Trump-Şara görüşmesi dünya basınında: Trump bizi değil Türkiye'yi tercih etti
ABD Başkanı Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Şara'yla Riyad'da görüştü. Trump'ın Suriye'ye yaptırımları kaldırması "Orta Doğu için bir dönüm noktası" olarak tanımlanırken, İsrail basını "Trump bizi değil Türkiye'yi tercih etti." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da görüştü. Trump ve Şara'nın bir araya gelmesi, Suriye ve ABD arasında son 25 yılda gerçekleşen ilk üst düzey temas oldu. Toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da telekonferans yoluyla katıldığı bildirildi.
Dünya basını, liderlerin görüşmesini manşetlerine taşıyarak, Trump'ın yaptırımları kaldırma kararının Orta Doğu için bir "dönüm noktası" olduğunu kaydetti. Dış basın, Tel Aviv'in görüşmeden rahatsız olduğunu belirtirken, İsrail medyasında Trump'ın "Türkiye'yi tercih ettiği" yorumları yapıldı. Haberlerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaptırımların kaldırılmaması için çaba sarf ettiği ancak başarısız olduğu öne sürüldü.
MAARİV: TRUMP BİZİ DEĞİL TÜRKİYE'Yİ TERCİH ETTİ
İsrailli Maariv gazetesine konuşan uzmanlar son yaşanan gelişmelerin ABD'nin İsrail ile ilişkilerinde köklü bir değişimi yansıttığını belirtti. Hayfa Üniversitesi Orta Doğu uzmanı Prof Dr. Amaziah Baram gazeteye yaptığı açıklamada İsrail açısından birçok olumsuz durum olduğunu vurgulayarak, "Trump, İsrail Başbakanı'nın tutumuna aykırı olarak Şara ile görüştü. Kendi ağzıyla İsrail'in değil Türkiye'nin görüşünü tercih ettiğini söyledi. Bu sadece Suriye meselesi ile ilgili değil, Türkiye'nin İsrail'in önünde tutulması çok büyük bir sorun. Bu, hangi hükümet olursa olsun olağandışı tehlikeli bir durum." dedi.
ISRAEL HAYOM: ORTA DOĞU MASASINDAKİ YERİMİZİ BÖYLE KAYBETTİK
Israel Hayom gazetesi ise, Türkiye'nin arabuluculuğu ile Suriye'nin yeniden uluslararası topluma kazandırıldığını yazarak, "İsrail, yeni Orta Doğu masasındaki yerini böyle kaybetti" başlıklı haberinde şu ifadeleri kullandı:
"Dünkü görüşme şu anda Orta Doğu'nun en güçlü iki aktörü olan Suudi Arabistan ve Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleşti. Bu iki ülke, bölgesel satranç tahtasındaki taşları hareket ettiren güçler konumunda. İsrail ise adeta sınıfın WhatsApp grubundan çıkarıldığını öğrenen bir çocuk gibi kenarda kaldı. Herkes Riyad’daki partiye davet edildi, ama biz dışarıda bırakıldık; Orta Doğu sahnesindeki hakkında bilgi toplamaya çalışıyor, ancak hiçbir şekilde etki edemiyoruz."
PBS: SURİYE İÇİN DÖNÜM NOKTASI
PBS'in haberinde, ABD Başkanı Trump'ın Suriye'nin yeni lideriyle gerçekleştirdiği görüşmeyi, uzun süredir savaşla mücadele eden ülke için potansiyel bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. PBS analistleri, Trump'ın Orta Doğu turu kapsamında duyurduğu yaptırımların kaldırılması kararını ve Şara ile yaptığı görüşmeyi, bölgede yeni bir dönemin habercisi olarak yorumladı.
PBS'e konuşan uzmanlar, Netanyahu hükümetinin, korkunç bir savaştan yeni çıkmış Suriye'yi keyfi olarak bombaladığını ve ABD'nin yaptırımları sürdürmesini talep ettiğini belirtti. Trmp'ın bu tutumu kabul etmediğini vurgulayan PBS analistleri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun devam eden savaş sayesinde yargılanmaktan kaçabildiğini de bildirerek, Tel Aviv'in ABD politikalarını etkilemeye çalıştığına dikkat çekti. Öte yandan, haberde yeni Suriye hükümetinin halihazırda DAEŞ'e karşı operasyonlar yürüttüğü de ifade edildi.
NDTV: ORTA DOĞU'NUN JEOPOLİTİĞİNİ DEĞİŞTİRECEK
NDTV'nin bildirdiğine göre, diplomatik çevreler, Şara-Trump görüşmesinin Orta Doğu'daki güç dengelerini önemli ölçüde değiştirebilecek nitelikte olduğunu vurguladı. Habere göre, Beyaz Saray yetkilileri, yaptırımların kaldırılması kararının bölgede yeni bir iş birliği döneminin başlangıcı olabileceğini ifade etti.
Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Trump ve Şara arasındaki görüşme sırasında telefonla görüşmelere katıldığı belirtildi. NDTV, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüşmelere katılmasını, Trump-Şara zirvesinin önemini artıran bir gelişme olarak yorumladı. Öte yandan NDTV, İsrail hükümetinin ABD'nin Şara yönetimini tanıma kararına temkinli yaklaştığına da dikkat çekti. Tel Aviv yönetiminin, Şara ile yakınlaşma konusunda Washington'ı uyardığı kaydedildi.
NBC: ŞARA YÖNETİMİ ORTA DOĞU GÜVENLİĞİNDE KRİTİK ROL OYNAYABİLİR
Beyaz Saray'dan Trump'ın Şara ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, ABD'nin Suriye'den terörle mücadele çabalarına destek vermesinin istendiği belirtildi. NBC, Şara yönetiminin DAEŞ ile mücadele konusunda ABD ile iş birliği sözü verdiğini kaydetti. NBC'ye göre yeni Suriye hükümeti, bölgesel güvenlikte önemli bir rol oynayabilir.
Demokrasileri Savunma Vakfı Direktörü Jonathan Schanzer, Şara yönetiminin Suriye'yi istikrara kavuşturması halinde bölgesel güvenliğe katkı sağlayabileceğini belirtti. Schanzer, "Şara yönetiminin başarısız olması durumunda bölgede yeni bir radikal oluşumun önü açılabilir." dedi.
NBC'nin haberinde, Suudi Arabistan, Suriye'nin uluslararası kuruluşlara olan borçlarını sileceklerini söylerken, Katar da ülkedeki memurların maaşlarını ödeme sözü verdiği bilgisi de paylaşıldı.
KATHİMERİNİ: TÜRKİYE VE AVRUPA YAKINLAŞIYOR
Yunan Kathimerini gazetesi ise Türkiye dış politikasında son dönemde yaşananlara ilişkin bir analiz yayımlayarak, Avrupa ve Ankara arasındaki yakınlaşmaya dikkat çekti. Haberde, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin, "NATO içinde meslektaşlarından büyük saygı gören olağanüstü bir lider" tanımlamasına yer verildi.
Kathimerini, Rutte'nin Türkiye'ye Eurofighter satılması gerektiği sözlerini okuyucularına aktardı ve Avrupa Birliği'nin savunma projelerine Ankara'nın da dahil olabileceğini belirtti. Gazete, "Avrupa, küresel ittifakların değişmesiyle birlikte savunma özerkliğini güçlendirmeye çalışırken, bu tartışmaların sonuçları kıtanın stratejik duruşunu ve kilit ortaklarıyla ilişkilerini önemli ölçüde etkileyecektir" ifadelerini kullandı.
DİE ZEİT'TAN KAPSAMLI TÜRKİYE ANALİZİ
Alman Die Zeit gazetesi, Türkiye'nin başarılı diplomasi politikalarını mercek altına aldığı haberinde Ankara'nın Ukrayna krizinin çözümünde giderek önemli hale gelen bir diplomatik merkez olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arabuluculuk rolünü inceleyen Die Zeit, bu durumun Türkiye'nin bölgedeki önemini pekiştirdiğini belirtti. Die Zeit'a göre, Türkiye'nin coğrafi konumu ve dengeli politikaları nedeniyle ideal bir müzakere platformu sunduğunu vurguladı.
Die Zeit, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin İstanbul'da görüşmeler yapılmasını desteklemesini, Türkiye'nin güvenilirliğinin bir göstergesi olarak yorumladı.
Gazete, Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşının başlangıcından bu yana çok sayıda önemli görüşmeye ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Haberde, mart 2022'de İstanbul'da gerçekleşen ilk tur müzakerelerin, taraflar arasında diyalog kapısını aralayan önemli bir adım olduğu belirtildi. Die Zeit, dört ay sonra yapılan ikinci görüşmelerde ise tahıl koridor anlaşmasının sağlandığını ifade etti.
