifade ediyor, iddia ediyor. Bir defa kimsenin kimseye hakaret yetkisi yoktur. Böyle bir hakkı da yoktur. Eleştiri yapabilirsin, bu eleştirileri zaten herkes her zaman yapıyor. Ama kalkıp da Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başında bulunan Paşa ki bunun yani olayı sadece Genelkurmay Başkanı olarak değerlendirmek yanlış olur. Genelkurmay Başkanından al diğer paşalara, geçmişte ölmüş olan ki Gazi Mustafa Kemal'e kadar çünkü orada bir isim verilmiyor zaten, paşa deniliyor. Paşa denildiği zaman, oraya kadar bu dayanır, yaslanır. Orada yapılan benzetme talihsiz bir benzetmedir. Ama bu zat, ne yazık ki bütün kaleminden hep pislik akan bir zat olduğu için bu tür şeyleri yapıyor. Burada Sayın Kılıçdaroğlu, önce o makamlarda bulunan Silahlı Kuvvetlerimizin mensuplarına sahip çıkması gerekirken niye cevap verdi diyor, ne yapacaktı. Şu ana kadar bir yılı dolduruyor Genelkurmay Başkanımız. Ben bugüne kadar Genelkurmay Başkanımızın sitesinden birkaç cevap vardır ama bundan önce gün geçmiyordu hafta geçmiyordu ki cevaplar yoktu. O zaman Kılıçdaroğlu neredeydi?''

Kılıçdaroğlu'nun daha önce bu noktada bir değerlendirme yapmadığına dikkati çeken Erdoğan, ''O zaman hepsi sustular, neden? Bunun da cevabını vermeleri lazım. Bence şu anda paşaların bu işin hukuki yönünde de haklarını aramaları lazım. Bakın daha önce bir başka gazete, böyle bir hakaret, bu denli bir hakaret söz konusu değildi, böyle bir yazı orada yazılmıştı. Kalktılar bütün paşalar dava açtılar ve davayı da kazandılar. Ama burada hakaret var. Orada onbaşılık, generallik gibi bir şey söz konusuydu'' diye konuştu.

Burada ''köpek'' ile bir benzetmenin söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Sayın Kılıçdaroğlu muhalefet etsin. Ben şu anda hem Başbakan sıfatıyla konuşuyorum hem AK Parti Genel Başkanı olarak konuşuyorum. Bu tür bir hakarete o makamın ve o makamda bulunanların eyvallah etmemeleri gerekir. Verilen cevap da aslında gayet kibar bir cevaptır. Kelimeler seçilmiştir, cümleler seçilmiştir. Ben de okudum o cevabı. Arkadaşlarımla da değerlendirmesini yaptım. Ama tamamıyla bu noktada, bu tür şeyler cevapsız kalmamalı diyorum. Ben aslında, Milli Savunma Bakanıma da söyledim. 'Gerekirse görüşün siz de o cevabı verebilirsiniz' dedim. Çünkü aynı zamanda oraya bağlı olduğu için onları da ilgilendirir. Yapılmış olan budur. Hakaret ve eleştiri aynı değil. Bunu daha iyi öğrenmeleri lazım.''

-Başkanlık tartışmaları-

Başbakan Erdoğan, ''Başkanlık sistemiyle ilgili muhalefet partilerinden çeşitli eleştiriler geldi. Bu eleştirilerden birisi MHP Genel Başkanı Bahçeli'den geldi. Bahçeli, 'sosyal ortam içinde şu anda başkanlık sisteminin uygun olmadığını' söyledi. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz nedir?'' sorusu üzerine, şu cevabı verdi:

''Bir defa bakın bu konuyla ilgili, demokrasinin bir tartışma rejimi olduğunu kavramamız öğrenmemiz lazım. Her şeyi tartışmalıyız, konuşmalıyız ve bundan da çekinmemeliyiz. Nihayetinde bunun kararını kim verir? Halkımız. Şu anda bir yeni anayasa yapılacak, yapılmasına çalışıyoruz. Bu yeni anayasa çalışmaları içerisinde başkanlık veya yarı başkanlık o da tartışılır. Yeni anayasada bu yerini alır veya almaz bu ayrı bir konu. Biz gayet rahatız.''

