Hilmi Yarayıcı'nın Grup Yorum sevgisi

Grup Yorum’un eski solisti Hilmi Yarayıcı, Grup Yorum'dan neden ayrıldığı, sanat anlayışını ve yeni dönemdeki hedeflerini anlattı.

Hilmi Yarayıcı'nın Grup Yorum sevgisi
Hilmi Yarayıcı'nın Grup Yorum sevgisi
GİRİŞ 10.10.2006 13:11 GÜNCELLEME 10.10.2006 13:11

Osman Koçer'in röportajı


1992 yılı sonunda Grup yorum ‘dan ayrıldınız. Sebebi politik görüş ayrılıkları mıydı yoksa müzik hayatınıza akademik bir bakış açısı kazandırmak için eğitim almak mıydı?

- Aslına bakarsanız bir çok gerekçem vardı Grup Yorum'tan ayrılmamda. Bir sebebi akademik müzik eğitimi almak istememdi. Bir tanesi müzikal farklılıklardı. Grup Yorum'da olmak biraz zor bir zanaattir. Gereklerini yerine getirmenin koşulları var.

Politik duruş olarak mı?

- Yani.. bir noktandan sonra ağır gelince, size zarar vermeye başlayınca o işi bırakıyorsunuz. Size, arkadaşlarınıza , yakın çevrenize zarar verilmesizi istemediğiniz zaman ne yaparsınız? Bırakırsınız. Ben de böyle yaptım.

Bıraktıktan hemen sonra zaten, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’na girdim. Orada beş yıllık müzik eğitimi aldım. Türk müziği, batı müziği ve halk müziği eğitimi aldım. Okul bittikten hemen sonra müzik öğretmenliğine başladım.

Neden öğretmenliği tercih ettiniz? Müzik üzerine akademik kariyer yapmayı düşünmediniz mi?

-Aslına bakarsanız pek düşünmedim. Böyle bir olanağım vardı. Koşullar vardı. Benim flüt hocam başka bir yere gideceği için beni önermişti. Okulda kalabilirdim aslında. Ama benim yaşantım çok yoğun bir tempoda geçiyor. Benim sürekli okula gitmem gerekiyordu. Konserlerin engel olacağını düşündüm için bu alternatifimi değerlendirmedim. Şimdi haftanın 3 gününü lisede geçiriyorum. Onu dışında kalan günleri kullanabiliyorum.

Bir röportajınızda müziği “içinde sevda olan, aşk olan, kavga olan bir bayrak yarışı” olarak değerlendirmiştiniz. Bu söz yarışı bırakacağınız anlamına mı geliyor?

- Aslında sadece Grup Yorum'daki işlevsel yönü anlatmaya çalıştım ben. Onun dışındaki müzikal mücadele hala devam ediyor benim için.
Yaşamımızın sonuna kadar da devam edecek.

Eksiklerim hala var. Her yönüyle tamamlamaya çalışıyorum hala. Grup Yorum a hala destek vermeye çalışıyorum aslında. Bayrağı onlara devrettik. Ama yardımcı olmaya devam ediyoruz hala.
Onun dışında benim bir de film müzikleri çalışmam var.

Evet sizi televizyonda çalışmalarınızdan da takip ediyor sevenleriniz. ATV de yayınlanan “İlk Gözağrısı” ve Kanal D'deki “Seher Vakti” dizilerinin müziklerinde de sizin imzanız var.

- Farklı kalıplar da kanallar da açmaya çalışıyorum kendim için.

Tekrar Yorum ve sonrası dönem hakkında devam edelim sohbetimize. Sizin Yorum ‘dan ayrılışınız dinleyicileriniz açısından sürpriz oldu. Her şey yolunda giderken birden böyle bir karar aldınız. Onun sonrasında da dinleyicileriniz tarafından popüler kültüre yaklaştığınız yolunda eleştiriler yapıldı. Özellikle de geçtiğimiz Mart ayında Kral TV de klibinizin yayınlanmasından sonra.

