Erdoğan'dan 'Terörsüz Türkiye' mesajı: Yeni bir kavşağa ulaştık!
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine giden yolda yeni bir kavşağa ulaştığımız görülüyor." dedi.
SON DAKİKA: Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Ülkelerin egemenlik haklarına saygılıyız. Bizim başka ülkenin toprağında gözümüz yoktur. Mehmetçik gittiği her bölgede istikrarın teminatı. Irak ve Suriye tezkereleri ana muhalefetin itirazlarına rağmen büyük bir ittifakla kabul edildi.
Son dakika: Tezkere TBMM'de! Türkiye'den son dakika Suriye, Irak ve Lübnan duyurusu
CHP'NİN TEZKEREYE 'HAYIR' DEMESİ
Sayın Özel, CHP'nin yanlışlarını düzeltme konusunda iyi bir sınav veremiyor. Yerli ve milli duruş sergileyemiyor. Meydanlarda atıp tutmayı çok iyi biliyor. Nedense verdiği sözleri tutmak konusu olunca çark ediyor. Eskiden beri CHP'nin tutarsızlıklarına zaten alışığız. Tezkereye 'Hayır' demelerine şaşırmadık. Fikir değiştirmek CHP'ye iyi gelmeyebilir.
Özel yaptığı gaflarla kendini komik duruma düşürüyor.
Deprem bölgesiyle ilgili hezeyanlarına hem Murat Kurum hem de bölge milletvekillerimiz gereken cevabı verir. Eskiden turist gibi de olsa bölgeyi gezerlerdi, şimdi onu da yapamıyorlar. Nasıl 16 yıl hizmette olan hızlı trenle yeni tanışıyorlarsa, bizim deprem bölgesinde yaptıklarımızın da farkına varırlar. Biz elbette ülkemizin güvenliğini CHP'nin politikalarına bağlayamayız. Bizim için aslolan Türkiye'dir.
- Tezkerelerin Terörsüz Türkiye sürecini destekleyen bir yol olduğuna inanıyorum.
Terörsüz Türkiye'ye doğru emin adımlarla yürüyoruz. Son iki haftadır bu minvalde önemli gelişmeler yaşandı. Sayın Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ı Külliye'de kabul ederek önemli bir görüşme gerçekleştirdik. Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge hedefinde herkesin elini taşın altına koyması olabilecek en fazla katkıyı sunaya odaklanması gerekiyor. Cumhur İttifakı olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz.
AK Parti'den Cumhur İttifakı mesajı: Erdoğan ve Bahçeli'nin duruşuyla hedefe ilerliyoruz
Bahçeli'den Selahattin Demirtaş açıklaması: Tahliyesi hayırlı olur
BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
Komisyon önemli bir boşluğu doldurdu. Biraz daha gayret ve özgüvenle Allah'ın izniyle bu süreci başarıyla sonuçlandıracağız. Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde hareket ederek Terörsüz Türkiye'ye ulaşacağız.
Terörsüz Türkiye komisyonunda tüm konuların tartışılması, kimsenin dışarıda bırakılmadan aykırı olsa da farklı fikirlerin dinlenmesi kıymetli.
- Bahçeli'ye canı gönülden teşekkür ediyorum. Başta FETÖ olmak üzere tüm kirli oyunları deşifre etti. Sayın Bahçeli'nin ifade ettiği gibi Terörsüz Türkiye süreci kardeşliğin nişanesidir.
Son 23 yılda kaynaklarımızı faize değil kamu hizmetlerine yönlendirdik.
Son toplantımızdan bu yana aralarında Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA'nın Ankara'da ofis açmasının da yer aldığı birçok anlaşma genel kurulda görüşülerek uygun bulundu. Türkiye'nin Filistin davasına ve Filistinli kardeşlerimizin hak, adalet ve özgürlük mücadelesine verdiği önemin yeni bir nişanesi olan bu kararın hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
BÜTÇE KANUN TEKLİFİ
2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifini Gazi Meclisimizin takdirine sunduk. Bütçemiz, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 24. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminin ise 8. bütçesi olarak siyasi istikrarımızın ve kurumsal sürekliliğimizin güçlü bir göstergesidir. Bütçe teklifinde her bir vatandaşımızın kalkınma ve büyümenin getirdiği fırsatlardan adil biçimde yararlanmasını temel ilke olarak belirledik. Fiziki altyapısının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretim kapasitesinin artırılması bu bütçenin temel sütunlarını teşkil ediyor. Bütçemizle makroekonomik ve finansal istikrar programımızla uyumlu bir şekilde deprem hariç harcamaları kontrol altına almayı, kamu açığını düşürmeyi ve dezenflasyon sürecini desteklemeyi planlıyoruz.
