Kerem Görsev de magazin malzemesi oldu
Caz müziğin ünlü isimlerinden Kerem Görsev, 'Diversion' isimli albümüyle hayranlarını selamlarken, magazin malzemesi olmaktan kurtulamadı.

GİRİŞ 11.02.2009 12:45
GÜNCELLEME 11.02.2009 12:45
Hakkında yapılan "Karısının desteğiyle yaşar!" eleştirilerine de yanıt verdi: Bugüne dek kimseden bir kuruş para almadım..
Kerem Görsev'i nasıl bilirsiniz? Albümlerini dinlemeden sakın 'İyi biliriz', kendisiyle tanışmadan da 'Burnu büyük biridir' diye düşünmeyin! Çünkü öyle biri değil! Her şeyden önce çok iyi bir baba ve eş... Peki neden böyle bir girizgah yaptık? Çünkü kendisiyle kapak tasarımını kızı Nisan'ın yaptığı yeni albümü 'Diversion'la ilgili konuşmak için Emirgan'daki evine gittik. Görsev bize hem yeni albümünü hem de özel hayatını anlattı. 13 yıldır bilişim dünyasının kadın patronlarından Pınar Kapralı ile evli olan Görsev, 'Eşi sayesinde bulunduğu yerde' eleştirilerini kaale almadığını söylüyor. İşte anlattıkları:
* 'Diversion' isimli albümünüz nasıl oluştu?
Bu albüm, benim yaşadığım olaylar üzerine hazırladığım parçalardan oluşuyor. Albümün adı hedeften saptırma, ilgiyi başka yöne çekme gibi anlamlar taşıyor. Sekiz parçalık albümde ünlü cazcı McCoy Tyner'a kendi ismiyle iki parça yaptım. Tatlı sevdiğim için de 'Tiramisu' ve 'Mastic Pudding' (Sakızlı Muhallebi) ismini verdiğim parçalar hazırladım.
LOHUSA DÖNEMİNDEYİM!
* Hayatınızda olan her şeyi hikâyeleştiriyorsunuz değil mi?
Neredeyse... Çünkü yaşanmış hikâyelerin müziğe dökülmesi, müziklerin de o yıllardan birer anı olarak kalması çok önemli... Benim 94 yılında yazdığım birtakım parçalar var. Ben, onları iki senede bir dinlerim. Bu albümü artık dinlemeyeceğim.
* Neden?
Benim için bu albüm yapıldı ve bitti. Doğum oldu. Ben şimdi lohusa dönemindeyim. Bu dönemde yine aklıma birtakım fikirler gelmeye başladı ve o fikirlerle uğraşıyorum. Onları geliştirip, daha farklı müzikler çalmak istiyorum. Bu albümü beş sene sonra dinler ve nasıl olmuş diye bakarım.
* Niçin şarkılarınızın ve albümlerinizin ismi hep İngilizce?
Bir kere benim yurtdışında da albümlerim satılıyor. Ayrıca İngilizce bilmeyen bir insan bile açıp, parçaların anlamına bakabilir. Bir de ben hiçbir zaman kendimi Edirne'den Samsun'a, İstanbul'dan Mersin'e kadar sınırlar içinde çalan bir müzisyen olarak görmek istemiyorum. Öyle de değilim! Caz müziği beynelmilel bir lisandır. Onun için bana Ekşi Sözlük'te yapılan saldırılara karşı kulaklarımı tıkıyorum. Orada bana başka şekillerde de saldırıyorlar. 'Karısının holdingi var, o sayede bulunduğu yerde' gibisinden...
HER ŞEY KENDİ ÇABAMLA
* Bu duruma nasıl bir cevap veriyorsunuz peki?
Ben bugüne kadar hiç kimseden bir cent ya da bir kuruş para almadım. Hayatta her şeyi kendi çabamla yaptım. Ben bu tür saldırılara kızmıyorum. Çünkü kaale almıyorum. 'Amerikan arabasıyla Boğaz'da dolaşır', 'Karısını desteğiyle yaşar' gibi yorumlar yapılıyor. Ama bana bunlar kişiliksiz saldırılar gibi geliyor. İnsanları tanımadan böyle bir şey yapmasınlar.
