"Besmeleye tükürdü, Kur'an'ı yaktırdı"

Doğu Silahçıoğlu'nun kan donduran 28 Şubat icraatları: "Askerleri, botlarla camiye soktu. Kur'an-ı Kerim ve dini kitapları toplatıp yaktırdı"

"Besmeleye tükürdü, Kur'an'ı yaktırdı"
"Besmeleye tükürdü, Kur'an'ı yaktırdı"
GİRİŞ 06.11.2012 08:47 GÜNCELLEME 06.11.2012 14:07
Bu Habere 56 Yorum Yapılmış

28 Şubat mağdurları talimatla ifade vermek üzere Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesine geldi. Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) üyeleri, Sultanbeyli eski Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak, Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik ve daha birçok darbe mağduru İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 9 kişiden oluşan talimat savcılarına müşteki ve mağdur sıfatıyla ifade verdiler. Mağdurlar başta dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski Başbakanlar Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve komuta kademesi hakkında şikayetçi oldular. Müştekiler ayrıca darbeye iştirak eden sivil ve askerlerin mal varlıklarının acilen dondurulması gerektiğini talep ettiler. İfade öncesi basın açıklaması yapan ASDER Genel Sekreteri Necmettin Keleş ise, "Herkes yaptığının karşılığını almalıdır ki bir daha bu ülkede darbe olmasın" dedi.

Açıklamanın ardından grup adliyeye girerek, talimat savcılığı görevini yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ümit Zafer Çolak ile birlikte 9 özel yetkili savcıya, tanık ve mağdur sıfatıyla ifade verdi. Cumhuriyet Savcısı Murat İnam'a ifade veren ASDER Genel Sekreteri Reşat Fidan, "1978 yılında astsubay olarak mesleğe başladım. 1998 yılı aralık ayında YAŞ kararı ile meslekten atıldım. Benim ihraç edilmem için hiçbir gerekçe yoktu. O zaman komuta kademesi içinde bulunan bazı askerler planladıkları darbeye karşı olabilecek kişileri tasfiye ettiler. Bu kararlar doğrultusunda beni de ordudan attılar. Benim atılmama sebep olan ve buna zemin hazırlayan dönemin Cumhurbaşkanı, başbakanı ve bu kararlarda imzası bulunan tüm askeri yetkililerden davacı ve şikayetçiyim" dedi.

SİLAHÇIOĞLU BOTLARIYLA MESCİDE GİRDİ, KUR'AN-I KERİM'İ YAKTIRDI

İfade veren YAŞ'zedeler arasında 28 Şubat'ta İstanbul'un Sultanbeyli ilçesindeki hukuksuz uygulamalarıyla tanınan eski İstanbul 2. Zırhlı Tugayı Komutanı emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'nun emir astsubayı Ünal İşgören de vardı. İşgören, tugay içerisinde yer alan camiye botlarıyla giren Silahçıoğlu'nun, askerlere de botlarını çıkarmamasını emrettiğini belirtti. İşgören, Silahçıoğlu'nun camideki Kur'an'ı Kerim ve dini kitapları toplatıp yaktırdığını ayrıca cami girişinde yer alan besmele yazısını da tükürdükten sonra tırnağıyla kazıdığını söyledi. Silahçıoğlu'nun, eğitim sırasında askerlerin ‘Allah' demesini de yasakladığını anlatan İşgören, Cuma namazına gittiğini öğrenince, önce sürgüne gönderildiğini daha sonra da ihraç edildiğini anlattı.

KAYNAK: YENİ AKİT
YORUMLAR 56
  • mert 12 yıl önce Şikayet Et
    sayin ibrahim buluntu. inanin sizin sahsiniza karsi hic birsey demek istemedim. fakat üzülmemek elde degil. bu tip insanlara karsi savasmamiz icin illa hepimizi öldürmeleri mi gerek?! ancak o zaman millet olarak kicimizi bir yerlerden kaldiracagiz?! benim üzüldügüm türk olarak nokta bu. size desemki bugünkü durumda ayni. 28 subat devam ediyor. akp liler bunada inanmaz. hatta senle alay ederler.
    Cevapla
  • razı şılbır 12 yıl önce Şikayet Et
    cahillik... bana da buna benzer olaylar yaşatmışlardı.kitaplarımız toplanıp yakılmıştı.belki daha kötüsü de olmuştu.ama şimdi bunları anlatmanın dert yanmanın, şikayet etmenin bi anlamı yok.herkes yaptığıyla bilinir.insanlık kutsiyetine göre, tabiki başta islam dinimiz olmak üzere inanca saygı göstermek asli mecburiyet.ne gerek vardı? inanmıyosan saygı duy.hangi rütbe olursa olsun, bence cahilliğin ileri seviyeleri
    Cevapla
  • ibrahim buluntu 12 yıl önce Şikayet Et
    mert arkadaşa cevap. acaba o dönem kime şikayet edecektik.hepsi onlardandı çünkü.mazlum müslümanların ogünkü halini şöyle bir hafızanızda gözden geçirirmisiniz.hangi devlet kurumuna şikayet edebilirdim acaba.eşi başörtülü olduğu için firarda olan bir astsubayımız vardı.neden sırf ceza evine girmemek için.orada insanlara neler yapılıyordu acaba.eşi başörtülü olduğu için savunmasını aldığımız çok insanlar oldu.onların sonu ne oldu sizce.nereye şikayet ettiler acaba.............sayın mert arkadaşım iyi oku ve düşün.
    Cevapla
  • hursit dilaver 12 yıl önce Şikayet Et
    ALLAHla restleşmek. ALLAH la restleşenin pek iflah olduğu görülmedi. necip fazılın bir kitabında, ALLAH ve ahlaktan bahsetmek yasaktır. bu konudaki yazıların 3 gün içinde bitirilmesi diye medyaya emir yazan bir zatın ölümü de yataktan kalkamıyacak şekilde hasta yken, acıdan yataktan kalkıpta günlerce kafasını duvarlara vura vura ölmesidir. ne tesadüf bağırırken hep te ALLAH dermiş..
    Cevapla
  • hursit dilaver 12 yıl önce Şikayet Et
    mustafa tunçeli ihvana. wahsibatılıco buyuruyor ki.: ceride-i akit ne yazıyorsa doğrudur,ne yazacaksa da doğrudur.herkezin kafasını kuma gömdiği yıllarda bir tek devekuşluk yapmadı.yanında da kimse olmadı ve tek başına islam kavgası verdi,ezilen müslimlerin de o dağdağalı günlerde teselli bulduğu bir gazete oldu.herkez sıcak döşeklerinde bağdaş kurup tesbih çekerken,onlar evlad-ü ayal var demedi.direndi.ve hala ayakta .. ALLAH yollarını açık etsin.bu böyle biline.wahsibatılıco daima doğru söyler.(sağol akit iyi ki o günlerde vardın.)
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Son dakika: İsrail'e ait F-16 savaş uçağı taşıdığı bombayı düşürdü
Kerem zor anda sahneye çıktı! Şampiyonluk umutlarını son haftaya taşıdı