Esma'ül Hüsna'da liderlik sırları

İş yerinde daha başarılı bir yönetici ve kusursuz bir liderliğin manevi sırları Esma ül Hüsna'da nasıl yer alıyor? Allah'ın hangi sıfatı yöneticilerin hangi özelliğine ışık tutuyor?

Esma'ül Hüsna'da liderlik sırları
Esma'ül Hüsna'da liderlik sırları
GİRİŞ 30.01.2006 00:10 GÜNCELLEME 30.01.2006 00:10

Eğitimci Yazar Ali Kemal Kastan, Esma‘ül Hüsna’ya farklı bir perspektiften bakarak, ilginç bir çalışma ortaya koydu. Kastan, Allah’ın 99 güzel sıfatının insanlara başarılı bir yönetici olma konusunda kusursuz bir rehber olduğunu izah ediyor.


Yazar Ali Kemal Kastanın çalışması Allah'ın isimlerini tek tek ele alan bir portre çalışması. Portreyi tamamlayan her bir isim kelie anlamı ve İslami kaynaklar ışığında izah edildikten sonra içerdiği kavramların yönetimde nasıl kullanılacağı üzerinde duruyor.


Kastan’a göre; “her bir isim, gerektiğinde öne çıkan ve görevini icra eden bir memur durumunda. Ancak görevini icra esnasında o ismin diğer isimlerle ilişkisi fark edilmektedir. İslam düşüncesine has olan bu bütüncül yapı, O'nun, Batı'ya has parçacı, çok tanrıcı yaklaşımdan ayırt edilmesini sağlayan en önemli fark.

Her bir ismin , diğer 98 isimle bağlantılı olduğu belirtilen çalışma Kur’an’da İnsan Yönetimi adlı çalışma, Bilge Yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. Kitap, hem zaman hem de kapsam açısından evrensel bir portre denemesi.

İş hayatında insancıl yöneticinin başarılı olduğunun keşfinden sonra duygusal zeka ve duygusal dayanışmanın yükselen değer konumuna geldiği yöneticilik sanatına bu kitap manevi açıdan çok şey katmaya aday.

Esma’ül Hüsna’dan bazı sıfatlar bir yönetici için bu çalışmada özetle şu davranışlara işaret ediyor:

Câmî: liderlik niteliklerini şahsında toplamak
Besîr: Gözlem ve analiz
Cebbar: Etkinlik ve etkinliği artırma meziyetleri
Muğnî: Zengin etmek için çalışmak
Kebir: Kişisel gelişim ve kendini yenileme
Rahîm: Ödüllendirme
Kahhar: Klikleşmelere engel olma, disiplini akıllıca kullanma
Hamid: Övülmeye layık tutumda bulunmak ve başarıyı övmek

Ayrıca çalışmada modern yönetim unsurları arasında henüz layıkıyla yer almamış olan;


 
Rauf: Kötülüğe iyilikle karşılık vermek
Mecid: Vakur, şerefli ve yüce şahsiyetli olmak
Tevvab: Özür dilemeye zemin hazırlama;


gibi önemli kavramlar da yöneticilere yeni ufuklar aşmaya çalışıyor.

Çalışmada yer alan ilginç bir kavram da Gaffar sıfatının yöneticiye nasıl ışık tutacağı üzerine.

Gaffar

Gaffar, Arapça 'Bir şeyi örtmek, ıslah etmek, gizle­mek, bir şeyi kabına koyup üzerini örtmek' anlamına 'Gafera' kökünden türemiş bir isimdir. 'Devamlı arak affeden, tekrar eden günahları tekrar tekrar affeden.' anlamına gelmektedir.

Allah, iyiyi ve güzeli açığa çıkaran, kötüyü ve çirkini örtendir. Günahlar, çirkinlikler cümlesindendir. Allah, dünyada üzerlerine örtü örtmek, ahrette de cezalarını vermekten vazgeçmek suretiyle onları örter.

Kusurları Örtmek(Kusurlann Duyulmasına Engel Olmak)

Yöneticinin bu sıfattan alacağı en büyük pay, personelin işlediği suçların açığa çıkmasına engel olmaktır. Esasında suçun alenileşmesinin en büyük mahzuru şudur:

Suçunun açıktan sorgulanması, personelin savunma mekanizmasını devreye sokar ve çözümlenebilecek husus çözümsüzlüğe bürünür. Okullarda da eğer öğretmen bir öğrencinin gizli olarak yapmaya çalıştığı bir suçu alenen kınarsa, ne yapacağını şaşıran öğrencinin çok olumsuz tepkiler vermesine hatta hocasına karşı gelmesine sebep olabilir.

Yönetici de personelini cezalandıracaksa bile onu kimsenin bulunmadığı bir yerde cezalandırmaya dikkat etmelidir. Aksi taktirde bu durum, küçük düşen personel tarafından gurur meselesi yapılır ve yöneticisine alenen tepki gösterebilir. Sonuç olarak yöneticinin otoritesine halel gelmiş olur ki böyle bir gelişmeden yönetici sorumludur.

Bu sebeplerle yönetici, bir personelinin bir suçunu öğrenmişse, bu suçla ilgili soruşturmayı başka birisinin bulunmadığı bir ortamda yapmaya özen göstermelidir. Böyle bir davranış yoluyla affedilen bir suç, personelin çok daha sağlam ve kuvvetli bağlarla yöneticisine bağlanmasını sağlar. Eğer personel gerçekten suçlu ise ve cezalandırılacaksa bile gizlice icra edilen bu cezalandırmaya yıkıcı bir tepki göstermez.

