Hocalı katliamının tanıkları anlatıyor!

Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında 20 yıl önce Ermeni askerleri tarafından gerçekleştirilen katliamın canlı tanıkları yaşananları anlattı.

GİRİŞ 24.02.2012 13:27 GÜNCELLEME 04.11.2019 16:13
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Semanur Sönmez Yaman'ın haberi

 

Eşi ve çocuğu dahil 22 yakınını kaybeden Rahile Guliyeva ve Sarkozy ile Sarkisyan’a mektup yazarak adını dünyaya duyuran kızı Zarife Guliyeva,  Semanur SÖNMEZ YAMAN’a  konuştu.

Rahile Guliyeva, 20 yıl önce Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen Hocalı Kasabası'nda yaşıyordu. Ermeni askerleri kente saldırdığında, önce evlerinin bodrumuna saklandılar.  Askerler şehri ateşe verdiğinde, saklandıkları yerden çıkarak kentin tek çıkış noktasına, Ağdam kasabasına giden ormana koştular. Ancak Ermeni askerleri, orman yolunu da tutmuştu.

Ölüm önlerini kesti.

Rahile Guliyeva, katliam günü üç aylık hamileydi. İki yaşındaki oğlunu kimselere veremedi. O’nu sıkı sıkı göğsüne bağladı. Kaçarken tam 4 kurşun isabet etti bedenine. Kendi bedenini delip geçen kurşunlardan biri, oğlunun ölümüne neden oldu. Biricik evladı kollarının arasında can çekişerek öldü.

Bu kadar değil…

Eşini, kayınvalidesini, kayınbabasını, görümcelerini, kaynını ve onların çocuklarını da kaybetti.

Ölüm kokan ormandan ağır yaralı halde kaçmayı başardı.

Karnındaki bebeği, yaşama sımsıkı tutundu.

Katliamdan 6 ay sonra dünyaya geldi.

Babasının, kardeşinin kanlar içindeki cesetlerin görerek büyüdü Zarife…

20 yaşına geldiğinde katliamın faillerine hesap sormak istedi.

Önce Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a, sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye birer mektup  yazdı. 20 yaşında bir genç kızın duygusallığı ve samimiyetiyle, onlardan kendisiyle empati yapmalarını istedi.

İşte o mektuplar ve anne kızın hazin öyküsü…

 

Sarkozy’ye Açık Mektup

Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Nicolas Sarkozy!

Size bu mektubu yazan Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin yıkılmış Hocalı kentinden olan Azerbaycanlı Zerife Guliyeva’dır. Şu anda 20 yaşındayım. Geçen yüzyılın en dehşetli katliamlarından birinin yaşandığı Hocalı’da Azerbaycanlı sivillere yönelik olarak gerçekleştirilmiş olan soykırımın üzerinden yaşım kadar süre geçti.

Hocalı ismini duydunuz mu? 26 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın bu tarihi bölgesinde işgalci Ermenistan silahlı birlikleri tarafından işlenmiş cinayet sonucunda 613 kişi öldürülmüş, 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kaybolmuş ve 487 kişi sakat kalmıştır. Bu insanların tek “suçu” onların Azerbaycanlı olmasıydı. Siz söyleyin, eğer bu, SOYKIRIM değilse, o zaman SOYKIRIM nedir?

Eğer Siz insanlığa karşı işlenmiş olan bu cinayeti açıklayacak sözler bulmakta zorlanıyorsanız, Size Hocalı’nın İkinci Dünya Savaşı döneminde Alman faşistleri tarafından yıkılmış Çek Cumhuriyetinin Liditse kenti ile kardeş kent olduğunu söyleyebilirim. Bu, ibret verici bir olaydır: insanlığa karşı suçların dehşetleriyle yüzleşmiş iki kardeş kent.

Bildiğime göre, Siz mutlu bir eş ve mutlu bir babasınız. Sizin güzel eşiniz Carla Bruni 19 Ekim 2011’de size Julia iismli bir kız çocuğu doğurmuştur. Ben Allah’tan bu küçük kızınızın sağlıklı ve mutlu büyümesini diliyorum. Bunun için onun her türlü olanağı da vardır. Dikkatinizi Ermeni faşistleri tarafından Hocalı’da katledilmiş insanlar arasında olan 106 kadın ve 63 çocuğa çekmek isterim.

