Kafka'da inanç ve umutsuzluk...
... her insanın içinde Tanrısal bir çekirdek bulunduğunu ve çözümleyici bir zekâ ile kavranamayıp, dünya bir çöküş halinde görüldüğü zaman bile bu 'yok edilmez'e inanıldığını dönüp dolaşıp yazılarında belirtir Kafka.

Kemal Demirel, kısa bir şekilde Türk yayıncılığının Cumhuriyet'ten sonraki dönemini ve esas olarak o döneme damgasını vurmuş olan Yankı Yayınlarının ve yayınladığı eserleri anlatmaya gayret ettiği kitabında ilginç seçkilere yer veriyor..
Yayınlanan kitaplar hakkında fikir verebilecek tadımlık alıntılar, yer yer özetler, yer yer yorumlar bulunan eser, okuyucuya yayınlanmış olan kitaplar hakkında bir kapı açmak istiyor. Tadımlık tadlarla yetinmeyenler o tadı daha fazla duyumsamak için dilerse alıntılandığı esri de okyabilsin isteniyor kısacası..
Epsilon Yayınevi'nden Bir Kitaptan Bin Kitaba adıyla yayınlanan eserden haber7 okurları bir bölüm seçerken çok zorlanmadık...
Haber7 okurlarının ayrıcalığına en yakışır metin şüphesiz ki büyük usta Kafka'nın inanç dünyasına değinen pasajlardı...
Tabi acele edip daha önemli bir bölümü atladıysak affola. Ola ki siz okuyunca bizi uyarırsınız o pasajı da sizler için rica eder yayınlarız... :)
Aslında bu bölümü bugün seçmemizin ardında küçük bir de ironi barındırıyoruz. Çünkü toplama kamplarında Nazilerin elinde işkence gören Kafka'nın soyundan gelenlerin bugün Ortadoğu'da sergiledikleri tavırların yarın dünya edebiyatına Filistinli bir kafka'nın gözüyle nasıl aktarılacağı az çok herkesin malumu..
İşte bin kitaba kapı açan 206 sayfalık 46 bölümünden sizler için seçtiğimiz bölüm:
KAFKA'DA İNANÇ VE UMUTSUZLUK -araştırma-
Yazan : Max Brod
Yıl : 1968
Türkçesi : Kamuran Şipal
Brod, Max (d. 27 Mayıs 1884, Prag, Çekoslovakya - ö. 20 Aralık 1968, Tel Aviv, İsrail) Almanca yazan Çek asıllı romancı ve denemeci. Daha çok Franz Kafka'nın arkadaşı olarak, onun ölümünden sonra önemli yapıtlarını yayıma hazırlamasıyla tanınır. Hukuk öğrenimi gördü, küçük bir devlet memuru olarak çalışırken, bir yandan da tiyatro eleştirmenliği yaptı. 1912'den sonra etkin bir Siyonist olan Brod, 1939'da Nazilerin Çekoslovakya'yı! işgali üzerine Filistin'e kaçtı. Fantezi, mistizim ve erotizmi birleştiren romanları yalın bir üslupla yazılmıştır.
Yankı Yayınlan 'nın bu kitabı da Kafka 'nın gerçek anlamda dostu, o da Kafka gibi Yahudi asıllı olan Max Brod'un Kajka 'da İnanç ve Umutsuzluk isimli önemli bir araştırması...
Sanırım yüzlerce yıldır insanlığın en önemli zaafları, ki bu zaaflardan kaynaklanan olumsuzluklar toplum içinde öylesine durmadan üreyip duruyor. Bunlar dikkat çekmek, kendi beninin varlığını belirtmek, odak olmak, ilgilenilmek, son olarak da insanların en iğrenç yönelimi olan ün peşinde olmaktır.
Kafka gibi bir deha milyonda bir de olsa özlemini duyduğumuz sadeliğin doğallığı içinde ortalarda görünmemeye çalışan, ünü aklından ve hayalinden bile geçirmeyen, 'Tanrının onuru insan'lardan biri gibi yaşamış bu yeryüzünde, hâlâ var olan çok az benzerleri gibi.
... her insanın içinde Tanrısal bir çekirdek -yok edilmez bir taraf- bulunduğunu ve çözümleyici bir zekâ ile kavranamayıp, dünya (bugün çoklukla yapıldığı gibi), bir çöküş halinde görüldüğü zaman bile bu 'yok edilmez'e inanıldığını dönüp dolaşıp yazılarında belirtir Kafka: 'Herkes gerçeği göremez, ama gerçek olabilir.' İşte Kafka'nın gerçek üzerine en önemli özdeyişlerinden biri, gerçek olmak, gerçekçi yaşamak, bütün hayatını gerçek yapmak: İşte bütün umutsuzluklar ortasından nerede ise umutsuzluğa düşeni, büsbütün bir çaresizliğin kucağına yuvarlamaktan koruyan hedef...
...Kafka'da en başta dile gelmez acılar motifinin, korku, bunaltı ve özgürsüzlük motifinin hepsinden daha etkili ele alınıp işlendiği su götürmez bir gerçektir. Ama gene de bugün izleyicilerini dört bir tarafta gördüğümüz büyük çöküntü sanatçılarından önemli ve temel bir noktada ayrılır Kafka. Bunu daha açık anlatabilmek için, bir sanatçının kendi dehasına başvurarak yarattığı kişileri kapsayan o hayalî dünyayla, onun bu dünyaya karşı davranışını belirleyen yaşama ritmi ve tutkusunu birbirinden ayırmak gerekir...
...'İnançtan yoksun olduğumuz söylenemez. Sadece yaşıyor olmamız gerçeği inanç değeri bakımından asla tüketilemeyecek bir hazinedir. Neresinde bunun inanç değeri? Yaşamamak elde değil ki! İşte inancın o çılgınca gücü bu 'elde değil ki'de bulunur, bu olumsuzlukta açığa vurur kendini'...
...'Onun kanısına göre, sadece bir yol iyiden tarafa geçsin, kurtulur insan geçmişi istediği gibi olsun, hatta geleceği istediği gibi olsun.'
. ... DİKKAT'e ÇARPMAMAKTI onun için önemli olan. Her davranışında bir dikkati çekmezlik vardı; alçak sesini seyrek yükseltir, kalabalık topluluklarda çokluk büsbütün susardı. Ancak iki-üç kişiyle bir arada bulunduğu zaman çekingenliğinden sıyrılır, ama şüphesiz o vakit yığınla esprinin şaşılacak bir güçle içinden fışkırdığı görülür ve söz konusu espriler bu sessiz insanın henüz bir vücut kazanmamış fikir ve düşüncelerinden ne muazzam bir dünyayı ruhunda barındırdığını karşısındakilere sezdirirdi.
***
Kitap hakkında ayrıntı ve teknik bilgiler için bu linki kullanabilirsiniz...