Hz. Muhammed'in eşi Hz. Mâriye'nin evi

Cumali Önal'ın haberi

Çoğumuz, Hekimoğlu İsmail’in meşhur “Minyeli Abdullah” romanıyla âşinayız bu şehre… Mısır’ın Minye kenti, Peygamber Efendimiz’in (sas) hanımlarından Hz. Mâriyetü’l-Kıbtiyye’nin (ra) doğup büyüdüğü evi bağrında barındırıyor.

Resulullah’ın İslam’a davet mektubu üzerine Mısır Valisi Mukavkıs’ın gönderdiği iki Hıristiyan câriyeden biridir Hz Mâriye. Efendimiz, Medine yolunda Müslüman olan bu iki hanımdan Mâriye’yi kendisine eş olarak seçer. Bu stratejik evliliğin Mısır halkında meydana getirdiği sempati, Müslümanlarla Bizans arasındaki savaşta Mısırlıların tarafsız kalmasında büyük rol oynayacaktır. 18 aylıkken vefat eden Efendimiz’in oğlu İbrahim’in de annesiydi Hz. Mâriye... Resulullah’ın ahirete irtihalinden 5 yıl sonra “Ümmü İbrahim” de genç yaşta hayata gözlerini yumacaktır. Mâriye annemiz ile birlikte Efendimiz’e gönderilen kız kardeşi Sirin ise sahabilerden ünlü şair Hassan bin Sabit’le evlenip bir çocuk dünyaya getirecektir.

Minye’ye bağlı Mallawi’deki Şeyh Ubade köyü olarak anılan tarihî Antinopolis harabeleri içinde yer alan Hz. Mâriye’nin evi önemli ölçüde restorasyon görmüş durumda. Mısırlılar dahil pek az insanın bildiği bu ev, kerpiçten yapılmış. Evin duvarlarında Hıristiyanlığa ait simge ve işaretler bulunuyor. Zaten kendisi de Kıpti bir baba ve Yunan bir anneden Hıristiyan olarak dünyaya geliyor. Kapısı kilitli tutulan tarihî evin üstü de kapatılmış durumda.

Çevredeki insanların verdiği bilgiye göre köy kesin olarak Hz. Mâriye’nin yaşadığı yer; ancak ev konusunda her ne kadar kesin delil olmamakla birlikte, çıkan bazı bez parçaları buranın Hz. Mâriye’ye ait olduğunu gösteriyor. 35-40 metrekarelik bir alan üzerinde yapılan ev, Nil’in yaklaşık 2 km uzağında.

Hz. Mâriye’nin evinin bulunduğu Şeyh Ubade köyünün tarihî ismi Antinopolis. Köyün Roma İmparatoru Hadrian tarafından M.S. 130 yılında erkek sevgilisi Antinous’un hatırasına yaptığı rivayet ediliyor. Rivayete göre Hadrian ve yakışıklılığıyla meşhur Antinous Nil’de gezinti yaparken, bindikleri salın devrilmesi sonucu Antinous boğularak ölmüş. Homoseksüel ilişki içinde olduğu Antinous için saray ve köy inşa eden Hadrian, ayrıca onun için yüzlerce büst de yaptırmış. Bu büstlerin büyük çoğunluğu halen Avrupa’da sergileniyor.

Günümüzde kalıntılarının çoğu tahrip edilen ya da çalınan tarihî Antinopolis kentinin Napolyon’un ziyaret ettiği 18. yüzyılın sonlarında büyük bir ihtişamla ayakta durduğu belirtiliyor. Firavunlar döneminde de Nil ile Kızıldeniz arasında işlek bir noktada bulunan Antinopolis’te hem Romalılar hem de firavunlar döneminden kalma pek çok tarihî eserin yurtdışına kaçırıldığı biliniyor. Bu bölgenin özellikle 2. Ramses tarafından inşa edilen tapınaklarla meşhur olduğu ifade ediliyor.

Sahabiden Ubade İbn Samit adına yapılan Şeyh Ubade Camii’nin adını verdiği köyün Kıpti Hıristiyanlar açısından da çok büyük bir önemi var. Onların inanışına göre, buraya gelen Hz. İsa (as) su isteyince yeraltından su çıkmış. Şeyh Ubade Camii’nin altında halen faal olan kuyunun “Hz. İsa’nın istediği su” olduğu da rivayet ediliyor.

Kıptilerin Ansena dedikleri ve tarihî Antinopolis kenti olarak anılan Şeyh Ubade köyünde ayrıca yüzbinlerce Hıristiyanın, Roma İmparatorluğu’nun zulmüyle öldürüldüğü de belirtiliyor.

Çevredeki büyük imparatorluk ve liderlere tebliğ mektupları gönderen Efendimiz Hz. Muhammed (sas), 628 yılında Mısır Valisi Mukavkıs’a Hatib bin Ebi Beltea’yı yolluyordu. Çok iyi karşılanan Hz. Hatib, dönüş yolunda Mâriye, kızkardeşi Sirin, katırı Düldül ve eşeği Ya’fur’u da beraberinde Medine’ye getiriyordu. Elçiye saygıda kusur etmeyen Mukavkıs, Efendimiz’e başka hediyeler de göndermişti. Hz. Mâriye annemiz hakkında Tahrim Sûresi’nin ilk ayetlerinin de indiği rivayet ediliyor.

(Aksiyon)