İkbal Gürpınar'a göre ramazan...

Ekranların hanım efendi televizyoncusu İkbal Gürpınar, geçmişteki Ramazanlarla şimdikini Moral FM’de “Ramazan Sohbeti” programında karşılaştırdı...

İkbal Gürpınar'a göre ramazan...
İkbal Gürpınar'a göre ramazan...
GİRİŞ 09.09.2008 13:35 GÜNCELLEME 25.08.2020 15:34
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

İzzet Taşkıran’ın haberi

Programda Fethi Çağıl’ın sorularını cevaplandıran Gürpınar, oruç tutmanın sadece aç kalmak olmadığını ve bu mübarek ayda herkesin eline, diline, beline ve bütün uzuvlarına sahip çıkması gerektiğini söyledi. Gürpınar, “Dileğim o ki Ramazan’da sadece karnımız aç kalmasın. Elimize, dilimize, belimize ve bütün uzuvlarımıza da sahip çıkalım. Dedikodu ve gıybet yapmayalım. Özellikle iftar saatinde trafik birbirimize kırıcı ve kötü şeyler söylemeyelim. Birbirimize hoş görülü davranalım. Kötü laflar ederek orucumuzu zedelemeyelim. Bunlar için ekstra çaba sarf edelim.” diyerek on bir ayın sultanıyla ilgili vatandaşlara bazı tavsiyelerde bulundu.

 

 

 

 

 

 

 

“HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL MAALESEF”

 

 

 

 

 

 

—Bu tarz programların klasik sorusu olacak ama tuttuğunuz ilk orucu hatırlıyor musunuz sorusuyla başlayalım isterseniz?

 

 

Benim yaşıtım olan kişilerde olduğu gibi tekne orucuyla başladık. Küçükken öğlene kadar oruç tutardık ama buluğ çağına ermeden dört dörtlük oruç tutuyordum. O zamanlar oruçlar çok güzel ve heyecanlıydı. Belki ailemiz oruç tuttuğumuzda bizi dine daha da yaklaştırmak ve orucu sevdirmek için bize ödül verirdi. Bu ödül maddiden daha ziyade bir aferin denmesi, başımızın okşanması ya da büyüklerimizin yanında “İkbal’de oruç tuttu amcası, teyzesi” denmesiydi. Bu bizim için birer sevinç kaynağıydı. Hiçbir şey eskisi gibi değil maalesef, herkese göre bu böyle. Çünkü çocukluğumuzdaki Ramazanlar çok güzeldi çünkü biz farklıydık. İyi ki o zamanları yaşamışız.

 

 

 

“HALK OLARAK YAVAŞ YAVAŞ ÖZÜMÜZE DÖNÜYORUZ”

 

 

 

 

 

—Türkiye’nin dört bir yanında Ramazan, sosyal yapı içerisinde coşkuyla kutlanmaya devam ediyor. Siz bu neşeyi nasıl gözlemliyorsunuz?

 

 

Ramazan’da şehir şehir dolaşıp etkinliklerde görev alan biri olarak çok mutlu oluyorum. En son Samsun İlkadım Belediyesi’nin etkinliklerindeydik. 6500 kişi vardı ve törende ve benden başka kimse yoktu. Hani konser vardı bende arada kaynadım diyebileceğim bir durum değildi yani. Bu kadar çok teveccühün olup kaynaşmak için meydanların Ramazan’da dolmasına inanamıyorum. Şükürler olsun halkımız bu etkinliklere ilgi gösteriyor. Aslında zaten böyle olmalı. Yaşlısı, genci el ele tutan dede ve torunu.

 

 

 

Biz başkasının bayramlarını kutlar hale gelmişken artık yavaş yavaş özümüze dönüyoruz. Bunda etkinliklere ağırlık veren yerel yönetimlerimizin büyük payı var bence. Onları tebrik etmek lazım. Ayın 12’sinde İstanbul Bağcılar Belediyesi’nde bir programımız olacak Allah izin verirse.

 

 

 

“YEREL YÖNETİCİLERİMİZ BENİ RAMAZAN’DA BOL BOL KOŞTURUYOR”

 

 

 

 

 

Ramazan ayında çalışma temponuzda bir değişiklik oluyor mu?

 

 

Tabi daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Yerel yöneticilerimiz bizi Ramazan’a uygun bir bayan olarak gördükleri için bolca koşturuyorlar. Davetlere ve etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Fakat bebeğim daha küçük olduğu için geçen seneki kadar çalıştım desem yalan olur sanırım. Bebek büyüdükten sonra aynı tempoda çalışmaya devam etmek istiyorum.

 

 

 

“RAMAZAN AYINDA ÇOCUKLARI HOŞ KARŞILAYALIM”

 

 

 

 

 

—Peki, Ramazan ayıyla ilgili özel bir hatıranız var mı?

