'Midye' ile ilgili Hatipoğlu'ndan dikkat çeken yorum!

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, "Şafiiler, 'Midye, kalamar gibi hayvanların eti yenir' derler. Hanefi, deniz ürünlerini tüketme konusunda Şafii'yi taklit ettiğinde bunda bir sakınca olmayacaktır" dedi.

'Midye' ile ilgili Hatipoğlu'ndan dikkat çeken yorum!
'Midye' ile ilgili Hatipoğlu'ndan dikkat çeken yorum!
GİRİŞ 04.09.2021 11:19 GÜNCELLEME 04.09.2021 14:33
Bu Habere 38 Yorum Yapılmış

Diyanet İşleri Başkanlığı, "Yengeç, ıstakoz, karides, kalamar, midye, kurbağa vs. gibi deniz ürünleri yenir mi" sorusuna ilişkin fetvada; Hanefi mezhebi, zikredilen naslarda helal olduğu belirtilen 'deniz hayvanları' ifadesiyle balık türünün kastedildiği, dolayısıyla balık sınıfına girmeyen midye, kalamar, yengeç, ıstakoz, karides gibi deniz hayvanlarının helal olmadığı görüşünün benimsendiği belirtildi.

Konuyla ilgili tartışmalar devam ederken bir yorum da Gaziantep İslam Bilim Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'ndan geldi. Sabah gazetesine açıklamalarda bulunan Hatipoğlu, "İçtihatla haram sayılan ile kesin nasla haram kılınan arasında büyük bir fark vardır. Bunu göz önünde bulunduralım. Bu nedenle de bir Hanefi, deniz ürünlerini tüketme konusunda Şafii'yi taklit ettiğinde bunda bir sakınca olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

İşte Hatipoğlu'nun konuyla ilgili açıklaması;

Bu konuda Kur'an-ı Kerim ve hadislere bakmalıyız. Öncelikle Kur'an-ı Kerim'e bakalım. Maide Suresi'nin 96. ayeti şöyle buyuruyor: 'Kendinize, yolculara geçimlik olmak üzere sularda avlanmak ve onu yemek size helal kılınmıştır.' Ayet hacdaki ihram yasaklarıyla ilgili olsa da bir prensip ortaya koyuyor ve suda avlanmak ile oradaki avları yemek meşru kılınıyor. Konuyla ilgili başka bir ayet ise Fatır Suresi'nin 12. ayetidir. Bu ayet ise şöyledir: 'Şu iki çeşit su kütlesi birbirine eşit olmaz. Birisi tatlıdır, susuzluğu giderir ve içimi güzeldir. Ötekisi ise tuzlu ve acıdır. İkisinden de taze et yersiniz...' Bu ayette ise tatlı ve tuzlu sulardaki balıkların -ürünlerin- yenilebileceği belirtiliyor. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyuruyor: 'Denizin suyu temiz, ölüsü ise helaldir' (Ebu Davud, 41). Bu ayetler ve hadis bize deniz ürünlerinin avlanıp yenilebileceğini öğretiyor.

"FARKLI GÖRÜŞLER VAR"

Burada akıllara gelen soru, hangi ürünlerin deniz ürünü veya balık türü yahut balık türüne benzediğidir. İslam hukukçuları bu hususta farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Hanefiler, Kur'an ve sünnetteki nasları değerlendirip şu sonuca varıyorlar: Deniz hayvanları ifadesiyle balık türü kastedilmiştir. Bundan ötürü denizde yaşasa da deniz türüne girmeyen midye ve benzeri hayvanların yenmesi caiz olmaz. Şafii, Maliki ve Hanbeliler, bu konuda Hanefilerden ayrışırlar. Maliki ve Hanbelilere göre denizdeki bütün ürünler yenebilir. Ancak timsah gibi yırtıcıların etinin yenmeyeceğini bütün âlimler ittifakla belirtirler. Bu hususta Malikilerin farklı bir mütalaası varsa da genel kabul böyledir. Bazı Malikiler, timsah etine de caiz derler.

"ŞAFİİLERE GÖRE CAİZ"

Şafiiler ise bu konuda şöyle der: Denizde yaşayıp da dışarı çıktığında kısa sürede ölen deniz ürünlerinin şekline ve yapısına bakılmaz. Midye ve benzeri ürünleri yemekte bir sakınca yoktur. Fakat esas itibarıyla denizde yaşamakla beraber karada yaşayan deniz ürünlerinin durumu farklıdır. Bu hayvanlar için ise, onların benzeri olup karada yaşayan hayvanların durumuna bakarız. Eğer boğazlanarak yenmesi helal kılınmış hayvanlara benziyorlarsa yenilmeleri helaldir. Aksi durumda helal olmaz. Şafiiler bu nedenle yengeç, kurbağa gibi hayvanların etinin yenmesine sıcak bakmaz. Özetleyecek olursak: Şafiiler, "Midye, kalamar gibi hayvanların eti yenir" derler. Hanefiler dışında kalan üç mezhebin hukukçuları, denizdeki bütün ürünlerin tüketilebileceği kanaatindedirler.

