Sünbül Efendi Tekkesi’nde asırlık Muharrem geleneği!
Kerbelâ’nın yâd edildiği, gönüllerin Ehl-i Beyt muhabbetiyle buluştuğu Muharrem günlerinde, İstanbul’un en kıdemli âsitânesi Sünbül Efendi Tekkesi’nde asırlık bir gelenek bu yıl da ihyâ edildi.

İnsan ve İrfan Vakfı tarafından Sünbül Efendi Merkez Tekke Ocağında bugün düzenlenen merâsimde; mersiyeler, zikirler ve Kurân-ı Kerîm tilâveti ve şifa âyetleri eşliğinde gün boyunca pişirilen aşûre, misafirlere ikram edildi.
Program, İnsan ve İrfan Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı M. Fatih Çıtlak, Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Can, vakıf gönüllüleri ve Türkiye’nin dört bir yanından programa iştirâk eden vatandaşların katılımı ile gerçekleştirildi.
OCAKLAR, KERBELÂ ŞEHİTLERİ RUHUNA YENİDEN UYANDIRILDI
İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Hüseyin (r.a) ve Kerbela şehitleri için Fatih Kocamustafapaşa'daki Sünbül Efendi Tekkesi'nde başlatılan aşûre kaynatma geleneği, İnsan ve İrfan Vakfı tarafından bu yıl da aslına uygun şekilde icrâ edildi.
Muharrem ayında Sünbül Efendi Merkez Tekkesi başka bir heyecana bürünürdü. Harlanmış kazanlarda pişen aşûrelerin karıştırıldığı muhteşem tabloyu tevhîd, ilahi ve duâlar tamamlardı. Kerbela Şehitleri’nin ruhuna aşûre kaynatma geleneğine yeniden sahip çıkan İnsan ve İrfan Vakfı; bugün aynı usulle birlik beraberlik ruhu için Muharrem aşı pişirmek üzere ocağı uyandırdı.
BEŞ ASIRLIK BİR GELENEĞİN İZİNDEN...
Kerbela Şehitleri’nin ruhuna aşûre kaynatma geleneğinin aslına uygun şekilde sürdürüldüğü döneme şahit olan insanlara ulaşarak, bütün detayları kayıt altına alan İnsan ve İrfan Vakfı; buğdayların yıkanmasından, malzemeler kazana atılırken yapılacak dualara, aşûre kaynatan kişilerin kıyafetinden, okunacak ilahi ve mersiyelere kadar her şeyi titizlikle hazırlayarak aşûre kaynatma geleneğini ihya etti. İstanbul halkı, şifa ayetleri, mersiyeler, zikirler ve dualar eşliğinde aşûrenin kaynamasına Ehl-i Beyt muhabbetiyle şahit oldu.
MUHARREM'DEKİ AŞÛRENİN TADI, ŞÜKÜRDEN VE TEVHİDDEN OLUR
Merâsim devam ederken İnsan ve İrfan Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı M. Fatih Çıtlak, katılımcılara hitap etti.
“Kıymetli Hâzirun, Aşûrenin tadı şekerden gelir diye bilinir ama Tekke’deki aşûrenin tadı, Muharrem’deki aşûrenin tadı, şükürden ve tevhidden olur. Kalpler birleşmezse, komşular birbirini tanımazsa, insanlar birbirine selam, emniyet vermezse, sokakta gördüğünüz insanlara dua edilmezse, sadece kendinize değil, başkalarının çocuklarına da ailesine de rızkı için, şifası için dua edilmese aşûre sadece pastanede satılan tatlı olur.
Burada niye bunlar yapılır? Yediğimiz aşa dikkat edelim, yediğimiz yemeği, aşı bile aşkla yapıyorsak , ibadeti aşksız yapabilir miyiz? Çocuğumuza muhabbetsiz davranabilir miyiz? İnsana muhabbetsiz bakabilir miyiz? Muhabbetsiz Allahsız bu hayatta durabilir miyiz? Bunları düşündürmek içindir aşure. Yoksa sadece kuru kuru bir merâsim değildir. Bir şey yaşatmak içindir.”
VATANIMIZA MİLLETİMİZE, EVLATLARIMIZA DUA ETMEZSEK BU AŞÛRE NEREDE KALIR?
“Aşûre için abdest alır; aşure için dua eder; etrafımıza, vatanımıza milletimize, evlatlarımıza dua etmezsek bu aşûre nerede kalır? Ehl-i Beyti Mustafa için gözyaşı döküp de birbirimize mürüvvetle, insafla, muhabbetle muamele etmezsek, Ehl-i Beyt sevdası sadece ilan-ı aşkta, aşûrenin neresinde kalır? İşte inşallah bu aşımız bunları düşündürmeye vesile olsun.. Hiçbir şey olmazsa bile, şu andan itibaren sizler, evde pişirdiğiniz bir yemek, bir çayı demlemek için koyduğunuz suyu elinize aldığınızda besmele çekecek, tevhid edecek, yiyene içene şifa olacak şuurunu kazanmanız için bile bu merâsimler gerekli. Allah hepinizden razı olsun…”
Dualar eşliğinde kaynatılan 10 bin kişilik aşûre, merâsim tamamlandığında misafirlere ikram edildi.