- Şimdi o dinleyicileri, hayranları anlamak lazım. Ben onları anlayabiliyorum. Beni hep Yorum’da görmek istiyorlar. Orada bulunmamı istiyorlar. Ama benim de oradan ayrılma koşullarım, nedenlerim, gerekçelerim var. Onların da beni anlaması gerekiyor.

Ama çok doğaldır ki, ben Grup Yorum’dan ayrılmamın hemen sonrasında beni çok çok sevdikleri başka yerlere oturttukları için o sevgi siteme, kırgınlığa bile dönüşüyor.

Bunu çok yaşadım ben. Bir çok söyleşide ya da konserlerde bazı arkadaşlarla bunu tartışmak durumunda kaldım. Ama tabii sonrasında birebir konuştuğumuzda bana anlayış gösterdiler. Kral TV’deki klibe gelecek olursak; televizyon sonuçta bir kitle iletişim aracı radyo,gazete gibi. Ve herkes –buna grup yorum da dahildir- yaptığı müziği düşünceyi ifade ederken, en geniş kitleye ulaştırmayı düşünür. Benimde böyle bir hedefim ve kaygım var.

Çünkü yaptığınız şeyi herkes için yapmalısınız. Eğer televizyonsa doğru iletişim aracı onu kullanmak gerekiyor. Klip zaten müziğin görsel yanını ifade ediyor. Şarkının dinleme bölümünü görüntü ile de desteklemek için var. Tüm duyu organlarına hitap eden bir yanı da olduğu için, klip doğrudan milyonlara ulaşabiliyor.

Bir şarkıyı anlatıyor belki ama, genel olarak yaptığınız şarkının ruhunu yansıttığı için sizin kişiliğinizi de yansıtıyor. Zaten benim klibimde de çok açık görülecektir ki çok uzağında durmadım hiçbir zaman yaptığım yaşadığım şeyin. Öyle de bakarlarsa dinleyenler daha memnun kalırım.

Yorum dönemiyle şimdi ki Hilmi Yarayıcı ’yı nasıl kıyaslarsınız? Neler değişti o zamandan bu yana sizde?

-İlk önce ve en önemlisi ben şu an grup müziği yapmıyorum. Grup müziği kolektif yapılan bir müzik. Orada bir çok tartışmalar yaşanır, bir çok öneriler ortaya atılır. Bunun üzerine bir şeyler ekler, çıkarırsınız. Gerekirse kavga edersiniz. Sözlü kavgayı kastediyorum. Çok iyi bir noktaya varırsınız sonuçta. Ama orada birçok kişinin duygusu var.

Burada sadece benim duygum var. Ama yine de söz yazarının ya da düzenleme yapan kişinin de çok büyük katkısı olduğu için, onlarla da ben zaten böyle bir paylaşım içinde bulunuyorum.

O yüzden çalışma anlamında farklılıkları olsa bile solo çalışmak kolektif çalışmanın çok uzağında değil. Çünkü ben de aynı şeyleri başka arkadaşlarla paylaşıyorum. Onun dışında, orada örgütlü bir yapı vardı. Ben değilim. Şu an tek başıma karar veriyorum. Dünyayı algılayışım, değerlendirmelerim, karşılaştırmalarım. Kendimce daha objektif olabiliyor.

Belki biraz daha kendimi ifade edebileceğim şeyler yapmaya çalışıyorum. Duygu olarak zaman zaman hepimizde ortaya çıkabilir bu durum bende de vardır ama anarşizan bir duruştan ziyade bireysel bir duruş olarak değerlendirmeyi uygun görüyorum. Ortak payda da buluşmayı hedefliyorum kendime.

Peki televizyona çıktıktan sonra dinleyici kitlenizde bir değişim oldu mu? Yorum dinleyicileri hariç ne tür tepkiler aldınız?

