Erdoğan: Laikliği yıllarca nasıl ölçtünüz

Başbakan 'dindar nesil' tartışmasını devam ettirerek kendisini eleştirenlere yanıt verdi. Dindarların ikinci sınıf muamele gördüğünü söyleyen Erdoğan art arda sorular yöneltti.

Erdoğan: Laikliği yıllarca nasıl ölçtünüz
Erdoğan: Laikliği yıllarca nasıl ölçtünüz
GİRİŞ 07.02.2012 12:45 GÜNCELLEME 07.02.2012 12:45
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir zaman irticaya prim vermediğini ama Türkiye'nin bu irtica kampanyalarına ve sanal irtica korkusuna çok ama çok ağır bedeller ödediğini belirterek, ''Kimi susturmak istedilerse mürteci, kimi dışlamak istedilerse gerici, kimi aşağılamak istedilerse yobaz dediler. Bugün dindar nesil kavramı üzerinde kopartılan fırtına; 31 Mart'ta İstiklal Mahkemeleri öncesinde, Menemen hadisesinde, 27 Mayıs öncesinde, 28 Şubat'ta, AK Parti'nin kapatılması davası öncesinde yürütülen kampanyanın tıpkısının aynısı'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde dindar nesil, gençlik kavramı üzerinden bir kampanya yürütüldüğünü söyledi.

Bu kampanyanın son derece bayat bir kampanya olduğunu belirten Erdoğan, ''Bu kampanya o kadar bayattır ki 13 Nisan 1909'dan, 31 Mart vakasından bugüne kadar tam 103 yıldır temcit pilavı gibi bu ülkenin önüne getirilmiştir'' dedi. 31 Mart vakası ile başlayan irtica kampanyalarının, Türkiye'de periyodik aralıklarla milli iradenin gasbedilmesinde araç olarak kullanıldığını belirten Erdoğan, ''İrtica diyerek partilerin kapatıldığını, demokrasinin askıya alındığını, insanların idam edildiğini, hükümetlerin eli ve kolunun bağlandığını, dini ve milli, manevi değerlerinin ayaklar altına alındığını'' ifade etti.

İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un, ''Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım. Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam, hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir aşıkım istiklale. Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu. İrticanın şu sizin lehçede manası bu mu?'' şiirini okudu.

AK Parti'li milletvekilleri ve partililer, Erdoğan'ın bu sözlerini alkışladı. Erdoğan, şöyle konuştu:

''İşte biz bunları yapıyoruz. Akif'in dediği gibi; irticanın sizin lehçede manası bu mu? İşte bunlar bize utanmadan, sıkılmadan mürteci yaftası yapıştırmaya kalkıyor. Türkiye hiçbir zaman irticaya prim vermedi ama Türkiye bu irtica kampanyalarına, bu sanal irtica korkusuna çok ama çok ağır bedeller ödedi. Kimi susturmak istedilerse mürteci dediler, kimi dışlamak istedilerse gerici dediler, kimi aşağılamak istedilerse yobaz dediler. Bugün dindar nesil kavramı üzerinde kopartılan fırtına; 31 Mart'ta İstiklal Mahkemeleri öncesinde, Menemen hadisesinde, 27 Mayıs öncesinde, 28 Şubat'ta, AK Parti'nin kapatılması davası öncesinde yürütülen kampanyanın tıpkısının aynısı.

Kusura bakmayın, biz bunları yutmayız. Zira biz siyasi mücadelemiz boyunca bu kampanyaların içinden geçtik. Bu kampanyaları aşarak bugünlere ulaştık. Biz bu yolda elinden irtica bahanesi alındığı için, kimlik bunalımı yaşayan o yazarlarla değil, milletimizle yürüyoruz. Bize milletimizden başka hiç kimse istikamet çizemez. Televizyonlarda, şurada, burada çeşitli oturumlarda, veryansın ediyorlar. Sizin veryansınınız değil, milletimin veryansını önemlidir, onun da ölçüsü sandıktır.

Hem demokrasi diyeceksin, ondan sonra da demokraside 'Başbakan niçin böyle konuşuyor?' diyeceksin. Ben milletimin dili ile konuşuyorum. Milletimizin dilini yakaladığımız için bugün AK Parti buralarda ama siz milletle beraber yürümediniz, milletin dilini anlamadınız, milletin dili ile konuşmadığınız için de on yıllardır iktidar olamadınız, olamayacaksınız. Anayasa'nın 24. maddesini açın okuyun, Anayasa'yı kabul etmiyorsunuz. O zaman da dindar bir insanın çağdaş olabileceğini niçin düşünmüyorsunuz, dindar insandan çağdaş olmaz mı? Hem dindar ham çağdaş olamaz mı bir insan? Bunlar dindarlığı ne zannediyorlar acaba? Bunların dindarlık anlayışı da bu. Bunlar maalesef çağdaşlığı da anlamış değiller.''

