Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç: Türkiye 28 Şubat'ta tam anlamıyla cehennemi yaşadı

28 Şubat döneminde milletvekili ve Erbakan Hoca'nın hukuk danışmanı olan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç "Etkileri gerekirse bin yıl sürecek" denilen "postmodern darbe"nin vehametini ve günümüze yansımalarını Haber7'ye değerlendirdi.

GİRİŞ 28.02.2022 14:32 GÜNCELLEME 28.02.2022 18:01
Bu Habere 79 Yorum Yapılmış

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç Haber7 Gündem Masası’nın konuğu oldu.

"28 ŞUBAT TAM ANLAMIYLA CEHENNEM"

Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını cevaplandıran Malkoç Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen milletin iradesini hiçe sayan 28 Şubat'ı "tam anlamıyla cehennem" olarak tanımlayarak "Çevik Bir ve onun şürekası Batı Çalışma Grubu adı altında örgütlendi. Milletin verdiği oyları, Rahmetli Erbakan'ın düşüncelerini  beğenmedi. Demokrasiye silahla süngü ucuyla tankla balans ayarı yapmaya kalktı.28 Şubat'ın tam anlamı budur. Peki bunun millete maliyeti ne oldu. On binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insan haksızlığa uğradı, mağdur oldu, eğitim imkanları elinden alındı. Bir nesil heba oldu." dedi.

'Türkiye, darbeyi yargılayan az sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı'"Türkiye, darbeyi yargılayan az sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı"

Selvi'den Çetin Doğan'a: Madem Erbakan o denli iyi biriydi, partisini niye kapattınız?Selvi'den Çetin Doğan'a: Madem Erbakan o denli iyi biriydi, partisini niye kapattınız?

28 Şubat mahkumları için CHP niye konuşmaz?28 Şubat mahkumları için CHP niye konuşmaz?

Örtülü darbe deniyor, post modern darbe deniyor, darbe deniyor; 28 Şubat sürecinde ülkemiz ne yaşadı?

Türkiye 28 Şubat'ta tam anlamıyla cehennemi yaşadı. Hak ve özgürlükler ortadan kaldırılacak derecede kısıtlandı. Milletin helal oylarıyla kurulmuş olan parlamentodan seçimle gelmiş olan ve parlamentodan güven oyu alan hükümeti silah zoruyla çeteler indirmeye kalktı.

Çevik Bir ve onun şürekası Batı Çalışma Grubu adı altında örgütlendi. Milletin verdiği oyları, Rahmetli Erbakan'ın düşüncelerini  beğenmedi. Demokrasiye silahla süngü ucuyla tankla balans ayarı yapmaya kalktı.28 Şubat'ın tam anlamı budur. Peki bunun millete maliyeti ne oldu. On binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca insan haksızlığa uğradı, mağdur oldu. eğitim imkanları elinden alındı. Bir nesil heba oldu. 

28 Şubat'ın yapmış olduğu yanlışlıklar, 8 yıllık kesintisiz eğitim, mesleki eğitimin canına ot tıkamak, Türkiye'nin manevi pınarı olan Kur'an Kurslarının, İmam Hatip'lerin kaynaklarını kuruttu. Ve 28 Şubat üzerine beton düktü. 

Bugün Türkiye'de hırsızlık, ahlaksızlık bu kadar yaygınsa 28 Şubat'ın getirdiği manevi tahribatın neticesidir. Bakın hala başörtüsü sebebiyle okuyamayan çocuklar psikolojik bunalıma girdi. hala onun zorlukları yaşanıyor. Geçmedi o travmalar, işten atılanlar... Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı yasal düzenlemelerle geri döndü ama dökülen sirke kabını doldurmuyor. Sen meslek lisesi mezunusun diye katsayı mağduriyeti yaşatıldı.

Düşünebiliyor musun dönemin başbakanı rahmetli Erbakan. Kendini bilmez bir cibilliyetsiz Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, hem de general. Yerin dibine batsın Generalliği. Ağza alınmayacak küfürler yapılıyor.

O dönem milletvekiliydim. Erbakan Hoca'nın hukuk danışmanıydım. "Hocam biz de aynısını yapacağız" dedik. "Bizim terbiyemizde ve ahlakımızda küfür yoktur. Kanuna bakın gereği neyse yapın" dedi. Baktık karar Genel Kurmay başkanına şikayet ediliyor. 
Hilmi Karadayı. Genel Kurmay başkanına dilekçe verdik çıktı açıklama yaptı "Gerekirse daha ağırını yapacağız" diye. Böyle bir şey olur mu? İşte hak ve hürriyetler ayaklar altına alındı.  