Samimi olmak gerekirse, kendimi bildim bileli hala bir soruya yanıt bulamıyorum. Acaba kanına susayan katiller tarafından katledilmek mi, yoksa Hocalı’da kaybettiğim Babamı bir daha görememenin acısıyla yaşamak mı daha korkunç? Bana göre, bir çocuğun babasız büyümesini, ebeveynlerinden birini kaybetmesini anlamak hiç de kolay değildir. Ama siz bir baba olduğunuz için bunu anlayabilirsiniz. Hocalıda babamla birlikte kardeşimi, ninemi, amcalarımı ve dayılarımı da katlettiler. Bizim aile o korkunç gecede toplam 22 ferdini kaybetti.

Bizi annem büyüttü. O bize bakmış, en önemli olan insani değerleri aşılamıştır. Biz Hocalı’yı asla unutmayacağız. Çünkü o vahim gecede annemin aldığı 4 kurşun yarası ve hala vücudunda bulunan mermi parçaları onu sürekli rahatsız etmektedir. Bütün Hocalı sakinlerinin kalbinde bu tür kurşun yaraları vardır.

Sayın Cumhurbaşkanı, ayrıca bunu bilmenizde de fayda vardır. Bir insanlık dramı olan Hocalı Soykırımı`nın yapıldığı yerde Azerbaycanlı muhabir Çingiz Mustafayev ile birlikte bulunmuş Rusyalı televizyon muhabiri Yuri Romanov kendisinin “Ben savaşı çekiyorum” adlı kitabında sivillerin katledildiği bölgeye gittikleri anı şöyle naklediyor:

“Ben helikopterin camından bakıyordum ve gördüğüm, bu insanlık dışı dehşet verici manzara gerçek anlamda beni hayretler içinde bırakıyordu. Karın eridiği dağ yamacının gölgesinde sararmış otların üzerinde insan cesetleri bulunuyordu. Büyük bir alan kadın, yaşlı ve çocukların cesetleri ile doluydu. Cesetler arasında bulunan ninesine (anneannesine) sarılmış küçük kız cesedi, insanı yakan bir manzara idi. Beyaz saçlı, başı açık ninenin yanına küçük kız uzanmıştı. Nedense, onların ayaklarını dikenli tellerle bağlamışlardı. Ninenin elleri de bağlıydı. Her ikisinin kafasında kurşun yarası vardı. Yaklaşık 4 yaşındaki kız çocuğu hayatının son anında ellerini ölmüş anneannesine uzatmıştı. Bu sahneden o kadar etkilendim ki, kamerayı bile unuttum...".

Sayın Sarkozy, siz bu anıları okuduktan sonra ben sizin gözlerinize bakmak isterdim. Eminim, ben o gözlerde başkasının derdine ortak olmayı bilen cesur insanın gözyaşlarını ve kalp acısını görürdüm. Bu nedenle Sizin Hocalı'da Azerbaycanlılara karşı işlenmiş soykırımın adını koyacağınıza, onu tanıyacağınıza ümit ediyorum.

Sizin ve başkanlık ettiğiniz Halk Hareketi Birliği Partisi`nin

Hocalı'da işlenen soykırımın tanınmasına ilişkin yasa tasarısının Fransa Senatosu'nda görüşülmesi önerisinde bulunmanızı bekliyorum. Böylece Azerbaycan'da sizinle ilgili oluşmuş imajı değiştirir ve Sizin Fransa'daki Ermeni diasporasına ve Ermeni lobisine doğrudan bağlı olmanızla ilgili söylenenleri de yalanlamış olursunuz.

Özellikle de Siz 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğunda yaşanan olayları Ermenilere yönelik soykırım olarak görmeyen herkesin tutuklanması ve para cezası almasıyla ilgili yasa tasarısının kabul edilmesi girişiminde bulunduktan sonra, Azerbaycan halkı arasında da Sizin hakkınızda bu tür fikirleri oluştu.

