Darülaceze paylaştı: Abdülhamid Han

Darülaceze Başkanlığı, Sultan II. Abdülhamid Han'la ilgili yapılan hakaret açıklamalarına cevaben Kapı Dergisinde yayınlanan makaleyi tekrar paylaştı. Makalede, Abdülhamid Han'la ilgili önemli bilgiler yer alıyor.

Darülaceze paylaştı: Abdülhamid Han
Darülaceze paylaştı: Abdülhamid Han
GİRİŞ 29.06.2020 15:52 GÜNCELLEME 29.06.2020 16:03
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Darülaceze Başkanlığı, Sultan II. Abdülhamid Han'la ilgili yapılan hakaret açıklamalarına cevaben Kapı Dergisinde yayınlanan makaleyi tekrar paylaştı. Makalede, Abdülhamid Han'la ilgili önemli bilgiler yer alıyor. 

 

 

İşte o makale: 

Asırları ve çağları aşan bir zaman diliminde Allah'ın lütfettiği nusret ile cihana hükmetmiş Devlet-i Aliyye'nin en sancılı zamanlarında Osmanlı tahtında bulunan   Sultan Abdülhamid Han, siyasi dehası, teknolojiyi takip eden merakı, el sanatlarındaki mahareti ve birçok meziyetinin yanında, pek çok uygulamaları ile "nev-i şahsına münhasır bir padişah" olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. 

 

 

19. yüzyıl, devlet-i ebedmüddet için elbette ki önceki asırlar ile kıyaslanamayacak kadar çok sıkıntılı ve sancılı bir dönemdir. Darülaceze kurma düşüncesi de devletin dört bir taraftan saldırılara maruz kaldığı zor bir zamanda hayata geçirilmiştir. Memalik-i Âl-i Osman'ın sınırları içerisinde yaşamaya çalışan yetimlerin ve kimsesizlerin sokaklarda kalmasına yüreği dayanamayan cennet mekân Sultan Abdülhamid Han, bu meseleye kalıcı bir çözüm bulmak ve milletinin düşkünlerini bu sıkıntılardan kurtarmak için devlet görevlilerini seferber etmiştir. Para sıkıntısını, malî çıkmazı hatırlatan görevlilere, yakınlarından temin ettiği parayı teslim etmiş, yetmeyince gözü gibi sakındığı şahsî eşyalarını müzayedelerde satarak vakit kaybetmeden inşaatı başlatmıştır. Ülke ekonomisinin neredeyse çöktüğü, herkesin üç kıtada kendisinden medet beklediği böylesi bir zamanda Dersaadet'in havadar yerlerinden biri olan Okmeydanı'nda muhteşem bir yerleşkeyi bina ederek kimsesizlerin kimsesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Cömert, adil ve şefkatli kelimelerinin pek çok yakıştığı, örnek insanlardan biri olan   Sultan Abdülhamid Han, memleketinin payidar kalmasının halkının mutluluğundan geçtiğini bilen bir sultan, güzel hasletler ve vasıflarla donanmış seçkin bir padişahtır.

 Cennetmekân, bir tarafta üç kıtada asayiş ve huzuru sağlamak adına üzerine titrediği "denge"yi koruma mücadelesini bütün mecralarda verirken, diğer taraftan iç hesaplaşmaları akılları hayran bırakan siyasetiyle yönetmiştir. Ayrıca, Kâbe'yi ve Hz. Peygamber'in (S.A.V) Ravza-ı Mutahhara'sını restore edip, tezyinatını yaptırmış, Mekke'de sağlık tesisleri kurmuş, "Ayn-i Zebeyde" gibi Harem için hayat suyu yerine geçen isale hatlarını hayata geçirmiş, Osmanlı coğrafyasını cami, mescit, türbe, dergâh, namazgâh, çeşme, hastane ve okullarla donatmıştır.

İstanbul'da bugün ayakta olan pek çok yapının Sultan Abdülhamid döneminden kalan yapılar olduğu ve bu yapıların pek çoğunun hâlâ işlevselliğini koruduğu da bir gerçektir. Örneğin bugün hâlâ hizmet veren Şişli Etfal Hastanesi, Darülaceze Müessesesi, Haydarpaşa Liman ve Garı, İstanbul'un ve Türkiye'nin ilk modern rıhtımı olan ve 1895 yılında bitirilen Galata Rıhtımı ve 1898 yılında kurulmuş olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi de Sultan II. Abdülhamid tarafından açılmış ve hâlâ ilk günkü gibi hizmet veren eserlerden bazılarıdır.