"SOSYAL KONUT PROJELERİNE 100 MİLYAR LİRA KAYNAK AYIRDIK"
2026 yılı bütçesinde, burası önemli, giderlerin 18 trilyon 929 milyar lira, gelirlerin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını hesaplıyoruz. Deprem nedeniyle yaşanan arizi artış sonrasında bütçe açığını yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalama seviyeye yaklaştırıyoruz. Sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz ki bu tutar bütçemizin yüzde 4,8'ine denk geliyor. Sosyal konut projelerini desteklemek amacıyla 100 milyar lira kaynak ayırdık. Halihazırda faturalarda mesken aboneleri için doğalgazda yüzde 43, elektrikte düşük kademede yüzde 57 oranında devletimiz destek veriyor. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgazı daha ucuza kullanabilmeleri için 2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak öngörüyoruz.

AİLENİN KORUNMASI ÇALIŞMALARI
Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum: Ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına önceki yıla göre yüzde 30'un üzerinde, çocukların korunması ve gelişiminin sağlanması programına yüzde 34, kadının güçlenmesi programına yüzde 35 artışla kaynak ayırıyoruz. 2026 yılında tarım sektörü yatırım ödeneğini 190 milyar liraya çıkartıyor, bunun 122 milyar lirasını tarımsal sulama yatırımları için tahsis ediyoruz.
Tarımsal destek programları için ayrılan kaynağımız 168 milyar liradır. Ayrıca reel kesimi 493 milyar liralık ödenekle destekleyeceğiz. 2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük ve eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükselttik. Böylece 2002'de bütçeden yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 ile en büyük payı ayırdık.
SAĞLIK HİZMETLERİ
Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmaları için 1 trilyon 594 milyar lira kaynak tahsis ettik. Mahalli idarelerimiz için ayrılan kaynağı bu sene daha da artırdık. Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 657 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2026 yılında yüzde 8,8'e yükseltiyoruz. Şurası da önemlidir: Son 23 yılda kaynaklarımızı faize değil, kamu hizmetlerine yönlendirdik. Bu sayede önemli altyapı projeleri hayata geçirildi. Kamu borç stoku makul seviyelere çekilerek Avrupa Birliği ortalamasının da altına indirildi.
- 2002 yılında bütçe giderleri içinde faiz harcamalarının payı yüzde 43,2 iken 2026 yılı bütçesinde bu oran yüzde 14,5 seviyesinde kalıyor.

Faiz harcamalarının özellikle gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2002'de yüzde 14,3 iken 2026'da yüzde 3,5 düzeyine gerileyecektir. Vergi gelirleri açısından da benzer bir iyileşme söz konusudur. 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz ödemelerine giderken 2026'da bu tutarın 19,9 liraya düşmesini bekliyoruz. Bununla birlikte 2026 yılı bütçemizin 29 milyar lira faiz dışı fazla vermesini öngörüyoruz. 2026 yılı Bütçe Kanunu teklifimizin sizlerin de gayretleriyle komisyon ve genel kurul safahatını geçerek inşallah kabul edileceğine inanıyorum.
Her fırsatta vurguladığım bir hususu bugün tekrar belirtmek isterim. Yasama tarafındaki çalışmalarda ne kadar etkili olursak, yürütme tarafında biz de o derece verimli çalışma imkanına sahip oluruz. Burada yaşanacak en küçük bir sıkıntının, aksaklığın ve koordinasyon eksikliğinin yükünü de aynı şekilde yine en fazla biz çekeriz.
