Bir baba olarak Fatih Kısaparmak

Bebeğim ve Ben ekibi, resim-müzik-edebiyat alanlarında pek çok güzel icraatı bulunan Fatih Bey'in sıcacık yuvasının konuğuydu, bu güzel sohbeti zevkle okuyacağınızı tahmin ediyoruz...

B&B: Kaç yıllık evlisiniz, bebeğiniz evliliğinizin kaçıncı yılında aranıza katıldı?

F.K.: Sayın Şebnem Kısaparmak’la evliliğimiz 15. yılında. Tanışmamızdan bu yana geçen süre ise 16 yılı doldurmak üzere. İlk çocuğumuz Ozan, 13 yaşında. Uzun bir aradan sonra ailemize katılan Kaan ise henüz 5 aylık.

B&B: Çocuğunuz planlanan bir bebek miydi, baba olacağınızı ilk öğrendiğiniz anda neler hissettiniz?

F.K.: Her iki çocuğumuzu da biz istedik ve onların müjdesini aldığımızda da, dünyanın en mutlu insanları olduğumuzu düşündük. Ozan’ımız 1992 doğumlu. İlk evladımız, ilk göz ağrımız. Benim için ise gerçekten güvenilir bir dost, iyi bir sırdaş ve arkadaş, olgun ve dürüst bir adam. Ailemize katılan son üye, ikinci oğlumuz Kaan oldu. Kaan’ımız, bundan beş ay önce tanıştı dünyamızla. Ozan’ımızın modeli adeta. Meraklı bakışlarla anlamaya çalışıyor hayatı. Jinnat’ın deyişiyle, “Çocuklar donmamış beton gibidir; üzerlerine ne düşerse iz bırakır”. Biz de, işte bu anlayışla eğitmeye çalışıyoruz çocuklarımızı.

B&B: Çocuğunuzun aranıza katılmasıyla birlikte hayatınızda neler değişti? Babalık nasıl bir duygu?

F.K.: Aslında, çocuklarımız sayesinde öğreniyoruz birçok büyük duyguyu ve bilgiyi... Sınırsız ve karşılıksız sevmek, istenmeden sonuna dek sunmak, fedakarlık, feragat gibi... Böylelikle olgunlaşıyor ve sorumluluğumuzu geliştirmiş oluyoruz. Çocuk sahibi olmak, gerçekten çok önemli bir tecrübe. Sevginin gerçekten, çok ama çok büyük bir güç olduğunu, her an ve adeta sarsılırcasına fark ediyoruz. Babasını erken yitirmiş bir evlat olarak ben, baba oluşumun mucizevi öğretisinden alabildiğince yararlanmaya çalışıyorum.

B&B: Çocuğunuzun ismini nasıl seçtiniz? Şu anda seslenirken aranızda kullandığınız takma bir ismi var mı?

F.K.: Ozan’ın adını, o dönemlerde yazılı ve görsel medyada “Çağdaş Ozan” olarak anılmam nedeniyle kayınpederim önermiş, biz de yakıştırmıştık. Kaan’ın ismini ise, ağabeyi Ozan verdi O’na. “Kardeşimin adı Kaan olsun. Hem Ozan’la kafiyeli; hem de söylenişi kulağa hoş geliyor” dedi. Biz de memnuniyetle kabul ettik.

B&B: Doğum öncesi yaptığınız alışverişlerde en çok öne çıkan ürünler nelerdi?

F.K.: Giyecek, beşik, bebek odası, biberon gibi ürünler.

B&B: Yoğun çalışma temponuz arasında ailenize ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz? Oğullarınızla birlikte geçirdiğiniz zamanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerçekten gerek Şebnem Hanım, gerekse ben, çok yoğun çalışan ve hayatı tempolu koşturmacayla yaşayan kişileriz. Fakat, çocuklarımız ve ailemiz her şeyden önemlidir. Her ne kadar, Allah başımızdan ayırmasın annem –üstelik de eğitimbilimci kimliği ile- onlarla ilgilense de, hatta bizim kadar duyarlı bakıcı ablaları yanlarında bulunsa da, biz anne ve baba olarak zamanımızın önemli bir bölümünü evlatlarımızla paylaşıyoruz. Bu süreç, Ozan için sinema, konser ve müzik market gezmeleri şeklinde geçmekte. Kaan’la birlikteliğimiz ise, onunla kurduğumuz sevgi seanslarıyla süslenmekte.

