Hangi sütü içmek daha tehlikeli

C.Paşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün, çok faydalı bir içecekken pastörizasyon ve homojenizasyonla çok zararlı bir ürün haline geldiğini söyledi.

Hangi sütü içmek daha tehlikeli
Hangi sütü içmek daha tehlikeli
GİRİŞ 13.01.2008 00:58 GÜNCELLEME 13.01.2008 00:58
Bu Habere 32 Yorum Yapılmış

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, sütün, çok faydalı bir içecekken pastörizasyon, yüksek ısı uygulaması (UHT) ve homojenizasyonla çok zararlı bir ürün haline geldiğini söyledi.

Prof. Dr. Ahmet Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sütün raf ömrünü uzatmak için yapılan pastörizasyon ve UHT'nin bazı hastalık yapan bakterileri ortadan kaldırırken, faydalı bakterileri de yok ettiğini söyledi.

Sütün içindeki faydalı bakterilerin hastalık yapmadıkları gibi, birçok hastalığı da önlediğini, sütün kesilmesini ve ekşimesini sağladığını ifade eden Aydın, "Süt, çok faydalı bir içecekken pastörizasoyon, UHT ve homojenizasyonla çok zararlı bir ürün haline geliyor" görüşünü dile getirdi.

Ahmet Aydın, pastörizasyonun, sütün vitamin ve mineralle zenginleşmesini engellediğini, sindirim enzimlerini tahrip ettiğini ileri sürerek, "Tahrip olan ve sindirilmeyen protein parçacıkları, bağırsaktan kanımıza geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık sistemini tahrip ediyor. İnsan vücudu tahrip oluyor ve alerjik hastalıklara, bağışıklık sistemi hastalıklarına, romatizmal hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda görülen kronik orta kulak iltihabının altında da süt kullanımı vardır" diye konuştu.

Homojenizasyon sırasında uygulanan basıncın süt proteinlerinin moleküler yapısını büyük ölçüde değiştirdiğini kaydeden Aydın, molekül yapısı değişmiş proteinlerin immün sistemini aşırı uyardığını ve çocuğun ileride diyabet, astım ve multiplskleroz gibi "otoimmün-kendi dokularını tahrip edici" hastalıklara yakalanmasına yol açtığını iddia etti.

Prof. Dr. Aydın, sütün iyi bir kalsiyum kaynağı olmadığını savunarak, "Bizim gibi ülkelerde laktaz eksikliği çok fazladır. Bu nedenle bizim gibi ülkeler yoğurdu bilir, yoğurt ihtiyaçtan doğmuştur. Batı ülkeleri yoğurdu bilmez, çünkü onlar süt şekerine daha eğilimlidirler" dedi.

SÜT, KEMİKLERİ SAĞLAMLAŞTIRI MI?

Aydın, "Süt, sağlam kemiklere neden olur" yargısının da kırılması gerektiğini belirterek, sütün kemikleri sağlamlaştırmadığını, tahrip ettiğini savundu.

Sütün kalsiyum miktarının yüksek olduğunu, ama iyi emilebilmesi için yeterli kalsiyum-fosfor dengesini tutturamadığını ifade eden Aydın, şöyle konuştu:

"Çünkü kalsiyumun emilebilmesi için fosforla belli bir oranı tutturması gerekiyor. Maalesef sütte bire bir gibi oran vardır ve kalsiyum, fosfor iyi emilmez. İyi emilmediği zaman da kana geçmez. En çok süt tüketen ülke ABD'dir, yılda kişi başına 130 litre süt tüketimi vardır. Ve en çok da kemik kırıkları ve kemik erimesi burada görülür. Meksikalı ve siyahlar fazla süt tüketmezler, bunlarda kemik kırıkları son derece derece azdır."

Dereotu ve rokada, sütten daha fazla kalsiyum bulunduğunu anlatan Ahmet Aydın, "Kalsiyum pek çok yeşil yapraklıda var. Bunlar ayrıca bir yığın vitamin sağlıyor. Hele de bunları taze taze tüketirseniz. Emilim açısından kalsiyum, fosfor oranları da çok iyi. Yeşil yapraklılar kemiklerin kuvvetlenmesi için gerekli olan potasyum, magnezyum açısından da zengin. Kemiklerin güçlü olması için yeşil yapraklıların tüketilmesine önem verilmeli" dedi.

