Kutsallıkla ilişkilendirilmiş üç güzel sözcük... Ancak, harflerinden kan damlayan üç güzel sözcük bunlar...

Erkek evin reisidir, büyüğüdür, aile reisine saygı ve itaat gerekir. Erkeğin bu “doğal” ya da “fıtrî” imtiyazlarını tartışmaya açan her tür düşünce tehlikeli ve yozlaşmış batı medeniyetinin ürünü kabul edilir.

Başbakanın her yaptığını alkışlamak, apaçık yanlışlara dahi konjonktürel, politik vs. gerekçeler üreterek destek olmak, sözümü hiç sakınmayacağım, bir tür yalakalıktır.

Bu dönemde cemaatlerin, tarikatların ve siyasal İslam’ın elbette etkisi var. Ama cemaatler, tarikatlar ve siyasal İslam da bu ülkenin realitesi. Sadece bu ülkenin değil, bütün dünyanın realitesi.

Pek çoğunun yanında kendileri gibi mağdur arkadaşları dışında kimseleri yoktu. Hele “kadın hareketi” bu süreç boyunca üç maymunu oynayarak, varlık sebebiyle çelişen bir tavır takınarak hepimizi hayal kırıklığına uğrattı.

Sonuç olarak Müslümanları vahşi kadın düşmanları olarak mimleyen bu tür uygulamalar, sosyal şartlar ve maslahatlar da göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir

Bizde insan hayatı ucuz ve ihmal edilebilir bir şey!

polisler artık bu tür müdahalelerin, hem kadınların yasal haklarını kullanmalarını engellediği ve hem de kadınların maruz kaldığı şiddetin yaptırımsız bir suç olarak sürmesini kolaylaştıran sonuçları olduğunu biliyorlar

Mustafa Ruhi Şirin başkanlığındaki Çocuk Vakfı’na, Türkiye’de bütüncül bir çocuk politikasının olmadığını ortaya koyan bu çalışması için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Hangi kesimden olursak olalım, eğer ayrımcılığa uğramadan, eşit ve özgür bir şekilde “birlikte yaşama” gibi bir hayalimiz ve emelimiz varsa, bu emele ulaşmanın çok fazla diyalog, tartışma ve halleşmeden geçtiğini unutmayalım.

Adalet, eşitlik, kardeşlik vb. kavramlar üzerinden bir şeyler kurgulamaya kalktığımızda ya da bir kötülüğe, zulme karşı çıktığımızda, taraflar hakkındaki önyargılarımız konusunda uyanık olmalı, kendimizi sürekli kontrol etmeliyiz.

Evet, Sünniler Alevileri, Aleviler Sünnileri ve ötekiler ötekileri savunmadıkça, rahat yüzü görmeyeceğiz. Yeni yılı “ötekilerin yılı” olur inşallah

Dün, önce Anıtkabir’de sonra da TBMM’de Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle devletlu erkanı katında gerçekleşen kutlamaları izlerken, yukarıdaki başlık düştü aklıma.

Ne bu çarpıtma habercilere yakışıyor, ne de eğer doğruysa, bir Bakanın “Sensin asıl vatan haini” türünden bir cevap vermesi kendisine yakışıyor.

Ödediğimiz bütün bedellere rağmen, hala bu ülkenin demokratikleşme meselesinin taraflarını çoğaltan bu sorun, “Hepimiz özgür olmadan asla!” demeyi öğretme potansiyeline sahip

Şimdi yaşadığımız felakette de, kentlerin, yerleşim yerlerinin plânından, imarından, iskânından sorumlu yetkililerin tümü zan altında bana göre.

‘Bugün Türkiye’de binlerce çocuğu ve ailelerini doğrudan etkileyen bir sorun var. Bu sorunun adı Terörle Mücadele Kanunu mağduru çocuklar sorunudur.