MPİ'deki cinayetin zanlısı ne dedi?
Milli Piyango'daki cinayette sır perdesi kalkıyor. Cinayet zanlısı polisleri “Hoşgeldiniz. Bugün benim en mutlu günüm” diyerek karşıladı. İhya Balak ölmeden önce olayı anlattı:

KATİLDEN POLİSLERE: BUGÜN BENİM EN MUTLU GÜNÜM
Bir kurum çalışan tarafından öldürülen Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak'ın başı ve omzuna isabet eden iki kurşunla öldüğü bildirildi.
Alınan bilgiye göre, olay şöyle gelişti:
Kurumda müfettiş olarak çalıştığı belirtilen Ahmet Ö. (50), sekreter masasının bulunduğu makam odası girişine gelerek, silahını çekti ve odaya girdi. Bu sırada Balak'ın sekreteri ve bazı çalışanlar Ahmet Ö'ye engel olmak istediler. Zanlının kapıyı kilitlemesinin ardından, odadan, önce Balak'ın “güvenliği çağırın” diye bağırması, daha sonra da silah sesleri duyuldu.
Yetkililer, makam odasının ters dubleks olduğunu, kısa süre sonra güvenlik güçlerinin diğer kapıdan odaya girdiğini söylediler. Zanlı Ahmet Ö'nün bu sırada polisleri “Hoşgeldiniz. Bugün benim en mutlu günüm” diye karşıladıktan sonra, teslim olduğu belirtildi.
Zanlının üzerinde yapılan aramada iki adet yedek şarjör bulundu.
İhya Balak'ın cenazesi üzerinde yapılan ilk incelemede başına ve omzuna iki kurşun isabet ettiği, kaydettiler. Olay yerinde inceleme yapan 4 Cumhuriyet Savcısının çalışmalarını tamamlamasının ardından Balak'ın cenazesi Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
'OLAYI HATIRLAMIYORUM' DEDİ
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak’ın öldürülmesi olayıyla ilgili soruşturma sürüyor. Gözaltında bulunan cinayet zanlısı Ahmet Öztürk’ün ifade vermek istemediği öğrenildi.
Cinayetin ardından gözaltına alınarak Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine getirilen Ahmet Öztürk, adli tıpta yapılan kontrolünün ardından tekrar Emniyete getirildi.
Olayı soruşturan Ankara Cumhuriyet Savcısı İsa Kaya da Ankara Emniyet Müdürlüğüne geldi. Zanlı ile ön mülakat yapan Savcı Kaya’nın, Ahmet Öztürk’e cinayeti neden işlediğini sorduğu, zanlının ise olayı hatırlamadığını kaydettiği öğrenildi. Zanlının, dengesiz davranışta bulunduğu ve ifade vermek istemediği belirtildi.
Emniyet yetkilileri, Ahmet Öztürk’ün olayda kullandığı 7.65 milimetre çapındaki silah ile 2 şarjöre el konulduğunu bildirdi. Ankara Barosunun, Ahmet Öztürk’ün ifadesinin alınması sırasında hazır bulunmak üzere bir avukat görevlendirdiği de kaydedildi.
ÖLDÜRÜLEN BALAK’IN AĞZINDAN MÜFETTİŞ KRİZİ
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak, öldürülmeden yaklaşık iki ay önce ANKA Ajansı ile yaptığı görüşmede, öldürülmesine neden olan teftiş krizinden yakınmıştı. İki yıldan uzun süredir bu konuyla uğraştıklarından şikayet eden Balak, iki aydan kısa süre sonra kendisini öldürecek olan müfettiş yüzünden sürekli sorun yaşadıklarını anlatmıştı. Balak, müfettişin yetkisini aşarak görevini kötüye kullandığından yakınmıştı.
24 Eylül 2007 Pazartesi. İhya Balak, talebimiz üzerine randevu verdi. Öğleden sonra, Balgat merkez binadaki makamındayız. Çalışmalarını anlattı. Sohbetin ilerleyen bölümlerinde konu teftiş mekanizmasından açıldı ve Balak, “Türkiye’de teftiş mekanizması çok yanlış çalışıyor. Bazı müfettişler görevlerini kötüye kullanıyorlar' diyerek konuya girdi. Balak’ın anlatımına göre olay şöyle gelişmişti:
BALAK ÖNCESİ DÖNEME İLİŞKİN TARTIŞMA
İki yıldan fazla süre önce söz konusu müfettiş rutin bir inceleme sırasında çalıştığı alanı bırakarak, geçmiş dönemlere ilişkin farklı bir dosya açar.
Hem Balak hem de AKP’den çok önce, 80’li yılların ortasından başlayıp 90’ların ortasını bulan bir dönemde daha önce idare ile hesapları birlikte olan ve bilet satışı işini yapan Milli Piyango Çalışanları Vakfı’nın kamuya para aktarımında eksik bulunduğu sonucuna varan müfettiş, bu nedenle on trilyonlarca lira kamu zararının olduğu yönünde bir rapor oluşturmaya başlar. Müfettiş soruşturmanın selahiyeti açısından ilgili birimlerin amirlerini görevden aldığını bildirir.
Müfettişin böyle bir yetki kullanmasına şaşıran Balak, bunu Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Savcılığa danışır. Müfettişin böyle bir yetkisi olmadığını öğrenir ve müfettişin görevden alma kararını uygulamasına engel olur.
BAŞBAKANLIĞA ŞİKAYET ETTİ
Balak, inceleme alanının dışına çıkan müfettişe de tepki gösterir. Müfettiş tekrar aynı yönde çaba gösterir, İhya Balak tekrar girişimi engeller. Doğan gerginlik müfettişin görevden alınmasına neden olur. Müfettiş bunun üzerine konuyu kamuoyuna duyurmaya karar verir. Rapor basına yansır. Aradan çok uzun zaman geçer ancak gerginlik bitmez.
Konu Savcılığa intikal eder ama Savcılık işlem yapılmasına gerek görmez. İşin peşini bırakmayan müfettiş son olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına şikayette bulunur. Bunun üzerine Başbakanlık Teftiş, Milli Piyango’dan işin aslını sorar. Milli Piyango yanıt yazar ancak Başbakanlık Teftiş Kurulu konunun incelenmesine karar verir ve geçen yaz sonunda kendi müfettişlerini Milli Piyango İdaresi’ne gönderir.
BALAK: BENİMLE İLGİSİ YOK Kİ
Balak ile görüşme yaptığımız sırada Başbakanlık Teftiş Kurulu, Milli Piyango’da bir aydır inceleme yapar durumdaydı. Olayın bu kadar büyümesinden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Balak, en çok da konunun kendi dönemine ilişkin olmamasına rağmen soruşturmayı engellemekle suçlanmasına bozulduğunu anlatmıştı. Gerçekten usulsüzlük ve kamu zararı olup olmadığı yönündeki sorumuza karşılık, hesap uzmanı olan Balak, şunları söylemişti:
“Olabilir de olmayabilir de. Eski dönemde uygulama farklıydı. Bu tür iddialar yüzünden biz o mali bağlantıyı kestik zaten. Her hesaplamaya göre farklı bir sonuç elde edebilirsiniz. Rakamlarla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Amacınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse usulsüzlük amacıyla yapılmayan işlemleri yolsuzluk olarak gösterebilir ve burada olduğu gibi çok abartılı kamu zararı rakamları çıkarabilirsiniz. Bir sonraki yıl için yapılan rutin aktarımları geç yapılmış gösterebilirsiniz.'
|
|
|
|
|