Hafter'in koronavirüs planı: Tarihteki ilk biyolojik savaşı başlatan Moğol hükümdarına benzetti

Hafter, Kovid-19'u Libya halkına diz çöktürmek için kullanıyor. AA'da yer alan habere göre; Hafter'e bağlı güçler, koronavirüs hastalarının tedavisi için tahsis edilen bir hastaneyi hedef almalarının yanı sıra hijyenin bu kadar hayati önem taşıdığı bir dönemde başkente ulaşan suyu kesip elektrik santrallerini hedef aldı. Haberde Hafter, tarihteki ilk biyolojik savaşı başlatan Moğol hükümdarı Cani Bey'e benzetildi.

Hafter'in koronavirüs planı: Tarihteki ilk biyolojik savaşı başlatan Moğol hükümdarına benzetti
Hafter'in koronavirüs planı: Tarihteki ilk biyolojik savaşı başlatan Moğol hükümdarına benzetti
GİRİŞ 15.04.2020 12:22 GÜNCELLEME 15.04.2020 12:23
Bu Habere 31 Yorum Yapılmış

Birleşmiş Milletler, Kovid-19 salgını nedeniyle Libya’da savaşan taraflara 22 Mart’ta "insani ateşkes" önerisinde bulundu. Libya'nın BM nezdindeki meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) öneriyi kabul etti. Aynı şekilde Hafter tarafı da çağrıyı kabul ettiğini duyurdu fakat dakikalar içinde Trablus’a roketli saldırı gerçekleştirdi.

 

Libya'da ilk koronavirüs vakası 23 Mart'ta tespit edildi. Hükümet salgın öncesinde sokağa çıkma yasağının da içinde yer aldığı bir dizi önlemi hayata geçirdi.

Hafter milisleri, ölümcül salgında virüsün tespit edildiği ilk vakanın ortaya çıkmasından hemen bir gün sonra başkent Trablus'un yerleşim bölgelerine son dönemdeki en yoğun saldırılarından birini gerçekleştirdi.

 

SİVİLLERİ KORUMAK İÇİN BAŞLATILAN OPERASYONUN ADI: BARIŞ FIRTANISI

Hükümet güçleri, sahra hastanelerini, doktorları, okulları, devlet kurumlarını ve sivil yaşam alanlarını hedef alan Hafter milislerine karşı uzun süre savunma durumunda bekledi.

Ancak, UMH askeri birlikleri 25 Mart’tan itibaren "sivillerin hayatını korumak için" savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçtiklerini duyurarak "Barış Fırtınası Operasyonu"nu başlattı.

Operasyonun cephelerde kazanımlar elde etmesinin ardından, Hafter milisleri, çatışmalardan kaçarak başkent Trablus'a sığınan halkı çok yönlü diz çöktürme politikalarıyla yıldırma çabasına başladı.

Hafter milisleri, 6 Nisan'da başkentin güneyindeki sivil yerleşim bölgesi Ebu Selim Mahallesi'ne 25 roketle saldırı düzenledi. Bu saldırılarda, Kovid-19 hastalarının tedavi edildiği başkentin güneyindeki Hadra Hastanesi de hedef alındı.

Libya Sağlık Bakanlığı, geçen hafta 72 saat içinde üç kez hedef alınması üzerine 550 yataklı hastaneyi koronavirüs hastalarıyla beraber tahliye etmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler (BM) Libya İnsani Yardım Koordinatörü Yakub el-Hilo saldırıların ardından yaptığı açıklamada,  El-Hadra Hastanesi'ne yapılan saldırıdan dolayı dehşete düştüğünü belirterek, "Libya'daki insanların güvenli ev ve işleyen sağlık sisteminden başka bir şeye ihtiyacı olmadığı bir dönemde, bir hastaneye başka bir saldırı daha haberi aldık. Bu uluslararası insan haklarının açık ihlalidir" ifadesini kullandı. 

Hafter milislerinin, söz konusu hastaneyi hedef alması koronavirüsle mücadele çabalarının önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.