"HANEFİLER ŞAFİİLERİ TAKLİT EDİP YİYEBİLİR"

Burada gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir konu vardır. Kur'an-ı Kerim'in en önemli hususlarından biri, bazı ifadelerinin birçok anlama açık olmasıdır. Bunu "zu vücuh", yani "çok yönlü olmak" diye tanımlarız. Az sözle, çok anlam yükler. Deniz ürünü ifadesi de bu ifadelerden birisidir. Ayette deniz ürünü deniyor ama balık denmiyor. Bazı hukukçular deniz ürününden balık türünü anlamış. Bazı hukukçular ise denizden çıkan her ürünü anlamış. Ancak bu konunun, Kur'an ve sünnet ile haramlığı açık ve net olarak belirtilen bir ürünle karşılaştırılması son derece sakıncalıdır. Mesela, domuz etinin haramlığı konusunda hiçbir İslam âlimi tereddüt etmemiştir. İçtihatla haram sayılan ile kesin nasla haram kılınan arasında büyük bir fark vardır. Bunu göz önünde bulunduralım. Bu nedenle de bir Hanefi, deniz ürünlerini tüketme konusunda Şafii'yi taklit ettiğinde bunda bir sakınca olmayacaktır. Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre deniz ürünlerinin tümünün (midye gibi ürünler de dahil) tüketilmesi caizdir. Hanefilere göre ise deniz ürünlerinden balık eti tüketilebilir.

YORUMLAR 38
  • Mesut 2 yıl önce Şikayet Et
    Evet diğer mezhepler de taklit edilebilir ancak taklit etmenin de şartı vardır, oda zaruret halidir, misal kişi açtır, balık avlayamamıştır ama midye, kalamar v.b. vardır (zor bir ihtimal ama) bu durumda diğer mezhepler taklit edilebilir ve bu ürünler yenebilir, mezhep basite alınacak bir husus değildir, oyuncak değildir.
    Cevapla
  • Mülayim 2 yıl önce Şikayet Et
    Çekirge helaldir çekirge de yiyebilirsiniz, zaruret dogmadikca hanefilerin midye yemesi, sıkıntılı...
    Cevapla
  • mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    mezhepler din değildir . bir insanın yorumudur kimseyi bağlamaz. şimdi kuran ne diyor ona bakacaksın. haramı Allah'tan başka kimse yasak koyamaz. Domuz eti,kasıtlı olarak allahtan başkası adına kesilen hayvan,kan , kendiliğinden ölmüş hayvan bunların dışında miğden kaldırıyorsa ne varsa yiyebilirsin
    Cevapla
  • meyyid 2 yıl önce Şikayet Et
    kuranda namazın nasıl kılınacağı yazmıyor hadi kurana göre kılda göreyim.herşey kuranda yazmaz.mezhepler bu yüzden var.mezheplerde kafaya göre yazılmaz peygamberimiz yaptıklarına göre yorumlanır..
    Cevapla
  • MurtazaUsta 2 yıl önce Şikayet Et
    Bu da senin yorumundur, kimseyi bağlamaz.
    Cevapla
  • Muallim 2 yıl önce Şikayet Et
    Ne alakası var mezhepler havadan mı konuşuyor
    Cevapla
  • Mavera 2 yıl önce Şikayet Et
    Nihat hoca 3-5 entel danteli meşhur edeceğim diye fıkhın canına okumuşsun bir ilahiyatçı olarak yazıyorum ne lakası var kalamar yemek için şafi taklit etmenin zorunluluk mu var bırakın Allah aşkına artık bu kafa iyi değil . İzmirde sarılık hastalığı fazla bilim adamlarının araştırması sonucu anlaşılan mideyenin sebeb olduğu ortaya çıkıyor .
    Cevapla
  • vah vah 2 yıl önce Şikayet Et
    çok kapısı olan ac kalır hoca
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Sürpriz gelişme: Hamas silah bırakma şartını açıkladı
Sırrı Sakık TBMM bahçesinde PKK terörünü kutsadı! Önder Aksakal'dan efsane yanıt