Cumhurbaşkanları göreve gelirler ve giderler, ama siyasetçilerin isimleri, onların faaliyetleri ile tarihte kalır. Hocalı'da sivil Azerbaycan halkına yönelik soykırım yapanlara ilişkin olarak Fransa Senatosu tarafından adil karar alınması konusunda girişiminiz Sizin isminizin Azerbaycan-Fransa ilişkileri tarihinde kalması açısından güzel bir fırsat olur.

Böyle bir adım atmanın Sizin için ne kadar zor olacağını anlıyorum. Fakat uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) Hocalı faciasını "Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı boyunca işlenmiş en büyük katliam" olarak adlandırdığını Size bildirmek istiyorum. Bu örgüte göre, Ermeni silahlı birlikleri sivillerin katledilmesiyle ilgili direkt sorumluluk taşıyorlar.

Zaman hızla geçiyor. Benim kendi toprağımı görmekten mahrum halde yaşadığım 20 yılın ardından ve Hocalı'da soykırım yapılmasının üzerinden 20 yıl geçtikten sonra insanlığa karşı yapılan bu suç, artık tüm dünyada tanınabilir. Şimdi seçim Sizin. Adaletin zafer kazanmasına yardım etmiş bir politikacı olarak mı, yoksa suça suç demeye korkup sadece kendi çıkarlarını üstün tutan bir kişi olarak mı tarihte kalmak istiyorsunuz. Bu sorunun cevabı da Sizin elinizde…

Zerife Guliyeva, Hocalı`dan olan zorunlu göçmen

 

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'a

Bu mektubu size, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinden, şu anda kabusa dönüşmüş olan Hocalı kentinden olan Azerbaycanlı Zerife Guliyeva yazıyor.

Muhtemelen, Hocalı`yı biliyorsunuz. Hocalı’yı biliyor olmanızın nedeni sadece sizin tarihi Azerbaycan şehri olan ve Sovyet döneminde Azerbaycan SSC'nin bünyesine Stepanakert adıyla bilinen Hankendi'de doğmanız değil, aynı zamanda Hocalı`nın sizin de tanımladığınız üzere "size ait bir bölge olmayan" Ağdam şehrine yakın olmasıdır.

Bu arada, defalarca olduğu gibi 2009`da Erivan'da Azerbaycan ve Ermenistan aydınları ile yaptığınız görüşmede de Ağdam`ın Ermenistan`a ait olmadığını söylemenize rağmen Ağdam’ın ismini değiştirerek Akne yaptınız.

Eminim, 26 Şubat 1992 tarihinde Ermenistan'ın işgalci ordusu tarafından Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yapılan katliamlar sonucu 613 kişinin öldürüldüğünden, 1275`den fazla kişinin rehin alındığından, 150 kişinin kaybolduğundan, 487 kişinin sakat bırakıldığından haberiniz var.

Eğer insanlığa karşı işlenmiş bu cinayeti tanımlayan kelimeler bulmakta zorlanıyorsanız, size yardımcı olmak adına Hocalı`nın İkinci Dünya Savaşı yıllarında Alman faşistleri tarafından  yeryüzünden silinmiş Çek Cumhuriyetinin Liditse şehrine benzetildiğini söyleyebilirim.

"Human Rights Watch" Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Hocalı'da yapılan soykırımı "Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı dönemindeki en büyük katliam" olarak adlandırdığını hatırlatmak isterim. Bu örgüt, Ermeni silahlı birliklerinin sivillerin ölümünden dolayı sorumluluk taşıdıklarını kaydediyor.

Azerbaycanlı sivillere yönelik olarak gerçekleştirilen bu soykırımın üzerinden 20 yıl geçti. Adım Zarife Guliyeva, 20 yaşındayım ve aslen Hocalılıyım.

Hocalı'da benim küçük kardeşim, büyükannem, dayılarım, amcalarım öldürüldü, bizim ailemizden toplam 22 kişi hayatını kaybetti. Bizi annemiz büyüttü. Hayatta en büyük değerlerden olan vatan sevgisini ve insan hayatının değerini anlamayı bize o öğretti.