Muhalefet partilerini bu konudaki tutumları nedeniyle eleştiren Erdoğan, ''Olmazsa olmazımız diye bir şey söylemedik'' ifadesini kullandı.

Bu konuda yazılma aşamasına gelindiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bu yazılma döneminde de bu çalışmalar yapılıyor. Bundan bu kadar ürkmeye, korkmaya gerek yok. Ama Sayın Bahçeli'den böyle bir açıklama geldiği zaman benim aklıma hemen merhum Alparslan Türkeş'in açıklaması geliyor. 'Dokuz Işık' eserinde bu konuyla ilgili açıklaması var. Ben şimdi Bahçeli'ye hem bunu hatırlatacağım hem de MHP'ye gönül vermiş tüm kardeşlerime hatırlatacağım, bu metni. Şu anda yanımda, okumamda fayda var. Şimdi başkanlıkla ilgili kısım aynen şöyle; 'Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz.' Bak ben söylemiyorum, Alparslan Türkeş söylüyor. (İcrayı cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı hiçbir zaman bölünmemiş, yani tek bir başkan tarafından yürütülmüştür)''

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İnanıyorum ki bu üst düzey ziyaretler Türkiye İtalya arasındaki süreci çok daha olumlu istikamette gelişmesine vesile teşkil edecektir'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklama yaptı.

Erdoğan, Slovenya Başbakanı Jarez Jansa'nın davetine icabetle önce Slovenya'ya, ardından da Türkiye-İtalya hükümetlerarası ikinci zirvesini gerçekleştirmek üzere bu ülkeye gittiğini söyledi.

''Yakın dost ve müttefik'' Slovenya'yı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu vurgulayan Erdoğan, ziyareti sırasında mevkidaşı Jansa ile ikili ilişkileri tüm yönleriyle ele aldıklarını ve çok yararlı görüşmeler yaptıklarını kaydetti.

Erdoğan, mükemmel seviyede bulunan işbirliğini daha da geliştirmenin yollarını konuştuklarını ve karara bağladıklarını vurgulayarak, uluslararası mali krizin etkisiyle Slovenya ile ticaret hacminde bir azalma olduğunu, ancak 2011 yılında yeniden artış yaşandığını belirtti. Erdoğan, bu artışın iki ülkenin kapasitesini göstermese de bir istikrara kavuşması bakımından önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

''Yaklaşık 1 milyar dolara ulaştı. Potansiyelin altında seyreden ticari ve ekonomik ilişkilerimizi siyasi ilişkilerimizin seviyesine ulaştırmak için neler yapılabileceğini aramızda konuştuk. Görüşmelerimizde Slovenya'nın Avrupa Birliği üyelik sürecinde ülkemize verdiği desteğin Türkiye AB ilişkilerine daha somut yansıması açısından birlikte neler yapabileceğimiz hususunda da görüş alışverişinde bulunduk. İki dost ve müttefik ülke olmamız hasabiyle Balkanlar başta olmak üzere ülkelerimizi yakından ilgilendiren güncel bölgesel gelişmeler ile uluslararası meseleleri de değerlendirdik. Görüşlerimizin büyük ölçüde örtüştüğünü müşahede ettik.''

Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk ve Ulusal Meclis Başkanı Meclis Başkanı Gregor Virant tarafından da kabul edildiğini belirten Erdoğan, ayrıca bu ülkenin önde gelen düşünce kuruluşu Uluslararası Ortadoğu ve Balkanlar Araştırma Enstitüsü (IFIMES) tarafından kendisine layık görülen ''Son on yılın dünya şahsiyeti'' ödülünü aldığını anımsattı.

Erdoğan, ''Sonuç olarak ülkelerimiz arasındaki ilişkileri bölgesel ve uluslararası gelişmeleri gözden geçirme fırsatını sağlayan Slovenya ziyaretimin her yönüyle yararlı olduğunu kaydetmek isterim'' dedi.

