8 asır camiden yönetilen Avrupa devleti
8 asır Avrupa topraklarında hüküm süren Endülüs devletinin başkenti olan Kurtuba`da bulunan tarihi Kurtuba (Cordoba) Camii'si hem tarihi hem de mimarisiyle İspanya'ya gelen turistlerin en çok ilgisini çeken eserlerden biri..

Taha Sağlam'ın haberi
Kurtuba Ulu Camii, Endülüs Devleti'nin başşehrinde olması sebebiyle devletin de merkez camisiydi. Yeni devlet başkanları için biat orada alınır, cihat kararı gibi büyük olaylar onun minberinde ilan edilir, kanunlar halka oradan duyurulur, Kâdî'l-kudât meclisi orada tertip edilirdi. Burası aynı zamanda hem Endülüs'ün hem de bütün Avrupa topraklarının gözde üniversitesiydi.. Dinî ve müsbet ilimlerde en seçkin yüksek tahsil sadece orada yapılırdı.
Endülüs Emevileri'nin başkenti olan ve şimdi Cordoba denilen Kurtuba'da vaktiyle 600 cami varmış. Bunların en görkemlisi Kurtuba Camii'dir. Kubbe sisteminde üst üste binen kemerlerde kırmızı beyaz mermer kullanılmış. Oymalı mermer mihrabı, bütün camiler içinde en güzel olanıdır. Duvarlarda kûfi yazılar, lacivert zemine altınla işlenmiş. Minber, pek çok fildişi parçayla, değerli taşlardan altın çivilerle yapılmış.
I. Abdurrahman tarafından 785 yılında Vadil-Kebir ırmağı kenarında bulunan arsa üzerinde inşasına başlanan caminin yapımı 1 yılda tamamlanmış. İlk yapıldığındaki büyüklüğü 75 metre eninde ve 100 metre boyundaydı. Daha sonraki hükümdarlar camiyi, çeşitli eklemelerle büyüttüler. Bu eklemelerden sonra mabet 175 metre uzunlukta, 134 metre genişlikte muazzam bir yapıya dönüştü. Caminin çevresinde 12.20 metre yükseklikte kalın bir duvar vardır.
Dünyada en fazla sütuna sahip olan mabet, Kurtuba Camii'dir. 1419 sütun var. Sütunlardan oluşan 19 paralel yol, bu doğrultuya dik 36 adet yolu dik açıyla kesiyor. Sütunların çoğu granitten, bazıları da çeşitli taşlardan yapılmış. Sütunlar, tuğlalardan ve beyaz taşlardan meydana gelen kemerleri destekliyor. Kurtuba Camii'nin en güzel kısmı, mihrabı ve minberidir. Mihrap at nalı şeklindedir. Mihrap kemerinin dayandığı sütunlar eşsiz güzelliktedir. Caminin dış süsleri çok zarar görmüş olmasına rağmen iç süsleri hâlâ göz kamaştırıcıdır. Mabedin bir diğer özelliği de kemerlerin iki katlı olmasıdır. Bu özellik yalnız Kurtuba Camii'nde bulunmaktadır. Bu muhteşem caminin ortasına bir kilise yerleştirmek için 63 adet çok güzel sütun yıkılmış ve cami 1523'te katedrale çevrilmiş.
Yüzyıllarca Avrupa topraklarında hüküm süren Endülüs devletinin başkenti olan Kurtuba'da bulunan tarihi Kurtuba Camii'nin hemen yanındaki küçük bir mescitte, 2011 yılı sonunda yüzyıllar sonra yeniden ezan sesleri yükseldi.
Caminin dış süsleri çok zarar görmüş olmasına rağmen iç süsleri hala göz kamaştırıcıdır. Mabedin bir diğer özelliği de kemerlerin iki katlı olmasıdır ve bu özellik yalnız bu camide bulunmaktadır.
Harika hesaplamalarla ve sadelikle sıralanan sütünlar 19 paralel yol, bu doğrultya dik 36 adet yolu dik açıyla kesiyor.
Sütunların çoğu granitten, bazıları da çeşitli taşlardan yapılmıştır ve tuğlalardan ve beyaz taşlardan meydana gelen kemerleri destekliyor. Bu kemerleri hurma ağaçlarına benzemesine bir sebebte aralardaki kırmızı taşlar olsa gerek diye düşünüyorum.
Câminin minaresi 1593 yılında yıkılarak enkazı üzerine çan kulesi dikilmiştir. Kurtuba Ulu câmii, Endülüs Devletinin başşehrinde olması sebebiyle devletin de merkez camisiydi. Yeni devlet başkanları için biat orada alınır, cihat kararı gibi büyük olaylar onun minberinde ilan edilir, kanunlar halka oradan duyurulurdu.Burası aynı zamanda üniversiteydi. Dinî ve müsbet ilimlerde tahsil yapılırdı. Alcazar (Kale-saray), Elhambra ile kıyaslanamaz ve kale,tepe üzerinde değil,hemen ovada nehir kıyısında. Cordoba özellikle Kraliçe Isabelle zamanında başşehirlik yapmış. Keşifler ve sömürgeler zamanı kraliçe, kaşifleri bu sarayda kabul etmiş, Kristof Colomb burada Amerikada bulduklarını kraliçeye sunmuş. Bu konuda saray bahçesinde bir heykel de mevcut.