- Bu süreçte milletvekillerimizden azami gayret bekliyorum. AK Parti grubundaki her bir arkadaşımın milletin emanetine sahip çıkma ve mesuliyetlerini ifa noktasında her türlü birikime, kapasiteye, dirayete, yeteneğe sahip olduğundan hiçbir şüphe duymuyorum.
"23 yıldır kesintisiz bir biçimde ülkeye hizmet ediyoruz"
Bundan 23 yıl önce, 3 Kasım 2002'de milletimiz sandık başına gitti ve AK Partimizi tek başına iktidara taşıdı. AK Parti, kuruluşundan sadece 15 ay sonra girdiği ilk seçimde milletimiz tarafından teveccühle karşılandı, aziz milletimiz tarafından muhabbetle kucaklandı. 3 Kasım'da elde ettiğimiz başarı sonrasında birileri bunun tepki oyu olduğunu, gelip geçici olduğunu söyledi. Ama biz 23 yıldır kesintisiz bir biçimde ülkeye hizmet etme vazifesini ifa ediyoruz.
"GİRDİĞİMİZ HER SEÇİM, DÜNYANIN AÇIK ARA EN TEMİZ SEÇİMLERİ OLMUŞTUR"
3 Kasım sonrası girdiğimiz her seçimde oylarımızı artırdık, milletimizin teveccühüne daha fazla mazhar olduk. Bizim iktidara geldiğimiz günlerde doğanlar şimdi 23 yaşındalar. 2002'de 10 yaşında olan çocuklar bugün 33 yaşındalar. Bu salonda ve ekranları başında bizi izleyen gençler, sizlere sesleniyorum. Sevgili genç arkadaşlarım, şu iki hususun altını sizler için özellikle çizmek istiyorum. Birincisi, 3 Kasım ve sonrasında girdiğimiz her seçim şeffaflık, güvenilirlik ve katılım noktasında, bakın iddia ile söylüyorum, dünyanın açık ara en temiz seçimleri olmuştur.
Girdiğimiz her seçimde millet iradesi sandığa tam olarak yansımış, millet tercihini her seçimde kendi hür iradesiyle AK Parti'den yana kullanmıştır. Hani diyorlar ya, yok tek adam rejimiymiş, yok diktatörmüş, yok otoriterlikmiş, bunların hepsi safsata. Bu asılsız ithamlar, muhaliflerimiz ve muarızlarımız tarafından kendi başarısızlıklarını ve beceriksizliklerini örtmek için kullanılan iftiralardır. Girdiğimiz her seçimde ne dedik? Hodri meydan. Girdiğimiz her seçimde yaptıklarımızla ama daha çok yapacaklarımızla konuştuk. Ortaya bir ufuk koyduk, hedef koyduk, vizyon koyduk. Girdiğimiz her seçimde hür iradesiyle milletimiz bizi tercih etti. Hamdolsun, tercih etmeye de devam ediyor.
"52 yılda Türkiye'de ortalama her 16 ayda bir hükümet değişti"
Çok partili hayata geçtiğimiz 1950 yılında kurulan merhum Menderes'in hükümeti, unutmayın, 19. hükümetti. 2002 yılının 18 Kasım'ında bizim kurduğumuz hükümet ise, unutmayın, 58. hükümetti. Arada 52 yıl var. 52 yılda Türkiye'de 39 hükümet kurulmuş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, 52 yılda Türkiye'de ortalama her 16 ayda bir hükümet değişmiş demektir. Bir başbakan kabinesiyle, ekibiyle göreve geliyor, ortalama 16 ay sonra görevi devrediyor. Ülkede istikrar yok. 16 ayda bir hükümet daha ne olduğunu anlamadan yerini başkasına devrediyor.

1950-2002 arasındaki o 52 yıl içinde Türkiye çok ağır badireler atlattı, çok ağır bedeller ödedi. Böyle istikrarsız bir ortamda yatırım yapamazsınız. Böyle bir ortamda ülkenin sorunlarına çözüm üretemezsiniz. Ekonomiyi yönetemezsiniz. Dış politikada aktif olamazsınız. Huzuru, güvenliği, asayişi sağlayamazsınız. Hükümetlerin ömrünün ortalama 16 ay olduğu bir ortamda yol yapamazsınız, okul açamazsınız, hastane inşa edemezsiniz, konut üretemezsiniz. Tankın, topun, füzenin, uçağın, milli savaş gemisinin hayalini bile kuramazsınız.