-İtalya ziyareti-

Slovenya ziyaretinin ardından Türkiye-İtalya Hükümetler Arası İkinci Zirvesi'ne katılmak üzere İtalya'ya geçtiğini anlatan Erdoğan, zirve vesilesiyle İtalya Başbakanı Mario Monti ile görüşmeler yaparken, beraberindeki bakanların da karşıtlarıyla görüşmeleri olduğunu söyledi.

Erdoğan, heyetler arası çalışma yemeğinde Türk-İtalyan ilişkilerinin bütün boyutlarıyla gözden geçirildiğini, Türkiye-İtalya hükümetler arası ikinci zirvesinin de İzmir'de gerçekleştirilen ilk zirve gibi son derece başarılı ve verimli geçtiğini ifade etti.

Zirve kapsamında enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere işbirliğini daha da güçlendirmek için hemen her alandaki potansiyelleri ortaya koyduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bildiğiniz gibi şu anda bizim İtalya ile ticaret hacmimiz 21,3 milyar dolar ve şu anda ülkemizde İtalyan girişimci olarak 913 girişimcisi var İtalya'nın. Tabi ki bunlar küçük, orta boy girişimciler değil. Orta grubun üstü girişimciler ve bunların içinde büyük yatırımcılar var, altyapı yatırımcıları var vs. tabi en önemlisi de biliyorsunuz Agusta Westland Türkiye'de Atak helikopterlerini şu anda TAI ile beraber yapıyor ve bu ortak girişim ülkemize artık kendi helikopterimizi yapma fırsatını sağladı ve test uçuşları bitirildi. Artık önümüzdeki yıl sürekli olarak üretime geçiyoruz ve siparişler gelmeye başladı. Bunları Agusta Westland ile beraber gerçekleştirmek bizim için hakikaten heyecan verici bir süreç. Tabi bütün bunların yanında özellikle bizi doğrudan ilgilendiren bir başka konu da şu anda altyapıda yine İstanbul-İzmir otoyolunu birlikte yapan bir konsorsiyumun güçlü firması Astaldi Türkiye'de çok önemli bir yeri olan, şu anda işte Bodrum Havalimanı'nı çok kısa bir zamanda bitirdiler. Daha önce biliyorsunuz, meşhur Bolu Dağı Tüneli ki adeta bizden önceki yönetimler parasızlık sebebiyle parasını ödeyemediği için durmuştu. Fakat biz iktidar olduktan sonra Astaldi ile oturduk konuştuk ve süratle Bolu Dağı geçişi onlar tarafından bitirildi, çözüldü ve şu anda da Bolu Dağı Tüneli'nin geçişlerinin ne kadar ülkemizi rahatlattığı hepinizin malumudur.''

Türkiye ile İtalya'nın bölgesel ve küresel konulara yaklaşımlarının da büyük ölçüde örtüştüğünü bildiren Erdoğan, İtalya'nın AB sürecinde Türkiye'nin her zaman yanında yer aldığını ve Türkiye'ye destek verdiğini kaydetti. Erdoğan, bundan sonraki süreçte de AB ile stratejik, ekonomik ve kültürel düzeyde ilişkilerde İtalya'nın desteklerini istediklerini, onların da katkı vereceklerini ifade ettiklerini dile getirdi.

Roma ziyareti kapsamında da 2009'da Türkiye'yi ziyaret eden İtalya Cumhurbaşkanı Napalitano ile bir görüşme yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, ''İnanıyorum ki bu üst düzey ziyaretler Türkiye İtalya arasındaki süreci çok daha olumlu istikamette gelişmesine vesile teşkil edecektir'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa süreciyle ilgili açıklamasında kullandığı ''tek din'' ifadesine ilişkin, ''O gün orada 'tek vatan' yerine tek dini söylemiş oldum. Bu bir dil sürçmesidir. Bunu farklı yere çekmelerine gerek yok, çünkü bunların bu şekilde bizim bunu nasıl söylediğimiz zaten partinin kuruluşundan bu yana bellidir ve onu ben böylece düzeltmiş olayım'' dedi.