İspanyol kral V. Carlos'un: "Dünyada bir benzeri bulunmayan bu güzel eseri böylesine tahrip edeceğinizi bilseydim, size izin vermezdim. Yaptığınız kilisenin benzeri her yerde bulunabilir. Ama bu caminin bir benzerini yeniden yapma imkanı yoktur" dediği söylenir.
BU GEZİYE NASIL KATILABİLİRİM?
Prontotour, Türkiye'de ilk defa Avrupa ve Afrika kıtasını aynı turda birleştiriyor. Türk Havayolları ayrıcalığı ve konforu ile "Cebelitarık'ın İki Yakası" adlı tur programı, seyahat severlere Endülüs ve Arap kültürü ile ilgili birbirini tamamlayıcı güzel seçenekler sunuyor. Yıl boyu Türk Havayolları tarifeli seferleri ile Malaga'ya yapılan uçuşlarla, Endülüs bölgesine birbirinden farklı alternatifte düzenlenen tur programları özel promosyonlar ile Prontotour tarafından organize ediliyor.
-
nur dülger 12 yıl önce Şikayet Etemri bil maruf emrine kendini hiç muhatap görmeyenler. cami vehocalardan mucize bakliyorlar.kendileri her haltı yerken iyi onlar kötü örnek olmaktan hesaba çekilmeyecekler hocalar ,imamlar günah keçisi nasılsa. on lara soracak Allah bizim günahımızı bile. hoca bizi doğru yola yöneltemedi der paçayı kurtarırız .sanki Allah hocayı çokmu takıyordunuz gariban ne dese suçtu demeyecekBeğen
-
Sabit Kal 12 yıl önce Şikayet EtBatı, Amerika kıtasını keşfederken, halkını ya hıristiyanlaştırıp ya yok ederken. Asya ve Afrika'da yüzlerce yıl sürecek koloniler inşa ederken ve Endülüs'ü yok ederken, Osmanlı sözde çok büyüktü ve çok güçlüydü. Halbuki Amerika'nın keşfi 1495, İstanbul'un fethi 1453, Viyana seferi ile Endülüs'ün imha tarihini karşılaştırın şöyle bir netice ortaya çıkar: Osmanlı Balkanları, Mısır'ı ele geçirmeye çalışırken Dünya'ya kapalıydı ve Asya, Afrika ve Amerika neredeyse tamamen Batı'nın eline geçti. Batı Osmanlıyı Balkanlarla meşgul ederken bütün etrafını eline geçirmişti. Bir sayfanın ortasında bir çizgi, solda Avrupa, sağda Osmanlı yazın ve aynı tarihlerde hangisi ne yapıyordu yazın ve Osmanlının dünyaya neden açılamadığını sorgulayın. Aynı hatayı Türkiye tekrarlamamalıdır, üç kıtayada açılmamız, tüccarlarımızı ve ilim adamlarımızı, yatırımlarımızı yapmamız şartı. Yoksa aynı hatayı tekrar eder, yine yok oluruz.Beğen Toplam 3 beğeni
-
mert 12 yıl önce Şikayet Etluther cok düsündürücü bir sey söyledin. ben bunu zaten hep düsünüyordum. cok ilginc. bakiyorumda camiiye giden insanlarimiz namazdan sonra calinti laptopla geliyor ve büyük bir gururla o calinti malini takdim ediyor. yada mahallede kizlara satasiyor. diger genclerle dalasiyor. aksama biryerlere gidiyor icki iciyor. demekki o gittigi camiden hicbirsey kapmamis. daha dogrusu icindeki görevli ona hicbirseyler verememissss !! yazikk !!Beğen Toplam 3 beğeni
-
zahide özkan 12 yıl önce Şikayet Etcami ve toplum. bu toplumda adım başı cami varmışta toplumda tecavüz hırsızlık eksik olmazmış. tamamda bun ları örnek alması gereken gençlik daha çok artislerin futbolcuların ne yaptığından haberdar. mahalle camilerine gelenlerin çoğunluğu 50 yaş üstü yıllarca memurlara cuma ya gitme izni verilmedi.yani caminin bunda suçu yok ne zaman gerçekten genç ve yaşlısıyla herkes cami cemaati olur, o zaman bu sorunlar sürerse bu tarz şeyler söylenebilirBeğen Toplam 13 beğeni
-
İsmet Kurtuluş 12 yıl önce Şikayet Etluther de eugene, Zoruna mı gitti?. Camiiler çok Allaha şükür. Sorunun kaynağıyla camiler arasında ne bağlantı var. Tam tersi camilerden ve dinden uzak olmaktan dolayı o bahsettiğin ahlaksızlıklar yaşanmaktadır. Dinin emrine uyan dürüst olur, namuslu olur, ahlaklı olur, adil olur.Beğen Toplam 13 beğeni