Suç Başka Bir Personele Karşı İşlenirse

Tabi bu, yöneticiye ve kuruma karşı işlenen bir suçla ilgili olarak sergile necek bir tavırdır. Eğer suç bir başka personelin hukukunu çiğneme şeklindeyse durum değişir. Bu durumda mağdur olan personelin hakkının tespit edilip gerekenin yapılması şarttır. Başkasına karşı işlenen suçu yöneticinin affetmesi mümkün değildir.
Böyle bir suçun affı ile ilgili yetki tamamen mağdura aittir. Böyle bir suçun cezası da işlendiği ortam gibi bir ortamda verilmelidir. Eğer suç bir topluluk içinde işlenmişse mağdurun affetmesi veya cezalandırma aynı topluluğun içinde yapılmalıdır.

Kin, Nefret, İntikam Gibi Hislerden Uzak Bulunmak
.
Yöneticinin büyüklüğüne en fazla halel getirecek tutum, onun, nefret, intikam gibi hislerle hareket etmesidir. En şiddetli cezalandırmalarda bile bu duygulardan tamamen arınmış olmalıdır. Rahman isminde de vurguladığı gibi yöneticinin bütün tavırları, merhamet zemini üzerinde gerçekleşmelidir. Evrensel bir konum oluşturmasının yolu bundan geçer.

Bu sakıncalı duygulardan arınmanın en etkili yol personelin suçlarını örtmektir. Bu tavır yöneticinin konumunu hem personelin gözünde hem de kendi gözünde yükseltir. Personelinin suçlarını örten yönetici daha asil bir kişilik kazanır. Çünkü bu tutum, kâinatyönetici olan Allah'ın tutumudur. O'nun ahlakı ile ahlaklanmak, muhakkak ki insanın değerine değer katar.

Personelin Aleyhinde Yol Aramamak

Yöneticinin asla yapmaması gereken şeylerden biri personelin aleyhinde çalışmak ve onun aleyhinde yol aramaktır. Bu tutum, seviye bakımından yöneticiyi personelin derecesine indirir, birbirlerine açık verdir­meye çalışan rakipler durumuna düşürür.

Hataları Düzeltilmesine Yardımcı Olmak

Gaffar isminin hedefi, çalışanların devamlı suç işlemesi, yöneticinin de devamlı affetmesi değildir. Bu ismini esas hedefi, yaşam ve çalışma ortamının barış ve huzurunu temin etmektir. Çünkü insanların verimini etkileyen en önemli faktör, barış ortamıdır. Zaten çalış­anın hedefi de insanın mutluluğu değil midir?

Hiçbir insan, olgunluk ve noksanlıktan, iyilik ve kötülükten tamamen arınmış değildir. Her insanın çok mükemmel yönleri olduğu gibi eksik ve kusurlu yönle­ri de vardır. O zaman insan başka insanların hatalarının peşinde olmak yerine o hataların oluşmasına sebebi­yet veren ortamın değiştirilmesine katkı sağlama pe­şinde olmalıdır.

Çalışma ortamının barışı ancak hataların, kusurların or­tak bir çabayla ve elbir­liğiyle giderilmeye çalışılmasıyla mümkündür.

Kendi hatalarını görmeyen tersine sadece diğerlerinin hatalarını görenlerin bu tutumu, diğer insanların da onun hatalarını ortaya çıkarma çabasına girişmesine sebep olur. Bu bir kısır döngü halini alır ve çalışma ortamında barış yok olur. Bunun elde edilmesi için ilk adım hep ötekinden beklenirse bu hiç gerçekleşmez. İlk adımı olan kişi, diğerlerinden üstün olan kişidir. Üstünlüğün bedeli başlangıç zorluklarını göğüslemektir. Ödülü ise diğer insanlar üzerinde oluşturduğu liderlik etkisidir.

Alçak Gönüllülük

Kendisini üstün gören ve bunu davranışlarına yansıtan kibirli insanlar, konumu ve durumu ne olursa olsun itici olurlar. Bir insanın yönetici olması, bu konuda onu mazur ve haklı kılmaz. Karşısındaki insana değer vermeyen, onu küçük gören insanlara gönülden bağlanmak mümkün değildir.

Bu tip insanlar olsa olsa marifeti sadece onaylamak ve methetmek olan birkaç tane dalkavuğun desteğini kazanabilirler. Ama bu kişilerin özelliği de yaptığı doğru olsun yanlış olsun o an en güçlü olana yağ yakmak olduğu için asla kazanılmış insan durumunda olmazlar.

Sonuç olarak gönülden bağlı ve gerektiğinde fedakârlık beklenebilecek bir ekip oluşturmamasından dolayı, kriz zamanlarında kendini beğenir kişilerin yalnız ve desteksiz kalması mukadderdir.

Gaffar isminin yöneticide tecelli edeceği hususlardan biri de başkalarının kusurlarını baz alarak onlara üstünlük, büyüklük taslamamasıdır. Bilmelidir ki kendisinin de örtülecek suçları, kusurları vardır. İnsan, kendisine nasıl davranılmasını bekliyorsa, karşısındakine de aynı davranışı sergilemelidir.

Gerçek zaferler, alçak gönüllü yöneticilere nasip olur. Çünkü onun zaferinin esas hâkimiyet alanı gönüllerdir.
İnsanlar kendileri gibi bir insana değil, kendilerinin yapamayacağı şeyleri yapan insana bağlanırlar. Lider de ancak kendisine candan bağlı insanlarla iş yapabilir.

Ayrıntılı bilgi için: www.bilgeyayinlari.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kanseri bitirmek için çalışan Aziz Sancar'ın Trump isyanı: 2 milyon dolara ihtiyaç var
Son dakika... ABD Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geliyor!