''Akıllı tahta karşısında yetişen bir nesil üniversitelere gidecek''

Başbakan Erdoğan, FATİH Projesi ile böyle konuşanlara yeni bir ders verdiklerini söyledi. FATİH Projesinin, dindarlığı savunan bir Başbakan'ın kadrosuyla beraber ortaya koyduğu bir proje olduğunu kaydeden Erdoğan, ''İnternet, bilgisayar yeni mi icat oldu? AK Parti iktidarından önce bunlar yok muydu, niçin sizler bunları yapamadınız? Niçin okullarda yavrularınızın önüne bunları koyamadınız?'' diye sordu.

Bir televizyon kanalında akşam birilerinin, ''Anadolu çocuğu, yoksul kesim üniversiteye gidemiyor'' dediklerini ifade eden Erdoğan, ''Sen öyle zannediyorsun, şimdi Anadolu'nun o yoksul yavrularının eline, tablet bilgisayarları vereceğiz, bunlarla beraber akıllı tahta karşısında yetişen bir nesil üniversitelere gidecek'' dedi.

Erdoğan, birisinin de utanmadan, sıkılmadan, ''AK Parti iktidarı müteahhitler yetiştirmiştir'' dediğini söyleyerek, şöyle konuştu:

''Ne kadar zavallısın sen ya? İşte bunların bakış açısı bu. Hangi dönemlerde nasıl işler yapmış hepsi ortada. Biz işi ehline veririz. İşi ehline verirken de yatırımcıları teşvik ederiz. Belli ellerde sermayenin dolaşmasına da müsaade etmeyiz. Bu da bizim farklı yaklaşımımız. Eğer AK Parti iktidarı büyümede böyle bir patlamayı gerçekleştirdiyse, bunun altında da bu yatıyor. Sizler faizle insanı sömürdünüz, sömürülmesine vesile oldunuz. Bizler yüzde 63'den aldığımız faizi indirdik, indirdik, indirdik; şu anda bizim dönemimizin en yükseği sayılabilen yüzde 10'da kadar düşmüş vaziyette ki bunu kabullenmiyoruz. Daha da inecek,  onun da mücadelesini ayrıca veririz. Çünkü, yüzde 10 faizi bile yüksek gören bir iktidarız. Hiç kimse çok bilmiş edasıyla, mürebbiye edasıyla, parmağını sallayarak bize istikamet gösteremez, rota belirleyemez, efendilik taslayamaz. Bizim rehberimiz millettir. Biz milletin önüne parti programı, tüzüğümüz, seçim beyannamesi, Hükümet programı ile çıktık; bizim rotamız,istikametimiz, yöntemlerimiz belli.

'Bu Hükümetin gizli ajandası, gizli niyetleri var, bu hükümet takiye yapıyor' diyerek ensemizde boza pişirilmesine asla ve asla müsaade etmeyiz. Zira bizim iktidarımızda ikna odaları yok Sayın Kılıçdaroğlu. Bu ülkede on yıllar boyunca dindarlara ikinci sınıf muamelesi yapıldı. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, sakallılar, başörtülüler, hatta 'selamün aleyküm' diyenler aşağılandı, dışlandı, ötelendi. Dini eserler yasaklandı, camiler kapatıldı, Kuran-ı öğrenmek isteyenlerin, imam hatip okullarına gitmek isteyenlerin yolları kesildi, orta kısımlar kapatıldı.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de on yıllar boyunca, tek parti dönemindeki CHP tarafından gençlik için zararlı alışkanlıklar özendirilirken, gençliğin dinini öğrenmesinin yasaklandığını belirterek, ''1940'lardan söz etmiyorum; 1990-2000'li yıllarda ikna odalarında başörtülü kızlara işkence edenler, CHP tarafından korundu, desteklendi ve milletvekili yapılarak ödüllendirildi'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de on yıllar boyunca, tek parti dönemindeki CHP tarafından gençlik için zararlı alışkanlıklar özendirilirken, gençliğin dinini öğrenmesinin yasaklandığını, engellendiğini söyledi.