 

 

Valla, özellikli olarak bu tarihte şu oldu diyemem ama başkaları sorduğunda da aynı şeyi söyledim. Ben çocukken evin en küçüğü olarak pide kuyruklarında aldığım sıcak pideleri elim yana yana eve götürdüğümü unutamıyorum. Çünkü o zaman çok küçüktük ve şimdiki gibi paketleme yoktu. Evden gazetemizi ya da temiz bir bez parçasını götürürdük. Onun üstüne pideleri yayarlardı. Hatta yolda ufak olduğumuz için “Allah bu güzel pideleri iftara kadar yemeden dayanabilecek miyim” diye düşünürdüm. Biz akşamları sahurlara kadar sokakta olurduk ve oyunlar oynardık. Bizim namaza alışmamızda büyük emeği geçen ninem her Ramazan’da renk renk maksi etekler dikerdi. Biz de onlarla Teravih'e giderdik. Camide çocuk olduğumuz için türlü muziplikler ve yaramazlıklar yapardık her çocuk gibi ama kimse bize kızmazdı. Cemaat secdeye giderken biz onların sırtına çıkardık. Suudi Arabistan’da Umre'ye gittiğimizde gördüm ki oradaki camilerde çocuklar ne yaparsa yapsın asla azarlamıyorlar. Sizin vesilenizle dinleyicilere aktarmak istedim. Ramazan’da çocukları sair vakitlere göre daha hoş karşılayalım. Eğer böyle yapmazsak çocuklarımız camiyi sevmeyebilirler. Orası Allah’ın şefkat mekanları. Benim çocukluğumda bana böyle yaparlardı.

 

 

 

 

 

“RAHATSIZLIĞIM NEDENİYLE ORUÇ TUTAMADIĞIM İÇİN ÜZÜLÜYORUM”

 

 

 

 

 

-İkbal Gürpınar’ın Ramazan ayına özel yaptığı adetler var mı?

 

 

Mutlaka vardır. Hasta olayım olmayayım bir fakirin karnını her gün doyuruyorum. Şimdi ne yazık ki oruç tutamıyorum ve buna çok üzülüyorum. Hipoglisemin krizine giriyorum ve şekerim çok düşüyor gün içinde. Lokantamız var Ankara ve Kırıkkale’de, iftar verdiğimiz sayı daha da arttı tabi. Hatta oraları aş evine döndü. İnşallah Allah’ım daha çok versin biz de bunun sayısı arttıralım. Bu durumdan şikayetçi değilim.


- Başka...
Bu ayda çocukları sevindirmeye çalışıyorum. Bu ayda ister kötü ister iyi niyetli olsun, para isteyenleri geri çevirmemeye çalışıyorum Bunu suiistimal edenler çok ama Peygamber Efendimiz, en azından bir ekmek parası vererek geri çevirmememiz gerektiğini söylüyor. Onları ne olursa olsun rencide etmek yerine geri çevirmemeye gayret ediyorum. Bende bunu uygulamaya çalışıyorum.

 

 

 

 

 

“İFTAR SOFRALARIMIZIN OLMAZSA OLMAZI GÜLLAÇTIR”

 

 

 

 

 

-İftar sofrasında İkbal Gürpınar’ın olmazsa olmazı nedir?

 

 

Ben güllaçsız bir iftar sofrası asla düşünemiyorum. Mutlaka sigara böreği yaparım. Bütün yemekleri ortaya koymam. Gün boyunca aç kalan insanların tüm yemeği yemesi sağlıkları açısından son derece tehlikeli. Bana gelen misafirleri çorbadan sonra namaz için bekletirim ki biraz rahatlasınlar. Her gün farklı bir çorba yapmaya dikkat ederim ki bu gıda midenin cilasıdır.

 

 

 

 

 

 

“ORUÇTA ÖNEMLİ OLAN NEFSİN TERBİYESİDİR”

 

 

 

 

 

—Son olarak dinleyicilerimize Ramazan mesajınız ne olacak?

 

 

Tabi orucun manası sadece aç kalmak değil önemli olan nefsimizi terbiye edebilmektir. Dileğim o ki sadece karnımız aç kalmasın. Elimize, dilimize, belimize ve bütün uzuvlarımıza sahip çıkalım. Dedikodu ve gıybet yapmayalım. Özellikle iftar saatinde trafik birbirimize kırıcı ve kötü şeyler söylemeyelim. Birbirimize hoş görülü davranalım. Kötü laflar ederek orucumuzu zedelemeyelim. Bunlar için ekstra çaba sarf edelim.

 

 

 

Hastalıktan ya da başka sebeplerden oruç tutamıyorsak milletin gözünün içine baka baka yemek yemeyelim. Sigara içmeyelim. Dünyada farklı coğrafyalardan ve dinden insanlar birbirine saygı gösterirken aynı ülkede yaşayan bizler biraz birbirimize saygılı olalım. Herkesin dini kendine ama saygı herkese lazım diye düşünüyorum. Çünkü tutanın mükafatını tutmayanın cezasını yine Allah verecek. Ama birbirimize biraz saygı lütfen.

YORUMLAR 2
  • Fatih Özkan 15 yıl önce Şikayet Et
    çocukluk. Ramazan geldiği zaman herkesin dilindedir nerede o eski Ramazanlar diye, ancak kimseninde aklına gelmez o eski ramazanlarda şimdikinin o eskiye özlem duyan büyükleri o zamanın mini mini çocuklarıdır, bence dünün ramazanlarını bizlere özlettiren çocuklağumuzda yaşadığımız o sımsıcak aile ortamı ve birazda hayata cocuk gözüyle bakıyor olmamız diye düşünüyorum yoksa hayatın getirdiği sıkıntılar her dönem var sadece konuları değişik oluyor, herkese hayırlı ramazanlar...
    Cevapla
  • Bozkirdaki Ağaç 15 yıl önce Şikayet Et
    İkbal Gürpınar. İkbal Gürpınar çok hanım efendi biri, dini de iyi biliyor ama hala niye örtünmüyor acaba? İnsanın birçok yönüyle takdir ettiği kişilerin helal olmayana düşmesi insanı gerçekten üzüyor.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Tesla'dan Türkiye'ye özel model: Fiyatı yarı yarıya düştü
İsrail'den skandal İran ve kara operasyonu duyurusu! Resmen ilan ettiler