İhtiyarlamadan yaş almanın manifestosu

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, TK Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Yaşasın Yaş Almak’ta uzun ve sağlıklı yaşamın yol haritasını çiziyor.

İhtiyarlamadan yaş almanın manifestosu
İhtiyarlamadan yaş almanın manifestosu
GİRİŞ 22.11.2025 16:44 GÜNCELLEME 22.11.2025 16:45

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Türk tıbbında önemli yeri olan bir mihenk taşı... Her güncel tartışmada "Osman Hoca ne diyor?" kulak kabartılan, uyarıları dikkate alınan bir bilim adamı. Müftüoğlu'nun, hayatının Z raporu niteliğine bir eser kaleme aldı. TK Yayınları'ndan çıkan yeni kitabı Yaşasın Yaş Almak'ta uzun yaşamın değil ama kaliteli yaş almanın yolunu yazdı.

Müftüoğlu kitabın hemen girişinde manifestosunu ilan ediyor: "Gerçek refah, bir varış noktası değil, her gün attığımız bilinçli adımlarla şekillenen bir yolculuktur. Bu yolculukta bize rehberlik edecek, bilimin en güncel verileriyle kadim bilgeliği birleştiren 10 maddeyi sizinle paylaşacağım."

Detaylıca kaleme alınmış bu maddeleri kitaptan sağlıklı ve uzun ömrün sırrını dört kritere bağlıyor hoca: Beslenme, egzersiz, uyku ve huzur... Ama Prof. Dr. Müftüoğlu hemen bir uyarı iliştirmiş oraya: "Bu yolculukta bilimi şarlatanlıktan, bilgiyi korkudan, umudu abartılı vaatlerden ayırmak zorundayız."

Evet özellikle sosyal medyada sağlıkla ilgili uçuşan yalan yanlış tavsiyeler, yapay zekaya bile pabucunu tersten giydirecek cinsten. Hoca da okuruna önden uyarıyı yaparak açılışı yapıyor. Kitabın yola çıkışı Longevity, yani iyi yaşam sanatı... Kitap size biyolojik saatin çarklarını anlamayı ve zamanı durduramasak da saatin tik taklarını lehimize çevirmeyi hedefleyen kapıyı aralıyor.

"Hocayı televizyondan izliyoruz zaten, kitapta da aynı şeyleri anlatmıştır" diyerek okumaktan kaçanlara kötü bir haber. Okuyanlar daha uzun yaşayacak. Bu yorum bana ait ama kitap, izleyenlerin değil araştırıp karıştıranlar yani beyinlerini çalıştıranların yaşlanma hızını düşürdüğünü müjdeliyor. Yani atıl bir izleyici olmaktansa okuyarak daha sağlıklı yaş almak elinizde. Yoksa zamanı durdurmak kimin haddine!

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Hoca beslenmeyi "Sofranıza eklediğiniz her porsiyon renkli sebze, zeytinyağının her damlası, aslında hücrelerinize birer 'iltihabı söndür, onarımı başlat, genç kal' komutu gönderir" diye tarif ederken; egzersiz için de "Attığımız her adım, kaldırdığımız her ağırlık, sadece kaslarımızı değil, aynı zamanda genlerimizi de terbiye eder. Hareket ettiğimizde, kaslarımızdan salgılanan yüzlerce farklı 'miyokin' molekülü, vücudumuza yayılarak iltihabı baskılar, insülin direncini kırar ve kanser hücreleriyle savaşan bağışıklık askerlerimizi uyarır" diyor.