* Ekonomik kriz sizi etkiledi mi?
Ben hiçbir zaman halimden şikayetçi değilim. Allah'a şükürler olsun! Olayın para yönü bir yana... Bizim çalıp, moral almamız lazım. Benim şubat ayında 6-7 tane konserim var. Gideceğiz konsere, çalacağız. İnsanlar da bizim müziğimizle moral bulacak.
* Müzik yapmayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Müzik yapmak uzay boşluğunda olmak gibi... Bu işin peşinden koşa koşa bu dünyadan göçüp gidiyorsunuz ama yaptığınız işler ailenize miras olarak kalıyor.
* Ölüm çok acıklı değil mi?
Acıklı değil! Kaçınılmaz son bu.. Ben de ölünce arkamda iyi bir arşiv bırakmak istiyorum.
* Bir müzik adamı olarak öldüğünüzde nasıl uğurlanmak istersiniz? Bazıları ben öldüğümde 'Şu parçayı çalın' derler ya...
Ben öyle palavra şeylere inanmam! Şu an 48 yaşındayım. Spor yaparım, içki içmem, gece hayatım yoktur. Ben ne kadar sıhhatli olursam o kadar iyi çalıp, o kadar iyi üreteceğimi düşünürüm. O söyledikleriniz çok ileriki süreçlerde bir 20-30 yıl sonra belli olur. O zaman da bir röportaj yapar, nasıl uğurlanacağımı konuşuruz.
* 'Diversion' isimli albümünüz nasıl oluştu?
Bu albüm, benim yaşadığım olaylar üzerine hazırladığım parçalardan oluşuyor. Albümün adı hedeften saptırma, ilgiyi başka yöne çekme gibi anlamlar taşıyor. Sekiz parçalık albümde ünlü cazcı McCoy Tyner'a kendi ismiyle iki parça yaptım. Tatlı sevdiğim için de 'Tiramisu' ve 'Mastic Pudding' (Sakızlı Muhallebi) ismini verdiğim parçalar hazırladım.
LOHUSA DÖNEMİNDEYİM!
* Hayatınızda olan her şeyi hikâyeleştiriyorsunuz değil mi?
Neredeyse... Çünkü yaşanmış hikâyelerin müziğe dökülmesi, müziklerin de o yıllardan birer anı olarak kalması çok önemli... Benim 94 yılında yazdığım birtakım parçalar var. Ben, onları iki senede bir dinlerim. Bu albümü artık dinlemeyeceğim.
* Neden?
Benim için bu albüm yapıldı ve bitti. Doğum oldu. Ben şimdi lohusa dönemindeyim. Bu dönemde yine aklıma birtakım fikirler gelmeye başladı ve o fikirlerle uğraşıyorum. Onları geliştirip, daha farklı müzikler çalmak istiyorum. Bu albümü beş sene sonra dinler ve nasıl olmuş diye bakarım.
* Niçin şarkılarınızın ve albümlerinizin ismi hep İngilizce?
Bir kere benim yurtdışında da albümlerim satılıyor. Ayrıca İngilizce bilmeyen bir insan bile açıp, parçaların anlamına bakabilir. Bir de ben hiçbir zaman kendimi Edirne'den Samsun'a, İstanbul'dan Mersin'e kadar sınırlar içinde çalan bir müzisyen olarak görmek istemiyorum. Öyle de değilim! Caz müziği beynelmilel bir lisandır. Onun için bana Ekşi Sözlük'te yapılan saldırılara karşı kulaklarımı tıkıyorum. Orada bana başka şekillerde de saldırıyorlar. 'Karısının holdingi var, o sayede bulunduğu yerde' gibisinden...
HER ŞEY KENDİ ÇABAMLA
* Bu duruma nasıl bir cevap veriyorsunuz peki?
Ben bugüne kadar hiç kimseden bir cent ya da bir kuruş para almadım. Hayatta her şeyi kendi çabamla yaptım. Ben bu tür saldırılara kızmıyorum. Çünkü kaale almıyorum. 'Amerikan arabasıyla Boğaz'da dolaşır', 'Karısını desteğiyle yaşar' gibi yorumlar yapılıyor. Ama bana bunlar kişiliksiz saldırılar gibi geliyor. İnsanları tanımadan böyle bir şey yapmasınlar.