B&B: Çocuğunuzun odasını düzenlerken nelere dikkat ettiniz?

F.K.: Renk seçimlerine bir hayli kafa yorduk. Zekasını geliştiren ve ona huzur ve güven duyguları veren desenleri özellikle araştırdık.

B&B: Çocuğunuzun sağlığı, bakımı ve gelişimini nasıl takip ediyorsunuz?

F.K.: Ayda en az bir kez doktor kontrollerimiz var. Ayrıca, bebek ve çocuk gelişimiyle ilgili yayınları okuyoruz.

B&B: Gelecekte çocuğunuzla ilişkilerinizin nasıl şekilleneceğini hayal ediyorsunuz?

F.K.: Ozan, Kaan’la birlikteliğimiz açısından aslında çok ciddi bir staj olmuş bizim için. Ben, her şeyden önemlisinin sevgi ve yine sevgi olduğuna inanıyorum. Bebeklik döneminden başlayarak, çocuklarımıza sevgi, ilgi ve hatta saygı gösterilmesinin öneminin bilincindeyim. Onları yüreklendiren, onurlandıran ve hayatı her anlamıyla paylaşan bir eğitim-öğretim sürecinin doğruluğuna inanıyorum. Ayrıca, en doğru nasihatın, iyi örnek sunabilmek olduğu kanısındayım.

B&B: Bebeklik döneminde yanında olamadığınız dönemde, çocuğunuzun yaptığını duyduğunuz ve “keşke ben de o anda orada olsaydım” dediğiniz anlar hangileri?

F.K.: Ozan, bizden de önce annemin eseridir. Bir gün, Şebnem Hanım’la stüdyodaydık. Ozan, sanırım beş-altı yaşlarındaydı. Annem telefonla aradı. Çok heyecanlıydı. “Ozan okuyor!” dediğinde ikimiz de çok mutlu olmuştuk. İşi gücü bırakıp, sevinçle eve koştuğumuzu unutamam.

B&B: Profesyonel yaşamınızla ilgili şu anda ilgilendiğiniz ve önümüzdeki dönemde yapmayı düşündüğünüz projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

F.K.: Ülkemin mayasına karışmamı sağlayacak eserler üretmek ve böylelikle halkıma kültürel anlamda hizmet etmek istiyorum.

B&B: Son olarak baba adaylarına önerileriniz nelerdir?

F.K.: Baba adayları, doğum öncesinden başlayarak, konuyla ilgili yazılı ve görsel yayınları izlemeliler. Çağdaş bilimin verilerine güvenmeliler. Aklın ve ilmin gösterdiği yön, bu alanda da doğrudur. Ayrıca babalık, annelik kadar olmasa da, muhteşem ve mucizevi bir duygu. Yaradan, iyi ve yararlı bir baba olabilmeyi herkese nasip etsin ve tüm babalara, hayırlı evlatlar versin.

Mini Anket:

Çocuklarınıza en son aldığınız hediye?

Ozan’a gitar ve parfüm, Kaan’a ise kışlık giyecek ve silikon kaşık.

Çocuklarınızla ilgili en son okuduğunuz kitap?

Willy Breinholst’un “Benimle Konuşur musun Anne” adlı kitabı.

Çocuğunuza en son anlattığınız masal ya da onlarla birlikte oynadığınız oyun?

Satranç.

Büyük çocuğunuzla birlikte yaptığınız en son aktivite?

D&R’dan kitap ve cd aldık.

Büyük çocuğunuzun en son geliştirdiği beceri?

Bass gitar çalma tekniklerini geliştiriyor.

Çocuklarınızın en son geçirdiği hastalık?

Grip.

Çocuğunuzun en son olduğu aşı?

Kaan’ın ikinci karma aşısı