Ankara'nın Ağustos 2024'te gerçekleşen büyük çaplı bir esir değişimine de tanıklık ettiği bilgisini veren Die Zeit, bu başarılı operasyonun Türk diplomasisinin savaşın yıkıcı etkilerini hafifletmede oynadığı rolü ortaya koyduğu yorumunu yaptı. Haberde, taraflar arasında arka planda yürütülen birçok görüşmenin de yine Türkiye üzerinden yürütüldüğü söylendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şubat ayında Zelenski'ye yaptığı "Bu savaşın kazananı da kaybedeni de olmayacak" açıklamasının Türkiye'nin tarafsız duruşunu net bir şekilde yansıttığını açıklayan Die Zeit, Türk yetkililerin müzakere sürecine gerçekçi yaklaştığını kaydetti. Die Zeit'a göre Türkiye, Avrupa'nın "objektif olmayan" "nasıl" bir barışın gerektiğine ilişkin sorularından ziyade, taraflara "Ne istiyorsunuz?" gibi doğrudan sorular yönelterek süreçte ilerleme kaydedilmesini sağladı.
ABD'NİN SURİYE'YE YÖNELİK YAPTIRIMLARI NELER?
ABD'nin Suriye'ye yönelik uyguladığı yaptırımlar üç ana başlıkta toplanıyor. İlk yaptırım 1979 yılında, Suriye'nin Lübnan iç savaşına müdahalesi ve silahlı grupları desteklemesi gerekçesiyle "terörizmi destekleyen devlet" olarak tanımlanmasıyla başladı. Bu statü, ülkenin Hizbullah ile kurduğu güçlü bağlarla daha da pekişti.
2003 yılında dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından imzalanan Suriye Hesap Verebilirlik Yasası, yaptırımların kapsamını genişletti. Bu yasa; Suriye'nin terör gruplarına verdiği destek, Lübnan'daki askeri varlığı, kitle imha silahları geliştirme iddiaları, petrol kaçakçılığı ve Irak'taki silahlı gruplara yardım ettiği yönündeki suçlamaları temel aldı.
2019 yılında ise Başkan Donald Trump döneminde Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası yürürlüğe girdi. Bu yasa, Suriye iç savaşı sırasında insanlık suçları işlediği iddia edilen askeri personel ve yetkililere yönelik yaptırımlar öngörüyordu. Yasanın ismi, 2011-2013 yılları arasında Suriye'deki işkence mağdurlarının fotoğraflarını çekerek belgeleyen ve bu görüntüleri ülke dışına çıkaran bir fotoğrafçının kod adından geliyor. Söz konusu görüntüler, Suriye hükümetinin muhaliflere yönelik baskı politikalarının boyutunu gözler önüne sermişti.
YAPTIRIMLARIN KALKMASI NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Ekonomistler, ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırılmasının ülke ekonomisi üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini belirtti. Kararın açıklandığı gün Suriye para biriminde yaşanan yüzde 60'lık değer artışı, bu durumun ilk somut göstergesi olarak görüldü.
Associated Press'e (AP) konuşan Mercy Corps Suriye Ülke Direktörü Mathieu Rouquette, bu gelişmeyi "13 yılı aşkın süredir ekonomik zorluklarla mücadele eden Suriyeliler için dönüm noktası olabilecek bir adım" olarak değerlendirdi. Ekonomik iyileşme ve yeniden yapılanma sürecinin başlaması halinde, birçok Suriyeli mültecinin ülkelerine dönüş yapabileceği öngörülüyor. Lübnanlı ekonomist Mounis Younes ise "İstikrarın sağlanması ve reformların hayata geçirilmesi durumunda Suriyeli mültecilerin kitlesel dönüşlerini gözlemleyebiliriz." açıklamasını yaptı.
Ekonomi uzmanları, yaptırımların kaldırılmasının etkilerinin tam olarak görülmesinin zaman alacağını ifade etti. Ancak üç farklı yaptırım rejiminin birden hafifletilmesi, Suriye vatandaşlarının günlük yaşamında önemli değişikliklere yol açabilir. Bu durum, bankaların uluslararası finans sistemine yeniden entegre olmasına ve sanayi kuruluşlarının yedek parça temin edebilmesine olanak sağlayabilir.
-
balıkcı 1 ay önce Şikayet EtNasıl oldu hayret, altında bi sey cıkmaz insaAllahBeğen
-
ötekisi 1 ay önce Şikayet Etçünkü riyaddaki toplantı insanlar arasında yapıldı. DOMUZLAR katılmadı. domuzlardan ancak JAMBON yapılır mış. onu da biz yemiyoruz. köpeklere veririzBeğen Toplam 3 beğeni
-
emekli 1 ay önce Şikayet Etey isssrail. işte böyle aşırılıgın ve insanlıkdan çıkmanın size ikramını mı begenmediniz. daha ne bekliyordunuzBeğen Toplam 2 beğeni
-
TC vatandaşı 1 ay önce Şikayet EtBir bit yeniği var kimse yarın ne olacağını bilemezBeğen Toplam 2 beğeni
-
urfalı 1 ay önce Şikayet EtYatırım için Suriye parası alınmalıBeğen