Arı Hareketi, ABD temsilcisi gibi
Arı Hareketi yöneticisi Kemal Köprülü, Türkiye'nin ABD'ye karşı politika üretmekle yanlış yaptığını öne sürdü. Köprülü, Türkiye'nin ABD'nin önüne çıkmaması gerektiğini söyledi.

Arı Hareketi, bir dönem Türkiye'de ciddi bir düşünce kuruluşu olarak görev yaptı. Ürettiği proje ve fikirlerle topluma yön verdi.
Arı Hareketi'nin eski Başkanı, şimdi ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Kemal Köprülü de seleflerinin izinde gitti. Bir dizi dış politika üretti. Türkiye'ye biçtiği rol, ABD'nin uydusu olmaktı.
Kemal Köprülü, Washington'da bulunan bir düşünce kuruluşunda konuştu. Konuşma sonrasında soruları yanıtladı. Konu, Türk-Amerikan ilişkileri idi. Gelinen noktanıyı 'en kötü yer' olarak değerlendiren Köprülü atılması gereken adımları vurguladı. Özetle aktarıyoruz.
'PKK konusunun bugüne kadar sürmesi, ilişkinin sıkıntı geçirmesinden kaynaklanıyor. 1 Mart tezkeresinden bu yana, PKK konusunda anlaşıp, hemen eyleme geçebilme ortamı varken artık, karşılıklı bir güvensizlik sergileniyor. Biz Washington'a, Washington bize şüphe ile yaklaşıyor. Eskiden böyle değildi.
Baktığınız zaman Ortadoğu ile ilgili her konuda bir anlaşmazlık söz konusu. PKK da tam bu sorunun göbeğinde. PKK'ya karşı bir adım atılmıyor deniyor.
Halbuki, Washington da bizden bazı şeyler istedi. Biz de onları vermedik.
Konu karşılıklı bir inatlaşmaya doğru gidiyor. Duygular yüksek seviyede. Gurur ön planda. Dolayisiyle ilişkileri iyileştirmek için mantığın harekete geçmesi gerek.
Artık zaman geldi. Bizim oyunun içinde olmamız lazım. Oyunun içinde olmamız için de farklı bir siyaset üretmemiz lazım.
Türkiye'de ABD'nin herhangi bir itibarı var ise, (yüzde 5, 10, 20 her ne ise) terörle mücadele eden bir ülke olarak PKK'nın orada boş bırakılması mantık dışı.
KIBRIS KONUSU
Washington doğal olarak şunu yapmaya çalışıyor. Kıbrıs'ı Avrupa'ya havale etti. Yapabileceği en maksimum şeyi yaptılar. Biraz para, biraz destek verdiler. Türkiye'yi övdüler. Ama bizim beklentilerimiz farklı idi.
ANKARA'YA BİÇTİĞİ ROL
Bölgeye baktığımız zaman, Ankara çok statükocu bir yaklaşım içerisinde. Amerika bir şey tetikledi. Her bölgede, ufak büyük. Bunu Washington bütün dünyada çok olumlu pazarlıyor. Ortadoğu'da bile buna, 'demokratik değişim' adını veriyor.
Biz ise Ortadoğu'da statükocu bir yaklaşım içerisindeyiz. Ortadoğu değişecekese biz bunu reddeden veya engelleyen bir ülke olmamamız gerekir.
Biz böyle devam edersek, ABD ile başka konularda da sıkıntılar, çatışmalar olacak. Anlaşamayacağız. Suriye konusunda anlaşamayacağız, İran konusunda anlaşamayacağız.
Bütün bunlara hazırlıklı olmamız lazım.
Biz politikalarımızı antiamerikan reflekse göre yapmamamız lazım.
Biz Türkiye'de bir senedir İran konusunda yalvarıyoruz. İran'daki nükleer silahlar bize göre hiç mi tehdit unsuru teşkil etmiyor.
Birisi bizim İran politikamızı açıklasın.
Amerika İran politikasını açıklıyor. Ardından biz İran politikasına karşı kendimizi konumlandırıyoruz. Bunu yapmayalım.'