Türkiye'nin tarihi devrimi, Batı ve Avrupa'nın dilinde! Şaşkın durumdalar ama içimizde...

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hasan Öztürk, Türkiye’nin tam bağımsızlık mücadelesi içinde olduğunu ve kötü müttefikleri sayesinde savunma sanayiinde devrim yaptığını söyledi.

Türkiye'nin tarihi devrimi, Batı ve Avrupa'nın dilinde! Şaşkın durumdalar ama içimizde...
Türkiye'nin tarihi devrimi, Batı ve Avrupa'nın dilinde! Şaşkın durumdalar ama içimizde...
GİRİŞ 10.08.2021 11:01 GÜNCELLEME 10.08.2021 11:24
Bu Habere 49 Yorum Yapılmış

Hasan Öztürk, "Ambargo ve yaptırımlar savunma sanayimizi millileştirdi" başlıklı yazısında dış basında yer alan ülkemizin savunma sanayisinin gelişmesiyle ilgili haberlerde düşman ve müttefik ülkelerin Türkiye üzerinde dikkatle durduğunu söyledi. Ancak içimizde bunu sindiremeyenlerin varlığının bir hayli fazla olduğunu da dile getirdi.

Türkiye’nin birçok alanda millileşme hamleleri yaptığını söyleyen Öztürk, bazı çevrelerin sığı ve art niyetli çıkışları millileşme hamlelerini durdurmasa da yavaşlattığını ifade etti.

Öztürk, "Manda olarak kalmak isteyenlerin hala sesi çok çıkıyor" deyip "Türkiye, savunma sanayiini millileştirdikçe ordusunu güçlendiriyor, ordusu güçlü bir Türkiye daha da bağımsızlaşmak için adımlar atıyor." İfadelerini kullandı.

İşte Hasan Öztürk'ün "Ambargo ve yaptırımlar savunma sanayimizi millileştirdi" başlıklı o yazısı: 

“Kötü komşu insanı ev sahibi yapar” demiş atalarımız. Türkiye, “Dost ateşi altında” tutulan bir ülkedir. Kendi ayakları üzerinde durmadığı süreceyse Türkiye tam bağımsız bir ülke asla olamaz. Müttefiklerinin “tehdidi”, ambargosu ve yaptırımları yüzünden yıllarca özellikle savunma sanayiinde dışa bağımlı olan Türkiye, kötü müttefikleri yüzünden bugün savunma sanayiinde devrim yapıyor. Çünkü tam bağımsızlık istiyor!

NATO’da ortaklarımız olan ülkeler her seferinde başka bir sebep uydurup Türkiye’yi kıskaç altında tutmak için yaptırım, ambargo gibi unsurları baskı aracı olarak kullandı.

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Amerikan ambargosu, savunma sanayiindeki dışa bağımlılığımızın nelere mal olabileceğini ziyadesiyle gösterdi.

MİLLİLEŞTİKÇE TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARI ELDE ETTİK

Terörle mücadelede yıllarca Almanya’nın, Amerika’nın, Fransa’nın ikircikli tavırlarıyla karşı karşıya kaldık. Hatırlayın, Almanya’dan aldığımız bazı hafif zırhlı araçların PKK terörü ile mücadelede kullanılması bile yasaklandı.

2002’den sonraysa birçok alanda olduğu gibi savunma sanayiinde de sessiz bir devrim yapıldı. Yüzde 90’lara varan oranlarda dışa bağımlılık söz konusuyken bugün bazı kalemlerde yüzde 97’lik yerliliğe ulaşıldı.

Askeri ekipman ve teçhizattan tutun da mühimmata, haberleşme araçlarından tutun da ikmal araçlarına kadar neredeyse bütün gereksinimlerde dışa bağımlı daha doğrusu NATO üzerinden Amerika’ya bağımlı bir ülke olan Türkiye, bugün yerli savunma sanayiinde dünya ölçeğinde söz sahibi oldu.

Bunun da en önemli sebebi elbette ki müttefikleri tarafından kıskaca alınıp bahaneler üretilerek konan ambargo ve yaptırımlardır.

ONLAR ANLADI, BİZİMKİLER ANLAYAMADI..!

İşte bu duruma işaret eden Amerikan haber sitesi, Business Insıder’da, “Türkiye NATO’nun geri kalanına bir mesaj göndermek için yeni gemiler, tanklar ve füzeler inşa ediyor” başlığıyla bir yazı yayımladı.

“Haziran ayında Türk donanması, Türkiye’nin ilk yerli uzun menzilli gemi savar seyir füzesi olan Atmaca’yı başarıyla test etti” denilen yazıda, “Füze yine yerli olarak tasarlanan ve üretilen Ada sınıfı korvetlerin en yenilerinden olan TGC Kınalıada’dan ateşlendi. Bu tarihsel olarak ordusunu donatmak için ABD ve Avrupa şirketlerine güvenen Türkiye’nin savunma sanayisinin etkileyici başarıları dizisinin en sonuncusudur” ifadeleri kullanıldı.

Son yıllarda Türk firmalarının, silah, füze, tank ve savaş gemileri dahil olmak üzere yüksek kaliteli savunma teçhizatı ürettiğine dikkat çekilen yazıda, “Artan bu yatırım, Türkiye’nin ordusunu daha bağımsız hale getirdi ve Türkiye’yi en iyi silah satıcısı haline getirdi” deniliyor.

