Efendimiz dileseydi Taif yerle bir olacaktı!

Hz. Peygamber (SAV) dileseydi dağlar meleği Taif'i yerle bir edecekti. Taif'te hristiyan köle Addas, Peygamberimize üzüm ikram etti, müslüman oldu!

Efendimiz dileseydi Taif yerle bir olacaktı!
Efendimiz dileseydi Taif yerle bir olacaktı!
GİRİŞ 17.06.2017 14:14 GÜNCELLEME 17.06.2017 14:14
Bu Habere 7 Yorum Yapılmış

MUHSİN BAY: Kıymetli Haber7 okuyucuları Rahmet Peygamberi’nin bir medeniyet kurarken yaşadığı acı hatıraları, çileli hayatının dönüm noktalarını, Siyeri-i Nebi’nin ışığında Muhterem hocamızın rehberliğinde sizlere aktarmaya devam ediyoruz. O’nun şefkati tüm insanlığı kaplıyordu. Merhameti, kirlenmiş dünya halklarının, karanlığa gömülmüş kalplerini sarıyordu adeta bıraktıkları tüm eza ve cefaya rağmen.  O’nun kalbi kırıldı, kanlar içinde kaldı ama ümitsizliğe kapılmadı hiç.

Taif yolculuğumuzun ikinci bölümünde bakalım Nursaçan hocamız bize hangi ibretlik tablolardan bahsedecek. Hocam, gelirken nereye baksam o manzaraların tarihten kalan sesleri çınlıyor kulaklarımızın içinde.

Hazreti Zeyd’in : ”Yapmayın..atmayın..O Allah’ın Resulü’dür “dediği yerler buralarda bir yerde dediniz..

Anlatılan ve tarif edilenlerden yola çıkarak Efendimizin sığındığı bahçe sanırım burası. Bu yollarda neler yaşadı Rahmet Peygamberi, sığındığı bahçede neler oldu bize anlatırmısınız..?

NECMETTİN NURSAÇAN: Muhsin bey kardeşim değerli okuyucularımız, bakınız Taif’in ileri gelenleri ne söyleyerek efendimizi reddetmişlerdi hatırlayalım: “Kendi kabilen Seni reddetmiş ve Sen de kalkıp bize gelmişsin. Biz buna razı değiliz. Bu gelişten ürktük ve Seni aramızda istemiyoruz. Bizim yurdumuzdan uzak dur da nereye gidersen git!” 

Bunları söylüyorlardı kovarak Cihan Peygamberini. Hz.Peygamber 10 gün kalmıştı Taif’te artık ayrılmak üzereydi.

Taif’te ne kadar ayak takımı, çoluk çocuk varsa hepsi Hz. Muhammed ile Zeyd’in şehri terk edeceği gün yolun iki yanına dizilir. Bir taş yağmuru başlar. Zavallı Zeyd, bir yandan Peygamberini ve babalığını korumak için: “Ne olursunuz atmayın!” diye yalvarırken, diğer yandan da iki kolunu açıp siper olarak O’nu olabildiğince yağan taş yağmurundan korumaya çalışır. Çoluk çocuk herkes evlerin damlarının üstünden yol kenarlarından her yönden taş atıyorlardı. Bu yol bir türlü bitmez hayatının en uzun yolculuğudur acılar içinde, kanlar içinde süren..

Sevgili Haber7 okuyucuları onlar kanlı ayaklarla çıkarlar Taif’ten. Biraz uzaklaşınca kendilerini bir üzüm bağına attılar. Kan içinde kalmış, yaralanmış, yorulmuş ve en acısı, incinmiş, kırılmışlardı.

Bahçede biraz soluklanıp, yaralarını ve akan kanları sararlar. Ve Hz. Muhammed, zaman geçirmeden namaza durur. İki rekât namaz kılar. Kur’an’dan aldığı bir dersi bize miras bırakıyor o en acılı günden..

“Ey iman edenler’ Sabırla ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz ki ALLAH sabredenlerle beraberdir!” (Bakara, süresi)

MUHSİN BAY: Sayın hocam Efendimiz üzüm bağına sığındı ve namaz kıldı dediniz. Namaz sonrası ettiği duayı Haber7 okuyucuları ile kısaca paylaşırmısınız. Bu dua neyi işaret ediyordu, buradan çıkarılacak ders neydi?

NECMETTİN NURSAÇAN: Evet Muhsin bey kardeşim Peygamberimiz Namazın ardından da duaya durur Rabinin Bakara Süresinde öğrettiğinin üstüne adeta.Maddi ya da manevi her bunalımda bütün Müslümanlara örnek olacak çok özel, rehber bir dua olur bu.

Mealen günümüze kadar ulaşan, anlatılan,yazılan halini dilimin döndüğünce arzedeyim Haber7 okuyucularına..

BENİ KİMLERİN ELİNE BIRAKIYORSUN?