Bize bu değerleri aşılayan kadının vücudunda 4 kurşun yarası ve Ermeni askerlerinin yaptıklarını ona her gün hatırlatan şarapnel parçaları var. Bu

Ben kendimi tanıttım. Sizin kim olduğunuzu da biliyorum. Sizin Anuş ve Satenik adlı iki kızınız olduğunu biliyorum. Onlar geleceğin anneleri olacak. Şimdi ise siz bu soruma cevap verin ve kendi kızlarınıza da sorun: Ermeni faşistlerin Hocalı'da öldürdükleri 106 kadının ve 63 çocuğun suçu neydi?

Bu soruyu kendiniz yanıtlayınız ve kızlarınıza sorun: Onlar da yakınları için bu tür bir dehşeti arzularlar mı?

Ben Britanyalı gazeteci Tomas de Vaal’ın “Karabağ–Kara bağ” kitabını okudum. Kitapta şöyle deniyor:

"Sarkisyan meydana gelen olaylarla ilgili olarak daha samimi ve daha sert şeyler söyledi: 'Hocalı olaylarına kadar Azerbaycanlılar, Ermenilerin sivillere karşı güç kullanmayacaklarını düşünüyorlardı. Ama biz bu klişeyi yıktık'".

Siz bu kitabı okumak için kızlarınıza verdiniz mi, Sayın Sarkisyan? Onların Ermeniler içerisinde de tüm dinlerde ve dünyanın tüm halklarında saygı duyulan insanlık, insanseverlik özelliklerine sahip insanlar olmasına Azerbaycanlıların güvenini sarsmak için atalarının kadınların, çocukların ve yaşlı insanların öldürülmesini iyi bir fırsat olarak değerlendirilmesine sevinebileceklerini düşünemiyorum bile. 

Tomas de Vaal kitabında yazıyor: “Ermenilerin komutanı Serj Sarkisyan’dan Hocalı’nın ele geçirilmesini anlatması rica edildiğinde o, şöyle cevap vermişti: “Biz bununla ilgili yüksek sesle konuşmamayı tercih ediyoruz”.

Hocalı Soykırımı’nın üzerinden 20 yıl geçiyor. Sayın Sarkisyan, kanımca, bu dehşetli cinayetle ilgili yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir. 

Eğer Siz, Hocalı Soykırımı konusunda adil tutum takınsaydınız ve bu katliamı yapan Ermeni askerlerinin suçunu itiraf etmiş olsaydınız daha doğru olurdu.

Ermenilerin işlediği bu suçu itiraf etmeniz için Sizden 7 Aralık 1970 tarihli Polonya ziyareti sırasında Varşova gettosunda, 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Treblinka ve Osvencim ölüm kamplarına sürgün edildiği yerde dikilen anıtın önünde diz çökmüş ünlü Almanya Başbakanı Willy Brandt'ın yaptığı hareketlerin aynısını yapmanızı rica etmiyorum zaten.

Sizden sadece Ermeni askerlerinin Hocalı’da Azerbaycanlı sivillere karşı soykırım yaptığını açıkça itiraf etmenizi istiyorum. Aslında bu adım Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde tamamen yeni bir sayfa açabilir ve 20 yıl önce Hocalı Soykırımı’nı yapanların ateş açarak yok ettikleri halklarımız arasındaki eski güvenilir ortamı yeniden sağlayabilir.

Ben dünya kamuoyunun Azerbaycanlı sivillere karşı yapılan Hocalı Soykırımı konusunda gerekli tutum takınacaklarına ve sorumluların cezalandırılmaları için gerekli tavır dergileyeceklerine inanıyorum. Aynı zamanda çatışmaların ebedi sürmediği ve komşu halkların er ya da geç barış ve huzur içinde yaşayacakları kanaatindeyim. Bunun Sizin katılımınızla mı, yoksa Sizsiz mi yapılacağı ise tamamen Size kalmış bir şey.

Siz, kendi halkınızın geçmiş hatalarını ve işledikleri suçu itiraf edebilecek cesarete sahip, adaletin galip gelmesi ve halklarımız arasında barışın sağlanması için rol alan bir politikacı mı, yoksa işlenen suçu suç diye itiraf etmekten korkan, yalnız kendi çıkarlarına düşkün, fikrini açıkça söyleyemeyen bir siyasetçi mi olmayı tercih edersiniz? Bunu yalnız siz çözebilirsiniz.