Yazıyı okumaya ara verip 10 dakika yürüyün lütfen. Bitti mi, hayır! Eski Netflix ceo'su "En büyük rakibimiz uyku" demişti. Yani sağlımızın düşmanıydı bu yönetici. Neden mi? Hocamız yanıtlasın: "Gecenin o sessiz saatlerini, bir zaman kaybı olarak değil, bedenin en yoğun çalıştığı 'bakım ve onarım vardiyası' olarak görmeliyiz. Sadece biz derin uykudayken devreye giren o mucizevi 'glenfatik sistem', beynimizi gün içinde biriken ve Alzheimer hastalığının temelini oluşturan toksik atıklardan temizler... Kalitesiz bir uyku, bu hayati operasyonları sabote etmek demektir. Bu, adeta evinizi temizlemesi için bir ekip tutmak ama o ekibin çalışacağı saatlerde evin her yerinde gürültülü bir parti vermeye benzer." En önemli kısma geldik. Uzun yaşamın sırrı huzur... "Huzur... Diğer üç direği bir arada tutan, her şeyin üzerine örtülen o koruyucu şemsiyedir. Yönetilemeyen kronik stres, bedenimizde âdeta düşük yoğunluklu bir iç savaş başlatır. Salgılanan kortizol hormonu, bağışıklık sistemimizi zayıflatır, kan şekerimizi alt üst eder, beynimizin hafıza merkezini küçültür ve en önemlisi, hücresel yaşam saatimiz olan telomerleri acımasızca kısaltır. Ruhsal dinginlik, güçlü sosyal bağlar ve hayata anlam katan bir amaç, bu iç savaşı bitiren en güçlü barış anlaşmasıdır."

ELİNİZDEN BIRAKAMAYACAKSINIZ!

Ara başlığı okuyunca, "Reklam kokan hareketler bunlar" diyeceksiniz. İzin verin açıklayayım. Son dönemde çevrenizden duyuyorsunuzdur, "Konsantrasyonum çok düştü! Ne bir kitabı bitirebiliyorum, ne bir filmi! Kendimi veremiyorum!" Bu kitap bir kere kolay okunuyor. Konular birbirini kovalıyor. Ve sizi merakta bırakıyor. Sözü hocamıza bırakayım: "Bu kitap uzun değil, daha sağlıklı, daha anlamlı bir yaşam sürmenin anahtarlarını sunmayı vaat ediyor. Bu, hayatı bir seyirci olarak değil, her anının farkında olan, bedeninin ve ruhunun bilgeliğine kulak veren bir usta olarak yaşama sanatıdır... İhtiyarlamadan yaş alma yolculuğunda birlikte ustalaşalım."

BAZEN ŞİFA BİR KASE MERCİMEK ÇORBASINDADIR

Teknolojinin korkunç hızla ilerlemesi yetmez gibi bir de yapay zeka çıktı başımıza... Kitabında yapay zeka merkezli yeniliklere geniş yer ayıran Müftüoğlu da kadim kültürden kopmamak gerektiğinin altını çiziyor: "Yapay zeka (AI) destekli sağlık koçları ve her birimiz için oluşturulacak 'dijital sağlık ikizleri', bu kişiselleştirilmiş tıp devrimini tamamlayacak en güçlü araçlar olacaktır. Ancak bir hekim olarak uyarmalıyım: Tüm bu fütüristik gelişmeler, asla o 'muhteşem dörtlü'nün (Beslenme, egzersiz, uyku ve huzur) yerini tutamaz. Onlar, ancak sağlam bir yaşam tarzı temeli üzerine inşa edildiğinde etkili olabilir. Bazen en büyük şifa, en ileri teknolojide değil, bir kase sıcak mercimek çorbasının verdiği o basit huzurda saklıdır."

KAYNAK: SABAH
Şule Altınel Haber7.com - İnternet Editörü
Haber 7 - Şule Altınel

Editör Hakkında

Sakarya’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamlamasının ardından gazetecilik kariyerine başladı. 2016 yılından beri çeşitli medya kuruluşlarında çalıştı. 2025 Haziran ayından itibaren Haber7’de ‘gündem editörü’ olarak kariyerini sürdürmekte.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
ABD Başkanı Trımp'tan Zelenski'ye tehdit gibi sözler: Minik yüreğiyle savaşabilir
Son dakika:  İçişleri Bakanlığı'ndan Mansur Yavaş kararı! Yavaş'tan ilk açıklama