Gençlerin kendi değerlerine yabancı hale getirildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''1940'lardan söz etmiyorum; 1990'lı, 2000'li yıllarda ikna odalarında başörtülü kızlara işkence edenler CHP tarafından korundu, desteklendi ve milletvekili yapılarak ödüllendirildi. Çıkmışlar bize, elinizde dindarlılığı ölçecek alet mi var? diye soruyorlar. Biz dindarlık ölçme meraklısı değiliz. Böyle bir yetkinin bizde olduğunu iddia edenlerden hiç olmadık. Çünkü bizim uluhiyet kavramımız yok, o ancak kadiri mutlak olan Allah'a aittir. Ama merak ediyorum, siz bu ülkede yıllarca laikliği nasıl ölçtünüz? Hangi cihazı kullandınız, önce bunu anlatın? Üniversite kapılarında başörtülü kızların laikliğini nasıl ölçtünüz? İkna odalarında kızlara hangi araçlarla işkence yaptınız? Bunu anlatın. Başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi, Kılıçdaroğlu neden Anayasa Mahkemesine götürdünüz? Siz önce millete bunu anlatın. Şimdi dindar bir nesil derken, neyi kastettiğimi anlıyor musun? Ey köşelerinde yazanlar, görsel medyada televizyonlara çıkanlar. Bunu niçin söylediğimi anlıyor musunuz? İmam hatiplerle sorununuz ne? Meslek liselere ile meseleniz ne? Katsayı konusuna neden bu kadar takıldınız? Önce bunu anlatın. Sadece bize oy verenlere değil, 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına sesleniyorum: Biz 9 yıldır hiçbir dayatmanın içinde olmadık. Bugün de değiliz, yarın da olmayacağız. Biz birilerin geçmişte yaptığı gibi, öğrenci formatlama gayretinde değiliz.''

Erdoğan, örneği olmayan FATİH projesini 17 ilde, 52 okulda başlattıklarını söyledi.

Eylül ayına kadar liselerin yarısında FATİH projesi uygulamaya geçeceğini belirten Erdoğan, 4 yıl içinde 42 bin okul ve 570 bin dersliğin, akıllı tahtaya, hızlı internete, yüksek teknolojili eğitim cihazlarına kavuşacağını bildirdi. Sabahattin Zaimoğlu Anadolu Lisesi'nde, akıllı tahtaların ve tabletlerin dağıtımını yaptıklarını ifade eden Erdoğan, ''Orada olanların büyük bir çoğunluğu yoksul ailelerin çocukları. Asla istisnası, zengin fakir ayırımı yok. Bunu bilmeyen profesörlere de sesleniyorum: Bakıyorum koskoca prof, akşam bunu söylüyor. 'AK Parti iktidarı yoksullara eğilmedi' diyor. Vah zavallı. Önce bunları öğren. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Tabi her dinleyen de zannediyor ki bunun önünde profesör var, herşeyi bilir, herşeyi bilmez. Bildiğini bilir. Onun bildiği de ne? İşte FATİH Projesi ile ilgili hangi adımların atıldığından haberi yok. Peyami Safa'yı okumalarını özellikle tavsiye ederim'' diye konuştu.

''Haberin var mı hoca?''

Erdoğan, 9 yılda okullara 1 milyona yakın bilgisayar gönderdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Haberin var mı hoca? 1 milyon. 29 bin 812 bilişim teknolojisi sınıfı açtık. Haberin var mı hoca? Bilgisayarın, internetin olduğu bir okulda dayatma olabilir mi? İşte onun için bizden önce okullara bilgisayar göndermediler, internet bağlamadılar. Böyle okullarda ve sınıflarda, olsa olsa olsa bilgisayarları formatlarsınız ama zihinleri asla formatlayamazsınız. Elbette her siyasi partinin gelecek, nesil tasavvuru vardır. Dini, milli ve manevi değerlerle yetişen bir nesil arzulamanın neresi yanlıştır? AK Parti değil midir modern olanla, geleneksel olanı harmanlayan; medeniyet değerlerimizle evrensel değerleri bir arada götürmeye çalışan. İktidara talip olan her partinin bir toplum ve birey tasavvuru vardır. İnsanlar ona göre oy verirler. Biz meydanlarda böyle dolaştık, bunları anlattık ama hiç bir parti kendi tasavvurunu topluma dayatmaz, dayatamaz. İşte biz bunun idraki içindeyiz. Toplumu zorla devlet marifetiyle dönüştürmeye çalışmaz. Ama sizler de lütfen, köşe yazarları ve konuşmacılar, zorla işi buralara kaydırmaya çalışmayın. Biz toplum mühendisliğine de karşıyız, siyaset mühendisliğine de. Sorun AK Parti'nin nasıl bir toplum ve siyaset tasavvuruna sahip olduğunda değil, sorun diğer partilerin böyle bir tasavvuru, böyle bir vizyonu olmamasıdır. Bizler, milletimizin rızası çerçevesinde, Anayasa ve yasalar çerçevesinde 9 yıldır ne yaptıysak onu yapmaya, millete hizmet üretmeye devam edeceğiz. Engelleri kaldırarak; dayatmaları, yasakları tek tek kaldırarak, yolları açarak, gençlerin ve ailelerin önüne seçenekler, imkanlar, fırsatlar koyarak bu yolda yürüyeceğiz.