Özellikle okuldaki öğrencilerimden gözlemlediklerimden yola çıkarak şöyle söyleyebilirim. Kral TV ‘yi daha farklı, daha genç kesimin takip ettiğini biliyorum. O yüzden dinleyici kitlemin biraz genişlediğini söyleyebilirim.

Politik olmayan kişilere de ulaştınız .

- Evet. Grup Yorum döneminden biliyorum; bizi dinleyenler Kral TV’yi pek izlemiyor. Ancak bu çevrenin dışına çıkınca, takip edildiğimi fark edebiliyorsunuz. Ortak payda da daha fazla buluştuğumuzu düşünüyorum artık.

Son olarak dinleyicilerinizi bekleyen bir çalışmanız var mı buradan müjdesini verebileceğimiz?

- Düşündüğüm birkaç çalışma var. Bir tanesi etnik bir çalışma olacak. Arapça bir çalışma. Bunu çok önemsiyorum ben. Yıllar önce düşündüğüm, şu ana kadar kimsenin yapmadığı bir şey. Ve merkezi büyük ihtimalle Fransa’da olacak bu çalışmanın. Nedeni de orada Rashid Taha’lar, Khaled’ler, Fairuz gibi Ortadoğu müziğinin önde gelen isimleriyle ve onların çalıştığı isimlerle çalışmak istiyorum.

Bunların müziğime katacağı çok şey olduğuna inanıyorum. Bir diğer ayağı da Almanya’da olacak bu çalışmanın. Yine daha önce Fuat Saka’yla beraber yaptığımız bir çalışmada yer alan müzisyenler var. Gürcü, Makedon,Alman. Onları da projeye katmak istiyorum. Projenin bir ayağı da Türkiye’de olacak.

Bunu yaparken Hatay’a özgü şarkıları -Hatay’lı olduğum için- oraya özgü şarkılar pek duyulmamış parçaları çıkarmak, onları yeniden düzenlemek istiyorum. Bir yanıyla da bu güne kadar hep yanlış bilinen ama orijinali Arap Halk Müziği olan şarkıları ortaya koymak istiyorum. Ve dediğim gibi; burada hep yanlış algılandı Arap müziği. Ya taverna müziği ya da oryantal olarak görülmüştü. Ama bu müzik bu değil. Bunu yıkmak için yapacağım bu çalışmayı.
-
* Çalışmanın içeriği yalnız müzik üzerine mi olacak peki?

-Yalnızca müzik değil tabii ki. Politik bir duyarlılığı da var çalışmamızın. Ortadoğu’ya ilişkin şarkılar var mesela. Bu yıl yapamadık ama Fairuz ile birlikte –Ortadoğu müziğinin en önemli ismidir- bir konser verecektik. Ama ne yazık ki rahatsız olduğu için gelemedi Hatay’a. En az 200 bin kişinin toplanacağı bir etkinlik düşünülmüştü. Buna ilişkin çalışmaları sürdürüyoruz. Var olan şarkılara söz yazıyoruz Ortadoğu ile ilgili. Bir de beste var. Daha çok Ortadoğu anlatan bir çalışma.

Onun haricinde bir de televizyon filmi var. “Aşk Yolu” ATV de oynadı. Onun müziğini yaptım. Şimdi de bir sinema filminin müziğini yapıyoruz Erdal Güney ile birlikte. “Unutulmayanlar” filmin adı. Sanıyorum Kasımın 20’sinde vizyona girecek. Ayrıca bana ait bir de Türkçe Albüm düşünüyorum. Tabii bunlar proje halinde. Uygun olduğu zaman hayata geçirilecek projeler.


(www.gerçekgundem.com)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Türk SİHA’ların ‘yerli’ gözü: Milyar dolarlık mesele
Yunan şarkıcı Marina Satti, İsrailli yarışmacı Eden Golan'ı mimikleriyle protesto etti