Erdoğan, İtalya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda yeni anayasa süreciyle ilgili açıklamasında kullandığı ''tek din'' ifadesine ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

''Orada, bizim Genel Merkez Gençlik Kollarımızın kongresinde bu oldu ve bir gün önce de oldu. Bir dil sürçmesidir ve eleştiriyi yapanlar haklıdır. Bizim bu ifadelerimizin temeli aslında Afyon'da başlamıştır, bugüne kadar gelmiştir ve bunu Türkiye'nin her yerinde benim söylediğim dört başlıktır. Bunun bir tanesi biliyorsunuz tek millettir, ikincisi tek bayraktır, tek vatandır, tek devlettir. O gün orada 'tek vatan' yerine tek dini söylemiş oldum. Bu bir dil sürçmesidir. Bunu farklı yere çekmelerine gerek yok, çünkü bunların bu şekilde bizim bunu nasıl söylediğimiz zaten partinin kuruluşundan bu yana bellidir ve onu ben böylece düzeltmiş olayım. İşin aslı budur.''

-28 Şubat soruşturması-

''28 Şubat ile ilgili yargı sürecinin devam ettiği, bu soruşturmanın nereye kadar uzanacağına yönelik yorumlar bulunduğu ve askeri kadroya yönelik operasyonlar yapıldığı'' hatırlatılarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, ''Şu anda tabi 28 Şubat ile ilgili belli bir süreç işliyor. Ancak böyle bir dalga, iki dalga, üç dalga, dört dalga filan. Bunlar toplumun huzurunu da doğrusu kaçırıyor. Bundan bizler de ciddi manada rahatsızız. Yani atılması gereken adımlar atılır, biter, geçer. Ama bu dalgalar böyle arka arkaya geldikçe o dalgalarda kusura bakmasınlar ülke boğulur. Bu kadar bu iş bence uzatılmamalıdır'' diye konuştu.

Erdoğan, ''28 Şubat davaya dönüşürse müdahil olma sinyali geldi hükümetten. Ancak o döneme sadece hükümete ilişkin değil şahıslara yönelik de bazı suçlar söz konusu, darbe söz konusu. Siz de o dönem mağduriyet yaşadınız. Sizin şahsi bir müdahilliğiniz olabilir mi?'' sorusuna da, ''Belli şeyler de vardır ki burada 28 Şubat ile ilgili şahsıma yönelik olan veya bu ülkede o dönemin sıkıntısını yaşamış olan ama partiler ama kurum kuruluşlar, neyse, onlarla ilgili de böyle bir süreç iddianame kabul edildiği anda, dava başladığı anda, bu işte hakkını arayanlar tabii ki hakkını arayacaktır. Ben de ararım veya aramam, kararımı bu süreç başladığında tabi veririm. Onun için şu anda bir şey söylemem doğru olmaz'' yanıtını verdi.

-PFDK'nın kararı-

''Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), gece saatlerinde kararını açıkladı. Hiçbir kulüp ceza almadı, sadece kişisel bazda bazı cezalar gündeme geldi. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de hafta sonu şampiyonluk maçı var. Fenerbahçe taraftarı olduğunuzu biliyoruz. Nasıl görüyorsunuz iki takımın şampiyonluk şansını?'' sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

