Büyük Selçuklu'nun son hükümdarı Sultan Sencer kimdir?

Büyük Selçuklu'nun son hükümdarı Sencer, 1086'da Sincar'da doğdu. Doğum yerinden dolayı ona bu ismin verildiği rivayet edilir.

GİRİŞ 19.02.2021 11:59 GÜNCELLEME 19.02.2021 16:54 KAYNAK HABER7

Sencer'in çok güzel yüzlü olduğu, çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığının Ömer Hayyam tarafından tedavi edilmesine rağmen yüzünde korkunç izler bıraktığı belirtilmektedir. Henüz altı yaşındayken babası Melikşah'ın ölümünün ardından hanedan mensupları arasında cereyan eden taht kavgaları sebebiyle yeterince eğitim alamadığı anlaşılmaktadır. Ancak küçük yaştan itibaren devlet idaresinde önemli tecrübeler edindiği, bu eksikliğini kabiliyet ve tecrübeleri sayesinde giderdiği belirtilir.

Sultan Berkyaruk 1096'da, amcası Arslan Argun'un isyanını bastırmak için gönderdiği diğer amcası Börü Bars'ın yenilgiye uğraması üzerine üvey kardeşi Sencer ve Atabeg Emir Kamaç kumandasındaki bir orduyu Horasan'a sevk etti. Aslan Argun'un öldürüldüğünü öğrenen Sencer Damgan'da bekledi. Sultan Berkyaruk 20 Nisan 1097'de Sencer'e katılınca birliket Nişabur'a girdiler, oradan Belh'e geçtiler. Sultan Berkyaruk, bu sefer sonunda merkezi Merv olmak üzere Gazne sınırlarına kadar uzanan Horasan topraklarını Melik Sencer’e iktâ etti. Emîr Kamaç’ı kendisine atabeg, Ebü’l-Feth Ali b. Hüseyin’i vezir tayin ettikten sonra Irak’a döndü.

15 Mayıs 1100'de az bir kuvvetle Muhammed Tapar karşısında yenilgiye uğradıktan sonra az bir kuvvetmle Utumah'a giden Berkyaruk burada kendi saltanatını isteyenleri bir safta toplanmaya çağırdı. Bu sırada Horasan'ın büyük kısmı ile ile Taberistan ve Cürcan emir-i dad Habeşî b. Altuntak'ın idaresindeydi. Horasan'a hakim olma meselesinden dolayı Melik Sencer ile bozuşan Habeşî, Sultan Berkyaruk'a Sencer'in Belh askerleriyle birlikte idaresindeki şehirlere hücum ettiğini bildirdi ve ondan yardım istedi. Sultan Berkyaruk 1000 kişilik bir kuvvetle yardıma geldi. Habeşî'nin 20 bin kişilik süvari birliği ve Batınîler'den oluşan 5 bin kişilik bir piyade kuvveti mevcuttu. Savaşta Sencer'in ordusu Berkyaruk'un ordusunu bozguna uğrattı.

Bu savaş Berkyaruk-Sencer ilişkilerinde bir dönüm noktası teşkil eder. Çünkü o güne kadar yapılan taht kavgalarında Sencer’in büyük yardımlarını gören Sultan Berkyaruk bu defa onu bir rakip olarak karşısına almıştı.

Muhammed Tapar, Sultan Berkyaruk ile yaptığı ikinci savaştan mağlûp ayrılınca Horasan hâkimi Melik Sencer’e başvurdu. Öz kardeşi Muhammed Tapar’ın Sultan Berkyaruk karşısında yenildiğini Cürcân’a geldiğinde öğrenen Sencer hemen onun ihtiyaçlarını karşıladı ve iki kardeş bir ittifak oluşturdu. Nizamülmülk'e bağlı gulâmlar da kendilerine katıldı. Bu olay halk nazarında itibarını artırdı. Sultan Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki beşinci savaştan sonra taraflar anlaşmaya vardı. Buna göre Sencer’in Horasan ve Mâverâünnehir’deki hâkimiyetinde herhangi bir değişiklik yapılmadı ve onun Muhammed Tapar’ı metbû tanıması benimsendi.