- Üstelik bu 52 yıllık süreçte Türkiye, unutmayın, dört kez darbeye maruz kaldı. Bakınız, 1945 yılında her yanı enkaz olan Almanya toparlanırken, iki atom bombası atılmış Japonya ayağa kalkarken, Fransa, İtalya savaşın yaralarını sararken, Türkiye 52 yıl boyunca maalesef yerinde saydı.
Şimdi bize diyorlar ki, "Tabii ki yapacaksınız. Bu sizin göreviniz." diyorlar. Elbette görevimiz. Elbette yapacağız. Elbette bu millet için çalışacağız. Ama siz de lütfen bir sorgulayın. Merhum Menderes, merhum Özal dönemleri dışında bu ülkede yapılması gerekenler acaba daha önce neden yapılmadı? Türkiye'nin ihtiyacı olan yolları neden yapmadılar? Okulları neden açmadılar? Hastaneleri neden inşa etmediler? Köprüler, havalimanları, konutlar, üniversiteler, daha niceleri neden yetersiz kaldı?

"ÜLKEDE DİKİLİ BİR TAŞLARI VAR MI?"
26 havalimanı vardı biz geldiğimizde, onu 56 havalimanına biz çıkardık. Nereden, nereye?
Bu millet neden yıllarca hak ettiği hizmeti, eseri ve yatırımı göremedi? 102 yaşındaki Cumhuriyet Halk Partisi, kimi zaman seçimsiz, kimi zaman darbeyle, kimi zaman koalisyon ortağı olarak hükümetteydi. Kendisi iktidarda olmadığında fikirleri iktidardaydı. Acaba şu ülkede dikili bir taşları var mı? Sevgili gençler, büyüklerinize sorun, belgeselleri izleyin, açın arşivden o dönemin gazetelerini okuyun. Anarşi, terör, huzursuzluk, belirsizlik, karamsarlık, umutsuzluk dışında hiçbir şey göremeyeceksiniz. Benim İstanbul'da ortaokulda okuduğum sınıfta 80 öğrenci vardı. Üniversite yurtlarında 18-20 öğrenci aynı koğuşta kalıyordu. Hastane çilesi, devlet dairesi çilesi, okul çilesi, yol çilesi, hep bunları yaşadık. Çocuklar çile içinde doğuyor, çile içinde büyüyor, çileyle ölüyorlardı. AK Parti'nin daha 15 ay önce kurulmuş olmasına rağmen 3 Kasım seçimlerinde yüzde 36 oy oranına ulaşabilmesi esasen bir isyanın, bir itirazın, bir çığlığın, büyük bir değişim talebinin tezahürüdür.

"AK PARTİ'NİN TEK BAŞINA İKTİDARA GELMESİ HALK DEVRİMİ OLMUŞTUR"
Gençler, şunu unutmayın; AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesi açıkçası bir halk devrimi olmuştur. 23 yıl boyunca biz 3 Kasım devrimine sadakatle bağlı kaldık. 23 yıldır her seçimde kazanıyorsak, işte bu 3 Kasım seçim sonuçlarına olan sadakatimizin bir neticesidir. Yeterli mi? Elbette değil. Daha yapacak çok işimiz var. Ancak şunu da unutmayın değerli arkadaşlarım; 23 yıl boyunca bir yandan ülke için hizmet ve eser üretmeye çalışırken, bir yandan da içeriden ve dışarıdan saldırılara göğüs gerdik. Bu bir mazeret değil. Biz tabiri caizse hem şeytanı taşladık hem de tavafımızı yaptık. Darbe senaryoları yazdılar. Terörle üzerimize geldiler. Sabotajlar, tahrikler, sokak eylemleri, kışkırtmalar, darbe girişimleri. Allah'a hamdolsun, bunların hepsini püskürttük. Çok daha fazlasını da yapabilirdik, yapacağız da. Ama bakın, şu Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişiminin, 15 Temmuz ihanetinin Türkiye'ye, Türk ekonomisine, dış politikamıza verdiği zararı açık söylüyorum, İstiklal Savaşı öncesindeki işgal güçleri bile vermemiştir.