Bakın TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu var. Bu komisyonun yazdığı rapor hala kayıtlarda vardır. 28 Şubat'la ilgili bölümünde Türkiye 28 Şubat'ın ekonomik maliyetini 400 milyar dolar olarak göstermişlerdir. 2021'in gayri Safi Milli Hasılasının yasını hemen hemen.  Bu korkunç rakamı kendi yandaşı bankalar veya kifayetsiz müfteris insanlara heba ettiler. 

Eğer 28 Şubat olmasaydı Türkiye'nin insan kaynağı çok daha güçlü olacaktı. Eğer 28 Şubat olmasaydı bugün fert başına düşen milli gelir 18-20 bin dolar arası olacaktı. 

28 Şubat'ta TSK'nın içerisinde Genel Kurmay Başkanı olamayacağını hesap eden istediği makama gelemeyeceğini hesap eden bazı kifayetsiz muhterislerin yut dışındaki odaklarla hazırladıkları tezgahlardır. Bunun içinde Türkiye'yi geri bırakmak vardır, iç savaş çıkarmak vardır. Aynı bugünkü tezgah gibi. 

Çevik Bir Genelkurmay ikinci başkanıydı. Genelkurmay Başkanı falan dinlemiyordu. İki dudağının arasından çıkanlar anayasanın üzerindeydi. Demokrasiye tank yürüterek balans ayarı veriyordu. Demokrasiye balans ayarı süngüyle tankla tüfekle olmaz sandıkla olur. 

İşte 28 Şubat'tan sonra milletin önüne sandık geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı başbakan yaptı bu millet. Bana da görev olarak 28 Şubat'taki haksızlıkları önleyip Türkiye'nin yeniden demokratik düzene kavuşması anayasal hak ve hürriyetleri n uygulanması için yetki verdi. Allah razı olsun o da elinden geleni yaptı gecesini gündüzüne kattı ve çalıştı. 

28 Şubat’ın mağduru siyasetçilerden birisiniz. Partileriniz (Refah Partisi- Fazilet Partisi) kapatılmasın diye savunmalar hazırlayıp Anayasa Mahkemesi’nde savunmalar yaptınız. Sizi çok etkileyen bir 28 Şubat hatıranız var mıdır?

İki hususu vurgulamak istiyorum.

Birincisi; 16 Ocak 1998'de Refah Partisi'nin kapatıldığının açıklandığı gündür. Ogün Refah Partisi'nin kitlesi fedakar bir kitleydi. Milyonlar sokağa çıkabilirdi Erbakan Hocamın işaretiyle ama Erbakan hoca şunu söyledi; Bugün her zamankinden daha fazla Türkiye'nin huzura ihtiyacı var. Taşkınlık yapılmasın. 

PARTİ KAPATILDIKTAN SONRA ERBAKAN'IN FERASET DOLU SÖZLERİ

Anayasa Mahkemesi bize haksızlık yapmıştır. Partimizi kapatmıştır. Bu kararı benimsemiyoruz ve doğru değildir. Ancak bu kararın tarihin akışı içerisinde zerre kadar önemi yoktur ve göreceksiniz bu kapatma kararı bizim düşüncemizdeki arkadaşların tek başına iktidarına yol açacaktır. İşte feraset bu, vatanperverlik bu. Bugünleri tarif ediyor. 

Yaşananların üzerinden çeyrek asır geçmişken 28 Şubat’a sebep olanlardan hesap sorulabildi mi sizce, yoksa yaptıkları yanlarına kâr mı kaldı?

İkincisi, 28 Şubat'ta Anayasadaki temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldıran, başörtüsünü yasaklayarak yüz binlerce kızımızı mağdur eden aileleri dağıtan, namaz kıldığı için kamu görevinden atılanları mağdur eden Türkiye'yi cehenneme çeviren o paşaların yakalarından cumhuriyet savcıları tuttu, iddianame hazırladı, onları sanık sandalyesine oturttu, yargıladı ve verilen kararlar Yargıtay'ca onandı ve şimdi hapisteler. Hepsinin de rütbeleri söküldü.     

28 Şubat'tan mahkum olan 14 generalin rütbeleri söküldü!

DARBENİN SUÇ ORTAKLARI

Devletin ana omurgasını oluşturan kurumların (yasama, yürütme, yargı) demokrasiyi kesintiye uğrattıkları, siyaseti dizayn ettikleri vesayet dönemlerinden bahsediyoruz. Bu kurumların olması gereken sınırlarına çekildiklerini söyleyebilir miyiz?

Osmanlı'da Yeniçeri'de kazan kaldırırlardı, maalesef bu gelenek Türkiye'de de uzun yıllar sürdü. Osmanlı'da Yeniçeri kazan kaldırırken şuna bakar; 1: Önce ulemanın gözüne bakar. Onlardan bir işaret alıyorsa. Sonra İstanbul esnafının ne dediğine kendisine destek verip vermediğine bakar. Bunlar tamamsa yeniçeri kazan kaldırırdı. Darbenin yancıları, suç ortaklarıdır. 

Bu gelenek 28 Şubat'a geldiğinde ulemanın yerini üniversiteler ve medya aldı. O zamanki esnafın yerini iş adamları; TİSK, TÜSİAD başkanı aldılar.

"BU UKDE İÇİMİZDE KALDI"

Batı çalışma Grubu fiilen işin içindeydi ama ona yardı ve yataklık yapan medya mensupları vardı. hala demokrat kesilmiş gazetelerde yazıp televizyonlarda yorum yapıyorlar. Sendikacılar vardı. Maalesef bunlar yargılanmadı. Bu bizim içimizde ukdedir. Ama diyoruz ki hakkaniyet ve adaletin gerçekleşmesi açısından en azından bu darbede fiilen görev almış olanlar yargılandı. Bu biraz yüreğimizi soğutuyor. Keşke Çevik ve arkadaşları Batı Çalışma Grubu bu milyonlarca başörtülüyü ve katsayı nedeniyle İma hatiplileri mağdur etmeseydi. Keşke on binlerce memuru yerinden yurdundan etmesiydi. İş insanlarımız, kadınları engellemesiydi. Keşke Türkiye'nin kalkınmasına engel olmasalardı. 

2 bin 500 yıllık bir devlet geleneğimiz bin 500 yıllık İslam medeniyet birikimimiz var. Bu çetelere devleti ele geçirmeye kalkanlara karşı sandıkta bu işi çözdü. Sayın Cumhurbaşkanımıza o dönem Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı yaptı. Erbakan Hoca'nın 28 Şubat'ta koymuş olduğu ekonomik ve siyasi hedefleri Sayın Cumhurbaşkanımız uyguladı. 

"RAHMETLİ ERBAKAN HOCA'NIN RAHLE-İ TEDRİSATINDAN GEÇEN ERDOĞAN BAŞARDI"

28 Şubat'ta önü kesildi ama rahmetli Erbakan Hoca'nın rahle-i tedrisatından geçen Sayın Cumhurbaşkanımız bu hayalleri geçekleştirdi. Rahmetli Erbakan Türkiye'de var olduğu günden beri şunu söylerdi; Ayasofya açılsın, zincirler kırılsın. Bunu gerçekleştirmek onun rahle-i tedrisatından geçen Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a nasip oldu.

Erbakan Hocamıza (Kendisini bir kez daha rahmetle yad ediyoruz) o zorlu süreçlerde danışmanlık da yaptınız. En yakınındaki isimlerden biriydiniz. O günler Erbakan Hoca’ya acımasızca saldıranların bugün güzellemeler yapmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Niyet okuma yapamayız ama şunu en azından temenni ederiz. Erbakan Hoca'ya yaptıkları haksızlığın hakaretin nedametidir, pişmanlığıdır, Erbakan Hoca'dan özür dilemek anlamındandır, bir daha yapmayacağız gibi bir anlama geliyorsa samimiyse Allah bilir milletin takdirinde. Ama bunu oy almak için tiyatro için Erbakan Hoca'nın siyasi mirasından faydalanmak için millete şirin görünmek için yapıyorsa bunu hiçbir vicdan kabul edemez. Önümüzdeki günlerde bakacağız işin siyaset kısmına girmek istemiyorum. 

Bugün Erbakan Hoca'nın törenlerine katılanların büyük bir kısmı Sayın cumhurbaşkanımızdan çok Erbakan Hoca'ya düşmandılar. Erbakan Hoca'ya kinleri ve nefretleri vardı. Yaşadım ben bunu başkasından duymadım. İsim isim sayarım şu anda sahnede olanları. Dün Erbakan Hoca'ya zulmedenlerin bir kısmı şimdi Erbakan Hoca'yı methedip göklere çıkartıyorlar. Bunlar Erdoğan'a husumet politikası olarak yapılıyorsa bunun zararını onlar görecektir. Çünkü Cenab-ı Allah doğrudan yanadır ve doğruların yardımcısıdır. 