Doğu Karahanlı Hükümdarı Kadır Han, taht kavgalarından yararlanarak Sencer'in ülkesini istila etmek istedi. Sencer'in emirlerinden Gündoğdu, Sencer'in hasta olduğunu ve hemen harekete geçmesini bildiren bir mektup gönderdi. Bunun üzerine Kadı Han 100 bin kişiilk orduyla Horasan üzerine yürüdü. İyileşen Sencer 5 bin süvariyle Belh'e geldi. Yanında Gündoğdu da vardı. Emir Bozkuş'a hasedinden dolayı Gündoğdu Kadır Han'ın ordusuna aktıldı. Casuslarıyla Kadır Han'ı takip ettiren Sencer bir gün onun Belh civarında ava çıktığını öğrenince Emir Bozkuş'u onu yakalamakla görevlendirdi. Kısa süren çatışmanın ardından Kadır Han ve Gündoğdu esir alındı. Sencer, huzuruna getirilen Kadır Han'ın özür dilemesine rağmen öldürülmesini emretti. Bu olaydan sonra yeniden teşkilatlanan Sencer, Karahanlı hanedanından II. Muhammed b. Süleyman'ı Arsaln Han unvanıyla Batı Karahanlı hükümdarı ilan edip kendien tâbi kıldı.

Sencer’in Horasan melikliği devrinde Gazneliler’in Horasan’ı ele geçirme ümitleri zaman zaman yeniden canlandı. Gazneli Sultanı İbrâhim b. Mes‘ûd’un Büyük Selçuklular’dan alınacak topraklarda hutbenin kendi adına okunması şartıyla emîr-i emîrân Muhammed b. Süleyman’ı desteklemesi böyle bir düşüncenin eseriydi. Fillerle takviye edilen bir Gazne ordusunun himayesinde ilerleyen Muhammed b. Süleyman’ın yenilip gözlerine mil çekilmesiyle bu umutlar suya düştü.

Sultan Muhammed Tapar'ın ölümünden sonra 14 yaşındaki oğlu Mahmud Büyük Selçuklu Sultanı ilan edildi. Ancak Sencer kabul etmeyip Mahmud'u bertaraf etmek için seferber oldu. Amcasının yola çıktığını haber alan Mahmud, ona kıymetli hediyeler gönderip yıllık 20 bin dinar vergi ödemeyi kabul ettiyse de Sencer bunu kabul etmedi. Yapılan savaşta Mahmud yenilip İsfahan'a çekildi. Bu olayın ardından Sultan Sencer için Bağdat'ta hutbe okundu.

Sencer, yeğenini affederek onu Irak Selçuklu Sultanı ve kendisinin veliahtı ilan edip kızıyla evlendirdi.

Sultan Sencer, Büyük Selçuklu Devleti’ni yeniden toparlamaya çalıştıysa da kumandanlar arasındaki nüfuz mücadelesi yüzünden başarılı olamadı. “Sultân-ı Horasan, es-sultânü’l-a‘zam, es-sultânü’l-muazzam, şâhinşâh-ı a‘zam, melikü rikâbi’l-ümem, seyyidü selâtîni’l-Arab ve’l-Acem, nâsırü dînillâh, mâlikü ibâdillâh, hâfızu bilâdillâh” gibi birçok unvan ve lakaplarla anılan Sencer 26 Nisan veya 6 Mayıs 1157 tarihinde vefat etti ve Merv’de yaptırdığı Dârülâhire denilen muhteşem türbeye defnedildi. Onun ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti tarih sahnesinden çekilmiş oldu.

Sencer, edip, şair ve alimleri hiamey ederdi. Evhadüddîn-i Enverî, Muizzî, Ferîdüddin Attâr, Ömer Hayyâm, A‘mâk-ı Buhârî, Senâî, Reşîdüddin Vatvât gibi edip ve şairler; Ömer b. Sehlân es-Sâvî, Abdurrahman el-Hâzinî, Hakîm Ali el-Kâinî, Reyhânî, Şehristânî, Hüsâmeddin İbn Mâze Sadrüşşehîd gibi âlimler onun ihsanlarına nâil olmuştur.

Sencer halkın şikâyetlerini dinler, adaletle hükmeder, din alimlerine hürmet edip onlara yakınlık gösterir, zâhidler ve velîlerle birlikte bulunmaktan hoşlanırdı. Büyük Selçuklu devlet teşkilâtı onun zamanında en ileri seviyeye ulaşmıştır. Devlet teşkilâtına dair resmî belgeleri içeren münşeat mecmualarının çoğu bu döneme aittir.

Sencer bazı kaynaklarda Sultan Melikşah ile birlikte örnek hükümdar olarak gösterilmiştir. Diyarbekir halkının ona bir mektup yazarak kendilerini Bizans tehdidinden kurtarmasını istemeleri üzerine Bizans İmparatoru II. Ioannes Komnenos’a gönderdiği tehditkâr mektup sultanın şöhretine ve saygınlığına işaret eder.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL