İlköğretim 4'te, altı dil biliyor

Çağlar Avcı'nın haberi

Gürcistan'ın başkenti Tiflis şehrinde lokantası bulunan Türk babayla Gürcü annenin kızı olan Meryem, Türkçe, İngilizce, Rusça, Gürcüce, Ermenice ve Arapçayı çok iyi derecede konuşuyor ve yazıyor.

Altı dil bilen 11 yaşındaki Meryem, babası Halis Erdoğan'ın lokantasında pratik yapıyor. 'Bir lisan-bir insan' diyen küçük Meryem'in hedefinde ise Almanca, Fransızca ve İtalyanca bulunuyor. Kızıyla gurur duyan baba Halis Erdoğan, 'Lokantamız çeşitli dillerden insanları misafir ettiğinden, kızım onların çocuklarıyla ilgileniyor. Bize çok faydası oluyor.' diyor. Meryem, bildiği diller içinde en çok Türkçeyi sevdiğini söylerken aile de aldığı ortak kararla evlerinde sadece Türkçe konuşuyor.

Küçük Meryem'i 6 dilli yapan süreç, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yıkılmasıyla başlamış. 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'ne bağlı olan Gürcistan, bağımsızlığını ilan edince Türk müteşebbisler de bu ülkeye gitmiş. Bunlardan birine dondurma ustası lazım olunca o zaman bekâr olan Halis Erdoğan, İzmir'den 1994 yılında bu ülkeye gitmiş.

Bir yıl sonra Gürcistanlı eşi ile evlenmiş. Bu evlilikten Meryem adlı kız çocukları dünyaya gelmiş. Meryem'in yabancı dil öğrenmesi doğduğu günden itibaren başlamış. Babasından Türkçeyi ve Arapçayı, annesinden ise Gürcüceyi öğrenmiş. Meryem Ermeniceyi ise teyzesinin yardımıyla konuşmaya başlamış. Rusçayı ve İngilizceyi öğrenmesinde ise en önemli görev, gittiği kreş ile Türk işadamlarının kurduğu 'Uluslararası Türk Okulu (International School)'na düşmüş.

Yabancı bir dili öğrenmenin kendisine hiç zor gelmediğini aktaran Meryem, yabancı dil öğrenmede sürekli tekrarın öneminden bahsediyor. Ayrıca, o dili bilenlerle sık sık konuşmak gerektiğini hatırlatıyor. Meryem, 'Ben hem lokantamıza gelenlerle hem de okulumuzdaki farklı dilleri konuşan arkadaşlarımla tekrar yapıyorum. Bunun faydasını çok görüyorum' diyor.

Şu anda 6 farklı insan olduğunu aktaran Meryem'in hedefinde ise Avrupa dilleri, özellikle de Almanca Fransızca ve İtalyanca bulunuyor. 'Bunu da mutlaka öğreneceğim.' şeklinde konuşuyor. Büyüdüğünde çocuk doktoru olmak istediğini söyleyen küçük Meryem, 'Dünyada ölen çocuklar beni çok üzüyor. Doktor olup onlara yardım etmek istiyorum. Öğrendiğim dillerle de onları daha iyi anlayacağım.' ifadelerini kullanıyor.

Okulundaki öğretmenlerin bile kendisi kadar yabancı dil bilmediğini söyleyen Meryem, derslerinde çok başarılı. Bu zamana kadar sınıflarını çok iyi derecede bitirmiş. Meryem, boş vakitlerinde, babasının Tiflis'teki Selsebil Geleneksel Türk Mutfağı lokantasındaki en büyük yardımcısı. Görevi ise yemek için gelen dilleri farklı insanların çocuklarıyla ilgilenmek.

Lokantada çocuklar için hazırlanan oyun odasında onların tercümanlığını yapıyor. Kızıyla hem annesinin hem de kendisinin büyük gurur duyduğunu söyleyen baba Halis Erdoğan, kızının her yerde istediği dili konuşabileceğini fakat sadece evlerinde Türkçe konuşma konusunda ortak karar aldıklarını kaydetti.