'Derdini Marko Paşa'ya anlat'ın kökeni
'Anlat derdini Marko Paşa'ya' deyişinin sırrını torunu Despina Anats açıkladı. Anats, sabrı ve yardımseverliğiyle uzun süre dinlediği hastalara tıbbi çözüm bularak manevi huzur da veren dedesiyle ilgili şunları söyledi...

Seda Çakmak'ın haberi
Şifa dağıtırken sabrıyla ünlenen Marko Paşa’nın torunu Anats, dedesinin Osmanlıca’yı iyi bilmediği için insanları defalarca dinlediğini, adıyla özdeş deyişin de buradan çıktığını söyledi
Anats, sabrı ve yardımseverliğiyle uzun süre dinlediği hastalara tıbbi çözüm bularak manevi huzur da veren dedesi ile ilgili olarak “Osmanlıca’yı çok iyi bilmezdi.
Bu yüzden insanları tekrar tekrar dinlerdi. Anlat derdini Marko Paşa’ya deyişi de buradan geliyor” dedi.
‘OLAYLARDA BİZİ BİR TÜRK KORUDU’
6-7 Eylül olaylarında göç etmek zorunda kalan 47 Rum’un yaşadıkları ‘Hasretim İstanbul’ sergisine konu oldu.
47 Rum ile yapılan röportajların yer aldığı sergiye, Despina Anats da katıldı. Anats, olayların provokasyon olduğunu, o sırada kendilerini yine bir Türk’ün koruduğunu ve Türkler’e kızgın olmadıklarını açıkladı.
FESLE GEZEN MÜTEVAZI GENERAL
Marko Paşa’nın çok mütevazı bir hayat yaşadığını vurgulayan Anats, dedesinin general olmasına rağmen armasız ve bir fesle gezdiğini anlattı.
Despina Anats şöyle dedi: ‘’Bir sosyal paylaşım sitesinde adının bir köpeğe verildiğini görünce kızdım. Araştırmaya başladı.
Bir gazete çok çocuk sahibi olduğunu, biri de 7 çocuğu ve eşinin difteriden öldüğünü yazmış, yalan. Üç çocuğu vardı Marko Paşa’nın. Arjeta, Yorgo ve Marika.”
Yunanlı’nın kökeni bu topraklar
• Son zamanlarda Türk-Yunan evliliklerinin arttığını vurgulayan Despina ‘’O dönem 1,5 milyon kişi Yunanistan’a göçtü. Evlendiler, çocuk ve torunları oldu. Sayılanı 3-4 milyonu buldu.
Şimdi kiminle konuşsam ‘Dedem Amasya’dan, benimki Kayseri’den’ diyor. Yarıdan fazla Yunanlı’nın kökleri buraya dayanıyor” dedi.
Türk Kızılayı’nın kurucusu
• Rus asıllı bir Osmanlı hakimi Marko Apostolidis, ‘Marko Paşa’ olarak anıldı. İlk ve orta öğrenimini Syros Adaları’nda aldı, sonra ailesiyle birlikte göç ettiği İstanbul’da askeri tıbbiyeyi bitirerek cerrah oldu.
Başarılı doktorluğuyla ün saldı ve Osmanlılar’da Sancak Beyleri’ne verilen paşalık rütbesi olan ‘Mirlivalık’a yükselen ilk doktordu. 1871’de iki rütbe birden aldı ve önce Sultan Abdülaziz’in başhekimi, ardından Mektebi Tıbbıye-i Şahane Nazırlığı’na atandı.
İkinci Abdülhamit döneminde 1878’de Kırımlı Aziz Bey’le Türk Kızılay Derneği olan Hilal-ı Ahmer Cemiyeti’ni kurdu. Sabrı ile ünlendi. Hastaları uzun uzun dinlerdi.
Marko Paşa’nın bu ünü halk arasında iyice yayıldı ve zamanla yakınmayı dinleyecek kimsenin olmadığını vurgulamak için söylenen “Anlat derdini Marko Paşa’ya” deyimi ortaya çıktı.
-
murat yıldızgörer 14 yıl önce Şikayet Etbir de bu söylenir. tıbbiyenin başına getirilir. Büyük Devletin içindeki azınlık ve azgınlığın çocuklarının dışarıdan aldıkları güçle iyice azmışlardır. tıbbiyeydekiTürk öğrencilere tebaadan diğer milletlerden olan( özellikle ermeniler) öğrenciler ve yönetim Türk öğrencilere huzursuzluk vermektedir. durumdan muzdarip Türk öğrencilerin şikayet edecekleri bir makam bulunmamaktadır. (aynen bugün gib) işkenceci mektep yönetimi ve azınlıklardan olan öğrenciler ironik bir şekilde Türklere "derdini marko paşaya anlat"Beğen