''Bana 'Fenerbahçe taraftarısın' diyorsun, Fenerbahçe'nin kongre üyesiyim. Taraftar olmanın ötesindeyim. Ben bu konuda konuşamam. Konuştuğum zaman yanlış olur. Ama benim ilkeler üzerinden biliyorsunuz Sayın Platini'ye de söyledim, UEFA'nın buradaki kongresinde yaptığım konuşma var. Burada da söyledim. Söylediğim şey şu; bize göre ki ben demokrasilerde de bunu savunuyorum, yani siyasi partiler açısından da bunu savunuyorum. Tüzel kişiler cezalandırılmamalı, gerçek kişiler cezalandırılmalı. Siz tüzel kişileri cezalandırdığınız zaman, bu tüzel kişiliğe gönül veren binlerce, on binlerce, milyonlarca insanı cezalandırıyorsunuz. Bu tüzel kişilikte yetkiyi almış suçu işleyenler varsa onlar cezalandırılsın. Niye kalkıp da o tüzel kişilik cezalandırılıyor. Futbol kulüplerinde böyle kulüp kapatma falan başlamadı. Yarın bir de onlar başlarsa bu iş nerelere gider, neler getirir, neler götürür bilemem. Ama siyasi partilerden biliyorsunuz artık bu işten gına getirdik. Dört kere, beş kere kapatılan partiler var. Değil mi? Ne oldu yani kapattınız partilere de bu partiler yok oldu mu? Hele hele bazıları güçlenerek geldi ama bazıları içinden partiler çıkardı. Onlar da bu ülkede çok daha güçlü şekilde hizmet alıyorlar ve bunları artık birilerinin görmesi lazım.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR 8
  • kenan9 13 yıl önce Şikayet Et
    mehmet ocak a bende katılıyoum. şu an yer yüzünde allah cc de söylediği gibi tek din var oda islam .dinler arası dialog sözü bile alerji yapıyor bana kabul edilmeyen dinle neyin diyaloğunu yapacağım.başbakan dil sürçmei dese bile ben dilinin sürçdüğü şekliyle kabul ediyorum..mehmetin dediği gibi kafayı kuma gömmeye benzer yada allaha rağmen ilahlık taslayın dinlerini meşrulaştırmış oluruz
    Cevapla
  • ali yüksel 13 yıl önce Şikayet Et
    farkiniz bu olsun. sayin basbakan tek millet tek bayrak anlasilir bi durum ama tek din tek dil tek renk dedinizmi bunu kimse anlamaz cünkü...yüce rabbim bile herseyi cesitli yaratmis cesitlilikten farklilik ve zenginlik olusturmus iste yüce mevlam da tek din tek millet tek dil tek renk seklinde yaratabilirdi bizi ama ozaman bi anlami kalmazdi.bence olay anlasildi zaten sizin icinde büyük bi hirs var bu sizi yiyip bitiriyo herseye sahip olmak istiyorsunuz..insallah yüce rabbimim izni ile bu yanliktan kisa sürede dönersiniz.. bizim dinimiz degilmi hosgörü dini herkesi oldugu kabul eden ve zorlamanin olmadigi cok özel ve güzel bi din..aslinda bizim insanimiz balik hafizali siz istediniz biseyi önce tartismaya aciyorsunuz sonra onu mutlaka yapiyorsunuz yani önce nabiz yokluyorsunuz yugun ortami bulunca cuk yapiyorsunuz..ve simdi 3 defa olayini baskanlik sistemi ile cözmek istiyorsunuz bence siz yeni kisilere yol acin farkiniz bu olsun...
    Cevapla
  • aytek yıldızben 13 yıl önce Şikayet Et
    doğru. ben her dediğinin destekçisiyim. sürçme de doğru özrüde. teşekkürler.
    Cevapla
  • MEHMET OCAK 13 yıl önce Şikayet Et
    no panik. gerçekleri konuşmuş. dinin üçü beşi olmaz. ya tek diyeceksin yada inanmıyorum diyip deve kuşu gibi kafanı kuma gömeceksin. hiçte kimse diyalogçuluk ayaklarına girmesin. bu din tektir.
    Cevapla
  • mert kara 13 yıl önce Şikayet Et
    tek millet noldu?. tek milletten de mi vazgeçildi, nedir bu milletin adı, gerçi türk milletine yeni bir dizayn yapılıyor. tek dilden demi vazgeçilecek yeni anayasada, ileri demokrasi hakkımı kullanarak bunları soruyorum
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tutuklandı
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Özgür Özel'e çok sert tepki