BAŞKENTİN ELEKTRİĞİNİ VE SUYUNU KESTİLER

Hafter milislerine bağlı silahlı bir grup, ülkenin güneybatısında su kuyularının bulunduğu Eş-Şuveyrif bölgesine 7 Nisan’da baskın düzenleyerek, başkentin suyunu kesti.

Yerlerinden edilmiş sivillerin güvenli bölgelere sığındığı ve dolayısıyla olağanüstü nüfus yoğunluğuyla mücadele etmeye çalışan Trablus, hijyenin hayati önem taşıdığı bir salgının ortasında Hafter milisleri tarafından suyu kesilmiş duruma geldi.

BM Libya Destek Misyonu İnsani İşler Koordinatörlüğü, Trablus'ta 600 bini çocuk 2 milyondan fazla kişinin bir haftadır yaşanan su kesintisi sebebiyle zor durumda olduğunu belirtti.

Hafter milislerinin 10 Nisan’da ise Trablus’un güneyindeki Seyyidi es-Salih bölgesindeki doğal gaz vanalarını kapatması nedeniyle elektrik üretilemedi ve başkent karanlığa gömüldü.

HAFTER SAĞLIK BİNALARINI HEDEF ALARAK UMH'NİN GÜCÜNÜ KIRMAYA ÇALIŞIYOR

Bu güçlerin hastaneyi hedef alma konusundaki ısrarcı tavrı ayrıca başkentin maruz kaldığı su kesintisi, virüsün ülkeye yayılması hatta kendi milislerine bulaşmasını umursamadığını ayrıca bunu hükümeti zayıflatmak için kullandığını gösteriyor.

Askeri sahada üst üste aldığı yenilgiler Hafter'i, Makyavelci bir biçimde tüm kozlarını masaya sürmeye itiyor. Hafter, petrol ihracatını engellemek, batı kentlerinde suyu, başkent Trablus başta olmak üzere birçok kentte elektriği kesmek ve salgınla mücadele çabalarını baltalamak gibi tüm kartları sonuçlarını düşünmeden kullanıyor. 

"LİBYA'NIN MOĞOLLARI"

Hafter "bilinçli veya bilinçsizce" koronavirüs hastalarına tahsis edilen bu hastaneyi defalarca hedef alarak, adeta "bir biyolojik saldırı" yapmak istiyor.

Hafter'in bu tavrı tarihteki ilk biyolojik savaşı başlatan Altınordu Devleti'nin son hükümdarı ve Moğol hanedanlığından Cani Bey'i hatırlatıyor. Avrupa'yı istila etmek isteyen Cani Bey, 1347'de veba nedeniyle ölen askerlerinin cesetlerini, top mancınığına yerleştirip kuşattığı şehirdeki insanların üzerine atmasıyla biliniyor.

Cani Bey'in bulduğu fikir şehirde vebanın yayılmasına ve savunmanın zayıflamasına yol açıyor  ancak kendi askerleri de aynı vebanın sıkıntısını yaşıyor. Ve artık vebanın yayıldığı Avrupa için savaşmanın da bir anlamı kalmıyor.

İşte tarihten ders çıkararak, uluslararası toplum Hafter'in çılgınlığını durdurmak için harekete geçmezse, koronavirüsün yayılması sadece Trablus ile sınırlı kalmayıp, ülkenin tüm kentlerine uzanabilir hatta komşu ülkelerde durumun kötüleşmesine yol açabilir.

Kovid-19 salgınıyla mücadele, tüm insanlığın savaşı ve dünyanın herhangi bir noktasında yaşanan ihmalin bedeli herkes tarafından ödenebilir.

Hafter milisleri, Kovid-19 salgını nedeniyle yapılması istenen "insani ateşkese" uymayarak, dünyada 100 binden fazla insanın hayatına mal olan bu salgının sonuçlarını öngöremediğini gösteriyor.

LİBYA'NIN KIRILGAN SAĞLIK SİSTEMİ

Libya, Muammer Kaddafi rejimi (1969-2011) döneminden, özellikle 1980'lerden bu yana ülkeye uygulanan ablukanın ardından sağlık sisteminin kırılganlığından muzdarip.