NATO ORTAKLARININ YAPTIRIMI TÜRKİYE’NİN SAVUNMA SANAYİİNİ MİLLİLEŞTİRDİ

“Türkiye uzun zamandır büyük ve nispeten yetenekli bir savunma sanayii üssüne sahiptir” denilen yazıda, “Türkiye’nin savunma sanayisine NATO müttefikleri tarafından uygulanan ve kritik teknolojisinin veya tüm sistemlerin Ankara’ya satışını engelleyen yaptırımlardan kaynaklandığı”nın altı çiziliyor.

İnsansız sitemlerde lider olma yolunda ilerlediği belirtilen yazıda, bunun Türkiye’nin “belki de en etkileyici girişimi” olduğu vurgulanıyor.

Azerbaycan’ın Ermeni işgali altındaki Karabağ topraklarını özgürleştirme savaşında kullanılan İHA ve SİHA’ların zaferde büyük payının olduğu vurgulanan yazıda, “Hava avantajı isteyen diğer ülkeler şimdi Bayraktar yapımı TB2’leri arıyor” deniliyor.

Business Insıder’daki yazı, Türkiye’nin kötü müttefikleri yüzünden nasıl da savunma sanayiini millileştirdiğini göstermesi açısından önemli.

Ancak şunların da kayıtlara geçmesi gerekiyor.

Türkiye’de savunma sanayii gibi birçok alanda millileşme hamleleri yapılırken, içimizdeki bazı çevrelerin sığı ve art niyetli çıkışları millileşme hamlelerini durdurmasa da yavaşlatıyor.

Örneğin, Sakarya Tank Paleti Fabrikası’nın, Türk özel şirketi ve Katar ordusu ortaklığıyla revizyonu “tank üretimi” için elzemken, biz bu meseleyi, bazılarının “Türk Ordusu Katar’a satılıyor” gibi kabul edilemez ifadeler üzerinden tartıştık.

Yine, hava savunma sistemlerini S-400’lerle çeşitlendirirken, Patroit ve İHA’ların verilmemesi üzerinden değil de “Kişisel korunma amaçlı olarak Beştepe’ye konuşlanacağı” söylenen S-400’ler ya da “Damadın firması zenginleşiyor” tartışması üzerinden yaptık. S-400 tartışmasının gölgesinde kalan mesela Hisar Hava Savunma Sistemimiz gerektiği gibi bihakkın takdir toplayamadı.

İşte bu gerçeklik bize, bazılarımızın bağımsızlaşma meselesine de yabancı olduğunu gösterdi.

Manda olarak kalmak isteyenlerin hala sesinin çok çıktığını gösterdi.

Türkiye, savunma sanayiini millileştirdikçe ordusunu güçlendiriyor, ordusu güçlü bir Türkiye daha da bağımsızlaşmak için adımlar atıyor.

Kötü komşu hamdolsun bizi ev sahibi yapıyor.

Yanılıyor muyum?

Muhatabına not: Şu anda savunma sanayiinde üretim yapan irili ufaklı ne kadar üreticimiz varsa neredeyse tam kapasite çalışıyor. Mesela ihracata çalışan Konyalı tornacılarımız Amerikan silah üreticilerinin 2 yıllık taleplerini karşılamak üzere harıl harıl çalışıyor.

YORUMLAR 49
  • DüşmanFondaşMedya 2 yıl önce Şikayet Et
    Hans anladı, Hasan anlamadı..
    Cevapla
  • Yalan yok 2 yıl önce Şikayet Et
    Yargı Yürütme yasama , Askeri Ordu , Eğitim Sistemi Elinde bulunduranlar Ülkenin Devletin yöneticisi dir - sahibi olamaz .!!! Kendisini Sahibi görenler Devlet benim diyor Ve Sonrada Hesap vermiyor Ve Hesap sorulmuyor - Millete sormak Tek başına yetmiyor Ve Denetim şart diyoruz .!!!
    Cevapla
  • İ.Özcan 2 yıl önce Şikayet Et
    Doğru diyorsun nato denetlesin(!)
    Cevapla
  • neyse o 2 yıl önce Şikayet Et
    Pakistan Azerbaycan Katar Libya gibi Müslüman ülkelerle bir an evvel safları çok iyi sıklaştırmalıyız
    Cevapla
  • Yalan yok 2 yıl önce Şikayet Et
    Savunma alanında belki Ancak Toplumsal ANAYASA Değişikliği Uzlaşı olmaması , Adalet İktidarın Yargı Yürütme Yasama , Gelir paylaşımı , Fırsat Eşitliği , İşsizlik zam Enflasyon Ekonomi , Yolsuzluklar , Mülteci göçmenler ve DIŞ politika , ve Kutuplaşma ile Aramızda Birlik olamama durumu var ...
    Cevapla
  • Baba 2 yıl önce Şikayet Et
    Sende YALAN COOK sen once Chpkk ya sor once anayasa icin destek versin sonrada idam icin destek versin ama nerde bu vatan hainlerinde bu anlayış
    Cevapla
  • Emekli 2 yıl önce Şikayet Et
    1980.öncesi mutlu bir azınlık vardı, bir kısmı dönmelerdi bir kısmında entel dantel solculardı,milletin hiç bir zaman uyanmasını ve refah seviyesinin yükselmesini istemediler. Rahmetli Özal la beraber halk uyandı.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Başkanlık koltuğunu oturan Nisa'dan 'başıboş köpekleri toplayın' talimatı
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı: Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına kapalı olacak