"İBB'NİN İÇİNİ BOŞALTTILAR"
Hep birlikte takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin içini boşalttılar. Belediyeye işi düşen herkesi haraca bağladılar. Milyarlarca lirayı siyaseti dizayn etmek için seferber ettiler. Yetmedi, yabancı istihbarat örgütleriyle iş tuttular. İşte biz böyle bir zihniyete, böyle bir ihanet şebekesine gidip Türkiye'nin hasımlarıyla iş tutan bir anlayışa karşı ayakta duruyor, mücadele ediyor, hem de aynı zamanda bu ülke için hizmet üretiyoruz.
23 yılda yaptıklarımızı artık öyle bir çırpıda saymak mümkün değil. Yollar, köprüler, tüneller, konutlar, okullar, hastaneler, havalimanları, savunma sanayiindeki yenilikler, hamdolsun 23 seneyi dolu dolu geçirdik.
Şunu da açık yüreklilikle söylemek isterim, bunların hepsi dünyalıktır. Bunların hepsi gelir geçer. İnşallah daha iyileri de yapılır. Ancak biz öyle bir iş yaptık ki Allah'a hamdolsun asırlar boyunca etkisini sürdürecek. Biz 23 yılda bir gençlik, bir nesil yetiştirdik. Özgüvenli bir gençlik yetiştirdik, imanlı bir gençlik yetiştirdik, yerli bir gençlik yetiştirdik. Üstat Necip Fazıl, o meşhur hitabesinde ne diyordu? "Maya tutması için 30 küsur yıldır kıvrandığım bu gençlik karşısında uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allah'a hamdetme makamındayım." Mesele bu.
"BU ÜLKEDE ALNI SECCADE GÖREN BİR NESİL VAR"
Evet, biz işte o mirası devraldık. Üstadın mirasına sahip çıktık. 23 yılda ne yaptınız derlerse, 23 yılda en başta Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyacak bir gençlik yetiştirdik. Onun için geleceğe dair asla umutsuz değilim, asla karamsar değilim. Siz bakmayın cadı kılığına giren 3-5 kimliksize, siz takılmayın alkol şişelerinden haç yapan 3-5 şarlatana. Bu ülkede alnı secdede, milletine saygılı, vatanına aşkla bağlı, nereden geldiğini bilen, nereye gittiğini bilen, ayakları vatan toprağına sapasağlam basan, fedakar, cefakar, eğitimli, donanımlı, dürüst, ahlaklı bir nesil var ve sayıları da her geçen gün artıyor. Kimse eski karanlık günlerin hayalini kurmasın. Kimse de eski karanlık günler geri gelir diye kaygılanmasın.
Bu gençlik; kendisi, ailesi, çocukları, torunlarıyla Türkiye'ye sahip çıkacak, Anadolu kıtasına sahip çıkacak, o dava taşını inşallah çok daha yükseklere taşıyacaktır. Bizi milletimiz takdir ediyor ama bizdenmiş gibi görünüp de "Yok şunu yapmadınız, yok bunu yapmadınız." diyenler bilsin ki bu gençlik, bu nesil, bizim yapamadıklarımızı da yapacak. Bizim ömrümüz, bizim siyasi tarihimiz mücadeleyle, en çok da direnişle, savunmayla geçti. Bizden sonraki nesiller ise bizim açtığımız yolda dosdoğru bir istikamette, sağlam bir zeminde Türkiye'yi zirvelere taşıyacak.