* Ekonomik kriz sizi etkiledi mi?
Ben hiçbir zaman halimden şikayetçi değilim. Allah'a şükürler olsun! Olayın para yönü bir yana... Bizim çalıp, moral almamız lazım. Benim şubat ayında 6-7 tane konserim var. Gideceğiz konsere, çalacağız. İnsanlar da bizim müziğimizle moral bulacak.
* Müzik yapmayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Müzik yapmak uzay boşluğunda olmak gibi... Bu işin peşinden koşa koşa bu dünyadan göçüp gidiyorsunuz ama yaptığınız işler ailenize miras olarak kalıyor.
* Ölüm çok acıklı değil mi?
Acıklı değil! Kaçınılmaz son bu.. Ben de ölünce arkamda iyi bir arşiv bırakmak istiyorum.
* Bir müzik adamı olarak öldüğünüzde nasıl uğurlanmak istersiniz? Bazıları ben öldüğümde 'Şu parçayı çalın' derler ya...
Ben öyle palavra şeylere inanmam! Şu an 48 yaşındayım. Spor yaparım, içki içmem, gece hayatım yoktur. Ben ne kadar sıhhatli olursam o kadar iyi çalıp, o kadar iyi üreteceğimi düşünürüm. O söyledikleriniz çok ileriki süreçlerde bir 20-30 yıl sonra belli olur. O zaman da bir röportaj yapar, nasıl uğurlanacağımı konuşuruz.
***
Konser veriyoruz ama Ferit'i de bekliyoruz!
* İnsanlar sizi soğuk biri olarak görüyor. Caz müzisyenleri dışarıdan bakılınca kaprisli sanılıyor...
Bizim hayatta kaprisimiz yok ama şöyle bir kaprisimiz var: Biz gittiğimiz her yerde iyi bir müzik sistemi, iyi bir piyano olsun isteriz. 'Yok beni havaalanından şununla al, bununla al!' yok hayatımızda böyle şeyler... Bana da konserlere giderken pek çok şeyler teklif ediyorlar. Biz grubuz diyoruz. Konserlere hep birlikte gidip, geliyoruz.
ÖNE ÇIKMAYIZ!
* Hiyerarşi yok yani...
Yok, öyle şey olmaz. Caz müziğinde eşitlik vardır. Hasan Cemal ile Sedat Ergin 'Caz, müziğin demokrasisidir' derler. Çünkü caz müziğinde piyanonun, kontrabasın her şeyin eşit yeri vardır. Bizim çaldığımız gruplarda hiçbir zaman megalomanlık öne çıkmaz, kendini öne çıkarmak söz konusu değildir. Bu albümde besteler benim olduğu için benim adım çıkıyor. Ama bu albümde benimle birlikte Kaan Yıldız ve davulcu Ferit Odman da var. Ferit, 13 Aralık'ta gitti askere 1.5 aydır orada... 17 Mayıs'ta gelecek. Onu bekliyoruz.
* Konserler için onu mu bekliyorsunuz?
Şu an Ateş Tezel'le çalıyorum. Ferit gelince konserlerimizi onunla yapacağız. Çünkü bu albüm sadece benim değil! Ferit'i dört gözle bekliyoruz.
Bizim hayatta kaprisimiz yok ama şöyle bir kaprisimiz var: Biz gittiğimiz her yerde iyi bir müzik sistemi, iyi bir piyano olsun isteriz. 'Yok beni havaalanından şununla al, bununla al!' yok hayatımızda böyle şeyler... Bana da konserlere giderken pek çok şeyler teklif ediyorlar. Biz grubuz diyoruz. Konserlere hep birlikte gidip, geliyoruz.
ÖNE ÇIKMAYIZ!
* Hiyerarşi yok yani...