Ülkede 2011'de gerçekleştirilen devrimin ardından yaşanan güvenlik sıkıntıları, sağlık sektöründe çalışan yaklaşık 3 bin Filipinli dahil yabancı sağlık personelinin toplu şekilde ülkeden göçüne yol açtı. Bu, zaten sıkıntıdaki sağlık sistemini daha büyük bir çıkmaza soktu.

Bu durum, Libyalıların tedavi için Türkiye ve Tunus gibi birçok ülkeye sağlık turizmiyle seyahat etmek zorunda kalmasını da açıklıyor.

Ayrıca Hafter 2014 yılında "Onur Operasyonu" başlattığında da sağlık çalışanları kendilerini savaş cephelerinin ardında buldu. 

Uluslararası insan haklarına göre, savaş zamanında sağlık ekiplerinin hedef alınması yasaklanmışken, Hafter milisleri düşman cephesini zayıflatmak amacıyla sağlık tesislerini hedef almaktan hiçbir zaman çekinmedi.

BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) yürüttüğü Öfke Volkanı Operasyonu Basın Merkezi'nin verilerine göre, Nisan 2019'dan bu yana Hafter milislerinin başkent Trablus saldırılarında 61 sağlık tesisi zarar gördü; bunlardan 14'ü tamamen kapandı, 26 ambulans hedef alındı, 13 sağlık çalışanı hayatını kaybetti, 36'sı yaralandı. 

Son olarak Hafter'e bağlı milisler, Trablus'un güneyindeki ilaç depolarını grad füzeleriyle vurdu. Bu rakamlar, Hafter'in sağlık tesislerini ve personelini nasıl askeri bir hedefe dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor. 

Libya'da hükümete bağlı Hastalıklarla Mücadele Ulusal Merkezinden yapılan açıklamada, ülkedeki Kovid-19 vaka sayısının 26'ya yükseldiği, hastalık nedeniyle şu ana kadar 1 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmişti.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 31
  • Muhittin Bakircioglu 4 yıl önce Şikayet Et
    B.M..barış veye ateş kes önermesi nin hiç bir manası yok.bence gereksiz bir kurum.zira siyonist lere ve evangelist lere yani küresel güçlere hizmet ediyor.yaptirim gücü olması gereken bir kurum bağımsız ve tarafsız olmalı. B.M.bunun hiç biri değil.burada iş yine biz Türklere kalıyor. Amerika ve bir çok Ülke nin desteğini arkasına almış onlara hizmet eden emireri halterin yok olması için Türk Askerî sahada olmalı. Libya ile yapılan hayati anlaşma tehlikeye girmemeli.
    Cevapla
  • keleş 34 4 yıl önce Şikayet Et
    artık türkiyenin resmen sahaya inmesi lazim bu soysuza haddini bildirmes lazim
    Cevapla
  • yusuf 4 yıl önce Şikayet Et
    gerek bu it gerek esed gerek iran in basindaki seytan lar insanlari n ne durumda oldugu ile alakasi yok onlarin tek amaci makam koltuk ve siyonizme hizmet iste bu nedenle vurulmasi mümkün ise direk saklandiklari dlik saray magara da imha edilmeleri gerek iran da ise bir savas olmadigina göre halki isyana tesvikle o seytanlarin kralligini yikmak dünya icindegil belki ama en azindan islam ümmeti icin bu yapilmali ve tabii suud ve bae ne karsi da tüm islam alemi tepki verip iliskileri kesmeli
    Cevapla
  • Mahmut Akar 4 yıl önce Şikayet Et
    Münafık hafter yok edilmelidir.
    Cevapla
  • ŞAHİN1453 4 yıl önce Şikayet Et
    Rabb'im,hafteri içerdeki ve dışardaki destekçi itleriyle beraber kahru perişan eylesin.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Tahkim Kurulu'ndan Fenerbahçe'nin Süper Kupa cezasına indirim
Şırnaklı damatla Ukraynalı gelinin düğününde servet takıldı