Başsavcı Çitici 'Hayata Dönüş'ten ifade verdi

''Hayata Dönüş Operasyonu'' davasında, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, tanık olarak dinlenildi.

Başsavcı Çitici 'Hayata Dönüş'ten ifade verdi
Başsavcı Çitici 'Hayata Dönüş'ten ifade verdi
GİRİŞ 25.05.2012 21:13 GÜNCELLEME 25.05.2012 21:13

Bayrampaşa Cezaevi'ndeki ''Hayata Dönüş Operasyonu'' sırasında görev sınırlarını aşarak 12 kişinin ölümüne sebep oldukları, 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri öne sürülen dönemin 39 jandarma görevlisinin yargılandığı davanın Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasına, 26 tutuksuz sanık, müştekiler Arzu Özdemir, Emin Gökdurna, Erol Arıkan, Dinçer Otluçınar, Sakine Demir, Turhan Talatçı, mağdur İbrahim Tavuk ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen Çitici, 31 Mayıs 1996'da Cumhuriyet Başsavcısı olarak göreve başladığını kaydederek, ''2000'e kadar çeşitli tarihlerde gerek adli bölümde gerekse de terör bölümünde çeşitli eylemler oldu. Açlık grevleri ölüm grevlerine döndü. Açlık grevleri ile beraber terör bölümündeki tutukluları zaman zaman bu fikirlerinden vazgeçirmek için çeşitli görüşmeler yapıldı'' dedi.

Çitici, görüşmelerden, dönemin Adalet Bakanı ile Ceza ve Tutukevleri Genel Müdürü'nün de bilgileri olduğunu ifade ederek, ''Tutukluların, 'F tipi cezaevlerinden vazgeçilsin, DGM'ler kaldırılsın, DGM'lerde yargılananlar serbest bırakılsın, Terörle Mücadele Yasası kaldırılsın' gibi talepleri vardı. Bu taleplerin kısa sürede yapılmasının mümkün olmadığı, zamana bağlı olduğu kendilerine anlatıldı. Aydınlar, yazarlar, tabip ve mimarlar odası başkanı, özellikle baro başkanı Yücel Sayman olmak üzere heyetler halinde, eylemi yapanların temsilcileriyle birlikte hemen her gün onları ikna etmeleri için görüştü. Bu tür temaslar iki aya yakın sürdü'' diye konuştu.

Bütün tutuklularla çok iyi diyalogları olduğunu dile getiren Çitici, ölüm oruçlarında zamanın uzadığını, 40 günü aştığını, tutukluların muayene olmayı kabul etmediğini, Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarının üçlü protokol imzaladığını, tutukluların muayene ve tedavilerinin yapılması amacıyla cezaevine girilmesi ve uygulamanın yapılmasına karar verildiğini söyledi.

-''Operasyondaki kişilerin öleceğini bilemezdim''-

Çitici, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Eylem yapılmadan bir gün önce bakanlıktan beni aradılar. Üsküdar Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Canbaz ile birlikte Jandarma Bölge Komutanlığı'na gelmemizi, oradan kriptolu telefonla görüşme yapacaklarını söylediler. Türkiye'nin 20 cezaevinde uygulandı. Bunlardan biri de Bayrampaşa Cezaevi'ydi. Cezaevi müdürünün böyle bir talep yazısı gönderdiğini ve bizim bu tür yani tedavi edilmeleri, hastaneye yatırılmaları konusunda taleplerine 'olur' verilmesini istediler. Ben de 'olur' verdim. Müdahalenin askeri yönünü bilmiyorum. Hangi komutanlar bu müdahaleye dahil oldular, kaç kişi dahil oldu, bu işin başında kim var bilmiyorum. Cezaevinin içine giren kimler vardı bilmiyorum. Fakat ben özel tip cezaevimizde başsavcı vekilleri, cumhuriyet savcıları, cezaevi müdürleri ile cezaevi müdürünün odasında müdahaleyi takip ettik. Orada otururken askeri yetkililer de vardı. Ölüm orucu tutanlara anonslar yapılıyordu. Anonsların isabetli olduğunu, herhangi vahim bir olaya sebebiyet verilmemesini söyledim.''

Operasyondan sonra tutanak düzenlendiğini, tutanakta görgüye dayalı bilgiler olduğunu, nasıl müdahale edildiğini görmediği için tutanağı imzalamadığını ifade eden Çitici, kuvvet isteme veya müdahale isteme yetkisinin cezaevi müdürüne ait olduğunu anlattı.

Çitici, müdahale yapılma talebinin de cezaevi müdüründen geldiğini, Bayrampaşa Cezaevi'nin idari yönetimi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait olduğu halde, adli yönden orada işlenen suçlara Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın baktığını kaydetti.

Avukat Erhan Ergül'ün, ''Bu katliamın Balmumcu kışlasında operasyondan haftalar önce planlandığı ve toplantılara sizin de katıldığınız söyleniyor. Bu toplantılara katıldınız mı?'' sorusu üzerine Çitici, '' Toplantı yapılmadı. Sadece özel bir telefondan operasyonun yapılacağı bildirildi'' dedi. 

Avukat Ergül'ün, ''Bu operasyonun sorumlusu kimdir?'' sorusuna Çitici, ''Operasyonu, hükümetin aldığı kararı İçişleri ve Adalet bakanlıkları müştereken uyguladılar'' yanıtını verdi.

Ergül'ün, ''Asker kişilerin söylediği gibi operasyonun sorumlusu siz miydiniz, yoksa 'baskı sonucunda bu vahşete izin verdim, göz yumdum' mu diyeceksiniz?'' sorusuna karşılık Çitici, '' Olayın sorumlusunun tespiti yargıya aittir. Bana ait değildir'' dedi.

Çitici, adli soruşturma yetkisinin olmadığını, ölenlerin üzerlerinde açılmış yara-berelerin sonradan açıldığı veya kapandığı gibi iddiaların Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nı ilgilendirdiğini söyledi.

Avukat Behiç Aşçı'nın, ''Görev yapan askerlere, 'size hayat kurtarmak için görev verildi' dediniz mi?'' şeklindeki sorusuna Çitici, ''Ben operasyondaki kişilerin öleceğini bilemezdim. Bana öldürülecekleri konusunda bilgi verilse karşı çıkardım'' yanıtını verdi. 

Müşteki Arzu Özdemir de olay sırasında cezaevinde hükümlü olduğunu, operasyon sırasında darp edildiğini, tartaklandığını ve hakarete uğradığını ileri sürerek, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.

Müştekiler Dinçer Otluçınar, Erol Arıkan, Sakine Demir ve Arzu Özdemir'den, olay günü operasyonda bulunan askerlerin teşhis edilmesi istendi. 

Mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyen dönemin Bayrampaşa Cezaevi'nden Sorumlu Savcısı Fikret Ünalan ve ''Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği'' kitabının yazarı emekli Jandarma Binbaşı Zeki Bingöl hakkında zorla getirilme kararı çıkartılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Özgür Özel'den 'boş koltuk' tartışmalarına ilişkin ilk açıklama
Memur ve emeklilerin beklediği dört aylık enflasyon farkı netleşti