Zerife Guliyeva, Hocalı`dan olan zorunlu göçmen

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 6
  • Metin Yazar 12 yıl önce Şikayet Et
    :. Sırp,Yunan,Pontus,Kürt,Ermeni,Rum,İsrail ırkçıları internetteki her platformda ortak hareket ediyor,kinlerini ortaklaşa kusuyorlar. Konuşacak kadar olmasa da anlayacak ya da çıkarabilecek kadar İngilizcesi olanlar Türk milletini ve Türkiye'yi bekleyen büyük tehlikenin farkındalar. Ama bir çoğumuz maalesef k..ı kırık bir topun,mafyatik kulüp başkanlarının ,sanatçı kılıklı hanzoların,fahişelerin arkasına takılmış gidiyorlar. Bu millet bu devlet bu haliyle hala nasıl ayakta durabiliyor gerçekten de anlayamıyorum. Bu coğrafyada Türkler kadar bilinçsiz,aymaz,umursamaz,milli konularda zır cahil bir başka toplum yok. Elhamdürilillah(!) Müslümanım,Ne mutlu Türk'üm demekle ne müslüman olunuyor,ne de Türk. Pazar günü ne kadar Müslüman,ne kadar Türk ve hepsinden önemlisi ne kadar İNSAN EVLADI varmış Taksim meydanında göreceğiz.Bakalım kaç kişi karı kız peşinde koşmayı,en büyük başkan bizim başkan diye bağırmayı,okey masasında oyun oynamayı bırakıp vucüdunu Taksim'de ispat edecek?
    Cevapla
  • Metin Yazar 12 yıl önce Şikayet Et
    Caney caney caney.... Türk Milletine hitaben tahrikkâr bir şekilde "Hepimiz Ermeniyiz " diye bar bar bağıran sosyalist eskisi ve islamcı entel dantel liboşlar bakalım bu sefer de Ermeni Milletine ve Ermenistan Devletine dönerek "Hepimiz Azeriyiz,hepimiz Türk'üz" diyebilecekler mi? Bakalım Hocalı soykarımının baş aktörlerinden olan şu anki Ermenistan Cumhurbaşkanını lanetleyebilecekler mi?
    Cevapla
  • hüseyin 12 yıl önce Şikayet Et
    nerdesiniz ermenici aydınlar. hani nerdesiniz ermenici aydınlar hepimiz ermeniyiz derken hiç utanmayanlar nerdesiniz şimdi niye sesiniz çıkmıyor hocalıda katledilen bebekler kadınlar yaşlılar için niye yükselmiyor sesiniz niye hepimiz azeriyiz diye bağırmıyorsunuz bu kadarmı körsünüz bu kadarmı sağırsınız Ozan Arif ne güzel demiş: Bu özürden gâyeniz, çıbanı uçlandırmak Güyâ Türk’ün ağzıyla Türk’leri suçlandırmak Ermeni’ye koz verip tezini güçlendirmek Kaç dolara kestiniz bu özürün fişini? Sizin gibi aydının yediden yetmişini... Evet söyleyin hadi kaç dolara kestiniz bu özürün fişini bedeliniz ne kadar ne kadara satıldınız?????????
    Cevapla
  • ibrahim yildiz 12 yıl önce Şikayet Et
    ermeniler ve sırplar düşmanlıkta haddi aşanlardır.. Allah ermenilerin ve sırpların müstehakını versin inşallah.o yörenin bir evladı olarak azeri kardeşlerimizi ço iyi anlıyorum.
    Cevapla
  • Timur Yıldız 12 yıl önce Şikayet Et
    Şimdi nerde bu ermeniciler. Umarım bu yazıyı okumuşsunuzdur ermenici arkadaşlar. Gerçekten hergün işe giderken panolarda hocalı katliamında ölen çocukları görüyorum ve her defasında ermenicilere aklımdan ne geçerse sayıyorum. Açık söylüyorum eğer Müslüman bir Türk hala ermenici oyununa müdahil olacaksa inşaallah şehit çocukların elleri yakalarında olsun. Pazar günü herkes taksimde inşaallah
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Milli İstihbarat Akademisi başvuruları haziran ayında başlıyor
MEB duyurdu! 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması için başvuru tarihleri belli oldu