"3 KASIM MİLATTIR"
3 Kasım'ın anlamı işte budur değerli arkadaşlar. 3 Kasım, seçimlerden bir seçim değildir. 3 Kasım, okun yaydan fırladığı, Türkiye'nin potansiyelini yeniden keşfettiği, Türkiye'nin şahlanışa geçtiği, şaha kalktığı bir sürecin başlangıcıdır. 3 Kasım, milletin istiklal ve istikbal mücadelesinde yepyeni bir milattır. Buradan geri dönüş olmaz. Ne yaparlarsa yapsınlar, artık Türkiye'yi girdiği bu yoldan saptıramaz, rayından çıkaramazlar. Bu büyük değişimi burada olan ya da olmayan çok sayıda arkadaşımızla başardık. Bu millete özgüvenini yeniden biz kazandırdık. Bu ülkenin ufkunu yeniden biz aydınlattık. Bu ülkeye çok sağlam, karakterli bir nesil kazandırdık.
Biz bir emanet devraldık ve o emanete sıkı sıkıya sahip çıktık. Emin olunuz, bizden emaneti alacak olanlar tıpkı bizim gibi o emanete sahip çıkacak; sağlam karakterli nesiller Türkiye'yi büyütmeye, yüceltmeye, inşallah daha güçlendirmeye devam edecekler. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bir kez daha destek, teveccüh ve hayır duaları için aziz milletime en kalbi şükranlarımı ifade ediyorum.

"Cumhur İttifakı'nın surlarında gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz"
18 Kasım 2002'den bu yana gerek hükümette, gerek bu salonda, gerekse partimiz çatısı altında birlikte yol yürüdüğümüz, birlikte mücadele ettiğimiz, ülkeye birlikte hizmet ettiğimiz tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Dar-ı dünyadan dar-ı bekaya uğurladığımız arkadaşlarımızı rahmetle yad ediyor, Cenab-ı Allah ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Burada şunu da bir kez daha açık ve net söylemek istiyorum. 15 Temmuz gecesi kurulan Cumhur İttifakı'nın surlarında gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz. Aramızda çatırdama ve çatlak arayanları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz.

YEŞİL VATAN VURGUSU
Başlattığımız Yeşil Vatan seferberliğine herkesin destek olmasını bekliyorum. Başta yangınlardan zarar gören ormanlarımız olmak üzere yılda, bir yılda 500, bir yılda 550 milyon fidan ve tohumu toprakla buluşturmayı hedefliyoruz. Seferberliğimizin ilk adımı 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü olacak. 81 il, 922 ilçede 7'den 70'e bütün vatandaşlarımızla birlikte fidanlarımızı toprakla buluşturacağız. 13,8 milyonla 2019 yılında kırdığımız bir günde fidan dikme rekorunu bu yıl yine birlikte aşmayı hedefliyoruz. Gelin hep birlikte Yeşil Vatan'a olan sevgimizi gösterelim. Geleceğe nefes olalım.
-
HAYDAA 1 saat önce Şikayet EtBu konu$mayi dinleyip gurur duyanlarin alnindan öpüyorum..Gurur duymayip agiz burun egenlerinde suratlarina tükürüyorum..Beğen
-
İbraam 1 saat önce Şikayet EtYine ne varsa sende var erdoğan senden başka adam yok seçecek alayı hain alayı hırsız sahtekar yine seçim olsa yine sana oylar sen bu milletin derdiyle dertleniyon ya bu yeter bize allah sanada seninle beraber çalışanlarada uzun ömürler versinBeğen
-
Bir Akıncı 1 saat önce Şikayet EtAllah cc yar ve yardımcınız olsun hak yolunda birlik ve beraberliğimizi daim etsinBeğen Toplam 2 beğeni
-
ADALET ... 1 saat önce Şikayet EtÖNCE ADALET SONRA AHLAK ... NoktaBeğen Toplam 4 beğeni
-
Tekirdağlı 1 saat önce Şikayet EtÇok boş bir konuşmaydı. Sn Cumhurbaşkanına, çok sık olarak kullandığı bir sözü hatırlamakta fayda var. "Dün dünde kaldı cancazım, bu gün yeni şeyler söylemek lazım" hep aynı söylemler baydı artık Vatandaşı. Emekliler, işçiler, staj ve çıraklık mağdurları başta olmak üzere tüm beklentisi olan kesimler için yeni siyaset geliştirmeli. Üç trilyon ₺ faiz gideri olan bir bütçe hayırlı olmaz.Beğen Toplam 8 beğeni