SÜT ÜRÜNÜ TÜKETİN

Sütü süt olarak değil, süt ürünü olarak kullanmanın daha doğru olacağını dile getiren Aydın, şu önerilerde bulundu:

"Mümkünse günlük mandra sütü tüketilmelidir. Sütü alınan hayvanın meralarda otlamasına ve suni yem yememesine dikkat edilmeli. Temiz olduğuna güveniliyorsa, sokak sütçüsünden de süt alınabilir. Şehirdeki en iyi seçenek, günlük pastörize şişe sütleridir. Uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayın. Sadece ekşiyen veya kesilen süt ve yoğurtları yiyiniz. Sütü süt olarak değil, mayalanmış olarak yoğurt, kefir, peynir olarak kullanın. Böylece olunca kaynatmaktan dolayı kaybedilen vitamin, mineral ve enzimlerin bir kısmını geri kazanılır."

TGDF GÖRÜŞÜ

Türk gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren 23 ayrı sektörel derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Başkanı Şemsi Kopuz da sütün, "bileşimindeki protein, karbonhidrat, mineral ve vitaminler açısından dengeli beslenmede önemi tartışılmaz doğal bir gıda olduğunu" bildirdi.

Topuz, pastörizasyon ve UHT işleminin, "çiğ sütte bulunan 'patojen-hastalık yapıcı' mikroorganizmalardan kaynaklanacak olası sağlık risklerini ortadan kaldırmak amacıyla, sütün besin değerlerini en yüksek derecede koruyacak sıcaklık ve sürede optimize edilmiş ısıl işlemleri olduğunu" anlatarak, "UHT tekniği ile üretilen sütlere uygulanan bu ısıl işlemlerin aksine sokak sütlerine evde uygulanan geleneksel kaynatma işleminde sütün içerisindeki mikroorganizmalar tam olarak yok edilemediği gibi sütün içerisindeki besin değerleri de kayba uğramaktadır" dedi.

Homojenizasyonun, "süt içerisinde bulunan yağ damlacıklarının sütün her tarafına homojen bir şekilde dağılmasını sağlamak ve üst yüzeyde toplanmasını engellemek" amacıyla uygulandığını kaydeden Topuz, homojenizasyon işlemi ile süt yağının homojen dağılımının sağlandığını, süt yağ globüllerinin daha küçük parçalara bölünmesiyle süt yağının sindiriminin kolaylaştırıldığını bildirdi.

YORUMLAR 32
  • Eren kaya 16 yıl önce Şikayet Et
    biz uht siz içtik de ne oldu. senelerce arabalardan gelen silivrinin doğal sütünü kaynatıp içtik ne oldu ? öldükmü sakatlandık mı arkadaşım. ben sana bunun amacını söyliyeym adamlar tetrapak gibi büyük bi şirket amaçları daha da büyümek küçük sütcüleri yok etmek((büyük.marketlerin bakkalcıları yok etmek istemesi gibii))) bu sizce mantıklı değilmi??
    Cevapla
  • Dilâra Çamlıbel 16 yıl önce Şikayet Et
    En doğrusu . Bırakın bu pastörize bilmem ne sütleri. Tanıdığınız ve güvendiğiniz birinden günlük süt alın, bir güzel kaynatın için :) Ben babannemden yoğurt, ayran, tereyağı,çökelek vs. yapmayı da öğrendim, yörük usulü bunların hepsi de nerdeyse beleşe geliyor:)
    Cevapla
  • ozbilen_gorebilen 16 yıl önce Şikayet Et
    ... Eksik kalmış.. Süt ve diğer proteinliler başlı başına zarar. Dikkat edilirse bebeklikte alınan fazlaca protein fiziksel ve zihinsel gelişmeye ayrılıyor. Fakat 20 yaşından sonra ne fiziksel ne zihinsel gelişme yaşanmıyor. Peki fazla protein neye gidiyor ? Selam ve Dua ile..
    Cevapla
  • hüseyin objektif 16 yıl önce Şikayet Et
    Uzun ömürlü süt içen kısa ömürlü insanlara. Bir ürünün özelliklerini sadece yaratılışa inanmayan bilimin kör analizleriyle tespit edebildiklerinden ibaret saydığımız müddetçe sütü de sadece vitamin mineral ve protein kaynağı olarak görmekten başka gözlem yeteneğimiz kalmıyor tabi, oysa ki onun hikmetleri doğal halinde saklı, o ancak doğal şekilde alındığı takdirde bilimin izah edemediği yeteneklerini insanın hizmetine sunmakta, yaratılana değilde hala aklına güvenenler, bakara suresi 205 ve nisa suresi 119.ayete bir göz atıp tekrar düşünün isterseniz
    Cevapla
  • Kılıçarslan Öztürk 16 yıl önce Şikayet Et
    . ağzı olan konuşuyor...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Kalkınma Yolu Projesi ile Türkiye-Irak ticaretinde 20 milyar dolar hedefi
Tarım Kredi Market'ten yeni indirim! Yeni liste yayınlandı