O sıralarda Paris'te çaresiz insanlara yardımda bulunan "Ankorojman Obiyen" yani "Hayrat ve İyiliğe Teşvik" adlı hayır derneği dünyada en hayırsever kişi olarak Ulu Hakan'ı seçiyor ve bir iftihar madalyası hazırlayarak Devlet-i Aliyye'nin Paris'teki Büyükelçiliği'ne takdim ediyordu. Darülaceze için devlet bütçesinde finansman bulunmadığı için koca sultan eski Maliye Bakanı Agop Paşa'nın da içinde bulunduğu adına "Şefkat Yüksek Komisyonu" dediği bir müzayede komisyonu kurup bizzat kendisi başkanlığını üstlenmiştir. 30 Ağustos'ta 59 bin Osmanlı Lirası bedelle Tersâne-i Âmire kalfası Vasîlâki'ye ihale edilen inşaat, dört sene gibi bir süre zarfında bitirilmiş ve "Bâb-ı Şefkat" yani Şefkat Kapısı'ndan girişte ziyaretçileri karşılayan, adına "Mefharet Sütunu" denilen abidenin dört tarafına Darülaceze'nin padişahın eseri olduğunu belirten yazılarının bulunduğu yüksek bir sütun dikilmiştir.

1895 yılında   Sultan II. Abdülhamid Han tarafından kurulan, kurulduğu günden bu yana on binlerce insana "Şefkat Yuvası" olan Darülaceze; din, dil, ırk, sınıf ve cinsiyet farkı gözetmeksizin bakıma muhtaç, yaşlı, sakat insanlara, sokağa terk edilmiş kimsesizlere hizmet vermektedir. 

Sultan Abdülhamid Han, Darülaceze'nin kuruluş masraflarını karşılamak üzere 7.000 altın lira kıymetindeki eşyasını hediye etmiş, 10.000 altın lira da nakit olarak bağışlamıştır. Ayrıca yardım kampanyası düzenlenmiş, geniş bir katılım sağlanmış ve teberrularla 50.000 altın lira toplanmıştır.

Böylelikle temin edilen inşaat parası ile 6 Ekim 1892 tarihinde 21 koyun kesilerek Darülaceze'nin temeli atılmış ve Sultan Abdülhamid Han'ın cülusunun sene-i devriyesi olan 19 Ağustos 1895 tarihinde binaların inşaatı tamamlanarak fotoğraflardan oluşan iki albümle birlikte anahtarları Sultan Abdülhamid Han'a teslim edilmiştir.

Darülaceze binasında İstanbul'da Müslümanların yanı sıra Rum, Ermeni ve Yahudi gibi azınlıkların ihtiyaçları da düşünülerek yapılmış ibadethaneler, o günden beri kesintisiz hizmet vermektedir. İstanbul her zaman değişik inançtan insanların yaşadığı bir yer olmuştur.

Unutmamak gerekir ki  İslam ülkesinde yeni kilise inşa etme yasağı en geç Harunürreşid (786-809) devrinde kural haline gelmiştir. 

Kilise ve havraların İslam şehirlerindeki varlığı ve zimmîlerin buralarda ibadet edebilmeleri İslam hukukunun gayrimüslimlere tanıdığı din ve vicdan hürriyeti ile ilgilidir.

Kur'an-ı Kerim'deki "Allah insanların bir kısmını diğerleriyle savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çokça zikredilen mescidler yıkılıp giderdi" (Hac  22/40) ayeti, mabetlerin korunmasını Müslümanlara yalnızca telkin etmemekte aynı zamanda bir hukuki vecibe olarak yüklemektedir.

Allah,   Sultan Abdülhamid Han'dan ve memleketine hayır eserleri kazandıran herkesten ebeden razı olsun. 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 4
  • mehmet aşcı 3 yıl önce Şikayet Et
    Ulu Hakan Abdülhamid Han mekanı cennet olsun.
    Cevapla
  • birkıssadanbinhisse 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah cc Razı Olsun Mekân ı Cennet olsun Ruhu Şad Peygamber Efendimiz S.a.v Şefaatine nail olsun Cennetde Komşu olsun Rabbim Cemalini SeyrettirsinKabri Nurla Dolsun kendisinin ve Ecdadının Amin amin amin
    Cevapla
  • eby 3 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH razı olsun. Mekanı cennet olsun
    Cevapla
  • Gurbetçi 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun mekanı cennet olsun inşaAllah
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Seçime günler kala 3 parti, AK Parti ve Murat Kurum'a desteğini açıkladı
PKK destekçileri İmamoğlu'na oy verecek! Altan Tan'dan çarpıcı açıklama