Yok, öyle şey olmaz. Caz müziğinde eşitlik vardır. Hasan Cemal ile Sedat Ergin 'Caz, müziğin demokrasisidir' derler. Çünkü caz müziğinde piyanonun, kontrabasın her şeyin eşit yeri vardır. Bizim çaldığımız gruplarda hiçbir zaman megalomanlık öne çıkmaz, kendini öne çıkarmak söz konusu değildir. Bu albümde besteler benim olduğu için benim adım çıkıyor. Ama bu albümde benimle birlikte Kaan Yıldız ve davulcu Ferit Odman da var. Ferit, 13 Aralık'ta gitti askere 1.5 aydır orada... 17 Mayıs'ta gelecek. Onu bekliyoruz.
* Konserler için onu mu bekliyorsunuz?
Şu an Ateş Tezel'le çalıyorum. Ferit gelince konserlerimizi onunla yapacağız. Çünkü bu albüm sadece benim değil! Ferit'i dört gözle bekliyoruz.
***
Nisan sanatçı olmak istemiyor!
* Albümün kapak tasarımını kızınız Nisan üstlenmiş. Onun bir resmine kapakta yer vermeye nasıl karar verdiniz?
Nisan'ın çocukluğundan beri, benim ona taktığım isimler vardı. İlk lakabı onun bir oyuncağından ilham alarak söylediğim 'Gak Guk'tu. Daha sonra 'Miki', ardından da 'Vacicu' ismi geldi. Kapağın üstündeki yaratığın ismi de 'Vacicu'. 'Vacicu', Nisan için kolları olmayan güzel gagalı, ayakları toynak ve küçük boynuzlu bir yaratık. Resmin orijinali bende duruyor. Bunun arkasına da 'Vacicu Baba' yazmış. Ben de "Bunu plak kapağına koyayım" dedim. Spontone bir şey... Nisan'a sürpriz yaptık, albümün içine de 'illüstrated by Nisan Görsev' diye yazdık.
BİZİ TEMSİL ETSİN
* Başka albümleriniz için de böyle planlarınız var mı?
Şu an için yok! Ama Nisan, kültür ve sanatla olmayı seven bir çocuk... Ama ille müzisyen olacak diye bir durum yok! Zaten Nisan da müzisyen olmak istemiyor.
* Peki müzisyen olmasını siz de istemiyor musunuz?
Ben karışmam ama Nisan istemiyor.
* Siz de kızınızla çok ilgili bir babasınız... Aslını isterseniz anne daha çok ilgili... Esas amaç ne biliyor musunuz?
Ayaklarının üzerine basan bir çocuk yetiştirmek... Mutlu olsun, iyi bir vatandaş olsun, gittiği her yerde Türklüğü temsil etsin yeter! Çünkü ben öyle bir insanım, benim karım da öyle bir insan.
Nisan'ın çocukluğundan beri, benim ona taktığım isimler vardı. İlk lakabı onun bir oyuncağından ilham alarak söylediğim 'Gak Guk'tu. Daha sonra 'Miki', ardından da 'Vacicu' ismi geldi. Kapağın üstündeki yaratığın ismi de 'Vacicu'. 'Vacicu', Nisan için kolları olmayan güzel gagalı, ayakları toynak ve küçük boynuzlu bir yaratık. Resmin orijinali bende duruyor. Bunun arkasına da 'Vacicu Baba' yazmış. Ben de "Bunu plak kapağına koyayım" dedim. Spontone bir şey... Nisan'a sürpriz yaptık, albümün içine de 'illüstrated by Nisan Görsev' diye yazdık.
BİZİ TEMSİL ETSİN
* Başka albümleriniz için de böyle planlarınız var mı?
Şu an için yok! Ama Nisan, kültür ve sanatla olmayı seven bir çocuk... Ama ille müzisyen olacak diye bir durum yok! Zaten Nisan da müzisyen olmak istemiyor.
* Peki müzisyen olmasını siz de istemiyor musunuz?
Ben karışmam ama Nisan istemiyor.
* Siz de kızınızla çok ilgili bir babasınız... Aslını isterseniz anne daha çok ilgili... Esas amaç ne biliyor musunuz?
Ayaklarının üzerine basan bir çocuk yetiştirmek... Mutlu olsun, iyi bir vatandaş olsun, gittiği her yerde Türklüğü temsil etsin yeter! Çünkü ben öyle bir insanım, benim karım da öyle bir insan.
(Sabah)