“Ya Rabbi! Kuvvet ve kudretimin en zayıf hâliyle, Sana yalvarıyor, Sana sığınıyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Sen zulme uğramış tüm mazlumların Rabbisin. Sen benim de Rabbimsin. Beni kimlerin eline bırakıyorsun? Bana kaba ve sert davranan, bir yabancıya mı, yoksa bana üstün kılacağın bir düşmana mı?

Eğer Sen bana dargın değilsen, başıma gelen eziyet ve işkencelere aldırmam. Ancak Senden gelecek bir himaye ve koruma çok daha hoştur. Öfke ve gazabına uğramaktan; karanlıkları aydınlatan, dünya ve ahiret işlerini düzene koyan Zâtının nuruna sığınırım! Sadece Sana sığınır ve Senin rızanı dilerim. Senden başka kuvvet ve kudret yoktur!”

Kıymetli kardeşlerim bakınız efendimizin o hazin sözlerine dikkat çekiyorum;

-Ama Muradın neydi de beni bu ayak takımına taşlattın ya Rabbi? Yüce Rabbim senin yolunda ben bütün bunlara razıyım. Yeter ki sen bana gazap etmiş olma Ya Rab! diyordu

Bu sözler Allah’ın sevgili kulunun samimiyet yüklü sözleriydi. Bu dua gece gündüz insanları Allah’a çağıran,  fakat istenmeyen, üzerine taşlar yağdırılan kanlar içinde kalan bir elçinin duasıydı. Yüce Allah , sevgili kulunun duasına icabet etmez miydi! Ederdi tabiki! Ama herşeyin bir vakti vardı..

MUHSİN BAY: Peki hocam sığındığı üzüm bağında Sevgili Peygamberimiz neler yaşadı.?

NECMETTİN NURSAÇAN: Buralarda bir yerde o acı hatıra yaşandı kardeşlerim..Bir ağacın gölgesine oturan Allah Rasûlü’nün ayakkabıları kanla dolmuştu. Sığındığı bağ Kureyş’in ileri gelenlerinden Utbe b. Rebîa ve kardeşi Şeybe’ye aitti. Onlar Muhammed aleyhisselâm’ın yakın akrabalarıydı. Efendimiz, Mekke’de kendisine pek çok eziyet vermiş bu insanları görünce rahatsız oldu ve onların yanına gitmedi.. Onlar da Hz. Muhammed’e ve Zeyd’e yapılanları bağlarında, uzaktan izlerler. Ne hissederler, tahmin etmek güçtür. Fakat bağda çalıştırdıkları Hristiyan köleleri Addas’ı bir tabak üzümle Hz. Muhammed’e ve Zeyd’e gönderirler.

Addas üzüm tabağını efendimize uzatır. O, elini üzüme uzatırken:

 “Bismillah” der. Addas, şaşırır:

“Ben bu sözü buralar da hiç duymadım” der.

-Rasûl-i Ekrem: Sen nerelisin, dinin nedir, diye sorduğunda

-Addâs: Hristiyan’ım ve Ninova halkındanım, cevabını verdi.

Allah Rasûlü:

-Demek sen, salih kişi Yunus b. Metta’nın şehrindensin,onun halkındansın deyince

Addâs’ın adeta yüreği durdu. Addas bunun üzerine heyecanlanır.

 O’na Metta oğlu Yunus’u nereden bildiğini sorar. Çünkü o bölgelerde Hz. Yunus’u bilen yoktur.

-Yunus b. Metta’nın kim olduğunu sen nereden biliyorsun, diye sorunca

Efendimiz:

- O, benim kardeşimdir, O peygamberdi, bende peygamberim, buyurdu. Hz.Muhammed:

-“Çünkü” der. 

-“ben ALLAH’ın Elçisiyim ve o da ALLAH’ın Elçisiydi. Bunu bana ALLAH bildirdi.”

 Sonra da kendisine Hz. Yunus ile ilgili vahyedilen ayetleri okur. Dikkat ve saygı ile dinleyen Addas, okuma bitince,

Addâs :

-“Ben şehadet ederim ki sen Allah’ın kulu ve Rasûlüsün” dedikten sonra Allah Rasûlü’nün başını, ellerini, ayaklarını öpmeye başladı. Ve o an Hıristiyanlıktan İslam’a geçer Addas mucize gibi bir olayla..

 Ve böylece daha sonraları efendimizin

-“Hayatımın en kara günü” diyeceği Taif yolculuğunun hikmeti de kendini gösterilmiş olur.

Rebia’nın oğulları yaşananları hayretle izliyorlardı. Addâs yanlarına gelince:

-“Yazıklar olsun sana ey Addâs! Ne oldu da o adamın başını, ellerini, ayaklarını öptün?” diye sordular. Addâs’ın yüzü iman nuruyla parıldıyordu:

Addas:

-“Yeryüzünde, ondan daha hayırlı bir kimse yoktur. O, salih bir adamdır, Allah’ın Rasûlü’dür” diyerek efendilerine cevap verdi. 

Utbe ve Şeybe gülmeye başladılar.

- “Demek seni de diliyle büyüledi, sakın dininden dönmeyesin. Çünkü senin dinin O’nun dininden daha hayırlıdır.” dediler.