Biz devletin zihinleri tek tipleştirmesine, şekillendirmesine de karşıyız. Çocuğunu ateist olarak yetiştirmek isteyenlerin, çocuklarına yaptığı dayatmaya da karşıyız. Bu, AK Parti'ye ve Hükümetine yönelik bayat bir kampanyadır. Kimlik bunalımı içindeki, modası geçmiş, çağa ayak uyduramayan yazarların, 103 yıl önceki modaya uyarak, irtica yaygarası çıkarması artık bu ülkede... Milletim müsterih olsun. Bize oy verenler kadar vermeyenler de müsterih olsun. Bu hükümet 75 milyonun hükümetidir. bu Hükümet 75 milyonun tercihlerine saygılı bir Hükümettir. Geride bıraktığımız 9 yıl, 75 milyonun tercihlerine nasıl saygı gösterdiğimizin en büyük ispatıdır. Milletimiz bize inansın, bize güvenmeye devam etsin; biz bu yolda milletimizle yürüyecek sadece ve sadece milletin rotasında ilerleyeceğiz.''

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 14
  • bgungor 13 yıl önce Şikayet Et
    oh olsun. Yılladır memleketin kaymağını elit laiklaer yedi. şimdi önünden karpuz kabuğu alınmışlar gibi bağırmayın.!!!!!!!!!
    Cevapla
  • murat ethem 13 yıl önce Şikayet Et
    HEM DİNDAR HEM DE ÇAĞDAŞ OLACAĞIN! AMA NASIL?. Dindarlığı anlıyorum da, hem dindar hem de çağdaş nasıl olunur onu bilmiyorum. Yani örneğin başını örtüp kot pantolunla gezen, erkeklerle içli dışlı olan, maça giden, maçta bağırıp çağıran bir bayan dindar ve çağdaş bir bayan olurken, çarşaf veya pardesü giyen dindar bir bayan yobaz mı olacak?. Ya da şöyle soralım; Çağdaş bir dindar olabilmenin kriteri, ölçüsü islam dininin bir kısmını kabul edip bir kısmını reddetmek mi olacak?... Eğer başında türban altında yalnız kot pantolunla dolaşmaksa çağdaş müslümanlık, eğer bayanlarla iç içe denizde yüzmekse çağdaş müslümanlık, müslümanlara ve islama yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.
    Cevapla
  • MUSTAFA GÜLLÜ 13 yıl önce Şikayet Et
    KENDİ ÇAPINDA DİNDAR OLANLARI. dışlamazlar zaten YAŞAR GÜRAKAN,gerçek dindarlardan bahsediyor Başbakanımız
    Cevapla
  • kenan coşkun 13 yıl önce Şikayet Et
    ELİNE DİLİNİ SAĞLIK VE ALLAH.C.C. HAKYOLDA SANA GÜÇ VERSİN.. Evet Sayın BAŞBAKINIMIZIN eline diline sağlık ALLAH C.C. onun hakyoldaki mücadelesine yardım eylesin.söylenecek çok sözler var amma biz müslümanların diline ve düşüncesine yakışmaz.yinede ALLAH C.C. İslah eylesin islah olmazlarsa bizden ve müslümanlardan uzak ALLAH C.C. GEREKEN CEZAYI VARSİN AMİN başkla ne diye bilirimki...bu din,devlet,vatan,namus ve aile düşmanlarına....
    Cevapla
  • enver çamur 13 yıl önce Şikayet Et
    dışlanmak. valla yaşar bey siz öyle diyorsunuz ama ben eskişehirde okuyorum yaşım 22 allahın selamını veriyorum öcü gbi bakıyorlar memlekete ailemin yanına gidiyorum dinden bahsettiğim zaman yandaşcı oluyorum
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Diyarbakır'da 13 katlı binada yangın: 3'ü çocuk, 4 kişi hayatını kaybetti
Sporcuların beyan etmediği yaklaşık 5,3 milyar liralık kazanç Maliyeden kaçamadı