ERBAKAN "İNSANLAR ŞEFFAFTIR" DERDİ

Rahmetli Erbakan'ın bir sözü vardır. Bu gibi durumlarla karşılaşınca çok kibar ve zarif bir insandı. Karşısında iki yüzlü tavır takınan insanlar için "İnsanlar şeffaftır" derdi. 

"BUNU SÖYLEYENLER 28 ŞUBAT'I YAŞAMAMIŞLARDIR"

Ara bazı kesimlerin, bazı siyasilerin bugünleri “28 Şubat’tan beter” diye tanımladıklarını görüyoruz. 28 Şubat’ı en derinden yaşayan isimlerden biri olarak bu ileri söylemler için ne söylemek istersiniz?

Bunu söyleyen insanlar 28 Şubat’ı yaşamamışlardır. Veya yaşamışsa unutmuşlardır, hafıza kaybına uğramışlardır. 28 Şubat’tan beter diye bir şey olamaz. Çünkü biz yaşadık onu bu millet yaşadı. Bunlar siyaseten yapılan mugalatalardır. Teşbihlerini başka alanda yapsınlar. 

28 Şubat’ı hiçbir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız ancak takılıp da kalmayacağız. Araba kullanırken dikiz aynasına bakıyoruz ara sıra. Ama gözümüz sürekli dizkiz aynasında olursa hızımız kesilir. Allah göstermesin başka sıkıntılar doğar. O açıdan önümüze bakacağız. Türkiye'nin yönü 2023'leredir, 2053'leredir, 2071'leredir. Buna göre planlama yapacağız. 

"28 ŞUBAT’TA FETÖ'CÜLER STAJ YAPTI"

"Yeni 28 Şubat’lar yaşanır mı" soru işaretleri için ne söylemek istersiniz? Sizce tehdit devam ediyor mu?

28 Şubat’ın ana unsurlarından biri FETÖ'cülerdi. Kendilerini gizlediler. 28 Şubat’ta FETÖ'cüler staj yaptı. 15 Temmuz'da da bunu uygulamaya kaktılar. Karşılarını Cumhurbaşkanımız çıktı. Ölümü göze alarak milleti, Türkiye'nin geleceğine, hukuka ve demokrasiye davet etti ve sokaklara çıkmasını istedi. Millet sokaklara çıkarak dünya tarihinde çok az görülen bir demokrasiye sahip çıkma kararı ortaya koydu. Canıyla ortaya koydu 250 kişi şehit oldu. 2500 kişi gazi oldu. Bundan sonra kolay kolay kimse cesaret edemez.

Kaldı ki hukuki olarak da düzenlemeler yapıldı. Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandı. Bunun yanında jandarma, Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na bağlandı. Olması gereken oldu. Gelişmiş çağdaş demokrasilerde olması gerekenler oldu. Bütün bu tedbirler düşünüldüğünde aynı darbe girişimine cesaret edenler olursa Çevik Bir ve arkadaşlarının yaşadığını yaşamayı göze alması lazım. Kimsenin de göze alabileceği kanaatinde değilim. Türkiye bir hukuk devletidir. Bütün zorluklara rağmen Türkiye demokrasisini ayakta tutmuştur. 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 79
  • Fazıl 2 yıl önce Şikayet Et
    Milletin ahı 28 şubatçıların 1000 yıl üzerinde olacak.
    Cevapla
  • isa okur 2 yıl önce Şikayet Et
    bu millet 28 şubatçılara hakkını helal etmez.zillet ise her zaman yanındadır.
    Cevapla
  • Millet 2 yıl önce Şikayet Et
    yeni nesil darbelerin gösterdiği sıkıntıları bilmez darbe saksakcisi tv lerin hergün millete hakaret ettiğini aşağıladığı günleri bilmez
    Cevapla
  • heykeltraş 2 yıl önce Şikayet Et
    blackmolla ,şimdi Hocamız hayatta olsa sana şöyle derdi : hadi ordan hadi ordan
    Cevapla
  • Yörük 2 yıl önce Şikayet Et
    Atatürkün Arkasına saklanan sivil Teröristleri
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Şoke eden görüntüler: Gazetecileri tekme tokat dövdüler
Hamas: Müzakerelerde esnek bir tutum sergiledik ancak İsrail süreci uzatıyor