Sonra dönüş yolculuğu başlar. Yarı yol olan “Karnü’s-Sealib”e geldiklerinde Cebrail, bir bulutun içinde görünür, yanında bulunan ikinci bir meleği işaret eder:

“ALLAH’ın Elçisi!” der, 

-“ALLAH, o insanların size yaptıklarını gördü ve onlar için dilediğin emri veresin diye Sana dağlarla görevli meleği gönderdi.” Sonra dağlarla görevli melek konuşur:

-“Eğer onların üzerine dağları kapatmamı emredersen, söyle, dilediğini yerine getireyim.” Ama O, her şeye rağmen kıyamaz Taif halkına:

Sevgili peygamberimiz:

-“Hayır!” der, 

-“ben sadece onların nesillerinden yalnız ALLAH’a ibadet edecek, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak insanlar gelmesini dilerim.”

İşte bu yaşanan acı tablo alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin şefkatinin merhametinin resmiydi değerli kardeşim Muhsin bey ve Haber7 okuyucuları..

O gün Nebi aleyhisselâm’ın yaşadığı en acı gündü. Yıllar sonra hanımı

 Hz. Âişe;

-“Uhud’dan daha şiddetli bir zorluk yaşayıp yaşamadığını” sorduğunda,

Tâif’te başına gelenleri hatırlamış ve

Rasûl-i Ekrem:

“ en büyük sıkıntıyı o gün çektiğini” söylemişti.

MUHSİN BAY: Kıymetli Haber7 okuyucuları

Dağlar Meleği, Efendimizin mübarek ağzından dökülecek bir söze bakıyordu. dileseydi Ebû Kubeys ve Kuaykıan Dağları’nı zalimlerin üstüne yıkıp yok ederdi. Ama âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Nebi, bunu istemedi.

On yıl boyunca kavminden eza ve cefa gören elçi, üzerine yağan taşlardan, vücudundan akan kanlardan sonra hâlâ kavminin hidayetini istiyor; onların helâkine, azaba uğramalarına gönlü razı olmuyordu.Bir sonraki yazı dizimizde görüşmek dileği ile Allaha ısmarladık..

YORUMLAR 7
  • ama 6 yıl önce Şikayet Et
    Fatiha 2 hamd alemlerin efendisinedir diyor efendimiz demek rabbimiz demek efendi rabbin karşılığı peygamberimize efendi kullanılamaz kullanılırsa da doğru olmaz çünkü ayetlerde geçen rab efendi demek zaten yani peygamber efendimiz demek peygamber rabbimiz gibi bir şey olur ki bu da doğru olmaz
    Cevapla
  • fakat 6 yıl önce Şikayet Et
    Dilimizde ki efendinin karşılığı olarak rab mevla ve seyyid kelimeleri bulunmakta ancak peygamber efendimiz için alemlerin efendisi gibi kullanımlarda efendi kelimesi saygı anlamında ki seyyid yerine rab veya mevla gibi kelimelerin anlamına gelir yani aslında günlük kullanımda da var efendi efendim beyefendi gibi kullanılıyor ama burada peygamber efendimiz demek saygı ifadesi olarak kullanılıyor belki ama kelime saygı anlamının dışında anlamlarda taşıdığı için kullanılması belki çok da doğru olmayabilir
    Cevapla
  • ibrahim 6 yıl önce Şikayet Et
    rabbim sefaatlerine nail eylesin amin
    Cevapla
  • bu nedir 6 yıl önce Şikayet Et
    Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin (aracılığın) yarar sağlamayacağı ve hiç kimsenin hiçbir taraftan yardım göremeyeceği günden sakının.
    Cevapla
  • HamdAlemlerinRabbine 6 yıl önce Şikayet Et
    Yüce Allah ın vahyi nurdur. Onu açıklayan kendisidir. Aydınlanmak isteyen Kur'an 'a gelsin. Sabırla/gayretle salatla/Allah ın yasalarını ölçüsünü destekleme ile başarılı olunacağına şahit olsunlar. Bu yol sorumluluk alanların samimi olanların iyilerin dürüstlerin vicdan sahiplerinin paylaşıp eşitlenenlerin yoludur.
    Cevapla
  • Turan 6 yıl önce Şikayet Et
    Ben razıyım peygamber efendimizin s.a.v ümmeti olmaktan bir de o benden razı olursa benden ne mutlusu yok ALLAH cc sevmiş onu yetmez mi bende seviyorum onu elhamdülillah çok şükür bu can bu bedende oldukça anmaya yüceltmeye gayret edicem inşallah ALLAH cc ondan eshabindan yolundan gidenlerden razı olsun
    Cevapla
  • Kur'an 6 yıl önce Şikayet Et
    Efendimiz Allah tır. Sen sadece Rabbini yücelt diyor Yüce Allah Müddesir 3.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu kendisini hedef alan Oda TV'ye dava açıyor
205 milyon liralık vurgun! Banka denetiminde ortaya çıktı!